Savunma sanayii çevreleri için yılın en hareketli dönemlerinden birine ev sahipliği yapıyoruz. Pandemi nedeniyle geçen sene dijital olarak düzenlenen Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (İDEF), bu yıl kapılarını konuklarına açmak için gün sayıyor. Sektör hareketlenmişken kimi kurumların yayımladığı belgeler heyecanı daha da artırıyor.

ABD'den yeni Rusya yaptırımları: Türkiye'den 3 şirket de listede ABD'den yeni Rusya yaptırımları: Türkiye'den 3 şirket de listede

 

Savunma Teknolojileri Mühendislik A.Ş. (STM) Deniz Projeleri belgesini yayımladı ve sektörü yakından takip edenlerin merakla beklediği bir gelişme de kamuoyuyla paylaşıldı.

 

STM 500 mini denizaltının özellikleri

 

Platform, 18 kişilik mürettebata ek olarak 6 kişilik Özel Kuvvetler ekibi ile 30 gün boyunca görev yapabiliyor. Boyu 42 metre, yüksekliği 8,5 metre olan mini denizaltı 4 atışa hazır torpido kovanı ile toplamda 8 ağır torpido ve güdümlü füze atış gücüne haiz.

 

Denizaltı harbi, özel harekat, istihbarat, gözetleme ve keşif, mayın harbi, sığ su operasyonları ve insansız su altı/hava araçları operasyonlarına imza atabilecek STM 500’in dalma derinliği 250 metrenin üzerinde.

 

Ülkemizin beceresini göstermesi açısından önemli

 

Türk Deniz Kuvvetleri tarafından kullanılan denizaltıların dalmış vaziyette 1100 ila 1600 ton deplasmana sahip olduğunu söylüyor. Üretimleri devam eden Reis sınıfı denizaltıların ise dalmış vaziyette 2000 tonun üzerinde deplasmana sahip olması bekleniyor. STM500 ise yaklaşık 540 ton deplasman değerine sahip.

 

Daha büyük denizaltı daha uzun menzil ve kabiliyetler demek olabilir ama büyük denizaltının gizlenmek için büyük denizlere ihtiyacı vardır

 

Ege ve Akdeniz’de çok önemli bir çarpan gücü olacak

 

Ege Denizi, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs görece sığ denizler. Ama daha önemlisi deniz yapısı bakımından oldukça inişli çıkışlı bölgeler. Yani küçük bir denizaltının kıyı savunması ya da bölgesel alanda operasyon yapıp tekrar gizlenmesi için ideal

 

Türkiye’nin sadece uzun menzilli, çok gelişmiş özelliklere sahip denizaltıları üretmesi yeterli değil. Bunun yanı sıra kıyı bölgelerin savunmasında ve özellikle sığ su altı coğrafyasında görev yapabilecek milli imkanlarla üretilmiş platform ihtiyacımız var. STM 500, bu ihtiyacımız için oldukça değerli.

 

Önemli bir ihracat potansiyeli var

 

Küçük denizaltı pazarı çok uzun yıllardır var ancak 2000’lerle birlikte değişen tehdit algıları bu platformları nispeten önemsiz hale getirmişti.

 

Lityum iyon bataryaların gelişmesi, elektronik alt sistemlerin oldukça küçülmesi ve elektrik motorlarının verimlerinin yükselmesiyle mini denizaltılar tekrar etkin bir biçimde kullanılmaya başlanmış.

 

Bu bilgiden yola çıkarak yerli ve milli denizaltıların ihracat potansiyeline geçiyoruz. İtalya ve Fransa bu konuda tüm dünyaya teklif verebilecek gelişmiş mini denizaltı tasarımlarına sahip.

 

Türkiye’nin ortaya koyacağı ürün, gelişmekte olan ülkelerde başlangıç veya kıyı savunma amaçları için oldukça önemli bir ihtiyacı dolduracak. Bugüne kadar deniz platformlarında ortaya koyduğumuz başarılar ortada. Mini denizaltı için de Ankara’nın gelecek dönemde ciddi bir ihracat pazarında bulunucak 

 

7DENİZ

Editör: Haber Merkezi