Türk denizcilik sektörünün en önemli klas kuruluşu Türk Loydu, "Denizcilikte yeni dönem: Otonom deniz araçlarının geleceği" başlıklı bülten yayınladı. Kurum, bültende, insansız, akıllı gemilerle dönüşen denizcilik sektörü, yeni teknolojiler, dijitalleşme, çevre duyarlılığı ve verimlilik, güvenlik ve aynı zamanda IMO'nun bu alandaki gelişmelere yaklaşımı konuları irdeleniyor.

Türk Loydu tarafından hazırlanan bülten şöyle:

"Teknoloji çağında denizcilik sektörünü dönüştürmek adına büyük adımlar atılıyor. Geleneksel deniz taşımacılığına kıyasla, otonom deniz araçları teknolojisi taşımacılığa ve okyanusların derinliklerine yepyeni bir perspektif sunuyor. 

Bu bülten boyunca, otonom deniz araçlarının çalışma prensiplerine,  kullanımlarına ve gelecekte neler sunabileceğine dair bir bakış sunacağız. Aynı zamanda Uluslararası Denizcilik Örgütünün (IMO) bu alandaki gelişmelere nasıl yaklaştığını ve yeni düzenlemeleri nasıl planladığını da inceleyeceğiz. Denizlerin keşfi ve korunması, okyanus bilimi ve deniz taşımacılığı gibi konulara olan etkilerini de göz önünde bulundurarak, otonom deniz araçları teknolojisinin gelecekteki potansiyeli konusunda da ayrıca düşüncelerimizi sunacağız.

Otonom teknolojilerin deniz araçlarında kullanımı

Gemilerde otonom teknolojiler, denizcilik sektöründe önemli bir dönüşümü temsil etmektedir. Geleneksel gemilerdeki insana dayalı operasyonlar, otonom teknolojilerin entegrasyonuyla daha verimli, güvenli ve çevre dostu hale geldi.  

Yapay zekâ teknolojileri gelişmeye devam ettikçe giderek daha fazla deniz aracı, insanlardan minimum girdi alarak kendi başlarına seyir yapmalarına olanak tanıyan otomatik sistemlerle donatılarak, insanların deniz araçlarını kullanma biçiminde devrim yaratacaktır.

Otonomi seviyeleri

Otonom teknolojisi, yazılım ve yapay zekâ sistemleri sayesinde kullanıcı olmadan araçların işlem yapabilme yeteneği olarak tanımlanmaktadır. Diğer araçlar için olduğu gibi deniz araçları için de belirli otonom seviyeleri mevcuttur. Bu seviyeler, araçların ne kadar bağımsız bir şekilde hareket edebildiğini tanımlar.

Otonom deniz araçlarında IMO tarafından belirlenen dört seviye aşağıdaki şekildedir:

Seviye 1 (Otomatize edilmiş prosesler ve karar destek sistemli gemiler):  Denizciler, gemi sistemlerini ve işlevlerini çalıştırmak ve kontrol etmek için gemide bulunur. Bazı operasyonlar otomatikleştirilebilir ve bazen denetimsiz olabilir, ancak gemide her an  kontrolü ele almaya hazır personel vardır.

Seviye 2 (Denizcilerin gemide olduğu uzaktan kumandalı gemiler): Gemi başka bir yerden kontrol edilir ve çalıştırılır.Gemi personeli, gemi sistemlerini ve işlevlerini kontrol altına almak ve işletmek için gemide mevcuttur.

Seviye 3 (Denizcilerin gemide olmadığı uzaktan kumandalı gemiler): Üzerinde personel  olmayan uzaktan kumandalı bu gemiler başka bir yerden kontrol edilirler. 

Seviye 4 (Tam Otonom Gemiler): Geminin işletim sistemi kendi başına kararlar ve eylemler belirleyebilir. Yüksek otonom seviyesindeki bu gemiler uzaktan kontrol edilmezler.

Otonom deniz araçlarında kullanılan teknolojiler

Otonom deniz araçları genellikle çeşitli sensörler, kameralar, GPS, denge ve navigasyon sistemleri ile donatılırlar. Bu sistemler sayesinde çevrelerini algılayabilir, engelleri tespit edebilir, rotalarını belirleyebilir ve gerekirse iletişim kurabilirler. Bu tür araçlar, yapay zeka, makine öğrenimi ve otomasyon teknolojilerinin birleşimi sayesinde karmaşık görevleri yerine getirebilirler. Otonom deniz araçlarının geliştirilmesi, deniz trafiğinin yönetimi, doğal yaşamın korunması ve çeşitli endüstriler için önemli faydalar sağlayabilir.

İşte otonom deniz araçlarında kullanılan bazı temel sistemler:

Otonom kontrol sistemi 

Otonom seyir sistemleri, deniz araçlarının rota planlama, hız kontrolü, manevra yapma ve emniyetli seyirini sağlamak için kullanılan sistemlerdir. Bu sistemler, aracın belirlenen rota ve görevleri doğru ve etkili bir şekilde gerçekleştirmesine yardımcı olur.

İşte otonom hareket kontrol sistemlerinin özellikleri:

Otonom Yol Takibi (Path Following): Bu sistem, aracın önceden belirlenmiş bir rotayı takip etmesini sağlar. GPS ve diğer navigasyon sensörleri kullanılarak aracın istenen yol üzerinde ilerlemesi sağlanır.

Hız Kontrolü: Otonom deniz araçlarında hız kontrolü, aracın belirli hızlarda seyir yapmasını sağlar. Bu, güvenli ve verimli seyir için önemlidir.

Manevra Sistemleri: Otonom araçlar, dönüşler  ve diğer manevraları gerçekleştirmek için özel algoritmalar kullanır. Bu sistemler, deniz aracının etkili bir şekilde hareket etmesini sağlar.

Engel Kaçınma Sistemleri: Sensörler ve kameralar aracılığıyla çevresini izleyen araçlar, engelleri tespit edip kaçınma manevraları yapabilirler. Bu, çarpışma riskini azaltmak için kritik bir özelliktir.

Otomatik Limana Yanaşma/Kalkış: Bazı otonom deniz araçları, limanlara otomatik olarak yanaşabilir veya kalkış yapabilirler. Bu sistemler, deniz araçlarının hassas manevralarını yöneterek liman işlemlerini kolaylaştırır.

Otomatik Rota Ayarı: Otonom araçlar, çevresel değişikliklere tepki vererek rotalarını güncelleyebilir. Örneğin, hava koşulları veya trafik durumlarına bağlı olarak rotayı ayarlayabilirler.

Çevresel Faktörleri Dikkate Alma: Hava durumu, deniz koşulları ve diğer çevresel faktörler, otonom hareket kontrol sistemleri tarafından dikkate alınarak hareketlerin ayarlanmasını sağlar.

Uzaktan Kontrol Merkezleri

Otonom deniz araçlarında kontrol merkezleri, geminin hareketini ve eylemlerini kontrol eden merkezi bir konumdur. Kontrol merkezleri, aracın sensörlerinden gelen verileri toplar ve bu verileri aracın çevresini algılamak ve güvenli bir şekilde navige etmesini sağlamak için kullanır. Kontrol merkezleri, aracın görevlerini yerine getirmesine yardımcı olmak için yazılımlar  içerir.

Otonom deniz araçlarının kontrol merkezleri, genellikle karada bulunur, ayrıca deniz tabanına veya geminin güvertesine yerleştirilmiş kontrol merkezleri de geliştirilmektedir.

Otonom deniz araçlarının kontrol merkezlerinin bazı temel işlevleri şunlardır:

- Aracın konumunu, yönünü ve hızını izlemek

- Aracın çevresini algılamak ve olası tehditleri belirlemek

- Aracın hareketini ve eylemlerini kontrol etmek

- Aracın görevlerini yerine getirmesini sağlamak

Otonom deniz araçlarının kontrol merkezleri, otonom deniz araçlarının geliştirilmesi ve yaygınlaşmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bu sistemler, otonom deniz araçlarının daha güvenli ve verimli bir şekilde çalışmasını sağlamaya yardımcı olacak şekilde geliştirilmeye devam etmektedir.

Otonom deniz araçlarının kontrol merkezlerinin bazı özellikleri şunlardır:

- Yüksek performanslı işleme ve hesaplama yetenekleri: Kontrol merkezleri, aracın sensörlerinden gelen büyük miktarda veriyi hızlı ve verimli bir şekilde işleyebilmelidir.

- Güvenlik ve güvenilirlik: Kontrol merkezleri, aracın güvenliğini ve güvenilirliğini sağlamak için tasarlanmalıdır.

- Esneklik ve uyarlanabilirlik: Kontrol merkezleri, farklı otonom deniz araçları ve görevler için uyarlanabilir olmalıdır.

Sensörler

Otonom deniz araçları, çevrelerini algılayabilmek için farklı türde sensörler kullanır. Bunlar arasında kameralar, lidar (Işıkla Uzaklık ve Algılama), radar, ultrasonik sensörler, termal kameralar ve akustik sensörler bulunabilir. Bu sensörler, aracın çevresindeki nesneleri, engelleri, diğer deniz araçlarını ve hava koşullarını algılamasına yardımcı olur.

Otonom deniz araçlarında kullanılan sensör teknolojileri, aşağıdaki gibi sınıflandırılabilir:

Görüntü işleme sensörleri: Görüntü işleme sensörleri, kameralar veya LIDAR gibi sensörlerden gelen verileri kullanarak, çevredeki nesneleri ve engelleri algılar. Bu sensörler, otonom deniz araçlarının etrafındaki alanı görmesini ve engellere çarpmadan hareket etmesini sağlar.

Ultrasonik sensörler: Ultrasonik sensörler, ses dalgalarını kullanarak, çevredeki nesneleri ve engelleri algılar. Bu sensörler, otonom deniz araçlarının yakın çevresini görmesini ve engellere çarpmadan hareket etmesini sağlar.

Radar sensörleri: Radar sensörleri, elektromanyetik dalgaları kullanarak, çevredeki nesneleri ve engelleri algılar. Bu sensörler, otonom deniz araçlarının daha uzak mesafedeki nesneleri ve engelleri algılamasını sağlar.

GPS sensörleri: GPS sensörleri, Dünya'nın etrafında dönen 24 uydudan gelen sinyalleri kullanarak, aracın konumunu ve hızını belirler. Bu bilgiler, otonom deniz araçlarının rotalarını takip etmesine ve belirlenen hedeflere ulaşmak için kullanılmaktadır.

IMU sensörleri: IMU sensörleri, aracın ivmesini, yönünü ve açısal momentumunu ölçer. Bu bilgiler, otonom deniz araçlarının hareketini takip etmek ve dengesini korumak için kullanılmaktadır.

Yük sensörleri: Yük sensörleri, aracın yükünü ölçer. Bu bilgiler, otonom deniz araçlarının dengesini korumak ve performansını optimize etmek için kullanılmaktadır.

Hava sensörleri: Hava sensörleri, hava koşullarını ölçer. Bu bilgiler, otonom deniz araçlarının güvenli ve verimli bir şekilde hareket etmesine yardımcı olur.

Engel algılama ve kaçınma sistemleri

Otonom deniz araçları,rotadaki engelleri tespit edebilir ve bu engellerden kaçınmak için gerekli manevraları gerçekleştirebilir. Bu sistemler, çarpışma riskini minimize etme amaçlı olarak çalışır.

EAKS'lar, İDA'ların seyir güvenliğini artırmada önemli bir rol oynamaktadır. EAKS' lar, İDA' ların engellere çarpmasını önleyerek, kazaları ve yaralanmaları engelleyebilir. EAKS' lar, ayrıca İDA'ların daha verimli bir şekilde seyretmesine yardımcı olarak, yakıt tasarrufu sağlayabilir.

Otonom deniz araçlarında kullanılan engel algılama ve kaçınma sistemlerinin en yaygın türleri şunlardır:

Görüntü işleme: Görüntü işleme sistemleri, kameralar veya LIDAR gibi sensörlerden gelen verileri kullanarak, çevredeki nesneleri ve engelleri algılar. Bu sistemler, otonom deniz araçlarının etrafındaki alanı görmesini ve engellere çarpmadan hareket etmesini sağlar.

Ultrasonik: Ultrasonik sistemler, ses dalgalarını kullanarak, çevredeki nesneleri ve engelleri algılar. Bu sistemler, otonom deniz araçlarının yakın çevresini görmesini ve engellere çarpmadan hareket etmesini sağlar.

Radar: Radar sistemleri, elektromanyetik dalgaları kullanarak, çevredeki nesneleri ve engelleri algılar. Bu sistemler, otonom deniz araçlarının daha uzak mesafedeki nesneleri ve engelleri algılamasını sağlar.

Otonom deniz araçlarının kullanım alanları

Otonom deniz araçları, ticari uygulamalarda da kullanılmaktadır. Bu araçlar, kargo taşımacılığı, balıkçılık, çevre koruma, arama kurtarma ve turistik faaliyetler gibi alanlarda kullanılmaktadır. Otonom deniz araçları, daha verimli ve maliyet etkin bir şekilde nakliye, balıkçılık ve arama kurtarma gibi görevleri yerine getirebilir.

Otonom deniz araçlarının en yaygın kullanım alanlarından biri askeri uygulamalardır. Bu araçlar, keşif ve gözetleme, mayın tarama, denizaltı savunma harbi ve taarruz gibi görevlerde kullanılmaktadır. Otonom deniz araçları, insansız olmaları nedeniyle daha güvenli ve etkilidir.

İnsan hatası riskini azaltarak, deniz kuvvetlerinin daha verimli bir şekilde görev yapmasını sağlarlar.

Otonom deniz araçlarının kullanım alanları, teknolojinin gelişmesiyle birlikte genişlemeye devam etmektedir. Bu araçlar, deniz araştırmaları, uzay çalışmaları ve su altı inşaatı gibi alanlarda da kullanılabilecek potansiyele sahiptir.

Otonom su-üstü araçları

Otonom deniz yüzey araçları, su yüzeyinde otonom olarak seyahat edebilen ve çeşitli görevleri gerçekleştirebilen araçlardır. Bu araçlar genellikle uzaktan kumanda veya önceden belirlenmiş algoritmalarla hareket edebilirler.

İşte otonom deniz yüzey araçlarının bazı özellikleri;

Otonom Hareket Kabiliyeti: Otonom deniz yüzey araçları, insan müdahalesi olmadan önceden belirlenmiş rotaları takip edebilir veya çevrelerini algılayarak buna göre  hareket edebilirler. Bu özellik, araçların bağımsız bir şekilde hareket edebilmesini sağlar.

Sensörler ve Algılama Sistemleri: Bu araçlar, GPS, radar, lidar, kameralar, derinlik sensörleri ve diğer algılama sistemleri gibi çeşitli sensörlerle donatılmıştır. Bu sensörler aracılığıyla çevrelerini sürekli olarak izler ve veri toplarlar.

Veri Toplama ve İletişim: Otonom deniz yüzey araçları, deniz suyu sıcaklığı, tuzluluk, akıntılar, hava durumu ve diğer çevresel verileri toplayabilir. Bu veriler daha sonra analiz edilerek çeşitli uygulamalar için kullanılabilir.

Uzaktan İzleme ve Kontrol: Otonom deniz yüzey araçları, uzaktan izleme ve kontrol sistemleriyle de yönetilebilir. Bu sayede operatörler araçların durumunu takip edebilir, rota ayarlamaları yapabilir ve gerekirse müdahale edebilir.

Güvenlik ve Kaçınma Sistemleri: Araçlar, çevresindeki diğer gemi ve engelleri algılayarak güvenli bir şekilde seyahat etmelerini sağlayan otomatik kaçınma sistemlerine sahip olabilirler.

Uzun Menzil ve Dayanıklılık: Otonom deniz yüzey araçları genellikle uzun süreli görevleri yerine getirebilecek şekilde tasarlanmıştır. Bu araçlar genellikle uzun menzil kapasitelerine ve enerji verimliliğine sahiptir.

Özelleştirilebilirlilik: Otonom deniz yüzey araçları, farklı görevlere uygun olarak tasarlanabilir ve konfigüre edilebilir. Bu sayede farklı endüstrilerde ve uygulamalarda kullanılabilmeleri mümkündür.

Çevre Duyarlılığı: Otonom deniz yüzey araçları, çevresel izleme ve koruma amacıyla kullanılabilir. Deniz kirliliği, deniz canlıları gözlemi, çevresel değişikliklerin izlenmesi gibi alanlarda kullanılarak çevre koruma çabalarına katkıda bulunabilirler.

Güvenilirlik ve Otomasyon: Otonom deniz yüzey araçları, insan hatasını azaltarak görevleri daha güvenli ve tutarlı bir şekilde yerine getirebilir. Otomasyon sayesinde operasyonların daha etkili ve verimli olması sağlanabilir.

Denizcilik Endüstrisi: Otonom deniz yüzey araçları, deniz ticareti, gemi rotası izleme, denizaltı kablo bakımı, liman operasyonları ve diğer denizcilik faaliyetleri için kullanılabilirler.

Dünyadan ticari otonom deniz araçlarına örnekler şunlardır:

Rolls-Royce otonom gemi projeleri

Rolls-Royce, otonom gemi teknolojileri alanında dünyanın önde gelen şirketlerinden biridir. 2012 yılından bu yana otonom gemi teknolojilerinin geliştirilmesi için kapsamlı bir araştırma ve geliştirme programı yürütmektedir.

Rolls-Royce, otonom gemi projesi kapsamında çeşitli testler ve denemeler gerçekleştirmiştir. 2016 yılında, Rolls-Royce'un geliştirdiği "Utrecht" adlı otonom feribot, Hollanda'da ilk otonom feribot seferini gerçekleştirmiştir. 2017 yılında, Rolls-Royce'un geliştirdiği "Neptune" adlı otonom kargo gemisi, Norveç'te ilk otonom kargo gemisi seferini gerçekleştirmiştir.

Rolls-Royce, otonom gemi teknolojilerinin ticari kullanıma geçişi için çalışmalar yürütmektedir. 2025 yılına kadar uluslararası sularda ve 2030 yılına kadar da okyanuslarda otonom gemilerin ticari olarak kullanılmasını hedeflemektedir.

Sıfır mürettebat sıfır emisyon dünyanın ilk elektrikli kargo gemisi: YARA BIRKELAND

Norveçli kimya şirketi Yara, Dünya’nın ilk tamamen otonom ve elektrikli kargo gemisi olan Yara Birkeland'ın başarılı ilk yolculuğunu tamamladı. Yara, sadece sıfır emisyonlu değil, aynı zamanda sıfır mürettebatlı bir gemi üretmeyi başardı.

Yara Birkeland' ın çabaları, yılda 678 ton karbondioksit salınımını engelleyerek küresel iklim çabalarına küçük bir katkı sağlayacak. Gemi, 20 Kasım 2021'de medyaya tanıtıldıktan sonra Porsgrunn' daki bir fabrikadan Brevik Limanı' na 120 konteyner gübre taşıdı. Bu sayede yılda yaklaşık 40.000 kamyon yolculuğunun emisyonu ortadan kalktı. 80 metre uzunluğundaki 3.200 tonluk gemi, kendi kendine manevra yeteneğini geliştirmek için iki yıllık denemelere tabi tutuldu. Geminin kaptan köşkü de yakın bir gelecekte ortadan kalkabilir.

SOLEIL Feribotu

Bakü 2024 Shipping Dinner Türk denizcilerini ağırlamaya hazır Bakü 2024 Shipping Dinner Türk denizcilerini ağırlamaya hazır

SOLEIL, dünyanın ilk ve tek otonom hibrit elektrikli feribotudur. 2020 yılında inşa edilen feribot, Fransa'nın Normandiya bölgesinde faaliyet göstermektedir.

SOLEIL, 80 metre uzunluğunda ve 15 metre genişliğindedir. 130 yolcu ve 20 otomobil taşıyabilir. Feribot, elektrikli motorlar ve dizel jeneratörler ile çalışıyor. Elektrikli motorlar, düşük hızlarda ve kısa mesafelerde kullanılıyor. Yüksek hızlarda ve uzun mesafelerde ise dizel jeneratörler devreye giriyor.

SOLEIL, gelişmiş sensörler, yapay zeka ve makine öğrenimi teknolojileri ile donatılmıştır. Bu teknolojiler, feribotun çevresindeki ortamı algılamasına ve güvenli bir şekilde seyretmesine yardımcı oluyor. SOLEIL, 2020 yılından bu yana Normandiya'da düzenli olarak sefer yapmaktadır. Feribot, denizcilik sektörünün geleceğine yönelik bir örnek teşkil ediyor.

Otonom yüzey-altı araçları (Hybrid Vehicles)

Hem yüzeyde hem de su altında hareket edebilen araçlardır. Yüzeydeyken veri toplayabilir, su altına indiğinde ise daha detaylı gözlemler ve veri toplama yapabilirler.

Askeri kullanımlar için; keşif ve gözetleme, mayın tarama, denizaltı savunma harbi ve taarruz gibi görevlerde kullanılabilecek otonom yüzey-altı araçları geliştirilmektedir. Bu araçlar, insansız olmaları nedeniyle daha güvenli ve etkilidir. İnsan hatası riskini azaltarak, deniz kuvvetlerinin daha verimli bir şekilde görev yapmasını sağlarlar.

Ticari kullanımlar için ise; kargo taşımacılığı, balıkçılık, çevre koruma, arama kurtarma ve turistik faaliyetler gibi alanlarda kullanılabilecek otonom yüzey-altı araçları geliştirilmektedir

İnsansız deniz araçlarının tabi olacağı deniz hukuku kurallarına dair uluslararası hukuki çalışmalar

İnsansız deniz araçları (İDA), denizcilik endüstrisinde devrim yaratma potansiyeline sahiptir. İnsansız olarak çalışabildikleri için, insan hatasını ortadan kaldırabilir ve daha güvenli ve verimli bir şekilde çalışabilirler. İDA'lar, ayrıca daha uzak ve daha tehlikeli bölgelere ulaşabilir ve daha fazla veri toplayabilirler. Bu, denizcilik endüstrisinde yeni fırsatlar yaratabilir ve deniz güvenliğini artırabilir.

Ancak, İDA'ların geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması, uluslararası hukuk açısından da bazı zorlukları beraberinde getirmektedir. Bu araçlar, uluslararası deniz hukukunun mevcut kurallarına tabi midir? İDA'ların işletilmesi ve denetlenmesi nasıl gerçekleştirilecektir? İDA'ların kullanımı, deniz emniyetini ve çevreyi nasıl etkileyecektir? Bu sorulara yanıt bulmak için uluslararası hukuk alanında çeşitli çalışmalar yürütülmektedir. Bu çalışmalar, İDA'ların hukuki statüsünün belirlenmesi, işletilmesi ve denetlenmesi için ilke ve standartların geliştirilmesini amaçlamaktadır.

Uluslararası Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS), uluslararası deniz hukukunun temel kaynağıdır. UNCLOS, gemilerin tanımını, gemilerin sahip olduğu hakları ve yükümlülükleri düzenlemektedir. UNCLOS'a göre, bir geminin deniz hukukunun bir parçası olabilmesi için belirli şartları taşıması gerekir. Bu şartlardan biri, geminin bir devlet tarafından kaydedilmiş olmasıdır. Diğer bir şart ise, geminin belirli bir boyuta ve yapıya sahip olmasıdır.

İDA'lar, bu şartları taşıdığı için UNCLOS'a tabi olabilir. Ancak, UNCLOS'un İDA'ları özel olarak düzenlemediği için, bu araçların hukuki statüsünün belirlenmesi için bazı belirsizlikler bulunmaktadır.

Uluslararası Hukuk Komisyonu (ILC), İDA'ların hukuki statüsünü belirlemek için çalışmalar yürütmektedir. ILC'nin İDA'lara ilişkin raporu, 2023 yılı Nisan ayında Genel Kurul'da görüşülmüştür. Rapor, İDA'ların uluslararası hukuk sujesi olma potansiyeline sahip olduğunu, ancak bu potansiyelin henüz tam olarak gerçekleşmediğini belirtmiştir. Raporda, İDA'ların hukuki statüsünü belirlemek için daha fazla çalışma yapılması gerektiği ifade edilmiştir.

Raporun görüşülmesinden sonra, Genel Kurul İDA'lara ilişkin çalışmaların devam etmesini kararlaştırmıştır. Bu kapsamda, ILC'den 2024 yılına kadar bir taslak sözleşme hazırlaması istenmiştir.

İDA' ların deniz hukuku kurallarına uygun bir şekilde işletilmesi, deniz güvenliğinin ve denizcilik endüstrisinin gelişmesi için önemli bir husustur. IMO, İDA'ların deniz hukuku kurallarına uygun bir şekilde işletilmesine ilişkin çalışmalarını sürdürmektedir.

IMO otonom su-üstü gemi (MASS) kodu

IMO MASS Kodu, Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından otonom su üstü gemilerinin işletimini düzenlemek için geliştirilmekte olan amaç esaslı bir koddur. Kodun 2024’ün ikinci yarısında zorunlu olmayan bir kod olarak ve 2026 yılında ilk yarısında ise 1 Ocak 2028’den itibaren zorunlu olarak öncelikle SOLAS yük gemilerine uygulaması olacak şekilde kabul edilmesi planlanmaktadır. 

IMO MASS Kodun geliştirilmesi, 2021’de tamamlanan MASS operasyonları ile ilgili mevzuat kapsamı belirleme çalışması (RSE) sonucunda Denizcilik Emniyeti Komitesi tarafından alınan karar doğrultusunda başlanmıştır. RSE, emniyetli, güvenli ve çevreye duyarlı MASS işletiminin IMO kurallarında nasıl ele alınabileceğini belirlemeyi amaçlamıştır. RSE, MASS işletimini ele almak için mevcut düzenleyici sistemin ne derecede etkilenebileceğini değerlendirmek üzere iki adımda gerçekleştirilmiştir. RSE’nin sonucuna ek olarak, IMO kuralları çerçevesinde MASS’ı ele almanın en iyi yolunun, her kuralı veya SOLAS bölümünü ayrı ayrı ele almanın tutarsızlıklara, karışıklığa yol açabileceği ve mevcut düzenlemelerin konvansiyonel gemilere uygulanması için potansiyel engeller oluşturabileceği göz önüne alınarak, tercihen, amaç esaslı MASS kurallarının geliştirilmesi yoluyla bütünsel bir şekilde ele alınması değerlendirilmiştir. 

Kod, aşağıdakiler de dahil olmak üzere geniş bir yelpazede aşağıdaki konuları kapsayacaktır:

- Genel: Uygulama, diğer IMO Enstrümanları ile ilişki, terminoloji ve tanımlar, sertifika ve sörvey

- MASS ve MASS Fonksiyonlarının Ana Prensipleri: Operasyonel Kapsam, Gemi için Emniyetli Durumlar, MASS için gerekli fonksiyonlar, risk değerlendirme ve sistem dizayn prensipleri

- Amaçlar, Fonksiyonel Gereksinimler ve Kurallar: Seyir, Uzaktan Operasyon, İletişim, Bölmelendirme, Stabilite, ve Su Geçirmez Bütünlük, Yangından Korunma ve Emniyet, Can Kurtarma Donanımları ve ekipmanları, Emniyetli Operasyon Yönetimi, Gemi Operasyonlarının Kontrolü, Güvenlik, Arama ve Kurtarma, Kargo Elleçleme, Personelin Emniyet ve Konforu, Çeki ve Bağlama, Makine, Elektrik ve Elektronik Sistemler, Bakım ve Tamir, Acil Müdahele, ve Personelin Bakımı.

- Gemi Fonksiyonlarının Uzaktan Kontrolü için Özel Kurallar: Uzaktan Operasyon ve Kontrol Merkezleri

- MASS Tecrübeleri: MASS Tecrübeleri için Geçiçi Kılavuz

Çalışmaları genişletmek ve çeşitli konularda ortak pozisyonlar geliştirmek için IMO MASS başlığı altında çalışma ve yazışma grupları kurulmuş ve bu konudaki çalışmalar devam etmektedir. 

Türk Loydu’nun otonom deniz araçları alanındaki çalışmaları

Türk Loydu otonom deniz araçlar ile ilgili çalışmalarını ticari gemiler kapsamında yerel ve uluslararası bağlamda 2018-2019 yılları arasında başlamış ve halen bu çalışmalarına devam etmektedir. Türkiye özelinde birçok sektör paydaşı ile birlikte TUBİTAK destekli bir yol haritası belirleme çalışmasına dahil olan Türk Loydu, kural ve standartların geliştirilmesi ile ilgili konularda görüşlerini paylaşmıştır. Uluslararası bağlamda ise, IMO nezdinde kurulan, MASS Kod ve öncesindeki çalışma ve yazışma gruplarına katılım sağlamakta ve uluslararası kural geliştirme çalışmalarına dahil olmaktadır.

Askeri gemilerde, Uluslararası Askeri Gemiler Emniyeti Birliği (INSA) tarafından kurulan çalışma grubuna dahil olan Türk Loydu, diğer üye donanmalar ve klas kuruluşları ile birlikte otonom askeri sistemler ile ilgili emniyet standartları belirleme çalışmalarına dahil olmaktadır. Türkiye’nin otonom gemiler ile ilgili çalışmalarına paralel olarak bir çok insansız deniz aracı projesine dahil olan Türk Loydu, bu projelerde klaslama ve sertifikasyon hizmeti sunmaktadır.

Türk Loydu ayrıca konvansiyonel gemilerde yer alan sistemlerde halihazırda sertifikalandırmakta olduğu IPMS (Integrated Platform Management System) sistemlerinin, Otonom gemilerde kullanılacak olan versiyonlarını ve Radar System & Navigation Console belgelendirmesi yapmaktadır.

Türk Loydu, otonom deniz araçları alanındaki çalışmalarını sürdürerek, Türkiye'nin bu alandaki rekabetçi gücünü daha da artırmayı hedeflemektedir.

Otonom deniz araçlarının gelecek potansiyelleri

Gelecek potansiyelleri açısından, otonom deniz araçları farklı sektörlerde dönüştürücü etkiler yaratabilir. Deniz taşımacılığında, daha güvenli, hızlı ve verimli bir taşıma sistemi sağlayarak lojistik süreçlerini optimize edebilirler. Ticaret hacminin artmasına ve mal taşıma maliyetlerinin düşmesine olanak tanıyarak ekonomik büyümeyi desteklerler. Aynı zamanda otonom deniz araçları, denizcilik sektörünün çevresel sürdürülebilirliğini artırabilir. Düşük emisyonlu ve enerji verimli tasarımları sayesinde çevresel etkileri minimize ederken, denizlerin ve okyanusların korunmasına katkı sağlayabilirler. Denizlerdeki çevresel tahribatı azaltarak biyoçeşitliliğin korunmasına destek olurlar.

Otonom deniz araçları, arama kurtarma operasyonlarından deniz gözetimine, bilimsel araştırmalardan deniz altı keşiflerine kadar geniş bir yelpazede kullanılabilir. Denizdeki keşif, gözlem ve veri toplama yetenekleri sayesinde araştırmacılara, bilim insanlarına ve deniz güvenliği birimlerine önemli destek sunabilirler.

Sonuç olarak, otonom deniz araçlarının gelecek potansiyelleri oldukça geniş ve çeşitlidir. Bu teknoloji, denizcilik sektörünü dönüştürerek daha güvenli, verimli ve çevre dostu bir geleceğe doğru ilerlememize olanak tanırken, farklı sektörlerdeki uygulamalarıyla da büyük bir etki yaratabilir."

7DENİZ 

Editör: Haber Merkezi