Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? 1977 Karabük doğumluyum. İlk, orta ve lise ögrenimimi Safranbolu'da tamamladıktan sonra 1996/98 yılları arasında yeni kurulmuş olan ve Türkiye'de ilk kez denizciliğin kara ve deniz departmanlarındaki profesyonel çalışan ihtiyacını tamamlamak üzere eğitim veren, Kocaeli Üniversitesi Karamürsel Denizcilik MYO'da yüksek okul eğitimime başladım. Üniversite yıllarında eğitimime devam ettiğim süre içerisinde Körfez bölgesinde hizmet veren bir denizcilik şirketinde çalışma hayatına adım attım. 1998-2000 yılları arasında RT Shipping, Kaptanoğlu Denizcilik şirketleri gemilerinde çalıştım. 2001 yılında eğitim amaçlı olarak Amerika'ya gittim. Amerika'da hem okuyup hem de çalıştığım süre içerisinde halen çalısmakta bulunduğum GAC Shipping (USA) Inc. firmasından iş teklifi aldım. 2005 yılından bugüne denizcilik sektorünün dünyada önde gelen şirketi olan GAC Denizcilik firmasında yönetici olarak çalışmaktayım. Aynı zamanda Amerika'da 2008 yılında kurulmuş olan, Türk ve Amerikan şirketlerini bir araya getirmek, Türk şirketlerine öncülük etmek ve Amerika'daki çalışmalarında yardımcı olmak amacıyla kurulmuş bulunan Amerikan Türk Ticaret Odası (ATCOM), Denizcilik odası başkanlığı görevini de yürütmekteyim. Bunun dışında 2009 yılından bu yana Amerikan Sahil Güvenlik kurumunda (USCG) yardımcı ve destek ünitesinde görev yapmaktayım. 2010 yılında ayrıca Amerika'da bir denizcilik kurumundan Gemi kiralama ve Brokerlik eğitimi ve diploması aldım. Bu mesleği seçmenizdeki etkenler neydi? Aslında çocukluğumdan bugüne hep pilot olmak istemişimdir. Bu isteğime üniforma giymek arzusu da eklenince denizcilik okulu benim için cazip bir seçenek oldu. Ailemizde başka bir denizci olmadığından birinci kuşak denizci olarak yeni nesil aile bireylerime, denizcilik eğitimine yönlendirici bir rol model oldum. 2001 yılında eğitim amaçlı Amerika'ya gittiniz. Peki, GAC Shipping firmasından aldığınız teklif üzerine mi orada yaşamaya karar verdiniz? Ülkenizden uzakta başka bir ülkede yaşamanın zorluklarıyla karşılaştınız mı? Benim Amerika'ya geldiğim yıllar Amerika'nin ekonomik ve imaj olarak iyi konumda olduğu yıllardı. GAC denizcilik firması ile çalışmaya başlayana dek bu ülkede sektör dışında işlerle meşgul oldum. Eğitimimi aldığım denizcilik sektörü üzerine çalışma fırsatı bulmam, Amerika'da kalmamda en önemli etkendir. Her gurbette yaşayan insan gibi bizlerinde burada en büyük eksikliği Türkiye'deki sosyal ortamlarımıza duyduğumuz özlemdir. Ancak son yıllardaki iletişim çağı ve imkanları bu eksikliğimizi bir nebze olsun azalttı. ATCOM'da her kesimden ve her düşünceden iş adamı bir arada… Amerikan Türk Ticaret Odasi Denizcilik Sektörü Başkanlığı görevini yürütüyorsunuz. Bize ATCOM'un kurulma amacından ve Türk denizcilik sektörüne sunduğu katkılardan bahsedebilir misiniz? Amerikan Türk Ticaret Odası (ATCOM), New Jersey'de Türk Amerikan iş adamlarının iş, bilgi, kültürel ve sosyal durumlarını iyileştirmek, iki ülke arasında ticaret köprüsü olmak, beraberlikten kaynaklanan tasarruflar elde etmek amacıyla, kar amacı gütmeyen bir organizasyon olarak 11 Mart 2008'de kuruldu. ATCOM'un genel merkezi Cherry Hill, New Jersey'de bulunuyor. ATCOM'un ayrıca 10'un üzerinde eyalette temsilciliği, Paterson, New Jersey ve New Castle, Delaware'de şubeleri var (Boston, Massachusetts şube çalışmaları hala devam etmekte). Geniş bir tabana dayalı olan ATCOM, her kesimden ve her düşünceden iş adamının sadece Türkiye paydasıyla bir araya geldiği bir oluşumdur. Hali hazırda New Jersey, New York, Delaware, Pennsylvania ve Maryland başta olmak üzere Kuzey Amerika bölgesinde 200'ün üzerinde üyeye hitap etmektedir. KOBİ'lerin mütevazı bir dayanışması ile yola çıkan ATCOM, 2 sene gibi kısa bir süre zarfında bünyesinde Türk Hava Yolları, Çanakkale Seramik, İstikbal Mobilya, Vakıflar Bankası, Ziraat Bankası gibi Türk devlerini, Vintage, Preston Üniversitesi, Rowan Üniversitesi, Beneficial Bank, Troy Granit gibi Amerikalı büyük işletmeleri bulunduran uluslararası bir kuruluş haline geldi. ATCOM Ocak 2009'da imzaladığı bir protokolle (memorandum of understanding) Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği'nin (MÜ- SİAD) Amerika Birleşik Devletleri ortağıdır ve ABD kontak noktası olarak hizmet vermektedir. ATCOM ayrıca, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Dış Ticaret Müstaşarlığı'nın kurduğu Dünya Türk İş Konseyi'nin (DTİK) Amerika Bölgesi Yönetim Kurulu Üyesi'dir. Amerika komitesi DTİK'in Kuzey Amerika, Karayipler ve Güney Amerika bölgelerinden sorumludur. Türkiye'den İstanbul Ticaret Odası (İTO), Çorum Ticaret ve Sanayi Odası (ÇTSO), Gebze Genç Sanayici ve İşadamları Derneği (GENCSİ- AD) gibi birçok şehrimizin ticaret ve sanayi odaları ile formal veya informal dayanışma ve iş birliği protokolleri olan Amerikan Türk Ticaret Odası (ATCOM), Türkiye ile Amerika arasında çok sınırlı olan uluslararası ticareti artırmaya katkıda bulunma amacını gütmektedir. ATCOM, faaliyetleri çerçevesinde şimdiye kadar Türkiye'den birçok önemli konuğu ağırladı. ATCOM'u geçtiğimiz bir yıl zarfında ziyaret eden simalar arasında, Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İTO Başkanı Dr. Murat Yalçıntaş'ın dışında daha birçok isim sayılabilir. Ayrıca ATCOM Amerika'daki ticari ve politik alanlardaki etkinliğini Denizcilik şirketlerimiz ve ülke tanıtımımız için lobi faaliyetine dönüştürmektedir. ATCOM'a dahil olma sürecinizden ve ATCOM'daki çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? ATCOM faliyetlerine, kurulduğu günden bugüne katılmaktaydım. Amerika'daki değişik sektörlerden Türk işadamları ile tanışma fırsatı yaratması dolayısı ile Amerikan Türk Ticaret odası, Amerika'da yaşayan kişiler ve Amerika ile iş yapmaya niyetli olan kurumunlar için en uygun ortamı sunmaktadır. ATCOM Amerika'daki deniz cilik sektöründe Türk şirketlerinin temsil ve gelişim imkanını yaratmak için bana getirdiği teklifden sonra 2012 yılında ATCOM denizcilik odasını bünyesinde kurdu ve yönetim kurulu seçimi ile bu sektörün başkanlığına getirildim. Çalışmalarımız Amerika ile iş yapmak isteyen denizcilik şirketlerimize uygun şartları yaratıp ihtiyaç duyduklari bilgi akışı, teknik ve hukuki desteği vermektir. Ayrıca Amerika'daki iş imkanlarını da üyelerimizle paylaşmakta ve onlara muhtemel veya mevcut ihaleleri önceden bildirmekteyiz. Türkiye'de denizcilik sektörünün geleceği için neler söyleyebilirsiniz? Ülkemizde her sektörde olduğu gibi denizcilik sektöründe de ilk yatırımlar devlet eliyle yapılmıştı. Bunlar elbetteki çok sınırlı ve rekabete açık değildi. Limanlarımızın özelleştirilmesi ve değişik sektörlerdeki büyük kuruluşların denizciliğe eğilimleri son yıllarda Türk deniz filosunun büyümesini ve gençleşmesini sağladi. Şirketlerimizin profesyonel ellerde yönetilmesi ile Türk deniz filomuz son yıllarda daimi olarak beyaz listede bulunmaktadır. Bununla beraber Türkiye, denizcilik eğitimine yaptığı yatırımların karşılığını ilerleyen zamanlarda almaya başlayacaktır. Deniz ticaret filosu ve denizyolu taşımacılığı, deniz yapıları (tersaneler, limanlar, marinalar vb.), denizde seyir, can, mal ve çevre emniyeti, denizcilik eğitimi, kültürü ve turizmi, ve Ar-Ge ve deniz teknolojileri alanlarının her birinde yapılacak çalışmalar ülkemizi bölgesinde lider, uluslararası denizcilik arenasında da ilk sıralarda yer alan bir konuma getirecektir. Denizcilik şirketlerimiz içinden ancak kurumsallaşabilen, kuşaktan kuşağa geçen, aile yönetimine profosyonel yöneticileri de kaynaştırabilen şirketlerimiz uluslararası arenada rekabet edebilir durumda olacaklardır. Şu an Türkiye-Amerika hattında kaç denizcilik şirketi çalışmakta? Amerika ile düzenli olarak çalışan çok fazla Türk şirketi bulunmamakta. Bununla beraber son 10 yılda bu şirketlerin sayısı belirgin şekilde arttı. Genelde tanker şirketlerimiz dünyanın büyük petrol şirketleri ile yapmış oldukları anlaşmalar sayesinde Amerika'ya düzenli seferler yapmaktadırlar. Bunun dışında birçok kuru yük şirketi sıklıkla Amerika limanlarına yük getirmekte veya yükleme yapmaktadır. Ayrıca Amerika'nın doğu kıyılarından (New Jersey, Norfolk, Savannah) düzenli olarak sefer yapan bir de Türk liner konteyner şirketi bulunmaktadır. Amerika'ya düzenli sefer yapan tüm kuru yük ve tanker şirketleri ile yakın çalışmalarım mevcut olup, bu şirketlerimize gerek çalıştığım GAC Denizcilik gerekse ATCOM kurumumuz aracılığı ile yardımcı olmaktayım. Amerika hattına çalışan armatörlerimize iletmek istediğiniz mesajınız var mı? Güvenliğin ve terörizmin ön plana çıktığı yeni dünya düzeninde, Amerika limanlarına sefer yapmak Türk denizcilik kurumları ve denizcilerimiz için endişe verici bir hal teşkil etmeye başladı. İyi bir ön çalışma yaparak hazırlanan şirketlerimiz bu seferlerden başarıyla döndü. Yaklaşık 10 yıldır Türk denizcilik şirketlerimize bu seferlerinde bayrağımızı başarıyla taşımaları için yardımcı olmaktayım. Genelde Akdeniz ve Karadeniz gibi yakın seferleri tercih eden şirketlerimizin altyapı çalışmalarını tamamladıktan sonra okyanus ötesine düzenli seferler yapabilmeleri sürpriz olmayacaktır. Dünya ekonomisinin daraldığı bu yıllarda Amerika limanları ile çalışamayan şirketlerimizin de bu günlerde zorlanacağı aşikardır. Denizle ilgili bir anınızı paylaşabilir misiniz? Denizde çalıştığım süre içerisinde birçok tehlike atlattım ve güzel anlar da yaşadım. Denizde çalışan herkesin tecrübe ettiği bu anılardan ziyade denizci olmamdan dolayı Amerika'da yaşadığım stresli bir anıdan bahsetmek istiyorum. Amerika'ya 11 Eylül 2001 tarihinde düzenlenen saldırı herkesin olduğu kadar benimde hayatımı etkiledi. O yıl Amerika'ya yeni gelmiştim ve eğitimime devam ederken bir yandan da çalısıyordum. Saldırıların olmasının ardından kısa bir süre sonra Amerikan Federal Arastırma Bürosu'ndan (FBI) 2 dedektif bir sabah kapımı çaldı ve benimle konuşmak istediklerini söylediler. Tabi ki bu bende büyük endişe yarattı, malum o günlerde büyük bir bilgi kaosu yaşanmaktaydı. Dedektiflerin benimle yaptıkları uzun görüşmeler ve sorular sonunda bana açıkca sordukları soru bende şaşkınlık yarattı. FBI ajansları benim bir gemiyi kullanıp kullanamayacağımı soruyorlardı. Benim cevabım elbette gemi yüzdürmenin veya haraket ettirmenin bir takım çalışması olduğu ve tek bir kişiyle gemiyi götürmenin mümkün olmadığı idi. Ardından peki bir uçak kullanabilir misin diye sordular. Buna cevabım ise böyle bir eğitim almadım ancak uçak düşüyorsa ve uçakta başka bir gönüllü yok ise uçmayı denerdim oldu. Bu cevabı da oldukca samimi ve esprili bulmuş olacaklarki FBI dedektiflerinin bu cevabıma güldüklerini hatırlıyorum . Yaşadığım bu soruşturma ertesinde Amerika'da gazetelerde okuduğumuz haberler, güvenlik kurumlarının neden bu kadar endişeli olduklarını açıklıyordu. Haberlere göre teröristlerin bir sonraki hedefi Amerika'ya tanker veya LPG tipi gemilerle saldırı düzenlemekti. Denizcilik eğitimine ve mesleğine sahip olmamın bana yaşattığı en stresli günlerdi diyebilirim. Okuyucularımıza yeni yıl mesajınız var mı? Herkese yeni yılının mutluluk, başarı, sağlık ve bol kazanç getirmesini diliyorum. Vira 2014…