İMEAK Deniz Ticaret Odası’nda (DTO) her ay yapılan meclis toplantılarında katılımcılar söz alarak o günkü gündem veya kendi gündemleri hakkında görüşlerini bildiriyorlar. DTO’da üyelerin konulara farklı bakış açılarının, farklı görüşlerinin ve önerilerinin olması kadar doğal bir şey olamaz. Ancak bu görüşler dile getirildiğinde özellikle DTO Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan tarafından sert bir dille ve yüksek sesle eleştirip parmak sallıyor. Bunun nedeni ancak farklı görüş ve düşüncelere tahammül edilememesi olarak açıklanabilir. Kalkavan’ın bu tutumu meclis içerisindeki kutuplaşmayı ve sektörün yararına olacak durumlarda zıtlaşmaları da beraberinde getiriyor. Ayrıca bugüne kadar bütün DTO bütçe veya komisyon oylamalarında hiçbir zaman “Hayır” oyu çıkmazken, son dönemlerde yapılan oylamalarda “Hayır” oylarının olduğunu bilmekteyiz. Bu “Hayır” oyları olduğunda Metin Kalkavan bunu muhalefet yapıldığını söylemekle yetiniyor.
[caption id=ˮattachment_33305ˮ align=ˮaligncenterˮ width=ˮ610ˮ] Ayrıca, dünkü toplantıda söz alan Hüseyin Yangın, 12 Eylül 1980 Darbesi’nden sonra İTÜ Denizcilik Fakültesi’ne yönelik yapılan baskıları ve dönemin denizcilik komutanlarının yanlışlarını dile getirdikten sonra, başta Metin Kalkavan olmak üzere bazı yönetim kurulu üyelerinden de tepki aldı.[/caption]
Dün gerçekleştirilen 2016 Ocak Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda bütçe ile ilgili görüş ve eleştirilerini dile getiren Koster İşletmecileri ve Armatörleri Derneği (KOSDER)Başkanı Salih Zeki Çakır, İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan’ın eleştirilerine maruz kaldı. Salih Zeki Çakır konuşmasında, bütçeye itiraz ettiğini, bütçenin daha çok üyelerin menfaatine olacak işlerde kullanılması gerektiğini vurgulayarak, Deniz Ticaret Odası’nın daha büyük bir alana taşınarak üyelerin ihtiyaçlarına cevap verecek, işlevselliği yüksek bir külliyenin oluşturulması önerisini getirdi. Çakır ayrıca, mevcut Deniz Ticaret Odası binasının bir deniz ticaret müzesine dönüştürülmesi düşüncesini paylaştı. Bunun gibi farklı ve üyelerin merkeze konularak gerçekleştirilecek faaliyetlerin altını çizen Salih Zeki Çakır, Metin Kalkavan’ın eleştirilerine maruz kaldı.
Salih Zeki Çakır’ın İMEAK Deniz Ticaret Odası 2016 Ocak Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda yaptığı konuşmanın tam metni şu şekilde:
Çok değerli meclis üyeleri hepinizi saygıyla muhabbetle selamlıyorum.
Yılın ilk meclis toplantısı bütçenin onaya sunulması görüşülmesi açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Bana göre yılın en önemli toplantısını yapmaktayız. Bunun sıradan bir vaka-ı adiye, formaliteden bir toplantı olmasını doğru bulmuyorum.
Ben 12 yılı aşkın bir süredir meclisteyim. Aramızda büyüklerimiz var. Oda kuruluşundan bu yana meclis üyesi olan arkadaşlarımız var. Kendi dönemimle alakalı yıllardır meclisteki oylamalarda hem gündem dâhilinde hem de gündem harici konularda yapılan oylamalarda büyük oranda genelde bir yorum yapılmıyor. Görüş bildirilmiyor. Katkı sağlanmıyor. Her yönetimin getirdiği her gündem maddesi kabul ve meclisten geçiyor. Bunun değişmesi böyle olmaması bugüne kadar böyle gelmiş ama böyle gitmemesi gerektiği düşünüyorum. Çünkü bütçe bu odanın faaliyetleri için her şeydir. Bütçe yoksa burada gelip toplanıp da dağılmayız. Her şey bu bütçenin etrafındaki ekosistemle beslenmektedir.
Bu anlamda 2015 bütçesi gerçekleşti. 2016 raporunda gerçekleştiği kadar rakamlar belli. 2016 yılının bütçesi 75 milyon TL olarak tahmin ediliyor. Bu bana göre muazzam bir bütçe. Bu artış oranı böyle giderse 2 sene sonra 100 milyon TL olacak. Aynı algoritmayla bunu 2023’e taşırsak kaba bir hesapla ekonominin bu seviyede iyileşme trendinde gittiğini düşünürsek 350 milyonluk bir bütçeye DTO hükmedecek. Velev ki inşallah 2023 hedefleri de tutacaktır. Yaklaşılsa bile bu rakamın 500 milyon TL’ye çıkacağı aşikârdır. Bu anlamda böyle büyük rakamların onay alınırken şahsen benim ve diğer arkadaşlarımın da katkı sunmasının yönetim içinde faydalı olacağını düşünüyorum. İnşallah yanılmıyorumdur.
Tabi 2015 yılı bütçesi tamamlandı. 2016 konuşulacağı zaman öncesinde bu raporla birlikte 2015 yılında bu bütçeyle yapılanlar yapılamayanlar adına faaliyet raporu “daily rutin” dediğimiz aylık toplantılarda yansıya gelen faaliyetlerin dışında 2015’te ne planlandı, neler yapıldı neler yapılmadı bir öz eleştiri yapılmasının yönetim tarafından uygun olacağını telakki ediyorum. Çünkü, hiçbir yorum böyle önemli muazzam bir bütçe görüşülürken yorum, özeleştiri, tenkit, görüş, katkı yapılmıyorsa yıllardır, hakkını yemeyeyim Hüseyin Yangın Bey abimiz geçen dönemde mecliste personel maaşlarının iyileştirilmesiyle ilgili talebi olmuştu. İstisna zaman zamanda Faruk Bey‘in münakale ile ilgili yorumları olmuştu. Onun dışında çok fazla ciddi olarak teklif ve öneriye rastlamadım.
Bunu bana göre iki şeyle izah etmek mümkün.
Birincisi, üye memnuniyeti yani üyeler, ağırlıkla meclis üyeleri, dışardaki üyeler ki, son rakam 7911 tüzel kişilik üyesi var ticaret odasının. Hat safhada. Üyelerin sorunları layıkıyla elleçleniyor, denizcilik tabiri ile gündeme taşınıyor çözümler üretiliyor bunlarda yıl sonunda şunlar halledildi bunlara fırsat olmadı devam edilecek denmekte ve böyle algı oluşturmakta fayda var.
İkincisi nemelazımcılık, affınıza sığınarak söylüyorum. İlgisizlik ve bunun getirdiği bilgisizlik.
Malum ilgi bilgilenmeyi, bilgi bilgilenmiş olmakta sorumluluğu, sorumluluk hisseden de katılımcılığı seçer. Bende bu anlamda konuşmamı sürdürmek istiyorum.
2015 de faaliyetleri içinde gündeme gelen meslek komitelerinin taşıdığı sorunlardan yanılıyor olabilirim 2 konuda ağırlıklı iyileşme oldu:
Birincisi limanlara yanaşmada ağırlıklı etkilenen yakıt tankerlerinin pilotaj mecburiyeti. 500 gt dan 1000 gt çıktı. Ama bu arada yatlara mecburiyet getirildi.
İkinci iyileştirme ise yolcu taşımacılığı yapan arkadaşlarımızın sıkça gündeme getirdiği 65 yaş üstü yolculardan ücret talepleri. Bu konuda oda tarafından bir iyileştirme yapıldı.
Yanılıyorsam özür dilerim bunun dışında amatör denizcilikten armatörlere kadar tüm meslek gruplarının bana göre yüzlerce birikmiş sorununa çözüm üretmede bir âcizi yet olduğunu ifade etmek istiyorum.
Bu anlamda 2015’in bir özeleştirisini yapmakta fayda var.
2016 bütçesi önümüze hazır geldi. Biz buradan bir öneri yapsak, oylansa bu bütçe değişir mi teknik olarak bilmiyorum. Bir anım var bununla örtüşüyor.
80 yılında gemiyle Amerika ya gittik. Mesai bitti takım elbise giydik tıraş olduk, kravat taktık, iki arkadaş ile birlikte 2. kaptanın kapısını çaldık. Müsaadenizle dışarı çıkmak istiyoruz dedik. E kardeşim dedi siz zaten kendinize müsaade vermişsiniz. Şimdi size gitmeyin mi diyeyim?
Şimdi 2016 bütçesi de hazır önümüzde. Bütçe çıkmasın mı diyeceğiz?
Ama birkaç konuda eleştiri yapmakta fayda var. Şimdi 2015 bütçesi ve öncekiler 2016 bütçesinde 18 gelir kalemi 18 gider kalemi olsa da bütçe aslında 2 ana başlıktır.
Birincisi TÜDEV’de üniversiteye aktarılan kaynak… İkincisi ise masraflar... Geçen yıl yüzde elli olan üniversiteye ayrılan kaynak geçtiğimiz mecliste gündem dışı alınan kararla yüzde 60’a çıkarıldı.
Diğerleri de masraf kalemleri. Yani bütçeyle oranlarsak 75 milyonun 45 milyonu üniversiteye gidecek. Kalanda masraflara, genel giderlere harcanacak.
Bunlardan masraflar kaleminde tabi çok şey söylenir. Bana göre özellikle masraf kalemlerinde fuar sponsorluk teşrifat mefruşat tedrisat gibi bir sürü kalemde harcama var. Ancak üye genel menfaatine yönelik somut yapıldı da iyi oldu denebilecek bir sonuca rastlamadım. Bu şahsi kanım. Takdir edersiniz etmezsiniz.
Her şey sonuçlarıyla değerlendirilir. Bende bu yöntemle görüşlerimi bildirmeye çalışıyorum.
Bu anlamda geçen bütçe oylamasında gündeme gelmişti bu kadar kaynak eğitime aktarılmasaydı da ne yapılabilirdi.
Kendimce benim onlarca başlık seklinde önerilerim var. Bunlardan dikkate alınır veya alınmaz… 3’ünü sizlerle paylaşmak istiyorum.
Birincisi masraf olarak ayrılmış kalemlerden takriben 30 milyon TL. Bunlarda 2016 senesinde tasarrufa gidelim. İlave yüzde 20’lik bir oranı hedefleyelim ve bu oranı da eğitime ayıralım. Ama bu bir farkla genel bir eğitim olmasın. Ben denizciliği adım attığım günden bu yana sizler gibi çok sıkıntısını çektiğimiz hem kara kadrolarında hem de deniz kadrolarında en önemli eksiklik nitelikli insan gücü. Pek çok platformda paylaşıldı.
Ehliyet olarak baktığımızda bu gemi inşa olarak da diğer meslek grubu insan kaynakları içinde geçerli. Nitelikli insan gücü eksikliği var.
Ciddi maliyetler ödüyoruz. Bu kaynak nitelikli insan için ayrılsın.
İkinci önerim, başkan çok haklı bir konuya değindi ve örtüştü konuşmamıza rağmen özellikle 2002’den beri denizciliğimiz bürokraside iş dünyasında kabinede mecliste TOBB’da olabilecek en üst düzeyde temsil ediliyor ve sayısal anlamda bir olumsuzluk yok. Ancak buna rağmen siyasetin gündemine taşınan sorunlarımız çözülemiyor.
Denizciliğimizin sisteme entegre olamamasından kaynaklanıyor kendi tespitimdir bu.
Yanı biz bir inşaat sektörü gibi, turizm gibi, tarım gibi, finans gibi genel büyük sisteme maalesef entegre olamadık.
Bunun sorgulanması, araştırılması bu konudaki eksiklerin giderilmesi için ayrılacak kaynakta denizcilik strateji enstitüsü kurulmasını öneriyorum.
Bu enstitü kapsamlı çalışmalar yaparak bu entegrasyon sorununun asılmasında çok faydalı işler çıkaracağına inanıyorum.
Üçüncü önerim önümüzdeki yıllarda inşallah gerçekleşecek odanın bütçesi basında değindiğim gibi iyileşecek daha da iyi olacak başka kaynaklar devreye girebilir.
Yeni bir denizcilik külliyesi kurmak ve bunu Anadolu yakasında yapmak DTO yu da oraya taşımak.
Ben büyüyen denizciliğimizin gücüne oranla mevcut binayı yetersiz buluyorum.
İnşallah denizciliğimiz bütün bu krizlere rağmen daha da büyüyecek, daha büyük işlere, başarılara sektör mensupları üyeler imza atacak.
Bu bakımdan çok geniş imkânlara sahip ve içinde STK’lara da yer verileceği içinde toplantı salonları konferans salonları eğitim salonları içinde ufak çaplıda olsa sempozyumlarında yapılabileceği bir denizcilik külliyesine ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Ve bu binanın da deniz ticaret müzesi olarak değerlendirilmesini teklif ediyorum. Ayrıca sözünü ettiğim ikinci maddede ki denizcilik strateji enstitüsü de burada faaliyetlerini sürdürebilir. Aynı sahil paralelde askeri müze var. Burasıda bir deniz ticaret müzesi olarak yakışır diye düşünüyorum.
Bu anlamda daha ince detaya girip farklı eleştiriler yapmakta mümkün.
Ama bu yolun açılmasını sizlerin de bütçeyi iyi tetkik ederek öneride bulunmanızı faydalı olacağını düşünüyorum ve teşrif olması acısından yönetime.
Gecen yıl teşebbüs ettiğim sağ olsun Yılmaz Ulusoy’un da müdahalesiyle geri çekmek zorunda kaldığım oyumu bu sefer aleyhte kullanacağımı bildirmek istiyorum.
7DENİZ