Diplomatik ilişkilerdeki gerilim yeniden yükselirken, Çin’in Japonya’ya yönelttiği eleştiriler Fukuşima nükleer santralinden okyanusa verilen arıtılmış atık su üzerinden yoğunlaşıyor. Japon kamu yayıncısı NHK, hükümet kaynaklarına dayandırdığı haberinde, Pekin’in denetim talebini gerekçe göstererek Japon deniz ürünlerine ilişkin kısıtlamaların yeniden gündeme geldiğini aktardı.

Çin Donanması Pasifik’te geniş çaplı harekâta başladı
Çin Donanması Pasifik’te geniş çaplı harekâta başladı
İçeriği Görüntüle

Çin yönetimi, henüz resmi bir açıklama yapmamış olsa da, basında yer alan haberlere göre Tokyo’nun su tahliyesi kararını “uluslararası sorumluluğa aykırı” buluyor. Çin Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan önceki uyarılarda, bu hamlenin Pasifik Okyanusu’nu bir “kanalizasyon” gibi kullanmak anlamına geldiği vurgulanmıştı. thediplomat.com+2Anadolu Ajansı+2

İki ülkenin uzmanları, Mart 2024’te Dalian’da bir araya gelerek “deneysel diyaloğa” girdi. Japon tarafı, suyun güvenli olduğunu, radyasyon izlemlerinin sıkı tutulduğunu ve planlanmış bir tahliye rejimiyle sürdürüldüğünü savunurken; Çin tarafı ise bağımsız ve kapsamlı denetimin şart olduğunu yineledi. Kyodo News English

Çin resmi ajansları, Japon su tahliyesini “uluslararası hukuka aykırı” bir eylem olarak nitelendiriyor. Çinli analistler, bu sürecin hem insan sağlığı hem de deniz ekosistemi üzerindeki olası etkilerinin göz ardı edildiğini iddia ediyor.

Çin’in tepkisi, sadece diplomatik düzeyde kalmıyor; Tokyo’ya göre Pekin, Japon deniz ürünlerine yönelik radyoaktivite kontrollerini sıkılaştırarak ithalat kısıtlamalarını yeniden devreye sokmayı planlıyor.

İki ülke daha önce 2024’te, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA) çatısı altında uzun vadeli bir izleme mekanizması kurulması konusunda uzlaşmıştı. Çin’in talebi üzerine bu anlaşma, bağımsız numune alımı ve laboratuvarlar arası karşılaştırma testlerini de içeriyor.

Öte yandan, Çin kamuoyunda Japonya’ya karşı artan tepki, ekonomik düzeyde de yansımalar yaratıyor. Japon balıkçılık sektörü, ihracat pazarında yeniden kan kaybı yaşama korkusuyla karşı karşıya kalırken, siyasi gerginlikin çözümü için bilimsel iş birliğine dayalı bir denetim mekanizmi kurma talepleri yükseliyor.