“Babamız, bizim güç kaynağımız” diyen iki kardeş Seren ve Selin Horasanlı. İkisi de gencecik, enerjik ve parlak zihinler. Bunlara bir de sektörde hatırı sayılır bir babanın kızları olmalarının avantajlarını eklemek gerekiyor tabii. Hem denizin hem de denizciliğin içinde büyümüşler bir kere. Küçük yaşta başlamış onların denizle haşır neşirliği. Babaları Levent Horasanlı’da o günlerden bugünlere değin hazırlamış kızlarını. Artık kaptan onlar. Yolları uzun, amaçları da şerefli. “Gemini Denizciliği, babamızın adına yaraşır bir şekilde geleceğe taşımak istiyoruz” diyen iki genç denizciye bizde “Pruvanız neta, rüzgarınız kolayına olsun” diyoruz.

 

Denizci bir babaya sahip olmanın Seren ve Selin Horasanlı kardeşlere kattıkları neler oldu?

 

Baltık Kuru Yük Endeksi son 2 ayın en düşük seviyesinde Baltık Kuru Yük Endeksi son 2 ayın en düşük seviyesinde

Selin Horasanlı: Biz, babamız Levent Horasanlı’ya hayranız. Küçüklüğümüzden beri onun öğrettikleriyle büyüdük. Mesela bir teknemiz vardı. Babamız, bağlanmasından tamirine kadar her şeyi bize öğretmişti. Okul zamanı derslerimizi yakından takip eder, sıkıştığımız her noktada bize yardımcı olurdu. İngilizcemizin temellerini atmıştır diyebilirim. Diyebilirim ki hayatlarımızın her evresinde ondan bir şeyler öğrenerek büyüdük. Bizim en büyük hedefimiz, babamızın bize kattıklarıyla firmamızı daha ileriye taşımak, filomuzu genişletmek istiyoruz. Babamızın sektörde sahip olduğu saygınlığı bizim de koruyabilmemiz, edinebilmemiz gerektiğine inanıyoruz. Bunlarsız daha ileriye gidebileceğimize inanmıyoruz. Bizimle çok gurur duyduğunu hissediyoruz ki bizim için bu gururu ömrümüz boyunca taşımak tabiri caizse boynumuz borcu. Biz, Levent Horasanlı’nın kızlarıyız. Bu büyük bir avantaj olduğu gibi büyük bir de yük aslında.

 

Seren Horasanlı: Sıkıldığımız, çözüm bulamadığımız dönemlerde babamıza danışıyoruz.  Pandeminin başlarında yaşanan düşüşlerden etkilenmiş, sıkılmıştım. Babama ‘Ne yapacağız’ dedim. O da izleyeceğimiz yolu, yapacağımız işleri gülümseyerek anlattı. Bu bizi inanılmaz rahatlatıyor. Onun tecrübeleri bize hem destek olup yol gösteriyor hem de pozitif etkiliyor. Hiçbir şey demese bile ‘Merak etme kızım’ demesi bile bizim için yeterli. Biz biliyoruz ki babamız ne tahmin etse ne düşünse ne planlasa avantaja dönüşüyor. Babamız, bizim güç kaynağımız.

Kuvvetle muhtemel denizcilik hayatlarınızın her noktasında yer almıştır. Peki şirkette mesaiye başlamanız nasıl oldu?

 

Selin Horasanlı: Okuldan mezun olduktan sonra gelir gelmez işe başladık. Yurt dışındaki üniversitemizden pazar günü döndük, pazartesi işteydik. İlk başlarda çok zorlanıyorduk ama babam bu hızlı ilerlememizden ve yakınmalarımızdan dolayı bize hep ‘ileride bana teşekkür edeceksiniz’ derdi. Gerçekten de öyle oldu. Sektörde bizim yaşlarımızda bizimle aynı pozisyonda göre yapan çok fazla kişi yok. Biz, çalışan bir sistemin içine girdik. İlk aylar öğrenme ve inceleme dönemiydi. Ne nasıl yapılıyor onu inceliyorduk. O günlerdeki korkudan şuanda eser yok tabii. Çok daha rahat çalışıyorum çünkü her bir departmandaki işleyişi öğrenerek ilerledim. Şüphesiz önümüzde daha çok uzun bir yol var. Bu da öğreneceğimiz çok şey var demek…

 

İki kadın denizciyi bulmuşken sormak isteriz. Erkek egemen bir sektörde çalışmanın avantaj ya da dezavantajlarını yaşadınız mı?

 

Seren Horasanlı: Kadın denizci olarak ilk başlarda çok ufak tefek pürüzler yaşadık. Kimsenin benim ismimi bilmediği dönemde kiralama hakkında biriyle konuşuyordum. Bir Arap beni terslemişti; ‘sus kadın sen konuşma’ diyerek. Ben de çok sinirlenmiştim. Babama gelip hırsla nasıl böyle bir şey söyler diyordum. Anlıyorum, erkek egemen bir sektör ama bir kadının yapamayacağı hiçbir iş yok. Hatta kadınların daha iyi yapabileceğini göstermek için buradayız. Ben hiçbir zaman ‘bu iş erkek işidir’e de inanmadım. İş adamı kelimesini de benimsemem. Şüphesiz doğrusu iş insanıdır. Kadının gücünü gösterebileceğimiz işler hep erkek egemen işler oluyor. Sektöre ilk girdiğimiz günlerde WISTA’ya üye olduk. Onların da birbirlerine destek olduklarını gördük ve bu güzel atmosferde bulunmak istedik.

 

Sizce, sektörde kadınlar kendilerini yeterince ifade edebiliyor mu?

 

Selin Horasanlı: WISTA’yı bir kenara ayırırsak sivil toplum kuruluşlarında kadın yöneticilerin azlığı gelişmişliğin de az olduğunu gösteriyor. Aynı durum şirketler içinde geçerli.  ‘Sen geride dur bu bir erkek işidir’ demek çok yanlış. Neticede bizler ‘sen geride dur bu kadın işidir’ demiyoruz.  Bu sektörün geçmişte erkek egemen olmasını anlıyoruz. Güç, kuvvet isteyen işler vardı. Ama günümüzde böylesi bir durum söz konusu değil ki! Şu anda var olan sadece algı, yıkılması gereken de bu. Bizim gemilerimizde dikkat ettiğimiz konulardan biri de mürettebatta en az 2-3 kadın olmasıdır. Hatta bir gemimizde stajyer olan bir kadın denizcimiz ikinci kaptanlığa kadar yükseldi. Biz bu durumla gurur duyduk. Eskiden hiç kadın yoktu gemide ama artık bu değişiyor ve gözle görülür hale gelmiş durumda.

Peki, bizlere Gemini Denizcilik’i anlatır mısınız?

 

Selin Horasanlı: Biz, küçüklüğümüzden beri denizciliğin içinde olmamıza rağmen sektörde çalışana kadar ne firmamızın konumuna ne de babamızın sektördeki yerine dikkat etmemiştik. İşin başına geçince gördük ki sektörde hatırı sayılır firmalardan biriyiz. Bu da bizi açıkçası çok mutlu etti. Sektörde 20 yılı aşkın süredir var olan firmalardan biriyiz. İlk yıllarda brokerlik ve operatörlük yapan firmamız, son 6 yıldır 5-8 bin DWT arasında olan 3 gemimizi de işleterek yola devam ediyor. Karadeniz’den Baltık’a kadar olan bütün destinasyonda çalışıyoruz.  Kış aylarında çok buz durumu olan limanlara çıkmak istemiyoruz. Gemilerimizi iç dış hastane temizliği seviyesinde tutuyoruz. O yüzden çok fazla hırpalamak istemiyoruz.  Karadeniz’den hububat ve demir çelik ürünlerini, Türkiye’den demir-çelik taşıyoruz. Mısır taraflarından; üre, kağıt gibi ürünler ve soda taşıyoruz. Bunların hepsi temiz ürünlerdir ya son mamul ya da son mamul olarak işlenecek ürünler. Ayrıca Odak firmasının Güney Afrika’dan ihraç ettiği kömürleri ve Tüpraş’ın ithal ettiği yükleri taşımada özel brokerlik hizmeti veriyoruz. İsdemir ve Erdemir firmalarına da Panamax Size’a kadar gemi veriyoruz. Ayrıca Çolakoğlu, Habaş gibi birçok firmaya da hizmet vermekteyiz.

 

2020 nasıl bir yıl olarak geride kaldı ve 2021’e yönelik öngörüleriniz, beklentileriniz neler?

 

Seren Horasanlı: Pandeminin yoğun olduğu, kapanmaların yaşandığı dönemlerde üretim durdu. Arabalar üretmeyiyor, fabrikalar demir-çelik almıyordu. Almayınca da üreticilerde üretim azalıyordu. Rakamlar çok aşağı çekildi. Biz maliyetin altında dönmeye başladık. Yeter ki, gemilerimiz çalışsın, çalışanlarımıza maaşlarını vermeye devam edelim, gemilerimiz demirlemesin istedik. Karamsarlığa düşmedik, gemilerimiz çalışıyordu. Bu sayede moralimiz bozulmamıştı. Tabii hepimiz evden çalışıyorduk. Babama soruyordum ‘Bu nasıl olacak? diye. O da bana ‘Biz neler gördük, bu da geçecek’ diyordu. Yaza doğru yükler biraz arttı. Hiçbir zaman durma noktasına gelmedi. Şimdi önümüze bakarsak, 2021’den beklentimiz 2020’nin sonu gibi sözümüzün kiracıya geçebildiği, istediğimiz rakamı alabildiğimiz. Kiracı marketi yerine armatör marketi olan bir yıl olsun. Bu şekilde devam edeceğini umuyoruz. Yük artışı güzel gidiyor, rakamlar iyi seyrediyor. Babamızın bir yönü de planlarını hep çok önceden yapar. Ben, ‘Baba bunu şimdiden niye düşünüyorsun. Zamanı gelince düşünürsün’ demiştim. O da bana ‘Bir geminin manevra yapabilmesi için komutu önceden vermen gerekir. Yoksa o manevrayı o gemiye yaptıramazsın” demişti. Bu bizi çok etkiledi ve yol gösterici bir öğüt olmaya da devam ediyor.

 

Son olarak denizci olmakla ilgili duygu ve düşünceleriniz nelerdir?

 

Seren ve Selin Horasanlı: Bu sektörde olmaktan, denizci olmaktan, Levent Horasanlı’nın kızları olmaktan gurur duyuyoruz. İleride Selin ve Seren dendiğinde hemen başarılarımızla tanınmak hedefindeyiz. Her geçen gün kendimize bir şeyler katıyoruz. Yeni şeyler öğreniyoruz ve işimizi çok severek yapıyoruz. Bu sektörü biz seçtik. Babam bize ‘Bir firmamız var, gelip çalışmak ya da çalışmamak sizin tercihiniz. Böyle böyle avantajları var. Karar sizin’ demişti. Biz de denizcilik okumak istediğimizi, yanına gelip çalışacağımızı söylemiştik. Bu kararımızın en doğru karar olduğuna inanıyoruz.

KAYNAK: 7DENİZ DERGİSİ

Editör: Haber Merkezi