Türk Loydu Başkanı Cem Melikoğlu, geçtiğimiz 20 Ocak tarihinde gerçekleşen Türk Loydu 66. Olağanüstü Genel Kurulu’nda gündeme gelen konuları değerlendirdi. 7deniz.net’e konuşan Melikoğlu, oy çokluğuyla kabul edilen Şirket Koordinasyon Yönetmeliği’nin neden gerekli olduğunu ve genel kuruldaki diğer gündemlere ilişkin sorularımızı yanıtladı.
Sayın Başkan, Türk Loydu Vakfının 66. Olağanüstü Genel Kurulunda sunduğunuz yönetmelik kabul edildi, gene başarılı bir sonuç aldınız, Neden böyle bir olağanüstü genel kurula gerek duydunuz?
Bir önceki Genel Kurulumuzda, 29.07.2021 tarihli 65. Olağan Genel Kurul toplantımızda alınan karar gereğince, “Raportörlük Yönetmeliği”nin alanında uzman kişilerden oluşan bir komisyon tarafından gözden geçirilip tekrar düzenlenmesi ve genel kurula sunulması konusunda Yönetim Kurulumuz görevlendirilmişti. Yönetim Kurulumuz tarafından kurulan çalışma komisyonu, uzman hukukçu ve mali müşavirlerden oluşan ekibiyle detaylı bir çalışma gerçekleştirdi ve Türk Loydu Vakfı’nın tüm şirketlerini kapsayacak şekilde yeni haliyle “Şirket Koordinasyon Yönetmeliğini“ hazırladı. Bu çalışmaya önemli destekler veren başta Türkiye Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Şirketleri Birliği, İMEAK DTO, GİSBİR olmak üzere tüm kuruluşlara tekrar teşekkür ederim.
Bilindiği üzere seçimle göreve gelen Yönetim Kurulumuz, Vakıflar mevzuatı gereğince Vakfımızın mal varlığını gözetmek, Vakfımızın amacına uygun olan çıkarlarını en iyi şekilde korumak zorundadır. Vakıflar mevzuatı, Vakıf Senedimiz, Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu yönetim kurulumuzun vakıf mallarını koruma ve yönetme hususunda sorumluluklarını ayrıntılı olarak düzenlemektedir. Bu sorumluluğu yerine getirebilmek için yılda bir defa yapılan denetimler yeterli olmayıp düzenli ve devamlı bir “yerindelik denetim sisteminin” yerleşmesi için yapılan bu çalışma Vakıf Senedine dayanmaktadır. Şirket Koordinasyon Yönetmeliği ile verimli çalışacak bir “yerindelik denetim sisteminin” alt yapısını oluşturmaya çalıştık. Türk Loydu’nun önümüzdeki yıllarda daha da büyüyeceğini, çok daha büyük işlere imzalar atacağını öngörmekteyiz. Doğal olarak büyüyen yapınızın kontrol ve denetim sistemlerinin de ona göre şekillenmesi gerekiyor. Genel Kurulumuz sunulan yönetmeliği kabul ederek bir kere daha bize olan desteğini göstermiştir. Bu vesileyle tüm Genel Kurul delegelerimize teşekkür ederim. Bu güvene layık olmak için çok çalışacağız.
Az önce çalışma komisyonundaki kurumları sayarken GMO’nun adı geçmedi. Atladınız mı, yoksa katılmadılar mı ya da başka bir sebebi mi var?
Gemi Mühendisleri Odası bizim kurucumuz, benim üyesi olmaktan gurur duyduğum meslek odam. Hiç onların ismini atlar mıyım. Çalışma komisyonumuzu kurarken GMO ilk yazıyı gönderdiğimiz ve ilk destek istediğimiz kuruluştu. Maalesef GMO mevcut yönetimi, komisyona hiç üye göndermediği gibi böyle bir çalışmayı doğru bulmadıklarını ve çalışmaya destek vermeyeceklerini de yazıyla bildirdiler. Ancak senet çalışması olursa destek vereceklerini yazmışlar. GMO’nun bu çalışmaların içinde olmasını biz çok arzu etmiştik. İsterdik ki Türk Loydu’nun sorunlarına hep birlikte kafa yoralım, ortak akılla çareler bulalım, olmadı maalesef.
Biz bu komisyonu kurarken çalışacak komisyonun bir taraftan vakıf senedini, bir yandan şirket ana sözleşmesini, Vakıflar Kanununu, Türk Ticaret Kanununu ve Borçlar Kanununu incelemesini diğer yandan da Vakfın en kıymetli değeri olan şirketler ile Vakıf arasında sadece idari değil mali ve hukuki bilgi akışının da devamlı olmasının yollarını araştırmasını arzu etmiştik. Sonuç olarak iyi bir noktaya da geldik. Bu arada gördük ki Vakıf Senedimizin de günümüz ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde tekrar elden geçmesi gerekmekte. Senet değişikliği için de benzer şekilde bir çalışma komisyonu kurmayı planlıyoruz. GMO yönetiminin bu defa komisyona katkı sağlayacağını umuyoruz. Kurucumuz olan Gemi Mühendisleri Odasının Türk Loydu’na destek vermemesi gibi bir durumu düşünemiyorum, düşünmekte istemiyorum. Sonuçta Türk Loydu eşi olmayan, ulusal, önemli görevler üstlenmiş yegâne milli klas kuruluşumuz. Türk Denizciliğinin ilerlemesini istiyorsak Türk Loydu’nu da gereken seviyelere hep birlikte ulaştırmalıyız.
Genel kurulunuzda eski başkanlardan Sn Mustafa Zorlu tarafından Denizticaretgazetesi isimli bir haber sitesinde kendi hakkında çıkan haberlerle ilgili, özellikle de sizi ve ilgili basın kuruluşunu hedefleyen oldukça yakışıksız bazı ithamlarda bulunuldu. Güya haberi siz para verdirerek yazdırıyormuşsunuz, bu konuda ne düşünüyorsunuz, gerçekten olabilir mi böyle bir şey?
Sayın Mustafa Zorlu Türk Loydu eski başkanlarından biridir, daha da önemlisi benden önceki başkandır. Dolayısıyla Sayın Zorlu’nun Genel Kuruldaki tutumunu ve yaklaşımını çok yadırgadım, söylediği sözleri ise eski bir başkana hiç yakıştıramadım. Türk Loydu Vakfı Genel Kurulu kimsenin kimseye iftira atma, dayanaksız iddialar ileri sürme yeri değildir. Herkes biliyor, biz yönetime geldiğimizde FETÖ’cü bir kumpastan zor kurtulmuş, yıpranmış, yorgun bir Türk Loydu vardı. Internette Türk Loydu diye arama yaptırdığınızda seçimlerde usulsüzlük, mahkeme, savcılık incelemesi gibi olumsuz haberlerle karşılaşıyordunuz. Bunu değiştirmenin en iyi yolu çalışmak, başarılı ve iyi işler yapıp bu çalışmaların haberlerini oluşturmak ve bunların duyurulmasını sağlamaktı. Negatif haberlerin önünü kesmenin en iyi yolu çok daha fazla olumlu, başarılar içeren pozitif haberler yapmaktır. Geçen sürede bunun için çok çalıştık, Türk Loydu’nun gerçek değerine, hak ettiği liyakate ulaşması en baştaki hedefimizdi. Şimdi sektöre baktığımda bu konuda başarılı görüldüğümüzü düşünüyorum. Şunun altını çizmeliyim, biz Türk Loydu olarak medya için ayırdığımız bütçeyi olabildiğince adil bir şekilde denizcilik sektörümüzün önemli yayın kuruluşları arasında paylaştırıyoruz. Makul ölçülerde Türk Loydu’nun marka değerini yükseltecek ve bilinirliğini arttıracak şekilde reklamlar da verilmektedir. Bizim bunun haricinde özel haberler yaptırabilecek ne niyetimiz olabilir ne de finansal gücümüz, böyle bir şey yok. Bizim bir haberimizin yayınlanabilmesi için yaptığımız işin gerçek ve haber değeri taşıyor olması gerekiyor. Basın kuruluşlarının, milli kuruluş olmamız nedeniyle bize karşı daha anlayışlı ve pozitif yaklaştıklarının farkındayız ve bunu da içtenlikle takdir ediyoruz. Yeri gelmişken tüm denizcilik basın camiamıza Türk Loydu’na verdikleri destek için de çok teşekkür ederim. Türk Loydu’nun başarılarının, gurur verici çalışmalarının denizcilik medyasında çıkmasından, yaptığımız işlerin geniş kitlelere duyurulmasından neden rahatsız olur bazıları hiç anlamıyorum. Denizcilik medyasının önemli kuruluşları ile eşit ve ölçülü bir mesafede, saygılı bir şekilde ilişkilerimizi sürdürmekteyiz, sürdürmeye de devam edeceğiz.
Bizimle ilgili suçlayıcı ifadeler kullanan Sayın Mustafa Zorlu’yu kınıyor, hiçbir dayanağı olmadan ortaya koyduğu asılsız iddilarını ve iftiralarını ispatlamaya davet ediyorum.
Sayın Mustafa Zorlu tarafından dile getirilmişti, iddiaya göre, Siz Deniz Ticaret Gazetesi’ne bu haberi yayınlasınlar diye sayfa sayfa röportaj vermişsiniz doğru mudur? Belgelerin kasıtlı sızdırıldığı iddiası da var, görüşlerinizi alabilir miyiz
(Gülüyor) Az önce de belirttiğim gibi denizcilik medyasının önemli kuruluşları ile eşit ve ölçülü bir mesafede, saygı çerçevesinde ilişkilerimizi sürdürmekteyiz. Elbette ki bir yayın kuruluşu benimle röportaj yapmak isterse, bunu genelde geri çevirmem. Bazen probleminiz olabiliyor, öyle bile olsa talebi olabildiğince hızlı cevaplamaya çalışıyorum. Çünkü benim adımın geçtiği, geçeceği her haberde, her röportajda mutlaka Türk Loydu’nun adı geçecektir, Türk Loydu’nun reklamı yapılacaktır. Başkanlığını yaptığım böyle değerli bir kuruma fayda sağlayacak bir talebi neden geri çevireyim ki? Doğrudur, birçok medya organında röportajlarım çıkmıştır, bu da son derece normaldir. Ancak baktığımda adı geçen haber sitesi ile en son 30 Ocak 2019 yılında bir röportajım olmuş. 2022 yılında olduğumuzu düşünürsek, neredeyse 3 sene önce. Aslında Mustafa Zorlu Beyin iddiasının tam tersine, ilgili yayın organı tarafından uzun zamandır ihmal edilmişim gibi gözüküyor.
Belge sızdırılması iddiasına gelince, söz konusu haberde Vakfımız ile özel bir şirketin taraf olduğu sözleşme dayanak alınmış olup bu sözleşmenin veya haberin dayanak yapıldığı bilgilerin Vakfımız mevcut çalışan veya yöneticileri tarafından paylaşılması mümkün değildir. Olayın kendisi de, iddiası da çok üzücüdür. Türk Loydu’nun basında bu tür haberlerle değil, başarılarıyla, yüksek performansıyla yer almasını arzu eden bir insanım. Yönetim olarak hep bu stratejiyi izledik. Göreve geldiğimizden beri, yönetim olarak hep ileriye bakmaya, Türk Loydu’nu nasıl daha yükseklere, daha başarılı noktalara taşıyabilirize kafa yorduk. Olabildiğince geçmişin karmaşalarından ve kavgalarından uzak tutmaya çalıştık. Eski defterleri eşeleyip, meslektaşlarımızın hatalarını aramak yerine, nasıl daha başarılı olabiliriz, uluslararası arenada yerimizi nasıl alabiliriz, saygınlığımızı nasıl arttırabiliriz, hangi yeni alanlarda yer almalıyız ona çalıştık. Geriye dönüp baktığımızda gayet başarılı olduğumuzu söyleyebilirim; Dünya Denizcilik Örgütü IMO’nun meclisinden GBS onayımızı alarak IMO’nun IACS dışında kabul ettiği tek klas kuruluşu olmak, TIC Council üyesi olmak (Endüstrinin IACS’ı diyebiliriz), INSA ve NSCA Başkanlıkları ve komite üyelikleri, önemli seviyede artan cirolar, nükleerde ülkemizin yetkili ilk milli kuruluşu olabilmek, Paris MOU’da yıllardır devam eden “Yüksek Seviyeli Klas Kuruluşu” performansımız, dünyanın ilk elektrikli romorkörü Zeetug’ı klaslamak, askeri gemilerin klaslamasındaki başarılarımız, denizcilikteki savunma sanayi ihracatımızda aktif roller alabilmemiz gibi konular bizi gururlandırıyor.
Son olarak şunu vurgulamak isterim: Kavgalar sizi aşağı çeker, enerjimizi sürtünme enerjisi gibi kayıp enerjilere harcamamalıyız. Düşünmemiz gereken, “Nasıl daha ileriye, nasıl daha yukarıya, nasıl daha iyiye” olmalı. Türk Loydu ülkemizin önemli ve yegâne milli klas kuruluşudur. Türk Denizicliğinin daha da ilerlemesi için güçlü ve başarılı bir Türk Loydu herkesin ortak beklentisidir.
İbrahim KOCAMIŞ
7DENİZ - ÖZEL
