ABD Donanması yapısal değişim odaklı yeni hedef ve faaliyetlerin peşinde gözüküyor. Bahse konu bu hedefler; donanmayı denizdeki diğer rakiplerinin önünde farklı kılacak bir konuma getirmeyi amaçlıyor. Yeni bir konsept, doğal olarak, bu konseptin sacayaklarını oluşturan farklı harekat, eğitim, malzeme, personel ve lojistik gibi konuları da gündeme getirmektedir. Bir önceki duruma göre söz konusu hususlarda çoğu zaman gözle görülür değişikliklere gidilmesi gerekebilir. Bu geçiş süreçleri çoğu zaman sancılı da olabilir. Muhafazakar tavır takınanlar ile yapılanı beğenenler ve beğenmeyenler arasında bir tartışma ortaya çıkabilir. Bir kısım Amerikan askeri dergi ve internet sitelerinde, bu tip benzeri tartışmaları görebilir ve okuyabilirsiniz. Amerikalı gemi tasarımcılarının uzun bir süredir fütürist gemi olarak ortaya koydukları gemi tipleri ile bu gemiler için donatımını planladıkları lazer ve elektromanyetik raylı top gibi silah sistemleri dikkate alındığında; deniz harp silah ve araçlarında artık yeni bir dönemin başlangıcında olduğumuzu söyleyebiliriz. Yeni teknolojiler, yapısal değişimleri de ister istemez gündeme getirmektedir. Bu planlamaların yanı sıra; yeni teknoloji ve ihtiyaçlar kapsamında ABD, harp gemilerinin sayısını 278’den 355’e çıkarma hedefini de gündemine almıştır. Peki, yakın vadede bu hedeflerin gerçekleşme ihtimali var mıdır? 2015 yılında yayınlanmış ve açık kaynaklara yansımış olan ‘21.Yüzyıl Amerikan Deniz Gücü Strateji Belgesi’nin ön sözünde imzası bulunan Amerikan eski Donanma Bakanı Ray Mabus, ihtiyaç duyulduğunda denizde ve dünyanın en uzak yerlerinde Amerikan donanma unsurlarının konuşlanacağını vurgularken; ‘…Denizden gelerek, daha kısa sürede ulaşırız, daha uzun süre kalırız, gereken her şeyi yanımızda getiririz ve kimsenin iznini almak zorunda değiliz…’ şeklinde bir ifade kullanmayı tercih etmiştir. Bugünün dünyasında çok zorlama bir niyet beyanı olarak kabul edilebilecek bu ifadelerin önümüzdeki 10-15 yıl içerisinde bir gerçekliği olabilir mi ? Tahminim, bu teori; gemi ve silah teknolojilerindeki ilerleme ile bunların yapısal değişime yapacağı katkı kapsamında dikkate alınabilecek bir konu olarak önümüzde durmaktadır. Tabi, her zehrin bir panzehri olduğunu da unutmamak lazım. Yeni yüzyılın ihtiyaçlarının karşılanması, imkan ve kabiliyetleri zorlamaya ve hatta aşmaya başladığında; bir kısım otoriteyi, her şeyi yapabilen görünmeyi ve özellikle ‘…kimsenin iznini almak zorunda değiliz…’ şeklinde bir ifadeyi, psikolojik üstünlüğü elde tutmak kabilinden, dedirtmek zorunda da bırakmış olabilir. Yapısal değişimdeki takınılan aceleci ve telaşa yönelik tutum, sorumluların sözlerine de yansımış gözükmektedir. Örneğin, geleceğin gemisi olarak ortaya konulan, farklı bir silüete sahip ve bir balıkçı teknesi kadar radarlarda izi olduğu bilinen USS Zumwalt (DDG-1000) destroyerinin yeni taktik ve operatif gereklilikler kapsamında görev tanımlarının Eylül 2017’de yeniden ele alındığı belirtilmektedir. O halde, geminin kızağa konulduğu 2011 yılından günümüze kadar olan süreç içerisinde; özellikle Çin Donanmasındaki gelişmeler kapsamında, başlangıçta belirlenen gemi kullanım konseptine ilave ve değişiklik yapılması ihtiyacının oluştuğu, hatta belki de, geminin vaktinden önce harekat sahasına sürülecek olması ihtimalinin de bir sonuç olarak karşımıza çıkmış olabileceği düşünülebilir. Gemiye lazer ve elektromanyetik raylı top olarak donanımı planlanan yeni silah sistemleri henüz deneme aşamalarındadır. 30 kW’lık bir lazer silahının, 5 cm kalınlığındaki çelikte, 10 cm çapında bir delik açabileceği yorumu şimdilik önemli olmakla birlikte, diğer yandan elektromanyetik raylı toplardaki 5 Mach’ın üstüne çıkan mermi hızı nedeniyle namlu ısınması ve güdüm gibi sorunlar devam etmektedir. Lazer sistemlerinde artık 60-150 kW bandı arasındaki deneme süreçlerine geçilmiştir. Bununla birlikte, USS Zumwalt (DDG-1000)’ın tüm bu silah sistemlerine enerji vermesi düşünülen gemi yardımcı makinalarında (jeneratörlerde) ve tali sistemlerinde, tecrübe seyirleri süresince tespit edilen arızalar da oldukça dikkat çekmiştir. Bununla birlikte, satıhtan satıha fırlatılan SM-6 güdümlü mermilerle teçhiz edilmesi planlanan USS Zumwalt (DDG-1000) ve aynı seriden olan USS Michael Monsoor (DDG-1001) ile USS Lyndon B.Johnson (DDG-1002) gemilerinin yakın bir zamanda Pasifik Okyanusunda konuşlandırılacağı açık kaynaklarda yer almaktadır. Diğer yandan, yeni denizaltı, insansız su üstü ve su altı gemi örnekleri hala gelişmeye açık bir şekilde deneme süreçleri içerisindedir. İleri teknolojiye sahip olunsa da, sistemlerin hayata geçmesi elbette makul bir proje takvimi ile işlem sırası ve disiplini gerektirmektedir. Teknolojik kabiliyet bazen tek başına yeterli olamayabiliyor. Bu kabiliyetlerin elbette bir maliyeti de söz konusu olacaktır. Zumwalt sınıfı bir gemi için bu maliyet, AR-GE dahil, takribi 7 milyar dolar olduğu belirtilmektedir. Bu, bir uçak gemisinin parasal değerine yakın bir fiyattır. O halde fütürist bir gemiden beklenenin; uçak gemisi gibi zahmetli bir savaş makinesinin sağladığı etkinin eşidi ve/veya üzerinde bir karşılığı olması gerekmektedir. Bu tip gemilerin sayılarının artması; hedefler, değişen ihtiyaç, teknoloji inkişafı, bürokratik sabır ve rakiplerin durumu ile doğrudan orantılıdır. Amerikan yeni Donanma Bakanı Richard Spencer, ABD Donanmasının 355 adet gemiye sahip olması hedefini benimsediklerini ancak, bu sayı artırımı yapılırken, donanmanın 15 yıl içinde fütürist gemilerle ne şekil alacağını değerlendirdiklerini ve yeni teknolojileri anlamaya çalıştıklarını beyan etmektedir. Görüldüğü üzere, mevcut 278 adet olan harp gemisi sayısının 355’e çıkması kolay olmayacaktır. Bu rakama ulaşabilmek amacıyla gemileri seçerken, öncelikle teknoloji ve maliyete göre tercih yapacakları düşünülebilir. Bununla birlikte; maliyet, sadece gemi ve silah teknolojisi boyutunda değil, aynı zamanda bunlara uygun sahil teşkilatlanması, personel, eğitim, malzeme ve lojistik destek kolaylıkları ile söz konusu gemilerin idame ve bakım-onarım masraflarının da hesap edilmesini gerektirecektir. Sonuç olarak; deniz harp silah ve araçlarında yeni bir döneme girmek üzere olduğumuzu söyleyebiliriz. Bu konuda sadece ABD donanmasının değil, diğer bir kısım ülkelerin donanmalarının da önemli aşamalara geldiği ve bir rekabet içerisinde oldukları aşikardır. ABD de bu konularda çok açık ara tek başına değildir. Netice itibarıyla; bugünkü bilinen konseptlerin ve bir kısım silah sistemlerinin yakın bir gelecekte demode kalabileceğini dikkate almamız gerekmektedir. İhtiyaç ve taleplere binaen ABD’nin donanmasında düşündüğü yapısal değişimi teknolojinin belirlediği ancak, bu teknolojinin ağır maliyetlerinin de olacağı ortadadır. Bu maliyet, gemi ve silahların temin etmesi beklenen faydaya değecek midir? Örneğin lazer silah sistemi, güdümlü mermi devrini kapatarak bir devrime dönüşecek ise bu maliyet elbette göze alınabilir. ABD’nin bu konularda ön almaya çalışması ve aceleci görünen tutumu, özellikle Pasifik Okyanusundaki yoğun konsantrasyonu nedeniyledir. Bir diğer sonuç ise; milli savunma sanayine sahip olan ülkelerle sahip olmayanlar arasındaki savunma gücü farkının çok fazla açılabileceğidir. Bu fütürist örneklere ait teknolojilerin, çözülmesi karmaşık olan siyasi hedefler ortada durduğu sürece, başka ülkelerle paylaşılması ya da transferi mümkün gözükmemektedir. Bunun mevcut askeri ittifaklar içerisinde yapısal değişim olmasa da, etkinlik ve ağırlık yönünden bir kısım ülkelerin lehinde ve aleyhinde bir duruma sebebiyet vereceği de dikkate alınmalıdır.   Kaynaklar: http://www.navy.mil/local/maritime/150227-CS21R-Final.pdf https://www.defensenews.com/naval/2017/10/09/the-us-navy-will-start-losing-its-largest-surface-combatants-in-2020/ https://www.defensenews.com/naval/2018/02/10/us-navy-pressing-towards-major-reorganization/ https://www.defensenews.com/naval/2017/10/23/neither-congress-nor-the-pentagon-have-a-path-to-a-355-ship-navy/ https://breakingdefense.com/2018/03/first-combat-laser-for-navy-warship-lockheed- https://www.defensenews.com/naval/2018/02/15/its-official-the-navys-new-stealth-destroyers-will-be-ship-killers/ http://www.milscint.com/tr/analiz-denizde-harbin-gelecegine-iliskin-notlar-2/   Alp Kırıkkanat Paragon Teknoloji A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı [email protected]