İMEAK Deniz Ticaret Odası Kasım Ayı Olağan Meclis Toplantısı dün (31 Kasım 2017 Perşembe günü) Faruk Ürkmez Başkanlığında gerçekleşti. Geçtiğimiz ay gerçekleşen toplantıda yaşanan olaylar sonrası bu ay meclis gayet sakin bir atmosferde geçti. İlk defa 48 gün süren uzun bir aradan sonra toplanan meclis, keyifli bir şekilde sonlandı. Bir önceki ayın olumsuz havasının etkilerinin hissedilmediği toplantıda yapılan konuşmalar da sorunsuz gerçekleşti. Açılış konuşmasını yapan İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan’ın gündeminde ise önemli detaylar yer aldı.
“Ayda bir 4 saatinizi buraya ayıracaksınız!”
Metin Kalkavan’ın öncelikli gündem maddesi, meclis toplantısının kaç saat süreceği üzerine oldu. Özellikle geçtiğimiz ayın toplantısında yaşananlardan sonra meclis toplantılarının kaç saat süreceğine ilişkin herhangi bir yükümlülük bulunmadığının altını çizen Başkan Kalkavan, “Ayda bir 4 saatinizi meclis toplantılarına ayırmayacaksanız yeni meclise aday olmayın! Bunu da çok net dile getiriyorum” diyerek tepkisini ılımlı bir şekilde ortaya koydu. Geçtiğimiz ayın toplantısında ‘şu kadar saat konuşulacak, ben konuşacağım siz dinleyeceksiniz’ gibi ithamlara da açıklık getiren Başkan Kalkavan, “Murat (Kıran) Bey dışarı çıktı ama ben 2 saat 2 dakika konuştum ancak kimse konuşmasın demedim. Çok ciddi şekilde tutanakları inceledim. Benim öyle bir tarzım söz konusu değil. Ayrıca bizim öyle bir politikamız da olamaz. Keşke herkes konuşsaydı. Halbuki ben o konuşmamı yaptıktan sonra inerken, nasıl olsa birazdan cevap vereceğim, biraz daha konuşayım dedim ve elimde de dosyalarım vardı. Zaten meclisin ilk yarım saatinde, oylamak zorunda olduğumuz belli prosedür ve yükümlülüklerimiz oluyor. Şimdi benim söyleyeceklerim var ama zaman doldu diye söylemeyeyim mi? Bu noktada bir karar vermemiz gerekiyor. Ayda bir 4 saatinizi buraya ayıracaksınız. İşlerinizi ona göre planlayın lütfen! Gerekirse yemeğinizi de veririz. Geçenlerde GİSBİR’de son genel kurul toplantısını yaptığımızda 3 saat sürdü. Çok da güzel sunumlar oldu. Senede bir kere ancak genel kurul 3 saat sürdü. Burada ortaya şu çıkıyor: Biz ya Deniz Ticareti Odası’nın ne olduğunun farkında değiliz ya da…” diyerek meclisin kaç saat sürmesi gerektiği tartışmalarına da açıklık getirdi.
“Hadi bitir de gidelim söylemleri olmaz. Orada dur!
Güzel bir meclis yaşandığını dile getiren Kalkavan bir yandan meclis başkanına da teşekkürlerini iletti. Meclis toplantılarında ilk defa bu kadar uzun bir ara verildiğini belirten Başkan, “48 gün süren uzun bir ara verdik. Bu bir ilkti. Şimdi siz meclis toplantısı kısa sürsün diyorsunuz ancak bu süreçte oda olarak yaptığımız etkinlikleri anlatmazsak ne anlamı kalır toplanmamızın? Sistem değişiyor. İnteraktif, farklı bir modele geçiyoruz. Toplantıya katılım sayısı yüksek. Burada bilgi paylaşıyoruz. Yaptığımız bir dünya aktivite var. Bir aktiviteye harcadığımız korkunç bir zaman var. Ve bunları size 2 dakikada anlatmaya çalışıyoruz. Büyük haksızlık! Biz bir taraftan yaptığımız aktiviteleri anlatırken ‘hadi bitir de gidelim’ söylemleri olmaz. Orada dur! Piyasalar ciddi bir artışa geçti. Nazar değmesin diye mi Levent (Karaçelik) Bey bu konuyu kısa geçti? Bu iş kötüleştiği zaman ağlamak var da iyileştiği zaman keyiflen.
“Olacak iş değil!”
Sina (Şen) Bey’den de ilginç bir öneri aldım. ‘Siz önceden sunumları ve fotoğrafları bize gönderin, sen konuşma, hiç anlatma, biz bakarız o resimlere…’ diye. Ben ilk defa böyle bir şey duydum. Açıkçası meclis tutanaklarının gönderildiğini biliyordum ama meclis yönetim kurulu konuşmalarının sunumunun önceden dağıtılması talebiyle ilk defa karşılaşıyorum. Hem de resimleriyle beraber. Olacak iş değil! En iyisi mi ben bir dahaki toplantıda sizlere DTO’nun meclis görevlerini bir okuyayım. Çünkü bunları anlatmamız lazımmış demek ki” diyerek bu öneriye olan şaşkınlığını dile getirdi.
“Yoksa burada tozu dumana katardı”
Kenan Türkantos’un konuşmasına da atıfta bulunan Başkan Kalkavan, “Geçenlerde IMO’da 4 resepsiyona katıldık. Sabah 9’da girdik binaya akşam 9’da çıktık. Bazılarından ‘hadi kalk gidelim, yoruldum bittim’ gibi sözleri işittim. Kenan Bey’de vardı orada ve ben ilk defa Kenan Bey’in ‘enerjim bitti’ dediğini duydum. İyi ki de enerjisini aldık ki burada öyle konuştu. Yoksa bugün tozu dumana katardı(gülüyor)” dedi.
“Ordinoya basit bir olay olarak bakmayın”
Ordino konusunda yaşanan sıkıntılara da değinen Kalkavan, Bu seferki ordino hadisesinin teknik bir nedenle ortaya çıkmadığını belirtiyor ve “Zaman zaman bunları görüyoruz. Hatta Kenan (Türkantos) Bey önemli şeyler söyledi. Bu konuda neden bir açıklama yapmadık veya bir basın bildirisi yayınlamadık? Çünkü işin içinde farklı alanlardan topa girenler olduğu zaman beklemek zorunda kaldığınız şeyler oluyor. Ortalıktaki toz bulutunun inmesini beklemek zorundasın! Bu yıllarca olur. Hatta geçmiş yıllarda yaşanan bir olayda geçen konuşmayı aktarayım; ‘-Konteyner vermiyorsunuz? –Tamam siz kimsiniz(dedim)?- Ben Mermer(?) İhracatçılar Birliği…’ Canımıza okudunuz! Siz 100 dolara konteyner taşıtırken, konteynerleri bozarken, şimdi piyasa iyileştiği zaman tabi ki bir taşıyıcı konteynerini en son size verecek. Konteyner bulunmazken, yükler gelmişken tabi ki sıranın sonuna gidecektiniz. Konteynerleri kıra kıra 100 dolara taşıtırken hiç düşünmediniz mi bunu? Bir de dediler ki ‘öyle mi yaptık?’ Öyle yaptınız! Normal serbest ticaretin olduğu yerde daha da acısı… Biz anlıyoruz bunları anlatıyoruz ancak bu işin temeli uluslararası büyük firmalar; verilen hizmetin karşılığı ama bir dolar ama bin dolar olmak mecburiyetinde! Burada yük teslim belgesi mi dersiniz ordino mu dersiniz deyin bu belge büyük sorumluluk. Burada dolandırıcılık yapılıyor. Bu 2 sene önce de gündeme geldiğinde anlattık 5 sene önce de… Tamam, evrakı kaldıralım bir kutu koyalım dedik, kutuya acente onay vermeden olmaz. Bu Amerika modelidir. Gidersiniz evrak falan yoktur, gümrükte eşleştirme için acentenin mutlaka onayı olmalıdır, kutuda tik vardır. O tik olmadan malı kimse oradan alamaz. Kısacası ordinoya basit bir olay olarak bakmayın. Bugün ordino yarın boşaltma ücretleri, navlun ücretleri gibi başka şeyler çıkar. Bunun arkasında iyi niyetten yoksun bir politika oluşturmak var. Bu gerçekten bizim sektörümüze görüntü olarak ciddi zarar veriyor. Ve sektörümüzü bilmeyen insanlar konuşuyor” şeklinde açıklıyor.
“Yunanistan’ın uyguladığı çıkış yasağı ciddi bir problem”
Kalkavan, Yunanistan ile yaşanan ticari yatların çıkış yasağı konusunu da dile getiriyor ve ticari yatların klaslı olsa dahi Yunanistan’a çıkış yasağının devam etmesinin ciddi bir problem olduğunu söylüyor.
“Deniz acımasızdır hiç affetmez”
Başkan Kalkavan son olarak, Şile açıklarında batan kuru yük gemisi Bilal Bal konusunda DTO’nun tavrını eleştirenlere şu şekilde yanıt veriyor: “Bu yaşanan elim olay karşısında ‘armatörümüze ne yapıyorsunuz?’ şeklinde eleştirilere maruz kaldık. İsterdik ki bizlere ‘Efendim bu konuda bir açıklamanız olmadı. DTO’nun bu konuda bir görüşü var mı?’ şeklinde sorular yöneltin. Bize bu soruyu yöneltenler armatör tarafından bakıyor ancak biz konuya giden canlarımız açısından bakıyoruz. Ha bir de kurallar var. Kuralları delerseniz maalesef kurallar çok acımasız olur. Çünkü deniz acımasızdır hiç affetmez. Ama burada hatalar zinciri devam ediyor. Geminin iyisi kötüsü bakım tutumla alakalıdır, yaşla değil! Yaşın tabi ki etkisi vardır. Ama baktığımızda bugün Amerika’da 50 yaşın üstünde çalışan konteyner gemisi var. Gemiye bakarsanız kuralları uygularsanız sorun olmaz. Ama bakmazsanız 15-20 yaşındaki gemiler elinizde kalır. Bilal Bal gemisine dönersek biz geçmiş olsun dileklerimizi ilettik. Onun dışında arama kurtarma haricinde yapabileceğimiz çok fazla bir şey yok. Bundan sonraki süreç hukuk ve sigortaya gidiyor. Esas üzücü olansa, bu kadar küçük bir alanda bu kadar canı kaybetmek, bu zamanda gerçekten çok hazin.”
Haber: Çilem Kocamış
7DENİZ