"Çinliler ve Ruslara Kızıldeniz'den güvenli geçiş izni verildi" "Çinliler ve Ruslara Kızıldeniz'den güvenli geçiş izni verildi"

Navlun piyasalarını ve olası senaryoları değerlendiren Gökhan Esin, Navis Akademi’de yayımlanan yazısında “Geçmiş verilerle gelecekteki sınırları belirlemek yerine yaşanabilecek sürprizlere hazırlıklı olmak gerekir” dedi.

Esin’in “2023 sonunda nasıl bir konteyner navlun endeksi göreceğiz?” başlıklı yazısında şu değerlendirmeler yer alıyor.

"Navlun endeksinin küresel ticarette önemli bir faktör olduğunu kabul etsek dahi, elbette etkisini ölçmek mümkün değil! Kısa bir etki değerlendirmesi yapmak gerekirse; en sert etkilerinin ticaretin kar- zarar dengesi ve rotalar üzerinde yoğunlaştığını söyleyebiliriz. Şüphe yok ki, navlun ticaretin kar, zarar veya hacmini etkileyen bir değerdir. Şirket değerlemeleri ile ilgilenen okuyucularımız bilirler, navlun endeksinin yükseldiği dönemde değeri artan şirketler, navlunun düşüş döneminde de kayıp yaşar. Çünkü direk maliyet etkisi vardır.

Kar-zarara olan etkisine ek olarak ticaret rotalarını değiştirebilir ya da değişimden etkilenir. Şöyle bir örnek ile başlayalım. Çin'in "sıfır vaka" politikası bazı şirketlerin üretimlerini, düşük maliyetli fakat kısıtlamaların daha seyrek olduğu ülkelere yönlendirmesine sebep olmuştu. Gerçi önemle vurgulamak gerekir ki sadece bazı şirketler bunu becerebildi. Çünkü Çin'in ani ve radikal kararları üreticileri / yatırımcıları korkutsa da hemen taşınamazlar. Öncelikle, alternatif ülkelerinin alt yapılarına göz atmak lazım. Üretimi sağlayacak fabrika, alt yapı, liman vs. yeterli mi?

Gelelim meselenin navlun boyutuna! Çin ihracatına düşük navlun tarifesi uyguluyor. Aynı avantaj diğer ülkeler tarafından sağlanabilir mi? Çok zor! Bir an için bu navlun avantajının başkalarınca da sağlandığını düşünsek; Çin'den ihraç edilen ürünlerin sadece yüzde 5'inin başka ülkelerden ihraç edilmesi sorunsalı doğuyor. Hem navlun hem de alt yapı bakımından nasıl bir sonuç yaratır? İhracat için bir miktar ithalat yapılması gerektiğine göre bu yüzde 5'lik dış ticaret değişiminin etkisi yaklaşık 12 milyon TEU/yıl olacaktır. Ortalama bir ekonominin -yıllık- TEU hacmi kadar diyebiliriz. Kısacası, Çin'den kaçan ticaret, göç ettiği ülkeyi ihya edebilir ama bu ek hacme servis verebilmek için yapılması gereken liman yatırımını unutmamak lazım.

Peki navlun endeksi ne yönde ilerleyecek?

Yukarıda bahsettiklerimizin gerçekleşmeyeceği yani Çin ihracatının başka ülkelere yönelmeyeceğini varsayarsak, navlun endeksinde yukarı yönlü bir hareket beklemek hata olacak gibi…

Konu navlun endeksi olunca, konteyner gemi siparişlerinin ötelenmeye başladığını da geçmemek lazım. Büyük limanlardaki yoğunluğun azalması, beklemelerin bitmesi, bununla birlikte daha güvenilir bir servis ağına dönüş… Bu gelişmeler sayesinde navlunlar düşmeye devam edebilir ya da bu seviyelerde (aşağı-yukarı ilerleyerek) testere hareketi yapabilir. Eğer navlun endeksi düşmeye devam ederse, üstü üste iki yıl düşerek gelecekte örnek gösterilebilecek bir dönem olacak. Buradaki yegâne istisna, yıllık navlun kontratı ile spot iş yapanlar arasındaki farktan oluşuyor ancak bu başlı başına ayrı bir makale konusu olabilir.

Normal şartlarda navlun endeksi üzerine kurgulanan senaryolar yukarıdaki olayları ve diğer tüm tahminleri bir miksere atarak, çıkan karşımın yorumlanmasıdır. Elbette ki 2022 yılının başında yazılan navlun senaryoları bu gelişmeleri dikkate almamıştı ama yine de doğru patikada ilerliyor gibi… İyi de bu senaryolar nasıl tasarlanıyor?

Geçmişin ekstrem olaylarına bakarak tasarlanan senaryolar doğru olmayabilir.

Filmler ve dizilerin senaryoları gerçek dışı olaylar üzerine kurulur. Gerçek dışı olayların yayımlanması popüler bir edebiyat konusu haline geldi! Navlun endeksi üzerine kurgulanan senaryolar ise geleceği kestirmek üzerine kuruluyor.

Tarih bize bir tek şey öğretti ise o da sıra dışı gerçeklerin, büyük değişimlere sebep olduğudur. Büyük buhran, 9/11 olayları, pandemi, bilinmeyen, tahmin edilemez olmakla birlikte küresel ekonomi ve politikanın şekillenmesinde önemli rol oynadı. Örneğin, 9/11 olayları FED'in faiz oranlarını indirmesine ve konut balonunu şişirmesine, 2008 finansal krizine sebep oldu. Pandemi, navlun endeksinin zıplamasına, enflasyon canavarının geri dönmesine, faiz oranlarının şişirilmesine, gelir adaletinin bozulmasına.

Kısacası, geçmişin sürpriz-ekstrem olaylarına bakarak yapılan senaryolar doğru olmayabilir çünkü her biri farklıdır. Geçmiş verilerle gelecekteki sınırları belirlemek yerine yaşanabilecek sürprizlere hazırlıklı olmak gerekir. Bu bakış açısıyla navlun endeksinin geleceği üzerine 2022 başında birbirinden oldukça farklı üç senaryo kurgulanmıştı.

Navlun senaryoları neyi işaret ediyor?

2022 yılına girerken kurgulanan senaryoları hatırlarsak, navlunların tepe noktasından sonra nasıl ilerleyeceğine yönelik varsayımlar 3 farklı senaryo vardı; Senaryo-1 (Agresif düşüş), Senaryo-2 (Ilımlı düşüş), Senaryo-3 (Yükselişe devam). Grafikte de açıkça görülüyor ki; 2022 yılı sonlandığında senaryo yarışının galibi "Senaryo-1" oldu. Eğer bu senaryonun tutarlılığından şüphe yok ise navlun endeksinin yukarıda bahsettiğimiz şekilde testere hareketi ile yola devam etmesi çok muhtemel. Elbette kesin görüş beyan etmek doğru olmaz. Bakalım küresel ekonomide ufuk çizgisinin kaybolduğu şu dönemde 2023 yılının sonunda nasıl bir navlun endeksi göreceğiz?"

Kaynak: Navis Akademi

7DENİZ 

Editör: Haber Merkezi