İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Toplantısı’nda görüş bildirmek için söz alan Yönetim Kurulu Üyesi Recep Düzgit, çok üzüldüğüm bir konu var diyerek söz başladı. Düzgit, “O yüzden de bunu meclis üyesi sıfatımla söylüyorum. Deniz Ticaret Odası’nın 41. yılındayız. Bizim Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği’nin de 121. yılındayız. Bunun azalan eksilen eğrileri de olsa da hep istişare yapardık. Ne yazık ki liman yönetmeliği değişikliğini Resmi Gazete’de yayınlanınca öğrendik. Özellikle kılavuz römorkör konusunda 1998’den beri çok yoğun çalışan, rekabet kurumu, bakanlık, Danıştay, diğer kurumlar, yüzlerce dava… Hepsinden geçtik. Her zaman rekabet kurumu dahil karşı burada tekel konularına biz bakmayız. Çünkü bu can mal emniyeti esaslı bir konudur. Dolayısıyla burada birinci esas bu dedi. Aynı dili kullanarak yıllarca devlet tarafı ya da düzenleyici kurumlar bu şekilde biz yol izledi. Bizler belki haklı, belki haksız bir şeyler dediysek de bir kere can mal emniyeti güvenlik esası her şeyin üstüne çıktı. Şimdi üzülüyorum, çünkü biz idareyle görüşüyoruz, sizlerin adına da görev yapıyoruz. Daha sık görüşüyoruz. Bu konuda bu kadar bihaber olmamız gerektiğine inanıyorum. Zaten idare sivil toplum örgütlerini, odaları dinler yine bildiğini okur. Biz buna bir şey demiyoruz. Yani bu sistem öyle ama sektörden bu kadar habersiz, haber vermeksizin bu kadar önemli bir radikal değişikliklerin yapılması bizleri üzüyor. Çünkü, aslında mesaimizin büyük çoğunluğunu çok sık çıkan mevzuatların düzeltilmesine harcıyoruz” şeklinde konuştu.

Bir mevzuat çıkarmadan önce iyice düşünsünler

Recep Düzgit, “14 Mayıs’tan sonra her kim iktidar olursa olsun bizlerin onlara anlatması gereken öncelikli konulardan biri belli bir süre mevzuat çıkartmadan önce bir düşünmeleri. Mevzuatlar o kadar fazla detaya girdi ki en basit durumda bile iş yapamıyoruz. Örnek vereyim, biz bir gün Ankara'daydık. Metin Kalkavan Bey başkandı. İçişleri bakanlığı müsteşarlığına uğradık. Başkan, ‘Bana bir konu geldi. Rusya'dan gelen yatların Türkiye girişinde sorun yaşanıyor. Ne yapabilirsiniz?’ Dedim Başkanım Zeyport Limanı’nda polis var, gümrük var. Yani çok meraklı değiliz ama yapabiliriz. ‘Tamam yapın’ dediler. 3 buçuk sene buna izin alamadık. Çok detay istediler. Bizim tüm teknelere hizmet teknesi deniyordu. Şimdi acente botu ayrı, pilot botu ayrı. Pilot olmak için acente botunun cinsini değiştiriyorsun. Bir hafta sonra başka ihtiyaç oluyor tekrar yapıyor. Allahtan biz onu yapabiliyoruz. Yani bizim tekneler ona uygun. Teferruat çok. Bunlar verimliliği kısıyor. Dünyada böyle bir durum yok” ifadelerini kullandı.  

Bir firmaya özel muafiyet tanınmış gibi oldu

Üzücü olan bir şey var daha var diyen Düzgit, “Bir firmanın özel hattına da muafiyet tanınmış gibi oldu. Bu oldukça rahatsız edici bir durum. Yani tanımı baştan sona okuduğunuzda o şartları karşılayan ikinci bir firma var mı bilmiyorum. Bu olamaz. Bizim de gemilerimiz var. Bizim gemi kaptanlarımızın kılavuz kaptan muafiyet belgesi var. Ama alması biraz kolaydır. 60 kere gidecek. Aynı gemiyle gidecek yazılı ve sözlü sınavdan geçecek ve o limana bir yıl gitmeye ara verirse belgesinin yenilenmesi gerekiyor. Bu işleri düzenleyen kılavuzluk mesleğini en eski bilen ülkeler, özellikle kuzey Avrupa ülkeleri bilmiyor da biz mi daha iyi biliyoruz?” şeklinde konuştu.

Denizcilerin terk edilme vakalarındaki artış IMO'nun gündeminde Denizcilerin terk edilme vakalarındaki artış IMO'nun gündeminde

7DENİZ / ÖZEL

Editör: Haber Merkezi