İMEAK Deniz Ticaret Odası Nisan Ayı Olağan Meclis Toplantısı Cengiz Kaptanoğlu başkanlığında gerçekleşti. Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu üyelerinden M. Alev Tunç mart ayı faaliyet raporlarına ilişkin sunum gerçekleştirirken, sonrasında kürsüye çıkan Sahil Güvenlik Marmara ve Boğazlar Bölge Komutanlığı Komutan Yardımcısı Albay Orhan Nişancı ise valilik onayı ile geçen yıl başlatılan ‘Güvenli Denizler’ isimli projeleri hakkında bilgiler verdi. İŞKUR İstanbul İl Müdürü Muammer Coşkun faaliyetleri ve uygulamaları hakkında açıklamalarda bulundu. “Denizcilikte dalgalanmalar olur, önemli olan dalganın tepesini yakalamak” İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan toplantıda yaptığı konuşmada, sektörün içinde bulunduğu sıkıntıların sektöre özel olmadığını, dünyada bir krizin yaşandığını ve bunun da geçici olduğu kaydetti. Kalkavan “Denizde hiçbir şey değişmedi. Sadece biz zamanın içinden geçiyoruz. Rakamlar büyüdü, olaylar büyüdü, gemi ebatları büyüdü, gemi miktarları büyüdü. Sonra baktığımızda geldiğimiz nokta 13 senede çok da fena değil. Olaya nereden baktığınıza bağlı tabi ki... Cengiz Bey diyor ki ‘Ben güvenip para yatırdım sonra hepsini kaybettim. Bana destek olun.’ Bu bir düşüncedir.  Saygı duymak lazım ama görüyorsunuz burada sapla saman karışıyor. Ben güya başkanım ama benim yerime çıkıp birisi diğer konuşmacıya cevap verilebiliyor. Bırakın başkan da görevini yapsın. Yok, bu ülkede herkes başkan... Varsa bir derdin çık söyle! Varsa bir fikrin onu da söyle! Ama yok her şeye karışırız. Bizim toplumda ‘Ben bilmiyorum’ yok. Böyle bir şey olamaz. Çok güzel sunumlar yapıldı. Özellikle başkanıma teşekkür ediyorum (İŞKUR İstanbul İl Müdürü Muammer Coşkun). Ama bizim yeteri kadar frekansımız tutmadı, faydalanamadık. Bir de toplum olarak biz hep şikayet ederiz. Hep isteriz ama iş yapmaya geldiği zaman onunla çok fazla uğraşmayız. Hepimizin işletmesinde İŞKUR’dan faydalanacak bir durum vardır, kaç tanesi faydalanıyor? Şu salonda bir tek kişi faydalanıyor. Ben iddia ediyorum şu salondakilerin yüzde 80’inin 90’ının faydalanabilecek imkanı İŞKUR’da var. Ama faydalanmıyoruz. Burada dinliyoruz sonra nasıl yapıldığıyla uğraşmıyoruz sonra da maliyetler arttı diye şikayet ediyoruz“ şeklinde konuştu. Abbas Kolçalar’a yüklendi Metin Kalkavan “Ben ciddi şekilde adeta ajan-provokatör olarak Abbas Kolçalar’ın bu meclisi karıştırmak için buraya sokulduğuna inanıyorum. Bunu yapan da Alev Kaptan. Bugün kandil; birlik beraberlik  diye konuşuyoruz. İki tane sorunum için çıktım diyor. Birincisi karıştırma sorunu. İkincisini de zaten anlamadım. Kıyı emniyetinde anlattım. Geçen sefer de anlattım. Devlet de orada, kıyı emniyeti de orada git anlat 12 Nisan’da gel anlat. Boşa çıkıp burada tekrar tekrar söylediğinde devlet acaba ne düşünüyor bunlar çok konuştu bunların sorununu çözeyim mi diyor? Bu bir strateji mi? Ki, sayın müsteşar yardımcısıyla da özel randevu alıp görüştüler.  Yani ikili meclis arasında da bu toplantı yapıldı. Gerçekten bazen üzülüyorum. Ben armatör çocuğuyum. Denizci çocuğuyum. Yıllarca bu kürsüden bağırdım. Burası Deniz Ticaret Odası. Armatörlerin yeri değil diye. Ama bunu getirip getirip gözümüze sokmanın bir manası yok. Esası gemi değildir, yumurta tavuk hikayesi de değildir. Esası donatandır, risk alandır, yatırıma karar veren kişidir. Bu işin embriyosu o işe yüreğini koyup, elini taşın altına koyup gidip tersaneye bana gemi yap diyen, gidip çekiciye gel kaz diyecek olan kişi donatandır. Dünyada bunun merkezinde donatan vardır.  Bu da armatör diye adlandırılır. Bunu niye tartışmaya açıyorsunuz ki? Ben kapatmaya çalışıyorum. Açtıkça tokat yersiniz. Tabi ki gemi inşa mühendisi olmadan gemi yapamazsınız. Şiddetle kabul etmiyorum ‘Armatörden alacaklıydım diyor. Kaç tane armatörden alacağın var, ödeyelim.  Armatör sana iş veriyor diye şükredip teşekkür edeceğine armatörden alacaklıydım deniyor. Armatör sayesinde elindeki sermayeyi işi yapabilir hale geldiniz. Şimdi armatörü kışkırtmanın ne faydası var? Birlik, beraberlik diyeceksiniz altına dinamit koyacaksınız, sonra da gelip deniz ticaret benim sorunlarımı savunsun diyeceksiniz. Böyle iş olmaz“ ifadesinde bulundu. “Bütün dünyada genel kriz var” Sadece denizcilik sektöründe değil bütün dünyada genel bir kriz olduğundan bahseden Kalkavan, “Biraz makro bakın olaya. Sorunlar komiteye gelir, buradan devlete yazılır; talep onaylanırsa yönetime gelir, yönetim onaylar, yazı yazılır, yazının cevabı beklenir,  devlet idari karar çıkarır, uygulamaya karar verirse ben uygun görürsem uygularım, uygun görmezsem uygulamam. Ama burada her konuştuğumuzda sayın bakan biraz daha geri gidiyor. Biraz daha negatifleşiyor.  Müsteşar da ‘Devamlı sizinle mi uğraşacağım’ diyor. Ama ortada bir gerçek var. Bu sefer sadece denizciler sıkıntıda değil bu bir denizcilik sıkıntısı değil. Dünyada bir ekonomik kriz var. Bu ülkede sadece denizciler yok, herkes gidiyor istiyor.  Herkeste ciddi sıkıntı var. Çok farklı senelerden geçiyor bütün dünya sadece ülke olarak bakmayın” dedi. “Toplantıda sorunlarınızı anlatın” 12 Nisan’da  komiteler toplantısı olduğunu hatırlatan Kalkavan, “Benim ricam geldiğinizde olayları teknik olarak çözülsün çözülmesin  şu anda size göre sorun olan olayları çok kısa, öz cümlelerle ifade edin. Bütün komitelerden en azından bir kişi sorunu olmayan komiteler de çıksın teşekkür etsin. Bir şeyi isterken de onun bir yolu var; kırmadan dökmeden de  halletmek zorundayız. Konuştuğunuzda da bu sektör desteklenmez diyen belki yüzde 1 bulursunuz, yüzde 2 bulamazsınız. Burada  çok ciddi irdelemek lazım, kabahat bizde mi kendimizi iyi ifade edemiyor muyuz, hatayı nerde yapıyoruz, niye inandıramıyoruz, sebebi ne bunun altını doldurmak zorundayız. Yoksa bağırmak çağırmak, kıyameti koparmak da bir yöntem ama bazen çalışır bazen çalışmaz.  Ama kişiye göre, bu benim yöntemim değil” şeklinde konuştu. “Erol Yücel: Denizcilik krizlerden en fazla etkilene sektör Toplantıda konuşma yapan Türk Armatörler Birliği Başkan Vekili Erol Yücel,  Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi krizden tüm denizcilik faaliyetlerinin etkilendiğini söyledi. Erol Yücel, ˮTürkiye şu anda okyanusta fırtınayla ilerleyen bir gemi misali ve maalesef bu odada da basit mikro meselelerle ilgileniyoruz,  makro seviyede bakmıyoruz. Siyasetle ilgili hiçbir şey konuşmuyoruz. Bu kürsü de aslında her şeyin başı, her şey buraya dayanıyor. Şu anda seçimlerini bitirmiş, tamamlamış bir hükümet var ve biz hala tartışmalarla vakit geçiriyoruz.  Okyanusta giden geminin kaptanın yeterliliğini tartışmak gibi bir şey bu. Türkiye büyük bir felaketin içerisinden geçiyor, topraklarımız dışında yaptığımız konsolosluğun yerle bir edilmesini kabul ediyoruz. İçerde şehirlerimiz savaş alanına dönmüş vaziyette. Askerimiz, polisimiz canını kaybediyor. Her akşam haberlerde bunları seyrediyoruz. Gerçekten son derece üzüldüğümü belirtmek istiyorum. Ne olursa olsun iktidarı sevelim, sevmeyelim, beğenelim, beğenmeyelim ben de çok eleştirenlerden bir tanesiyim ama içinde bulunduğumuz durumda tek vücut tek yumruk olup bu hükümetin, bu yönetimin, bu iktidarın arkasında durup bu krizi aşma konusunda ülke bazında dimdik ayakta durmamız gerektiğine inanıyorum. Hepsinin başı geliyor, bu krize dayanıyor. Denizcilik de bu krizlerden en fazla etkilenen sektör. Sadece turizm açısından değil, Ukrayna ve Rusya Federasyonu’nun çekişmesi, Kırım’a giden geminin Ukrayna’da tutuklanması, Ukrayna’ya giden geminin Rusya Federasyonu’nda zorluklarla karşılaşması, kabul edilmemesi. Türkiye’nin Rusya Federasyonu’yla olan uçak turizmden sonraki ilişkisi başka bir sorun. Bunlara baktığımız zaman Türk armatörünün özellikle, Türk Koster armatörünün hareket sahası dediğimiz İtalya’nın güneyinden Doğu Akdeniz ve Karadeniz bölgesindeki Türk denizcisini birebir ilgilendiren ülkeler. Denizciliğin Türkiye açısından önemine baktığımızda böylesine bir konuda, ihracatımızı başarıya ulaştırmak için bize düşen fedakarlıklarsa biz de bunları yapmalıyız. 2023 hedefleri doğrultusunda ülkemizin ihracat ve ithalatında denizciliğin kilit bir noktada olduğunu n hepimizin farkına varması gerekiyor” ifadelerini kullandı. Abbas Kolçalar: Gemi para kaybederse aşağısı daha çok kaybeder Sualtı ve Liman İnşaatçıları Toplu İşyeri Konut Yapı Kooperatifi (SULİM) Başkanı Abbas Kolçalar, “İki konu için söz aldım birincisi, burası Deniz Ticaret Odası tabii ki gemilerin her şeyin üstünde olduğunun bilincindeyiz.  Eğer bir gemi para kazanmıyorsa ya da yüzde 50 kaybediyorsa, aşağısı çok daha fazla kaybediyordur. Ancak burası Deniz Ticaret Odası. Burada sadece armatörler temsil edilmiyorlar ya da bütün mesele sadece gemi ve deniz ticareti değil. Armatörler birliği zaten bir kuruluş olarak var. Buraya üye olan arkadaşlarımız oraya da üye. Burada gemi inşa mühendisleri, tersanede çalışan işçiler, dalgıçlar, kumanyacılar, yakıtçılar bütün bu sektör gemiye hizmet veriyor ama yumurta mı tavuktan çıktı ya da tavuk mu yumurtadan çıktı hesabını yapmak benim zoruma gidiyor. Bizlere karşı haksızlık olduğu düşüncesindeyim” dedi. Abbas Kolçalar, “İkinci konum; bir önceki toplantıda da dile getirdiğim üzere. kıyı emniyetiyle başlayan ve daha sonra diğer römorkaj şirketlerinde  ‘kira sözleşmesi’ vasfına dönüşen kontratlarda, ne deniz ticaret odasına ne de bu kontratın tarafı olan bizlere doğru dürüst beyan edilmeden bahsi geçen maddenin kontratın içine konması konusu. Belki çok fazla dikkat çekilmedi ama ben bu konunun üstüne gidilmesi için rica ediyorum ve avukatlarımıza danışmamız gerektiğini düşünüyorum” Şeklinde konuştu. Bülend Temur’dan teşekkür İTÜ Denizcilik Fakültesi Yüksek Denizcilik Okulu Sosyal Yardımlaşma Vakfı (DEFAV) Başkanı Bülend Temur konuşmasında, DEFAV’a verdikleri desteklerden ötürü İMEAK DTO üyelerine ve çalışanlarına teşekkür etti. Temur, ˮDenizciler kimi zaman fırtınalarla ancak her zaman hasretle boğuşuyor. İTÜ Denizcilik Fakültesi Yüksek Denizcilik Okulu Mezunları Sosyal Yardım Vakfı olarak 2 Nisan 2016 tarihinde düzenlediğimiz 21. dayanışma gecesi işte bu hasreti giderip, denizcilik sektörünün tüm kesimleriyle kucaklaşma ve dayanışma gecesi oldu. Tüm vakıf üyeleri ve yönetim kurulları aslında borçlarını ödemek için bir araya gelmişlerdi. Bizim de bir vefa borcumuz var kürsüye çıkma sebebim de buydu. İMEAK DTO şirketlerinin sahipleri, çalışanları, İTÜ’lü olsun veya olmasın bugüne kadar vakfımıza hep destek verdiler. 2 Nisan’da gerçekleştirilen destek gecemizde 600 kişi bir araya geldi, vakıf yönetim kurulu olarak da hepinize vakfımıza verdiğiniz destekler için şükranlarımı sunuyorum’’ dedi. 7DENİZ