Dünyayı tehdit eden koronavirüs salgını nedeniyle yeni hastaneler yapılırken, salgın ve afet koşulları yüzer hastanelerin gerekliliğini de gündeme getirdi. Halen Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’nün kurtarma gemilerinde ve Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın çok amaçlı amfibi gemileri dışında, tam donanımlı hastane özelliği bulunan bir gemi bulunmuyor.

17 Ağustos 1999 depremi sırasında Marmara Denizi’nde İstanbul-Gölcük arasında bulunarak yaralıların tedavisini sağlayabilecek bir hastane gemisinin eksikliğinin çok hissedildiğini söyleyen İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi, ortopedi ve travmatoloji uzmanı Dr. Fatih Sürenkök, “Binlerce yaralının tedavi edilmesi gerektiği o günlerde böyle bir yüzer hastane olsaydı yol boyunca tedavileri yapılırken deniz kıyısındaki büyük şehirlere nakil edilme şansları olurdu. Bu süre içinde afetten etkilenmemiş şehirlerin hastanelerinin organizasyon şansı olurdu. Tam donanımlı olduğu ve karantina koşullarını da barındırdığı için karada başka insanlara bulaşmaması gereken virüsün önünde koruyucu duvar olarak kullanılabilir. Kovid-19 gibi beklenmeyen bir salgında bile kullanılabilecek yüzer hastane, normal zamanlarda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ya da kentin ihtiyaçları için kullanılabilir” dedi.

‘Mutlaka olmalıdır’

Dünyanın ilk amonyaklı çift yakıtlı aframaxları sipariş edildi Dünyanın ilk amonyaklı çift yakıtlı aframaxları sipariş edildi

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkan Vekili ve Gemi, Yat ve Hizmetleri İhracatçıları Birliği Başkan Yardımcısı Başaran Bayrak ise, şöyle konuştu: “Bir deniz ülkesinin mutlaka yüzer hastanesi olmalıdır. Yenikapı ya da Maltepe’de sabit bekleyerek günlük hastane olarak bile kullanılabilir. Normal zamanlarda şehir hastanesi gibi kullanılabilir. Yüzer hastane, dört saatte Tekirdağ’a, iki günde Mersin’e gider. Türk mühendisliği yüzer hastaneyi kolaylıkla yapar. Afet ya da krizde Yunanistan’a ya da Libya’ya insani yardım amaçlı gönderilebilir. TCG Anadolu gibi bir güce sahipken yüzer hastaneyi de düşünmeli ve uygulamalıyız.”

Gemi inşa yüksek mühendisi Dr. Burak Acar da Türkiye tersanelerinde altı ayda yapılabilecek yüzer hastane dubası projesi hazırladıklarını belirterek, “Projemizi karantina koşullarına göre hazırladık. 200 yatak kapasiteli yüzer hastane dubası (floating hospital barge), deniz üzerinde karayla bağlantısı olmayan ortamda koronavirüs gibi salgınlarda çok iyi sonuç verebilir. İkişer yataktan oluşan 100 adet yüksek kapasiteli oda bulunan duba hastanede ayrıca ameliyathane, yoğun bakım odaları, radyoloji odası, laboratuvarlar ve acil servis üniteleri de konuşlanabilir. Türkiye’de yüzer hastane dubasını yapabilecek 20’den fazla tersane bulunuyor” ifadelerini kullandı.

Kaynak: Milliyet / Gökhan Karakaş

Editör: Haber Merkezi