II. Türkiye Denizcilik Zirvesi’nin 2. Gününde bir konuşma yapan Yıldırım Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Yıldırım, Limancılık tek başına bir sektör değil dedi. Yıldırım, ”Denizcilere, ithalatçıya, ihracatçıya hizmet ediyor. Devlet kontrolü olan bir sektör. Dünyada şu an bir yavaşlama başladı. Türkiye’de bunu belki tam hissetmiyoruz ama maalesef dünyada başladı. Temmuz, Ağustos yaz dönemi Eylül, Ekim'de bu iyice kendini gösterecek. Umuyorum 2008 krizi gibi bir kriz olmaz. Soft landing dediğimiz gibi bir şey olur. Çünkü gerçekten Denizcilik sektörü son 2 senedir güzel paralar kazandı. Bu ömür boyu sürmeyecek, sonuna geliyoruz. Bundan sonra gelecek krizde tekrar 2008-2009‘da yediğimiz o dayağı yemeyelim. Şimdiden hazırlıklarımızı yapalım. Gerçekten dünyada resesyon olacak gözüküyor. Çok yüksek bir enflasyon ve resesyon olacak. İnanılmaz bir tehlike getiriyor. Faizler yüksek, kazançlar düştü, insanlar yatırım yapmayacak. Gemilere olan talepler azalacak. Limanlara gelen yükler azalacak. Bu bir zincir. Madenden, fabrikalara, fabrikalardan taşımaya, taşımadan tüketime kadar bu etkilenecek. Bunun üstünde jeopolitik riskler var. Avrupa kışa hazırlık yapacak. Nasıl yapacağını bilmiyor. Düne kadar kömüre karşı çıkan Avrupa bugün hepsini aştı. Enerji fiyatları inanılmaz yüksek. Yani büyük bir tehlike içine giriyoruz. Hepiniz biliyorsunuz ama ben sadece yurt dışında gördüklerimin altını bir kere daha çizmek istedim. Gerçekten hazır olalım. Keşke demeyelim” ifadesinde bulundu.

 

Çok hızlı büyüdük

 

Limancılığa belli bir bilgi birikimiyle başladığını söyleyen Yıldırım, onun için de büyümelerinin çok hızlı olduğunu, belki de dünyanın en hızlı büyüyen liman operatörü olduklarını söyledi. Drewry’in geçen yıl yapmış olduğu 2004-2022 arasındaki firmalrın değerlendirildiği listede dünyanın 11’inci en büyük global konteynır liman işletmecisi olduklarını kaydeden Yıldırım, “Ben bundan yaklaşık 7-8 sene önce 2025 yılına kadar Yılport dünyanın ilk 10 büyük konteynır terminal operatörü olacak diye bir hedef belirlemiştim. Ama maalesef pandemi dönemi olsun, biraz ekonomik koşullar olsun bu hedefimizden saptık. Hedefe yaklaştık ama 3 senemiz kaldı. Onun için biraz daha çalışmamız lazım” şeklinde konuştu.

 

Türkiye’de hiçbir ihaleyi alamadık

 

Türkiye'de liman özelleştirmeleri yapıldı ve biz Yıldırım Şirketler Grubu olarak ihalelerde bulunduk ama hiçbir liman almadık, alamadık diyen Yıldırım, ”Fiyatlar yüksekti. Biz de Türkiye'de özel sektörden ve yurtdışında aldıklarımızla devam ettik. Yani biz Türkiye'nin global başarı hikayesini yaratan şirket olduk. Ben bununla gurur duyuyorum. Herhangi bir politik destek yok arkamızda, herhangi bir maddi güç yok. Sağ olsun tüm Türk bankaları bizim projelerimizi desteklediler ve çok fizibıl bir şekilde projeler yaparak şu an 10 ülkede 22 tane konteynır terminali, 6 tane de kara terminalimiz var. Bizim yaklaşık 7 buçuk milyon TEU’luk bir elleçleme  hacmimiz var ama limanlarımızın toplam kapasitesi yaklaşık 20 milyon TEU. Yani biz normal şartlarda bugün hiçbir yatırım yapmadan yaklaşık 3 katı daha büyüyebilecek bir kapasite dizayn ettik. Yani paramızın çoğunu geleceğe harcadık. Kötü günde iyi gün için yatırım yapan bir grubuz. Çünkü biz gerçekten liman sektörüne inandık ve inanmaya da devam ediyoruz. Çünkü her ülkenin ihracat ve ithalat kapısı limanlardır” ifadelerini kullandı. 

 

Limanlarda iyi bir yapılanma olmadı

 

Türkiye'de maalesef denizcilik gibi limanda da iyi bir yapılanma olamadı diyen Yıldırım, “Bunu Yılport olarak biz tek başımıza yapmaya çalışıyoruz. Çünkü Türkiye limancılık sektöründeki işletmecilere baktığımızda ya 1 ya 2 tane liman sahibi var ama Türkiye’de ve Türkiye dışında bizim gibi aktif bir şekilde yatırım yapıp işletme yapan firma yok. O nedenle benim burada iyi bir örnek olmam lazım ki sizler aynı zamanda benim gibi hem ülkemizde hem de yurtdışında bir ‘babayiğitin’ Türkiye'den çıkıp özellikle arkasında devlet desteği olan firmalara kafa tutan bir yapıda olması gerekir. Bunu ben yapabiliyorsam sizler de yapabilirsiniz. Açık ve net söylüyorum bu düşündüğünüz gibi zor değil” dedi.

GF, 2023 yılı Sürdürülebilirlik Raporu'nu yayınladı GF, 2023 yılı Sürdürülebilirlik Raporu'nu yayınladı

 

Dünyada büyüdük

 

Biz niye Türkiye'de değil de dünyada büyüdük sorusunu soran Yıldırım, “Çünkü Türkiye'de liman sektörü devlet tekelindeydi. Bu limanlar özelleştirilmeye başlandı. Aynı zamanda geçmişte limancılık daha çok fabrikası olan işletmelerin parmak iskele ile başladığı hikayelere de sahipti. O nedenle Türkiye’de bu işe girmek o kadar kolay değil. Alacağınız izinler, liman yapılacak yerlerin çok fazla olmaması, hinterlandının uygun olmaması gibi sorunlar var. Ancak eldekilerle idare edilmesi gerekiyor. Türkiye maalesef çok inanılmaz rekabetin bol olduğu bir yer durumuna geldi” şeklinde konuştu.

 

100 yılda yapılanın 5 katını 20 yılda yaptı

 

Yıldırım, “2003 yılında AK Parti yönetime geldiğinde limancılık ve denizciliğe baktığımızda hakikaten Türk denizcilik sektörü ve liman sektörü yüzyılda yaptığının belki 5 katını son 20 yılda yaptı. Bu ülkenin ve sizlerin, bizlerin başarı öyküsü. Ben bunu yaşadım. Hala da yaşıyorum. İnanılmaz liman yatırımları yapıldı Türkiye'de. Örnek verecek olursak, bizim Yılport’un Dilovası'nda ve Gemlik'te yaptığı limanlar. Evyap’ın, Dubai Port’un Körfez'de yaptığı, Socar’ın ve Nemport’un Aliğa’da yaptığı limanlar. Bu listeyi uzatabiliriz” ifadelerini kullandı.

 

Gemiler çok büyüdü

 

Yıldırım, “Türkiye’ye 300 metrenin üzerinde gibi gelmez Boğazlardan geçemez deniyordu. Bugün bakıyoruz 360 metrelik gemiler artık Türk limanlarına geliyor. Eskiden ben hatırlarım Haydarpaşa'da 2-3 hafta gemiler yanaşmak için demirde beklerdi. Bugün bakıyorsunuz Türkiye'nin belki de en atıl kalmış limanı Haydarpaşa. Buradan da artık yetkililere sesleniyorum, bu kadar liman varken hala Haydarpaşa'nın liman olarak tutulmasını garipsiyoruz hem de üzülüyoruz. Çünkü gerçekten orası bir Galataport projesi gibi değerlendirilebilir. İstanbul'a bir değer katılabilecek pırlanta gibi bir yer” dedi.

 

Liman yatırımları

 

Ambarlı’nın Türkiye'nin en büyük konteynır liman bölgesi olduğunu hatırlatan Yıldırım, “İzmit Körfez bölgesi çok önemli liman alanlarından biri. Mersin, İskenderun bölgeleri yine öyle… Türkiye artık limancılıkta gayet güzel yapılanmalar içinde. Gemilerin ne kadar büyüdüğünü hepimiz biliyoruz. Bugün 400 metrelere ulaştık. Eskiden böyle bir şeyi telaffuz etmemiz bile söz konusu değildi. Onun için bizler de mecburen sizin bu yapmış olduğunuz gemilere hizmet edebilmek için inanılmaz bir yatırım içindeyiz. Kazandığımız paradan daha fazlasını bankalardan borç alarak Türkiye'nin önümüzdeki ihracat hedeflerini tutturabilmesi için limanlarımıza yatırıyoruz. Cumhurbaşkanımızın hep söylediği dünyanın ilk 10 büyük ekonomisinden biri olmak için bize göre olmazsa olmaz olan limanlar, onlar için gerekli yatırımlardır. Yıldırım Şirketler Grubu olarak kurduğumuz Yılport bunu fazlasıyla Türkiye’de yerine getirdi ama kısıtlı imkanlar yüzünden biz büyümeye yurtdışında devam ettik” şeklinde konuştu.

 

Pandemide tedarik zinciri kırıldı

 

Pandemi döneminde dünyada yaşanan en büyük kriz tedarik zincirinin kırılmasıydı diyen Yıldırım, ”Los angeles'ta 50-60 yıllık limanların artık bugünü karşılamadığı görüldü. Yüzün üzerinde gemi beklemede kaldı. Bu bizim bulunduğumuz lojistik dünyasında gerçekten yapılacak çok şey var. Ama akıllı olup neyi nerede ve ne zaman yapacağınız konusunda biz Yıldırım Şirketler Grubu’nda Yılport’un yanında lojistik şirketimiz var. 30 ülkede lojistik işi yapıyor. Yani aslında hepsini böyle bir paket halinde biz müşterilerimize sunuyoruz ya da bir yerde gördüğümüzü diğer tarafa hızlı bir şekilde uygulamasını yapıyoruz, bu da bize başarıyı getiriyor” dedi.

 

Başarımız takdir edilmeli

 

18 yıllık limancılık sektöründe Yılport’un yapmış olduğu başarı öyküsü bence bu ülkede iyi bir şekilde takdir edilmeli diyen Yıldırım, ”Takdir edilmediğini biliyorum. Bundan 3-4 sene öncesine kadar Cumhurbaşkanımız bile Yılport’u hiç bilmiyordu, tanımıyordu. Sadece Sayın Başbakan Binali Bey biliyordu. Yani devlet yetkilileri bile bilmiyor. Türkiye'de bizim gibi sizlerin içinde de birçok başarılı iş insanı var. Maalesef ne yaptığımız fazla bilinmediği için ve sanayi ile üniversiteler ya da sanayi ile devlet daha yakın çalışamadığı için bizler problemlerimizi ya da gelecekte oluşabilecek tehlikeleri anlatamıyoruz. Onlara karşı önlem alınmıyor. Benim burada tavsiyem, denizciliğin hepsi bakanlık altında olması, olmayacak ama en azından tam yetkili bir bakan yardımcısı ve altındaki iyi bir teşkilat, deniz ticaret odaları ve bizim gibi serbest piyasayı yöneten insanların oluşturduğu komitelerle en azından senede 2-3 kere bir araya gelinmeli. Dünyada lojistik nereye gidiyor, denizcilik nereye gidiyor, limancılık nereye gidiyor? Bizim ülkemizden, devletimizden, beklentilerimiz ne? Nasıl bir ekonomik politika izleyelim gibi çalışmalar yapılırsa ben inanıyorum buradaki sizlerin verimliliği ve üretkenliği en az çarpı 2 olacak. Bunun altına imzamı atarım. Bu kadar iddialıyım” ifadelerini kullandı.

7DENİZ / ÖZEL

Editör: Haber Merkezi