Türkiyeʹdeki iklim değişikliklerini incelediği raporda, deniz seviyesi yükselirse ˮDolmabahçe Sarayı ve camii, Beylerbeyi Sarayı ve Ortaköy Camii dahil, Boğaziçi boyunca uzanan tarihi ve kültürel sitelerin turizm sektörüne zarar verecek şekilde hasar görebileceğiˮ belirtildi. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile bakanlıklar dahil bir dizi kuruluşun Türkiyeʹdeki iklim değişikliklerini incelediği raporda, iklim değişikliği etkilerinin şimdiden görülmeye başlandığı, gelecek on yıllarda daha da yoğunlaşacağı bildirildi. Raporda deniz seviyesi yükselirse ˮDolmabahçe Sarayı ve camii, Beylerbeyi Sarayı ve Ortaköy Camii dahil, Boğaziçi boyunca uzanan tarihi ve kültürel sitelerin turizm sektörüne zarar verecek şekilde hasar görebileceğiˮ belirtildi. Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRDʹnın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve TOBB ile ortak hazırladığı ˮİklim Riski Olay İncelemesi, Pilot İklim Değişimine Karşı Uyum Piyasa Çalışması: Türkiyeˮ başlıklı rapor geçtiğimiz günlerde yayınlandı. Raporda iklim değişikliklerinin Türkiyeʹde şimdiden görülmeye başlandığı ve gelecek on yıllarda yoğunlaşacağı belirtildi. TÜRKİYE GELECEKTE BUNLARI YAŞAYACAK Raporda iklim değişikliğine bağlı olarak Türkiyeʹnin gelecekte yaşayacağı tahmin edilen deneyimler şöyle özetlendi: ˮ-Tüm mevsimlerde her yerde ısıda bir artış var ancak artışlar yazları kışlardan daha fazla. -Yıllık yağış miktarında Türkiyeʹnin güney kesimlerinde azalışlar ve kuzey doğusunda olası hafif artışlar olabilir. -Toprak kaymalarıyla birlikte nehir suları ve yağmur sularından kaynaklanan sel risklerini artıran daha yoğun yağış vakaları yaşanabilir. -Suyun öneminin artmasına yol açan, sıcak hava ve kuraklıkların süresi ve yoğunluğunda artış görülebilir. -Deniz yüzeylerinde yükselme, nehir deltaları ya da kıyı kentlerinin alçak konumlu bölgelerinde sel risklerinde artışa rastlanabilir.ˮ ˮDOLMABAHÇE, BEYLERBEYİ SARAYLARI, DOLMABAHÇE ORTAKÖY CAMİİ HASAR GÖREBİLİRˮ Raporda iklim değişikliğinin Türkiyeʹde özel sektör üzerindeki olası etkileri ise şöyle sıralandı (-) olumsuz, (+) olumlu: ˮ-Yazın kış mevsiminden daha belirgin olsa da tüm mevsimlerde görülecek ısı artışları: (-) İşgücü için ısıdan kaynaklanan sıkıntı, özellikle açık havada ya da havalandırılmamış binalarda çalışanlar için. Bunun işin sürdürülmesi ve sağlık ile güvenlik süreçleri üzerine potansiyel etkisi bulunuyor. (-) Enerji sarfiyatı / emisyon artışını düşürme hedefiyle uyumsuz potansiyele sahip ve işletme maliyetlerinde artışla sonuçlanan soğutma teknolojisiyle enerjiye talep artışı. (+) İşletme maliyetlerinde düşüşle sonuçlanacak kış dönemi ısınma maliyetinde azalış. (+) Ülkenin belli bölgelerinde ara mevsimlerde de ziraat ürünü alınabilmesi imkânı. (+) Ara sezonlarda turist sayısında artış ve turizm mevsiminin bütün yıla yayılması sektörün yeni fırsatlarla karşılaşması. -Ülkenin güney bölgelerinde yağış azalışı: (-) Tarım ticaretinin azalan kar ve artan işletme maliyetiyle karşılaşması sonucuyla birlikte tarımsal verimlilikte düşüş. (-) Su ihtiyacında artış, özellikle batıda Gediz ve Sakarya, doğuda Dicle ve Fırat havzalarında. Bu ticari, sanayi ve kamusal su kullanımında kısıtlamalarla sonuçlanabilir. -Kuraklık ve hava sıcaklığı sürelerinde artış ve yoğunlaşma: (-) Ticari, sanayi ve kamu kullanıcıların su kullanımları üzerine kısıtlamalar. (-) Özel sektörün dayandığı altyapıda artan sıcak dalgası frekanslarının neden olduğu hasar. (örn. yollar ve demiryolları) -Deniz yüzeyinin yükselişi: (-) Nehir deltası ya da kıyı kentlerinin alçak konumdaki bölgelerinde, fiziksel varlıkların hasarı ve hizmetlerde aksamayla sonuçlanacak su baskınlarına uğraması. (-) Sigorta primleri yükselebilir ya da sigorta yapılamaz hale gelinebilir ve koşullardan etkilenen varlıkların değeri azalır. (-) Kıyı ovalarının alçak konumdaki bölgelerinde zirai faaliyetlerin kesintiye uğraması. (-) Dolmabahçe Sarayı ve Camii, Beylerbeyi Sarayı ve Ortaköy Camii dâhil, Boğaziçi boyunca yer alan tarihi ve kültürel yerlerin turizm endüstrisi üzerinde zararlı etkilere sahip olabilecek şekilde hasar görmesi.ˮ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ETKİLERİ YOĞUNLAŞIYOR AMA FARKINDALIĞIMIZ DÜŞÜK Raporun ˮSonuçˮ bölümünde elde edilen bulgular ise şöyle özetlendi: ˮ-İklim değişikliği devam ediyor ve etkileri yoğunlaşıyor: Türkiyeʹdeki ana etkileri arasında ısı artışı, yıllık yağış miktarında düşüşler, kuraklıklarda artan yoğunluk ve süre ile artan su ihtiyacına yolaçan sıcak hava; daha yoğun yağış vakaları, toprak kaymalarıyla birlikte sel riskinde artış ve deniz yüzeyinde yükseliş, kıyı kentleri ve alçak bölgelerde sel riskinde artış var. İklimdeki bu değişiklikler Türkiyeʹnin ekonomik sektörleri üzerinde önemli etkiye sahip olacak. -Türkiyeʹde üstesinden gelinecek ana zorluklar düşük farkındalık seviyeleri, kısa vadeli iş planlama ufku, yönetimin adaptasyon politikasında sınırlı ilerlemesi ve finansmana sınırlı erişim. İklim bağlantılı son vakalardan etkilenme ve gelecekteki etkilerine ilişkin ifade edilen yüksek kaygı düzeyine karşın, bu piyasa araştırması anketine karşılık veren iş aleminin çoğunluğu, iklim değişikliğinin, hakkında çok az şey bildikleri bir alan olarak kaldığını kabul etti. -Tarımda ve tarımsal ürün işleme/üretmede suyun etkin kullanımı ve binalarda iklime karşı esneklik öncelikli alanlar olarak çıkıyor. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve Uluslararası Finans Kurumu (IFC)ʹyla iç danışmalarda iklim değişikliklerine adaptasyon öncesi yatırımlar hakkında bir kısa liste hazırlandı. -Piyasa analizlerinde değerlendirilen iklim değişikliklerine karşı direnci sağlayacak yatırımlar göz önüne alındığında, potansiyel olarak dikkat çekici birkaç ticari fırsat tanımlandı. Tüm üç sektör için piyasa analizleri özeti en büyük geri dönüş oranının tarım sektöründe (etkin su damlamalı sulama ve kuraklığa dayanıklı tohumlar) olduğunu gösteriyor. Görece yüksek geri dönüş oranları aynı zamanda tarım ürünü işleme/üretiminde suyun yeniden dönüşümü / yeniden kullanımı süreci ve yeşil-mavi altyapı ve bina yalıtımı için bulundu. Önemli bir marj farkıyla en büyük piyasa potansiyeli bina yatılımı alanında. Su fiyatlandırmanın da bazı yatırım seçeneklerinin finansa yaşamsallığının belirlenmesinde önemli bir faktör olduğu da açık.ˮ Araştırma Ocak 2012-Haziran 2013 arasında Türk özel sektörünün iklim değişikliklerine karşı direncini iyileştirme konusundaki ihtiyaçlarının ortaya konulması amacıyla yapıldı. EBRD ve IFCʹnin finanse ettiği araştırma TOBB ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı işbirliğiyle gerçekleştirildi. kaynak : http://www.plakadansorgula.com/arac-hasar-sorgulama/
Editör: TE Bilisim