Azerbaycan Donanması, Türkiye'nin 2006 yılından bu yana Doğu Akdeniz'de icra ettiği Akdeniz Kalkanı Harekatı (AKH)'na katılmaya hazırlanıyor. Türkiye'nin bölgedeki elini güçlendirecek olan bu işbirliğinin önümüzdeki dönem Kazakistan, Türkmenistan, Gürcistan, Libya, Tunus, Lübnan, Cezayir ve Arnavutluk ile genişletilmesi planlanıyor. Tatbikat ilk kez geçen yıl Pakistan'ın katılması ve Ürdün'ün gözlemci göndermesiyle uluslararası bir boyut kazanmıştı.

 

BTC İLE AKDENİZ'E BAĞLANIYORLAR

 

Türk Donanması'na 4 yeni gemi daha katıldı Türk Donanması'na 4 yeni gemi daha katıldı

Hazar kıyıdaşlarından olan Azerbaycan, Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı ile Akdeniz'e bağlanıyor. Aynı hattı Türkmenistan ve Kazakistan'ın da kullanması, Gürcistan'ın ise ev sahipliği yapması da bu ülkeler için Akdeniz'in güvenliğini kritik hale getiriyor. Bu kapsamda Türkiye'nin bu üç ülkeye savaş gemisi kiralayabileceği yada uygun ödeme seçenekleriyle MİLGEM'lerden satabileceği değerlendiriyor. Kendi bayraklarıyla Türkiye ile Akdeniz'de görev yapacak olan bu gemilerin, Türkiye karşıtı cepheye de önemli bir mesaj vereceği değerlendiriliyor.

 

KARADENİZ'DEKİ İŞBİRLİĞİ ÖRNEK

 

Türkiye, böyle bir uluslararası savunma konsepti için 2004'te Karadeniz'de başlattığı ve NATO'nun varlığını sınırlayarak kıyıdaş ülkelerin tam inisiyatifi ele almasını sağlayan Karadeniz Uyumu Harekatı (KUH)'ndaki tecrübelerine güveniyor. Benzer bir savunma şemsiyesinin Türkiye öncülüğünde Akdeniz'de kurulması ile bölge ülkelerinin de eğilimlerinin değiştirilebileceği değerlendiriliyor. Şuan için Akdeniz'de Türkiye karşıtı 7 cephe bulunuyor. Üçlü, dörtlü ve yedili olarak oluşturulan cephelere karşı Türkiye ise 9 ülkeye AKH'a katılma teklifi götürmüş durumda.

 

İSTİHBARAT İŞBİRLİĞİ

 

Pakistan'ın önce PNS Alamgir ardından da PNS Yarmook gemileri ile AKH'a katılımı, tatbikatın çehresini değiştirmişti. İki ülke arasında bir ortak iletişim hattı da kurularak 21 Nisan'da karşılıklı ticari gemi bilgileri paylaşılmaya başlamıştı. Aslında 90'lara dayanan bu işbirliği sayesinde büyük uyuşturucu kartelleri çökertilmiş, Lucky S gemisi valflerini açarak kendini batırmıştı. Şimdi benzer iletişim hattının Azerbaycan Donanması ile de kurulması ve zamanla genişletilerek Akdeniz'de kanunsuz tüm işlere karşı mücadelenin kuvvetlendirilmesi planlanıyor.

 

AKDENİZ KALKANI NASIL BAŞLADI?

 

Akdeniz Kalkanı Harekatı'nın fikir ve isim babası olan Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, harekatın başlama sürecinde "Bir mucize oldu" diyor. Gürdeniz, o günleri şöyle anlatıyor:

"Akdeniz Kalkanı Harekatı'nın hem kavram hem isim babası benim. Bu harekat, 2006 yılının 1 Mart'ında uygulamaya konuldu. Fakat bu fikri harekat alanına dökme emrini onaylayan komutan Oramiral Özden Örnek'tir. 2005 yılında dedik ki; Bakü-Tifis-Ceyhan boru hattı 2006'da çıkacak. Bu bölgedeki tanker trafiğinde büyük bir artış olacak. Ama bundan daha önemlisi, 2004'teki Annan Referandumu'ndan üç hafta önce, haydut Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, 2003 Mart'ından itibaren geçerli olmak üzere hukuksuz şekilde Münhasır Ekonomik Bölge ilan etti. Bu dönem siyasi bir demarşta bulunamadık. Sadece Birleşmiş Milletler'e kıtasahanlığı sınırlarımızı belirten bir nota verdik. Biz bu dönem Deniz Kuvvetleri olarak ne yapabiliriz diye düşündük. Eğer bir bölgede senin ilan edeceğin müstakbel bir sahan varsa ve o sahada sen kurumsal, operatif bir kimlikle varlık göstermiyorsan, bu arsana çitini çekmemeye benziyor.

 

1 Mart 2004'te Annan Planı'ndan bir ay önce bir Karadeniz Uyumu Harekatı'nı ilan ettik ve NATO'nun defacto şekilde Karadeniz'e çıkmasını engelledik. Karadeniz dedik, sadece kıyıdaşlar içindir, Montrö de zaten aksine izin vermez. Bu çok büyük bir başarıydı. Bir yıl KUH'u denedikten sonra dedik ki; biz bunu neden Akdeniz'de de yapmayalım! 1 Mart 2005'ten itibaren bunun egzersizlerini, planlarını yaptık. Bunu 2005'te Genelkurmay'a sunmaya gittik. Fakat Genelkurmay'daki bir FETÖ'cü yüzünden kabul edilmedi. Kalktı dedi ki toplantı sırasında, 'Efendim NATO'nun Akdeniz'de harekatı varken, Türkiye'nin böyle bir harekatı yanlış anlaşılır. O yüzden bu harekatı Genelkurmay Başkanlığı olarak desteklemiyoruz.' O dönem 2. Başkan da İlker Başbuğ'du. O da dengeleri gözetmek adına 'Tamam biraz bekleyelim bu harekat için' dedi."

 

'BİR MUCİZE OLDU'

 

"2006 yılına geldiğimizde Deniz Kuvvetleri olarak çok rahatsızdık. Neticede Deniz Kuvvetleri bu ülkedeki Mavi Vatan'ın bekçisi. Sürekli olarak Akdeniz'de varlık gösteriyorsun ama sonuçta devletin sana verdiği hukuki, operatif bir harekat şemsiyen yok. Dolaşıyorsun, tatbikat yapıyorsun ama tatbikat bitince limanına dönüyorsun. Mesela şuan Irini Operasyonu var. Irini'de 365 gün gemi dolaşmıyor ama o kavram orada kalıyor. İHA'sını uçuracak, uçağını uçuracak, ticaret gemisini istihbarat elemanı gibi kullanacak ama hepsinin büyük bir şemsiyesi var. İşte biz de dedik ki, bu şemsiye Akdeniz Kalkanı olsun. 2006'nın yine ocak ayıydı, yine bir toplantıda 'Hayır' denildi. Fakat bir mucize oldu, sanırım mart ayıydı, ben Deniz Kuvvetleri Plan Prensipler Başkanı'ydım. Bir Rum gemisi, Mersin'e gelip demir attı. Biliyorsunuz Türkiye'nin Güney Kıbrıs'a uyguladığı bir ateşkes var şuan. Kıbrıs'ta bir barış antlaşması henüz yapılmadı, biz hala savaşan taraflarız. O nedenle bunların gemileri bizim limanlarımıza giremez. Bunlar kalktılar, küstahça Mersin Limanı'na girdiler. O dönem Türk Hükümeti Avrupa Birliği ile ilişkiler adına her türlü tavizi veriyordu. 87'de çıkarılmış Başbakanlık Kararı var, kararname var. Ve bunun dozajı sürekli artırılmış. Sadece bayrak olması şart değil. Güney Kıbrıslı armatörü olan, Güney Kıbrıs'ta acentesi olan, aklına ne gelirse… Bu gemi gelip demirleyince tabi hemen Genelkurmay Akdeniz Kalkanı Harekatı'nı başlattı. Bu harekat bizim çok işimize yaradı. 2006-2020 arasında 14 sismik araştırma gemisi bu harekat çerçevesinde bölgeden çıkarıldı, çok sayıda şüpheli ticaret gemisi takip edildi."

 

'TÜRKİYE'NİN ELİ GÜÇLENECEK'

 

"Bu harekata Pakistan'ın girmesi ve iki ülkenin ticaret bilgilerini paylaşıyor olması çok önemli. Ürdün'de geçen yıl 2 gözlemci gönderdi. Onun dışında Cezayir, Tunus, Arnavutluk, Gürcistan da ilgileniyor. Benim en çok arzu ettiğim ise Azerbaycan ve Kazakistan'ın bu harekata dahil olmasıydı. O dönem Azerbaycan ve Kazakistan'la bir savunma güvenlik anlaşması yaparak savaş gemisi kiralayalım istemiştik. FRONTEX'e benzer şekilde bu akraba ülkelerimizle Akdeniz'de birlikte olmayı düşünmüştük. Şimdi Azerbaycan'ın Akdeniz'de olması Türkiye'nin elini güçlendirecektir. Bu Türkiye'ye kaldıraç sağlar."

Editör: Haber Merkezi