Brükselʹde düzenlenen ve 76 ülkeden 1.700 civarında katılımcının geldiği Seafood Global Expo Fuarıʹna katılan Türk firmaları,110 milyar dolarlık dünya su ürünleri pazarında Türkiyeʹnin payını her yıl artırdığına dikkat çekti. Türk su ürünleri ve hayvansal mamulleri ihracatçıları, alanında dünyanın en önemli fuarı olan Seafood Global Expo Fuarıʹna katıldı. Geçen hafta Brükselʹde düzenlenen ve 76 ülkeden 1.700 civarında katılımcının geldiği fuarda 600 metrekarelik stand açan Türk firmaları, tanıtım için 5 bin porsiyon balık pişirerek ziyaretçilere dağıttı. Uluslararası fuarlarda 1.5 ton deniz ürününü özel soslarla pişirerek tattıran STG, çipura, levrek ve alabalığın dünyanın önemli kentlerindeki lüks restoranların menülerinde elit yemek olarak sunulmasını sağladı. Su Ürünleri Tanıtım Grubu (STG) “Kalbe giden yol boğazdan geçer” sloganı ile dünyanın en önemli su ürünleri fuarlarında özel soslarla hazırlanmış Türk balıklarını fuar ziyaretçilerine tadırıyor. Su ürünlerinin en büyük fuarları olan Boston, Brüksel, Toronto, Dubai ve Tayland’da düzenlenen su ürünleri fuarlarında yılda toplam 1.5 ton deniz ürününü özel soslarla pişirerek tattıran STG, bu tanıtımı ile çipura, levrek ve alabalığın dünyanın önemli kentlerindeki lüks restoranların menülerinde elit yemek olarak sunulmasına katkı koydu. Su ürünleri sektörü yurtdışında artan taleple ihracatını her yıl ortalama yüzde 20 seviyelerinde artırırken, levrek, çipura ve alabalığın ihracatı yaklaşık 600 milyon dolara ulaştı. Sektörün yıllık ihracatı ise 800 milyon dolara ulaştı. STG son tadımlı tanıtımını AB’nin merkezi Brüksel’de düzenlenen See Food Fuarı’nda gerçekleştirdi. STG standında Şef İbrahim Önen’in özel soslarla pişirdiği yaklaşık 300 kilogram balık, stant ziyaretçilerine dağıtıldı. Su Ürünleri Tanıtım Grubu Başkanı Melih İşliel, tadımlı tanıtım faaliyetlerinden son derece olumlu sonuçlar aldıklarını vurguladı. 15 uluslararası fuara katılacağız İşliel, bu yıl Türkmenistan’da ve ABD Boston’da önemli fuarlara katıldıklarını, yıl sonuna kadar toplam 15 uluslararası fuara katılacaklarını dile getirdi. Yurtiçinde ve yurtdışında tanıtım çalışmalarına 2008 yılında başladıklarını, 2010’dan itibaren ise ağırlıklı olarak yurtdışı tanıtıma yöneldiklerini belirten İşliel, özetle şu ifadeleri kullandı: “Yurtdışında tanıtım yaparken, ‘Kalbe giden yol mideden geçer’, ‘Can boğazdan gelir’ gibi deyimlerden hareketle tadıma dayalı tanıtım yapmaya önem verdik. İlk olarak Dubai’deki uluslararası fuarda Türk su ürünlerinden özel hazırlanmış yemekleri stant ziyaretçilerine ikram ettik. Çok büyük bir ilgiyle karşılaştık. Bu ürünleri de Türkiye markası imajıyla ön plana çıkardık. Ülke imajı ile yaptığımız tadım faaliyetinde Türk mutfağını da tanıtmış olduk. Balığımız ucuz balık değil. ” İhracat her yıl yüzde 20 artıyor Sektörün ihracatının her yıl yüzde 15-20 seviyelerinde arttığına dikkat çeken İşliel, nisan ayı itibariyle yıllık ihracatın 800 milyon doları bulduğunu, bunun 600 milyon dolarlık kısmının çipura, levrek, orkinos ve alabalık ihracatından sağlandığı belirterek, “Sektörün ana tüketim pazarlarına yakınlığı, gelişmenin önünü açıyor” diye konuştu. THYʹnin de ihracata katkısı var Melih İşliel, THY’nin filosuna geniş gövdeli uçakları eklemesi ile birlikte ABD’ye su ürünleri ihracatında patlama yaşandığını, Kanada, Toronto, Tayland, Güney Afrika, Kore ve Japonya’ya THY’nin geniş gövdeli uçaklarla uçuş başlatmasıyla birlikte kendilerinin de bu noktalarda tanıtım faaliyetlerine ağırlık verdiklerini ve kısa sürede başarılı sonuçlar aldıklarını belirti. İşliel, “THY’nin geniş gövdeli uçaklarla uçtuğu noktaları takip ediyoruz. Çünkü bu uçaklarla dondurulmuş ürünleri uzak noktalara gönderme imkanı buluyoruz. THY bize destek oluyor. Lojistik olarak önümüzü açıyor” dedi. Çipura ve levrek somona karşı Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Sinan Kızıltan, çipura ve levreğe olan talebin her geçen gün arttığını ancak son yıllarda özellikle Rusya’nın Norveç’ten somon ithal etmemesi nedeniyle, arz fazlasının Türkiye ve AB pazarına gittiğini, fiyatı da %40 düştüğü için global pazarda somonun baskısı ile karşılaştıklarını vurguladı. Somon üreticisi ülkelerin de talebi artırmak için tanıtım kampanyasına ağırlık verdiğine dikkat çeken Kızıltan, “Türkiye’de de somonun çok daha sağlıklı olduğu yönünde yanıltıcı propaganda yapılıyor. Biz Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi ve Gıda Mühendisliği Fakültesi’nde analizler yaptırdık. Hamsinin protein ve Omega3 açısından somondan çok daha zengin olduğu, çipura ve levrekle de aynı değerde” açıklamasını yaptı. Türkiye’nin geçen yıl 693 milyon dolarlık su ürünleri ihracatı yaptığını, nisan ayı itibariyle şu anda yıllık ihracatın 800 milyon dolara çıktığını anlatan Kızıltan, bu artışı doların euro karşısında güçlendiği bir dönemde gerçekleştirmiş olmanın da son derece önemli olduğuna işaret etti. Geçtiğimiz yıl paritede 1 euronun 1.3 dolara karşılık geldiğini, şu anda ise 1 euronun 1.06 dolara karşılık geldiğine dikkat çeken Kızıltan, “Parite nedeniyle ihracattaki euro bazındaki artış dolar bazında aynı oranda görülmüyor” dedi. Bu arada İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Tuncay Sagun, adeta dünya su ürünleri olimpiyatı havasında geçen Seafood Global Expoʹda 13 Türk ihracatçı firması olarak 100 milyon dolar bağlantı kurmayı hedeflediklerini söyledi. 110 milyar dolarlık dünya su ürünleri pazarında Türkiyeʹnin payını her yıl artırdığına dikkat çeken Sagun,2000 yılında 59 milyon dolar olan ihracatın, 2014 yılında yaklaşık 10 kat artarak 693 milyon dolara yükseldiğini vurguladı. Sagun, THYʹnin ABD ve Çin gibi ülkelere seferleri artırması sayesinde ihracatın bu yıl da yüzde 30ʹa varan oranlarda arttığını söyledi. Türkiyeʹnin halen 87 ülkeye dondurulmuş hamsiden orkinosa çok sayıda balık çeşidi sattığına değinen Sagun, en çok ihracatı Hollanda başta olmak üzere AB üyesi 6 ülkeye yaptıklarını belirtti. Sektörün AB ile yaşadığı sıkıntıya dikkat çeken Sagun, ʹGıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı alabalıkta kilo başına 60, çipura ve levrekte de 80 kuruş destek uyguluyor. AB bunun üzerine alabalıkta yüzde 7-9 oranında telafi edici vergi koydu. Aynı vergiye çipura ve levrekte maruz kalmamalıyız. Avrupaʹdaki sofralarda her 3 çipura veya levrekten biri Türkiyeʹden gidiyor. İhracatımızın olumsuz etkilenmemesi için ürüne doğrudan nakit destek yerine ekipman, lojistik desteği verilmeliʹ dedi. Su Ürünleri Tüketimimiz Az Çünkü Etçi Bir Toplumuz Türkiyeʹde balık tüketiminin kişi başına 8 kg olduğuna ve dünya ortalaması olan 16 kgʹnin altında kaldığına da değinen Sagun, ʹGelişmiş ülkelerden Japonyaʹda bu oran 74, ABDʹde ise 28 kg civarında. Türkiyeʹnin su ürünleri tüketimi az. Çünkü etçi bir toplumuz. Balığın kuyruğunu ve kafasını tabakta görmek istiyoruz. Farklı çeşitlerde tüketim yapmamız gerekiyorʹ dedi. 7DENİZ
Editör: TE Bilisim