Tedarik zinciri özelinde şu anda genel görüş; Dünyanın çoğunun (Çin hariç) pandemiden uzaklaşmış olması, Rusya-Ukrayna savaşındaki etkilerin yumuşadığı, hayata geçen yaptırımların tedarik açısından o kadar da kötü sonuçlanmadı yönünde. Oluşan bu rehavet sonucunda, İnsanların çoğu Tedarik Zinciri işleyişinin artık “Normal”e döneceğini düşünüyor.

 

Benim görüşüm, genel gidişatın hiçte parlak olmadığı yönünde. Nedenine gelecek olursak; Dünya dinamikleri her dönemde yapısal olarak değişiyor. Tedarik zincirleri bu değişim karşısında önümüzdeki on yıllar boyunca devam edecek zorluklarla karşı karşıya kalacaklardır. Bunun nedeni sektörde ileri görüşlülüğün yerleşik olmayışı, anlık problemlerin çözümüne eğilimler ve zinciri bir bütün olarak ele alınmayışıdır. Tedarik sektörü, her dönem bir önceki döneme kıyasla daha fazla sapmalar, yöntemsel zaaflar, kriz yönetimi eksikliği ve sistemsel arızaların giderilmemesi gibi aşılması gereken konularla uğraşmaktadır. Haliyle tedarik zincirini oluşturan tüm enstrümanlar maddi-manevi tüm enerjilerini hızlıca tüketmeye başlayıp asıl hedeflerine odaklamamaktadır. Bu sorunlar işin fıtratında var demek aslında insanların mevcut zafiyetlerini kabullenmişliğini gösteriyor.

 

Tedarik zinciri neden normale dönemiyor? Başlığına gelecek olursak.

 

  • Son dönemde Doğu-Batı ülkelerinin sosyoekonomik olarak kutuplaşan ülkelerin yanında bulunmak istemeleri (ABD-Avrupa-Rusya ve ÇİN global bir “Ticari Kutuplaşmanın” varlığını gösterecektir. Ülkelerin bu kaygısal durumların sonucunda kutuplaşmaların ileriki dönemlerde kalın çizgilerle çizileceği izlenimini vermektedir. Bunun devamında Tedarik zincirleri önümüzdeki on yıllar boyunca sürekli bozulma tehdidi altında kalacağını göstermektedir.

 

  • Tedarik zincirleri, barışçıl ve istikrarlı bir Dünya düzeni olduğunda düzgün çalışır, üretir, hizmet akışı sağlar ve değer katar. Stresi, baskıyı ve belirsizliği sevmez. Barış ve istikrarın olmadığı dönemlerde, Tedarik zincirini oluşturan halkalar açısından eforların arttığı ancak verimliliklerinin azaldığı bir dönem olur.

 

  • Sorunsuz işleyen bir tedarik zinciri, nüfus demografisi içerisinde ürün ve stok yönetimini işleyişi üzerinde pozitif etki yaratırken, sorunlu dönemlerde Global arz-talebe cevap vermekte başarılı olamamaktadır.

 

  • Çevre yönetimi, sosyal yapı ve yönetim farklılıkları ile tedarik zincirlerinin hızlı, karlı ve sürekli büyüme hedefleri arasında sürekli bir çatışma durumu vardır. 

 

  •  Şirketler tedarik zincirinde yaşanan zorlukları giderecek olan teknolojilere yatırım yapmamaktadır. Bu işletmeler risk sermayesi ve rekabet edememe gibi olumsuzluklarla baş etmek zorunda kalmaktadırlar. Halen bu teknolojik yatırımları maliyet gören işletmeler günümüzde çok fazla. Tedariklerin daralması, daha yüksek enerji maliyetleri, artan jeopolitik risk ve sorunlu ulaşım ağları ile karşı karşıya kalınan bir Dünyada, tedarik zinciri teknolojilerine sahip olmak birçok şirket için kritik bir karar olacaktır.

 

Tedarik zincirleri barış zamanlarından fark yaratır

 

Tedarik zincirinin her bir parçasının zamanla aksamalara ve zorluklara maruz kaldığı doğrudur. Doğal afetler, terörizm, ekonomik döngüler, hammadde ve stok kıtlıkları Dünya ticaretinde zorluklar yaratmıştır.

Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana, küresel tedarik zincirleri gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki varlıklarını barışçıl düzen sayesinde sağlamıştır. Daha önce farklı rejimler tarafından yönetilen yoksul ve az gelişmiş birçok ülke, gelişmiş Dünyadaki yeni pazarlardan yararlanma fırsatı buldu ve küresel ticareti zayıf ekonomilerini güçlendirmek için kullandılar. Bazı ülkeler bu sayede global güç haline gelirken, bazı ülkeler serbest piyasa sistemini yalnızca halihazırda iktidarda olanların inisiyatifine bırakarak başarısız hale geldiler. 

 

Tedarik zincirlerinde işgücü çok önemlidir

 

Ticaret Bakanlığı'ndan yurt dışı lojistik dağıtım ağına onay Ticaret Bakanlığı'ndan yurt dışı lojistik dağıtım ağına onay

Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki satın alma gücü çok fazladır. Çoğu ülke özellikle ucuz işgücü ve sürdürülebilir doğal kaynaklar sayesinde mal ve hizmet üreterek Dünya piyasasında hatırı sayılır yer edinmiştir. Bu ülkelerde mal ve hizmet üretiminin  ucuz olması bu ülkeleri  tedarik zincirinin vazgeçilmezi haline getirmiştir. Elektronik eşyaların ve otomobil üretim birim maliyetinin son birkaç yıllarda nasıl düştüğünü buna paralel ürün özellikleri ve kalitesinde ise ne kadar arttığını bir düşünün.

Genç nüfusa sahip ve ucuz işgücü sağlayan bir ülkeyseniz günümüzde geleceği parlak bir devletsiniz. Kıymetini bilmemiz lazım.

 

Çevrenin önemi tedarik zincirlerinin istikrarını engelliyor

 

Şirketler, çevresel ve sosyal kurallara bağlı kalmanın maliyeti olduğunun farkında. Çevre faktörü işletmelere maliyet ve daha az üretim getirdiğinden, emtia üreticileri ve taşıyıcılar için zorluklar yaratmaktadır.  Bunlar; boru hattı projelerinin yarattığı çevresel kaygılar, küresel ısınma, fosil yakıt, emisyonların artması ve çevre tahribatıdır.

 

Tedarik zincirleri son otuz yılda nispeten sorunsuz faaliyet gösterdiler. O dönemlerde toplumlarda ve ülkelerde Çevre Bilinci tam anlamıyla oluşmamıştı. Günümüzdeki bilinçlenmeyle birlikte özellikle çevre konusunda yaptırım ve kısıtlayıcı kanunlar artmaya başladı. Bu gelişmeler Tedarik zincirinin pek hoşuna gitmiyor.

 

Özetlemek gerekirse;

Tedarik zinciri insanlığın var olması için gerekli olan sağlam bir zincirdir. Bu zincir esneyebiliyor, çatlayabiliyor, uzayabiliyor hatta korozyona uğrayabiliyor ama asla kopmuyor. Tedarik zincirinin kopmaması ona uygulanan güç ile alakalı durumdur. Geçmişte ve günümüzde henüz böyle bir gücün ortada çıkmamış olması gelecekte olmayacağı, tedarik zincirinin en zayıf halkasının kopmayacağı ve zincir bütünlüğün dağılmayacağının anlamına gelmiyor.

Bunlardan yola çıkarak, Tedarik Zinciri aslında hiçbir zaman “geri”ye dönmeyeceğini söyleyebiliyorum.

Veysel Güngör

Editör: Haber Merkezi