İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO), yılda iki kez gerçekleştirilen Müşterek Meslek Komiteleri Toplantısı’nın 8’incisini, Adnan Menderes ve arkadaşlarını yargılanarak idam cezasına çarptırıldığı Demokrasi ve Özgürlükler Adası’na yaptığı tarihi ziyaretin ardından gerçekleştirdi. Adnan Menderes Kongre Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya, İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürü Ünal Baylan, Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürü Dr. Osman Kan, Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Durmuş Ünüvar, Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürü Salih Tan, Gemi İnşa Sanayicileri Birliği (GİSBİR) Bakanı Murat Kıran, Piri Reis Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Oral Erdoğan, Türk Loydu Başkanı Cem Melikoğlu, Türk Armatörler Birliği Başkanı Cihan Ergenç, Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği (KOSDER) Başkanı Pınar Kalkavan Sesel, Gemi Brokerleri Derneği (GBD) Başkanı Semih Dinçel, İMEAK DTO Yönetim Kurulu Üyeleri ile Meslek Komite Üyelerinin olduğu yaklaşık 200 kişi katıldı.

 

 

Yassı Ada, demokratikleşme mücadelesinde dev bir esere dönüştürüldü

 

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından başlayan toplantının açılış konuşmasını DTO Başkanı Tamer Kıran yaptı. Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nın acı hatıralarıyla bilenen 10 yıllardır kimsenin uğramadığı, adeta kaderine tek edilmiş bir ada olduğunu ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile DTO’nun da dahil olduğu 137 oda ve borsa ortaklığıyla gerçekleştirilen çalışmalar sonucu yerli ve yabancı ziyaretçilere açıldığını belirten Kıran, “Ada, ziyaret edenlerin Türkiye’nin demokratikleşme mücadelesine tanıklık edebilecekleri dev bir esere dönüştürüldü.  Bu vesileyle demokrasi şehitlerimiz dönemin başbakanı Adnan Menderes ile Bakanları Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’yu rahmet ve saygıyla anıyor ülkemizin huzuru için hayatlarını feda eden tüm şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum” dedi.

 

İklim değişikliği ile mücadeleden en çok denizcilik sektörü etkilenecek

 

Covid-19’un küresel ekonomiyi etkilemeye devam ettiğini ve çalkantılı günlerin sona ermediğini dile getiren Kıran, “Dünya çapında tedarik zincirlerindeki sorunlar maliyet baskısını artırırken, yükselen enerji fiyatları, küresel enflasyonu daha da yukarıya çekiyor. Dolayısıyla böylesi bir ortamda bugünü yönetebilmek ve geleceğin dünyası için gerekli dönüşümleri hayata geçirmek her zamankinden daha önemli hale geliyor. Bugünlerde dünyanın odaklandığı ve önümüzdeki süreçte büyük değişimlere öncülük etmeye aday en önemli konu iklim değişikliği olarak karşımıza çıkıyor… Bu kapsamda İskoçya’daki İklim Zirvesi’nden çıkacak sonuçları merakla bekliyoruz. İklim değişikliği ile mücadele çalışmaları kapsamında uygulamaya konulması planlanan düzenlemelerden en geniş şekilde etkilenecek sektörlerin başında hiç şüphesiz denizcilik sektörü geliyor” dedi.

 

 

Gelişmeler, mevcut gemilerin kısa süre sonra kullanılamayacağını gösteriyor

 

Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (İMO) sera gazı kısıtlama çalışmalarını kapsamında, 2018 yılında stratejik hedefler olarak, 2030 yılı ile birim, gün ve taşıma mesafesi için 2008 yılına kıyasla yüzde 50 azaltma hedefini belirlediğine işaret eden Kıran, “Aradan sadece 3 yıl geçmesine rağmen bu yıl temmuz ayında İMO hedeflerini revize ederek, 2050 yılı için karbon nötr bir endüstri hedefini destekler pozisyona geldi. Avrupa Birliği’nin (AB) benimsediği yeşil mutabakat stratejisi ise daha ağır kurallar ve yaptırımlar içeriyor. AB, 2030 yılı ile sıfır karbon emisyonlu gemilerin geliştirilip pazara sürülmesine, mevcut gemilerin enerji verimliliğinin geliştirilmesini, emisyonlar için karbon fiyatlandırmasının yürürlüğe konulmasını, çevreci yakıtların altyapı sisteminin geliştirilmesi ve desteklenmesine, Akdeniz ve Karadeniz’de emisyon kontrol alanı kurulmasına, fosil yakıt kullanımı ile oluşan sera gazları salınımını kirleten öder prensibi ile emisyon ticaret sistemi ile fiyatlandırmasını hedeflemektedir. Eğer AB’de emisyon ticaret sistemi devreye girerse, ülkemizde de aynı sistemin kurulması gereksinimi ortaya çıkacak. Tüm bu gelişmeler mevcut gemilerin kısa bir sürede kullanılamaz hale geleceğini gösteriyor. Şuan içinde olduğumuz en büyük çıkmaz ise her ne kadar araştırma ve geliştirme çalışmaları hızla devam etse de emisyon hedeflerine ulaşacak yakıtla çalışacak gemi motorları henüz icat edilmedi” diye konuştu.

 

‘Kaçışı olmayan bu yolda kendimizi geliştirmek zorundayız’

 

İklim değişikliği sorununun Paris İklim Anlaşması ile Türkiye’nin de devlet politikası haline geldiğini vurgulayan Kıran, “Bundan sonraki süreçte kaçışı olmayan bu yolda ilerlemek, işlerimizi, sektörümüzü, hayat anlayışımızı buna göre geliştirmek zorundayız. Ancak bu sürecin sadece sektörlerin çabalarıyla yürütülmesi mümkün değil. Bu konuda özel sektör, kamu, hatta devletler arası işbirliği çok önemli. Küresel ısınmaya karşı denizcilik endüstrisi, teknoloji geliştirme ve tedbir alma konusunda üzerine düşen görevleri yerine getiriyor. Bu konuda devlet destekleri de bulunuyor. AB’nin denizcilik firmalarına önemli bir destek verdiğini görüyoruz. Ticaretin yarısına yakınını AB ile gerçekleştiren ülkemizin Avrupa Yeşil Mutabakatı göz önünde bulundurularak, uluslararası rekabetçiliğini koruyabilmesi ve yeşil ekonomiye dönüşümü sağlayabilmesi hayati önem taşıyor. DTO olarak Avrupa Yeşil Mutabakatı’nda belirtilen hususlar doğrultusunda uygulanacak tedbirler karşısında deniz ticaret filomuzun ne durumda olduğunu tespit etmek amacıyla bir çalışma yürütüyoruz. Yılın sonunda bitirmeyi planladığımız bu çalışmayı sizlerle paylaşacağız” ifadelerini kullandı.

 

 

Denizcilik sektörünün desteklenmesi çok önemli

 

Kıran, şöyle devam etti: “Türk sahipli deniz ticaret filomuzun, gemi inşa sanayimizin, limanlarımızın, kısaca denizciliğimizi bir bütün olarak düşündüğümüzde, getirilmek istenen değişiklikler nedeniyle büyük ekonomik maliyetlerle karşılaşmamak için sektörümüzün her alanda desteklenmesi büyük önem arz ediyor.

 

Murat Kıran: Bölgenin yüzde 70’ine hitap ediyoruz

 

Toplantıda söz alan GİSBİR Başkanı Murat Kıran, 3 Ekim 2011 tarihinde göreve geldikleri günden bu yana tespitini doğru koydukları ve talep ettikleri sorunların tamamını çözdüklerini belirtti. Bu süreçte Cumhurbaşkanı, Başbakan ve tüm genel müdürlerle dirsek dirseğe çalıştıklarını aktaran Kıran, “Geldiğimiz noktada, ölümlü iş kazalarından tutalım da diğer bütün sorunların tamamı adeta bitti. Bugün bölgede bir numara olma noktasında yoluna devam ediyor. Tamir noktasında bölgenin yüzde 70’ine hitap eden hale geldik. Adet bazında yeni inşada neredeyse yüzde 60’lara, tonaj bazında yüzde 40’lara ulaştık. Dolayısıyla önümüzü açan tüm idari büyüklerimize de canı gönülden teşekkür ediyorum” dedi.

 

 

Çevre ve kalifiye eleman sorunları önemli

 

Çevre sorununu her geçen gün büyüdüğünü dile getiren Kıran, müsilaj sorunun önemine vurgu yaparak, balıkçılar, tersanecilerin ve diğer alanların kendi üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirmeye davet etti. Denizcilerin çevre konusunda hassas olduklarını dile getiren Kıran, “Tüm üyelerimiz bu konunun üzerine düşüyor. Asla istismar etmiyorlar” dedi. Sektördeki yeterli kalifiye elaman sayısının da büyük bir soruna dönüştüğünü vurgulayan Kıran, “Türkiye’de birçok sektörde olduğu gibi bizde de gerek işlerimizin yoğunluğundan gerekse başka işlere yönelmelerden dolayı, kalifiye insan bulmakta çok zorlanır hale geldik. Özelikle yat sanayinde çok ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Her zaman kaybetmekten korktuğumuz o marangoz ustası dediğimiz ağacı işleyebilecek insanların sayısının azalması bizi çok üzüyor. Yeni eleman bulmakta çok zorlanıyoruz. Bunu destekleyecek plan ve programlarımız var. Bu doğrultuda da idaremizin bizden desteğini esirgemeyeceğine olan inancımız tamdır” şeklinde konuştu.

 

Recep Düzgit’ten Sahil Güvenlik ve İBB’ye eleştiri

 

İMAEK DTO Başkan Yardımcısı Recep Düzgit ise, Sahil Güvenlik tarafından yapılan denetimlerdeki uygulamalarını ile İBB’nin teknelere ilişkin yaptığı “hukuksuz” uygulamalarını eleştirdi. Sahil Güvenlik’in 45 dakikalık sefer yapan devamlı limana bağlı teknelerden atık belgesini 15 günde bir almaması durumunda ceza kesmekle uyardığını söyleyen Düzgit, uygulamalarda ciddi hatalar yaşandığını, geçerliliğinin tartışmalı olduğu uygulamaların hukuki geçerliliği ile gerekliliğinin düşünülmesi gerektiğini aktardı.

 

 

‘İBB’ye hukuksuz uygulamada ısrar etmeyi yakıştıramadım’

 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) düzenli sefer yapmayan teknelerle ilgili uygulamalarına dikkat çeken Düzgit, “Bu konuda bir karar almışlar. Düzenli sefer yapan tekneler ilgili yönetmelik belli. Ancak düzenli sefer yapmayanlar İBB uygulamasına takılıyor. İBB bu teknelerden zorla istiyor. DTO üç kere yazı yazdı. Bize elle tutulur bir tane yasal cevap gelmedi. Fakat zorla zabıtaları gümrüklü sahalara gönderiyorlar ki zabıtaların o bölgelere girmesi de enteresan. İBB hukuksuzluk yapıyor ve bunda ısrar ediyor. Odamızın görüşme taleplerine de dönmüyorlar. Hukuksuz bir uygulamada ısrar etmeyi pek yakıştıramadım” diye kaydetti.

 

 

Armatörler Birliği eğitim merkezi kuracak

 

Türk Armatörler Birliği Başkanı Cihan Ergenç, kurum olarak çalışanları için bir eğitim merkezi kurmayı planladıklarını söyledi. Denizcilik Genel Müdürlüğü, Deniz Ticaret Odası ve bütün denizcilik STK’larının ortaklaşacağı bir sürekli eğitim merkezinin gerekliliğine vurgu yapan Ergenç, “Üniversitelerimiz, farklı eğitim kurumlarımız var. Şirketlerimiz eğitim veriyor. Biz gemilerde veriyoruz. Burada üstünde durduğumuz şey, daha gelişmiş programlarla daha ileri düzeyde dersler vererek, insanlarımızı uluslararası düzeyde daha üst seviyelere taşımak. Burada üniversitelerimizden mezun olan yani stajyerliğinden en üst düzeye kadar bütün sektördeki gemi işletmecilerinde çalışan insanlarımızın mutlaka en üst düzeyde eğitilmesi gerekliliğidir. Buna armatörlerimizde dahil. Yani eğitimi sürekli getirmeliyiz. Böyle bir merkezin kurulması çok çok önemli. Çağrıda bulunuyorum gelin hep birlikte yapalım” ifadelerini kullandı.

 

 

Denizcilerin terk edilme vakalarındaki artış IMO'nun gündeminde Denizcilerin terk edilme vakalarındaki artış IMO'nun gündeminde

 

7DENİZ - ÖZEL 

Editör: Haber Merkezi