1999 Yüksek Denizcilik Okulu mezunu olan Pearl Naval Şirket Sahibi Gürhan Burak Alkoç, başmühendisliğini tamamladıktan sonra karada çalışmaya başladı. Alkoç, birçok denizcilik şirketinde; enspektörlük, teknik müdürlük, genel müdürlük gibi farklı görevleri yürüttü. Birçok ülkede yaklaşık 70 farklı tipte gemi inşasında bulunduktan sonra da Pearl Naval Denizcilik’i 2017 yılında kurdu. Firmasının tam kapsamlı teknik ve ticari hizmetler sunduğunu belirten Alkoç, özellikle gemi işletmeciliği, gemi kiralama, tedarik, tamir bakım ve tutum konularında hizmetler verdiklerini belirtti. Alkoç, “Gemi acentalığı ve elektronik servisi uydu haberleşme noktasında da yeni devraldığımız şirketle faaliyetlerimizi daha da genişletmek istiyoruz. Verdiğimiz hizmet kalemleri, esasen denizciliğin bütün bileşenlerine yönelik. İnsan kaynakları ile gemi personeli tedavisi çok önemli iki alan. Bu noktada ağımızı güçlendirmek için Batum'a da yeni bir ofis açtık” şeklinde konuştu.

 

Pandemide verimliliğimizi üst düzeyde tuttuk

 

Pandemi sürecinde şirket olarak nasıl hareket ettiklerini ve aldıkları önlemleri anlatan Alkoç, “Pandemi sürecinde doğal olarak yeni bir düzene geçildi. Artık yüz yüze görüşmeler daha çok dijital ortama kendini bıraktı. Evde çalışma düzeni başladı. Burada asıl önemli olan nokta, verimliliği sürekli üst düzeyde tutabilmekti. Pandemi nedeniyle Uzakdoğu’da özellikle gidip fiilen yapamadığımız işlerin yanı sıra Türkiye'de de aynı şekilde yabancı armatörlere ciddi tersane bölgesinde veya gemiler ile ilgili porsted kontrollerde ve oditlerde hizmetler sunduk. Esasen artık bir nevi bu yeni düzende pandemi ile beraber insanlar yaşamaya da alıştılar. Bundan sonraki süreçte, yine bu düzenin daha dijital ortamda, daha online işlerin yapıldığı, evrak-kağıt işlerinin azaldığı, fiili toplantıların ve büyük ofislerin yerini home ve butik ofislerin alacağı yeni düzenin devam edeceğini, böylece sınırların tamamen kalkacağını düşünüyorum” ifadesini kullandı.

Uzakdoğu ilişkilerimizi her zaman sıcak tutuyoruz

 

Uzakdoğu’da gerçekleştirdikleri managment projesi hakkında bilgiler veren Alkoç, “Uzakdoğu ile bizim ilişkilerimiz her zaman iyiydi. Sıcak tutmaya gayret ediyoruz. Orada yeni fırsatlar olduğuna inanıyoruz. Kore’de zaten ciddi temsilciliklerimiz bulunuyor. Çin’de yine 2 tanker, 2 de opsiyon olan MR tanker inşasına başladık. Bu projenin spec imzalanmasından plan onayına, teslimi ve teslimden sonraki garanti periyoduna kadar bütün işleri ofisimiz yürütecek” dedi.

 

15 gemi işletiyoruz

 

Gemi işletmeciliği konusundan da bahseden Alkoç, “Şu anda 15 tane gemi işletiyoruz. Bunların üç tanesi kendimize ait, diğerleri farklı yatırımcıların ve grupların gemileri. İşletmemizde çok farklı gemi tipleri var. Nehir gemileri, genel kargo gemileri, platform supply ve destek gemisi tanker handysize gibi. Dolayısıyla böyle farklı tonajda farklı gemileri yönetmek çok kolay olmuyor. Bunun için ekip arkadaşlarımızı, çalışma arkadaşlarımızı çok titizlikle bünyemize alıyoruz ve bizimle aynı heyecanı paylaşmalarını, şirketin büyüme trendine daha da katkı sağlamalarını bekliyoruz ve bu yönde birlikteliklere imzalar atıyoruz” ifadelerini kullandı.

 

Olumlu geri dönüşler alıyoruz

 

Hizmet kalitesine önem verdiklerini kaydeden Alkoç, “Zaten çalıştırdığımız gemilerde, örneğin iki tane handysize ve bir tane supramaxta Qualship 21 Belgesini Amerika’dan almış durumdayız. Layout’ta yatan çok bakımsız hurdaya gidecek gemileri tamir ederek işletilecek pozisyona getirdik. Aynı zamanda şirketimizin İSO belgesi de bulunuyor. Şirket olarak hem denizcilik örf adetleri ve prensipleri hem uluslararası kurallar hem de müşteri memnuniyeti bazında ISM sistemimizde çok olumlu geri dönüşler alıyoruz” ifadesinde bulundu.

 

Türk denizcilerinin vize problemi

 

Sektör açısından ülkemizin bulunduğu coğrafyada sahip olduğu avantajlar ve dezavantajları değerlendiren Alkoç, “Coğrafyamız esasen çok ciddi bir hub, özellikle İstanbul. Bugün Uzakdoğu’dan Yunanistan’a, Almanya'ya geçmek isterseniz Türkiye esasen ana bir uğrak, önemli bir geçiş noktası. Biz coğrafyamızın ciddi anlamda avantajını yaşıyoruz. Dezavantaj olarak söyleyeceğimiz özellikle ülkemizde yatırımcılara daha fazla finansman imkanı sağlanmalı. Leasing imkanının bankalarımızın daha rekabetçi olarak yurt dışındaki bankalarla, projelerle finansman konusunun çözülmesi çok mühim. Yani coğrafyamızda belki sayabileceğimiz en baştaki dezavantajların bir tanesi budur diye düşünüyorum. Bir diğer dezavantaj da vize problemleridir. Özellikle Türk denizcilerinin karşılaştığı sorunlar var. Vize alırken, pandemi tabii başka bir boyuta getirdi olayı ama pandemi öncesinde özellikle vize alım noktasında denizcilerin yaşadıkları problemler de dışa açılım noktasında bir dezavantaj olarak sıralanabilir” değerlendirmesini yaptı.

Uzun süredir denizcilik fonu kurma hususunda çalışıyoruz

Anadoluport Yeşil Liman olma yolunda hızla ilerliyor Anadoluport Yeşil Liman olma yolunda hızla ilerliyor

 

Önümüzdeki dönemde hayata geçirmeyi planladıkları projeler hakkında konuşan Alkoç, “Çok farklı projeler üzerinde çalışıyoruz. Zaten şu anda gemi acentalığı ve köprü üstü uydu haberleşme, elektronik bölümlerimizi ve buna bağlı şirketimizi başka bir şirketimizi Pearl Naval Grubu altında yeni kurduk. Finansal olarak özellikle armatörlerin, işletmecilerin önü tıkanıyor. Finans konusunda ciddi bir projemiz var. Uzun süredir, yurtdışıyla bağlantılı olarak bir denizcilik fonu kurma üzerine çalışıyorduk. Bununla ilgili yine çok ciddi bir çalışma içerisindeyiz. Yeni birlikteliklere yıl sonuna kadar çok titizlikle çalıştığımız birkaç projede imza atmayı hedefliyoruz. Bunlar da hayata geçince sektörümüze bunun duyurusunu yapacağız” dedi.

 

Türk denizciliği uygun finansmana ulaşamıyor

 

“Türk deniz taşımacılığı ve deniz ticaret filosu gün geçtikçe büyüyor ancak dünya sıralamasına baktığımızda Yunanistan, Japonya, Almanya, Çin gibi büyük filoları görüyoruz. Biz bir basamak yükseldik diye sevinsek bile ilk 10 ile aramızda ciddi mesafeler yani uçurumlar söz konusu” diyen Alkoç, sözlerine şöyle devam ediyor; Bunun çözümü bence finansal dengelere, finansmana bakıyor. Çünkü yurt dışında birçok yabancı armatör çok daha uygun imkanlarda kredi ve teşvikler alabiliyor. Türk denizciliğinin ciddi atılımlar yapabilmesi için en büyük engel uygun finansmana ulaşamamaktır”.

 

Denizcilik için güzel bir yıl olacak

 

Denizcilik sektörünün 2021 yılını oldukça iyi geçeceğini vurgulayan Alkoç, “Navlunlardaki aşırı yükselme; hammadde ihtiyacı, Amerika ile Çin arasındaki son ticari durumlar, özellikle pandemi sebebiyle oluşan arz talep dengesi, duran fabrikaların tekrar çalışmaya başlaması ve son kullanıcıya gerekli malzemelerin temel ihtiyaçların gönderilmesi piyasaları hareketlendirdi. Diğer taraftan demir çelik, hurda, yakıt fiyatlarının artması gibi parametreler otomatik olarak navlun fiyatlarını da yükseltti. Bu şekilde de devam edecek” öngörüsünde bulundu.

7DENİZ DERGİSİ / ÖZEL

Editör: Haber Merkezi