Gaziantep’in İslahiye ilçesinde Tahtaköprü Barajı’nın su seviyesinin düşmesiyle ortaya çıkan Hamamlar Höyüğü’ndeki arkeolojik çalışmalarda tarihi bulgulara ulaşıldı. 12 bin yıllık olduğu tahmin edilen höyüğü kurtarmak için kazı çalışmaları sürüyor.

 

Merkeze 35 kilometre uzaklıktaki Tahtaköprü Barajı’nda bir süre önce suların serbest bırakılmasıyla Hamamlar Höyüğü ortaya çıktı. Höyüğün gün yüzüne çıkmasının ardından bölgede arkeolojik kazı çalışması başlatıldı. Gaziantep Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Engin başkanlığındaki 30 kişilik ekiple yürütülen çalışmalarda bu yerleşim yerinin en az 12 bin yıllık olduğu belirlendi.

Denizci Fenerbahçeliler hep birlikte iftar yaptı Denizci Fenerbahçeliler hep birlikte iftar yaptı

 

Çalışmalar ile ilgili bilgi veren Prof. Dr. Atilla Engin, "Burası Hamamlar Höyüğü. İslahiye yakınlarında Yesemek’in 4 kilometre batısında yer alan höyük yerleşkesi 1977 yılında Tahtaköprü Barajı’nın inşaatı tamamlanınca sular altında kalmış ancak yakın zamanda baraj gövdesinin yükseltme çalışmaları nedeni ile sular bırakıldığında höyük açığa çıktı. Burada yaptığımız incelemede özellikle anıtsal büyük yapılara ait izler görmemiz nedeni ile tekrar su altında kalmadan önce burada ivedilikle kurtarma kazısına karar verdik. Kültür Bakanlığının izni ile Gaziantep Müzesi, Gaziantep Üniversitesi adına bu çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Çalışmaların amacı tabii kış koşulları mümkün olduğunca iklim koşullarının el verdiği ölçüde burada önemli arkeolojik bilgi ve bulguları elde etmek. Şuanki çalışmalarımız M.Ö. 10 binlere dayanan ilk yerleşim evresini temsil eden dönemden itibaren en az 12 bin yıllık yerleşim sürekliliğini ortaya koymakta" dedi.

 

 

Tarihi yapıların yıllarca su altında kalması nedeniyle tahrip olduğunu anlatan Engin, "Tabii höyük uzun yıllar sular altında kaldığı için özellikle üst tabakalar büyük ölçüde eriyerek tahrip olmuş, yok olmuş. Bu şekilde höyüklerin su altında korunamadığı ve kalmadığı Hamamlar üzerinden belgelenmiş olmakta. Özellikle en erken yerleşim evresinde tabii höyük çevresindeki bazalt yükseltilerin aynı zamanda birer kült alanı gibi kullanılmış olduğunu tespit ettik. Bu alanlarda ana kaya düzeltilerek yarım daire ya da yuvarlak köşeli mekanlar oluşturulduğu, ana kaya tabanının tıraşlanarak düzeltildiği ve steller de dikildiğini tespit ettik. Bu bulgular aslında biraz ünik, daha çok Doğu Akdeniz natufyan kültürü ile bağlantılar gösteren pariotik özellikler sergiliyor. Ama şuanki çalışmalarımız bunu anlamaya yönelik olarak devam etmekte” şeklinde konuştu.

 

 

7DENİZ 

Editör: Haber Merkezi