CE konusunun her toplantıda gündeme gelen bir konu olduğunu belirten Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürü Salih Tan, “Burada Avrupa Birliği nezdinde ve Ticaret Bakanlığı nezdinde yapılan çalışmalar sonrasında oluşturulmuş bir mevzuat olduğu için ve kurallar diğer bakanlıkları da ilgilendirdiği için çok esneme şansımız olmuyor. Defalarca denedik yazışmalarda yaptık ama mevcut durumun 1 şekilde devamlılığının sağlanması gerekiyor. Balıkçı barınaklarının tahsisi ve balıkçı barınaklarında ihtiyaç duyulan küçük tekneler için çekek işlemlerinin yapılamadığı ve sonra ücretini alınmadığına ilişkin bir husus vardı. 1380 Sayılı Su Ürünleri Kanunu’nda değişiklik yapıldıktan sonra biliyorsunuz tahsis yetkisi Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nden alındı ve Tarım ve Orman Bakanlığı'na verildi. Ancak diğer konularda olduğu gibi bu yeni yetki alanlarında da usul ve esas belirleme konusunda Milli Emlak kadar hızlı aksiyon alınamadı. Çünkü Milli Emlak’ta yılların verdiği bir tecrübe var. Ancak Tarım Bakanlığı bir rayiç belirlenecek mi belirlenmeyecek mi, rayiç neye göre belirlenecek, usul nasıl olacak gibi konuları gündeme getiriyor. Aynı konuyu biz 2011 yılında Tabiat Varlıkları Koruma Genel Müdürlüğü’nün aldığı yetkiyi uygulayamamasında da yaşadık. Belli bir dönem bu tür sorunlar oluyor. Ancak şöyle bir şey var. Balıkçılar barınakları yönetmeliğinde tahsis işlemleri gerçekleştirilemese bile mevcut balıkçı kooperatiflerinin Tarım İl Müdürlüğü’nün uygun görüşüyle kullanımının devamı sağlanabiliyor. Yani kooperatif var. Bu kooperatifin kira süresi doldu. Kira yenilenemiyor.  Ancak, normal uygulamayı anlatıyorum. Muhtemelen yerelde başka şeyler vardır. Ona bir şey diyemem ama mevzuat olarak olması gereken mevcut kullanıcının, kira süresi dolmuş olan kullanıcının il müdürlüğünün yazısıyla yeni bir tahsis yapılana kadar kullanıma devam etmesinin sağlanmasıdır. Bunun da ötesinde küçük teknelerin çeki ihtiyacının karşılanması ve sörvey hizmetinin verilebilmesi adına bizim mevzuatımızda şöyle bir uygulamamız var; 15 metre altı küçük tekneler için liman başkanının belirleyeceği ve idarenin uygun göreceği yerleri biz sörvey hizmeti verilebilecek alanlar olarak belirleyebiliyoruz. Eğer hiçbir çözüm bulamıyorsak bu yol üzerinden bu alandaki 15 metre altı tekneler için Ege ve Antalya gibi yerlerde diğer tekneler için çözüm yoludur. Eğer bununla da çözemiyorsak tekrar görüşülebilir. Ancak mevzuattaki 15 metre altı tekneler için liman Başkanlığı ve idarenin belirlemiş olduğu yerlerde uygulamanın sorunu çözeceğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.  

 

Süre 31 Aralık'ta doluyor

 

Tekne imal yerlerinin veya çekek yerlerinin izinlerinin 31 Aralık 2021 tarihinden sonra bitecek olması ve bu şekilde kapatılacak olmasıyla ilgili bir yazının olduğu yönündeki bir soruya da yanıt veren Salih Tan, “O yazı 1 hatırlatma yazısıdır. Kısmi işletme izni olan tesislerin bu tarihten sonra işletme izni alarak faaliyetine devam etmelerinin hatırlatılmasıdır. Aksi takdirde kapanacağı değil, mevzuatın ilgili maddesinin tırnak içerisinde hizmet bedeli alınarak devam edeceğini hatırlatan bir yazıdır” dedi.

 

Biz mevzuatı uyguluyoruz

 

Bizim normalde ideal olarak yaklaşımımız, izin alamayanın kapatılması veya çalıştırmasını bir şekilde engellenmesi yönündeydi diyen Tan, “Ama bu yönetmelik 2015’te çıkarılırken kurum görüşlerine açıldığında sektör temsilcilerinden gelen görüşler de bizi kapatmayın, belli bir ücret karşılığında devamlılığımızı sağlayın şeklindeydi. Zaten sizin bu talepleriniz bizim mevzuatımıza geldikten sonra diğer kurumlardan maalesef şikayet veya itiraz olarak da karşılık buldu. Çünkü, yaptığımız faaliyet öyle ya da böyle küçük veya büyük fark etmiyor, sınai bir faaliyettir. Bu faaliyetin de izinsiz yerlerde yapılması, kamu adına kamu çalışanlarına cezai yaptırım gerektiren bir husus. Şimdi 31 Aralık 2021’de kapatmayacağız. Sadece hizmet bedeli karşılığında devam edebileceğinizi belirttik. Tekne imalatçıları ve çekekçiler için basitleştirilmiş uygulamalar getirilmesine yönelik bir talebiniz oldu. Buradaki temel sorunumuz basitleştirilmiş uygulamanın getirilmesine kadar sizin diğer kurum ve kuruluşlar nezdinde almanız gereken izin ve onaylarda yaşadığınız sorunlardır. Sizin temel sorununuz planlar içinde olmamanız veya tahsis işlemini yapamamanızdır. Ben işletme iznini kaldırmış olsam bile orada faaliyet gösterebilmek için Ulaştırma Bakanlığı’na siz zaten o imar planını onaylatmak zorundasınız. Siz o tahsisi almadığınız sürece, Ulaştırma Bakanlığı ya da Liman Başkanlığı var ya da yok hiç fark etmez. Yine de faaliyet gösteriyorsanız bu tahsisi yapmak zorundasınız. O imarı onaylatmak zorundasınız. O şerh kararını almak zorundasınız. O işyerinde çalışma ruhsatını almak zorundasınız. Diğer kurumlar sizin üzerinize düşmediği için ya da mevzuatının gereklerini yapmadığı için en son noktada size bakım onarımını yaptığınız teknenin belgelendirmesini liman başkanlığı yaptığı için veya inşa iznini liman başkanlığı verdiği için siz şöyle algılıyorsunuz, eğer liman başkanı izni verirse Ulaştırma Bakanı'ndan bizim çalışmamıza göz yumarsa biz hiçbir sorun yaşamayacağız, öyle bir şey yok. İmarsız yerde faaliyet gösteremezsiniz. Kiralanmamış yerde faaliyet gösteremezsiniz. ÇED kararı olmayan yerde faaliyet gösteremezsiniz. 1993 öncesini saymıyorum. ÇED mevzuatına tabi olmayanlara 24 metre ve altını geçiyorum. Genel ifade olarak kullanıyorum. Yani biz hafiflettiğimizde veya bir şeyi değiştirdiğimizde sizin çalışırlığınızı sağlamış olmayacak. Mevzuat anlamında sizin diğer kurum kuruluşlar nezdinde denetiminiz yapıldığında zaten kapanacaksınız. Şu anda kimse gerçek manada mevzuatı gereği denetim yapmadığı için Ulaştırma Bakanlığı nasıl olsa bunu koordine ediyor dediği için çalışabiliyorsunuz” ifadelerini kullandı.

 

Bu konuda sorunumuzu yeniden anlatacağız

 

Onursan'dan semazen gösterisi eşliğinde iftar yemeği Onursan'dan semazen gösterisi eşliğinde iftar yemeği

Tan, “Fethiye karayolu konusu başkanın da ziyaretimize geldiğinde sürekli gündeme getirdiği bu konu. Bizim de gündemimizde olan bir konudur. Çevre Bakanlığı'nda Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nde değişiklikler oldu. İdari yapıda değişiklik olduğu için son getirdiğimiz noktada sıfırlamış olacağız süreci. Yeni idari yapılara yeniden derdimizi anlatacağız. Yeniden neden ihtiyaç olduğunu anlatacağız. Orada sürekli bir şeyler değiştiği için idareci değişikliği olduğu için biz dönüp dönüp konuyu baştan bile anlatıyoruz. Sadece benim şahsen katıldığım toplantı sayısı yanlış hatırlamıyorsam dokuz. Onuncusunu da inşallah pazartesi günü saat 15:00’da yapacağız. Yeni gelen müdüre tekrar derdimizi anlatacağız. Muhtemelen o alt kadrodaki arkadaşlardan olayın geçmişini dinleyecek. Sonrasında onlar olmazları anlatacaklar. Sonrasında tekrar başkan beyden destek alarak yine konumuzu aktaracağız. Bizim de hayata geçmesini istediğimiz bir proje ancak muhtemelen sürecini biliyorsunuz. Ciddi manada bir direnç var. Kendilerince belki onlar da haklılar ama bizim de elimizde başka çözümümüz yok. Orası yanlış hatırlamıyorsam 19 tane yerle birlikte değerlendirilmiş. 2000’li yılların başında 11 tane imzacı kurum kuruluş temsilcisi ile belirlenmiş en ideal yer olarak belirlenmiş bir yer. O yüzden biz ısrarcıyız. Manavgat konusunda da çok ısrar etmiştik. Yine aynı süreçten geçmişti orası ama Turizm Bakanlığı'nın son imar planı onayından bizi dışarı çıkarması ve golf sahası ilan etmesi dolayısıyla Manavgat projemiz maalesef kadük oldu. Münferit olarak sorunlar varsa birebir görüşmelerimiz zaten yapılıyor. Genel sorunları itibariyle odamız ve Gisbir üzerinden zaten geliyor” şeklinde konuştu.

7DENİZ / ÖZEL

Editör: Haber Merkezi