Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ev sahipliğinde düzenlenen Petrol Endüstrisinde Milli Teknolojiler (PEMT'22) kapsamında gerçekleştirilen oturumlarda sektör paydaşlarına sunumlar yapılırken Türkiye'nin sondaj çalışmalarında yerli çalışmalarla geldiği noktalar anlatıldı. Toplantıda bir konuşma yapan AVS Global Ship Supply Yönetim Kurulu Başkanı Abdülvahit Şimşek, “Gerek ülkemizde gerekse dünyanın farklı noktalarında düzenlenen çok özel organizasyonlara iştirak etme imkanı bulmuş birisi olarak söyleyebilirim ki PEMT, hedefi, yarattığı sinerji ve sahip olduğu tecrübeyi muhataplarına aktarma noktasında en iyi organizasyonlardan biri. Menderes döneminden bu yana gerçekleştirilen bu organizasyonun önemini buradaki herkes görüyor. Burada bu işin içerisinde görünmeyen sektörlere bile nasıl olumlu katkıları olduğunu görüyoruz” şeklinde konuştu.

Teknolojiyi kullanmalıyız

 

Şimşek, “Ben Batmanlı 13 çocuklu bir ailenin 7. Çocuğuyum. 1 oğlum 1 kızım var. Oğlum uluslararası ticaret okudu ama şu an şirketimizin teknolojik tarafını yönetiyor. Çünkü bizim işlerimizde de her işte olduğu gibi teknoloji olmazsa hiçbir yerde ilerleme olmuyor. Teknolojiyi işinizde yerinde ve zamanında kullanmanız gerekiyor. Zaruri, çünkü iş belli bir noktadan sonra insan kontrolünden çıkıyor. Günün imkanlarını en güzel şekilde kullanmak gerekiyor. Bizde bunu yaklaşık 15 yıl önce kurduğumuz 365 Teknoloji firmasıyla gerçekleştiriyoruz. Oğlum da bu şirketin başında. Kızım da ilk defa bugün bizimle buraya geldi” ifadelerini kullandı.

“1985 yılında kurulduk”

 

Biz 1985 yılında Kurulmuş bir firmayız diyen Şimşek, “Babam Batman Rafinerisi’nden İzmir Rafinerisi’ne geçiyor ve bir şekilde bizim kaderimiz de orada belirleniyor. Biz denizi görmeyen taraflardanız, Ege’ye gittiğimizde deniz ile tanıştık. Ağabeylerim bir manav kurdular. Oralarda bazı görevler edindik. Ben 1986-1991 yılları arasında İngiltere'ye gittim. Döndükten sonra da bu işi nasıl daha küreselleştirebiliriz diye bir rüyamız oldu. Önce gemilere manav hizmeti ile ve daha sonra İzmir Aliağa Rafinerisi'nde petrol işine, oradaki limanlara gelen gemilere tedarik hizmeti ile başladık. Daha sonra bu işin biraz daha sağlıklı gittiğini görünce bu işi biraz daha bölgeselleştirelim dedik. Hatta Ege civarına taşıdık. Belli bir zaman sonra tekrar bu işi biraz millileştirelim, bütün sınırlara bu hizmeti verelim, Türkiye'ye gelen bütün gemilere bu hizmeti verelim dedik. 35 coğrafyada lojistik ve tedarik merkezleri kurduk. Gerek Akdeniz ile Karadeniz ve Ege'de İstanbul'da ve bununla birlikte değişen şartlarla dünyadaki ihtiyaçlar bir şekilde bizim bu mesleğimizi küreselleştirmemiz gerektiğini gösterdi. Çünkü belli bir noktaya geldik. Gemiler artık Türkiye'ye gelmeye başladılar. Bu sefer yurt dışında bu müşterilerimize nasıl hizmet verelim dedik. Önceleri Almanya’dan, Yunanistan’dan buraya gelen tırların acentelerine hizmet vererek biz bu işlere girdik ve daha sonra bugün çok şükür şunu söyleyebilirim, 100 ülkede 1500 noktada 1 tedarik networkümüz var. TPAO ailesi bizi bir catering firması olarak bilir. Biz de hep o çizgimizi koruduk. Haddimizi aşmadan bu güzel aileye yakışır şekilde çalıştık. Esasında bizim işimizin yüzde 30’u catering, yüzde 70’i tedarik ve lojistiktir. Esasında 100 ülkede, 1500 noktada ve ayda ortalama 600 tane geminin gıda ve gıda dışı ihtiyacını karşılıyoruz. Tabi Türkiye'de de bu işi yapan ve bu konseptle çalışan ilk firmayız” şeklinde konuştu.

Tamer Kıran: Denizciliği çok zor günler bekliyor Tamer Kıran: Denizciliği çok zor günler bekliyor

“Fatih Gemisi ile başladık”

 

2018 yılında bizler Fatih gemisi için davet edildikleri bir ihaleye girdiklerini anlatan Şimşek, “Çok heyecanlandık. Off-shore en nihayetinde yeni bir girişimdi. Türkiye için bu kavramlar bizim için yeniydi ve biz bu ihaleye girdik ve bu ihaleyi aldık. Biraz heyecanlandık, korktuk, ürktük. Günün sonunda yaklaşık 23 insanın çalıştığı 1 gemide onların housekeeping hizmetlerini ve gıda ihtiyaçlarını karşılayacaksınız ve onları memnun edeceksiniz. Gıda ile uğraşmak gerçekten çok zor. Herkesi memnun etmek çok zor. Bazen tuzu kaçar, bazen tuzu eksik olur, bazen tadı eksik olur. Yani günün sonunda biz esasında hizmet sektöründe olduğumuz için bu işin toprağa gibiyiz. Yani bazen haklı, haksız eleştirilerle karşı karşıya kalırız ama o gemilerin üzerinde çalışan insanların ruhsal hallerini bilenler bilir, onlardan gelen her şey baş tacıdır. Çünkü onların memnuniyeti en nihayetinde bu projelerin başarısını etkiliyor. Yemek deyip geçmemek lazım. Yemek o demir yığınının üzerinde yaşayan insanın tek motivasyonu. Onun için sorumluluğu çok yüksek. Biz gerçekten bu bilinçle yaklaşıyoruz. Yaklaşık 30 küsur yıldır gemilere bu hizmeti verdiğimiz için, geminin çok önemli 2 parametresi vardır. Birincisi personel yediği yemekten mutlu olacak. İkincisi de maaşını zamanında alacak. Ben bir tane daha ilave ettim. Bir de eğitimle sürekli desteklemek gerekiyor diyorum. İzinlerini de desteklemek gerekiyor. İzinlere dokunmamak lazım. Ama yemek bu işin başı başını çekiyor. Bizde bu bilinçle bu hassasiyetle Fatih gemisine başladık. Ama olağanüstü bir destek de aldık. Bu kadar tedarikçisini destekleyen, sahip çıkan bir kurum veya bir organizasyon ile daha karşılaşmadım ve bunu izliyor olmaktan yani buna şahit olmaktan gerçekten onur duyuyorum” ifadelerini kullandı.

1500 kişiye istihdam kapısı açtık

 

Bugün bizim ailemiz içerisinde 400 çalışanımız var diyen Şimşek, “Biz bu işe başladığımızda 180 kişiydik. Şu an 400 kişiyiz. Dolaylı olarak belki en az 1500 kişiye istihdam kapısı da açtık diyebilirim. Biz bir dönem 3 gemi ile çalışıyorduk. Fatih le başladık, Yavuz ve Kanuni sonra geldi. Belli bir güven söz konusu olduğunda Sayın genel müdürümüz dedi ki, ‘Biz sizin hizmetinizden memnunuz ama bunu yaymamız lazım, herkesin bunu tecrübe etmesi lazım, kazanması lazım’ ben de büyük bir memnuniyetle sahip olduğumuz deneyimi tecrübeyi, o arkadaşlarımıza karşılıksız vermekten onur duydum. Yani her zaman kapımız açık. Bu bizi öyle yerlere götürdü ki, daha nitelikli ve buralara daha nasıl iyileştirme yapabiliriz dedik. Personel kalitemizi artırmak istedik. Denizcilik sektöründe böyle bir durum var. Adam gidiyor bir sefer atıyor 3 ay ile 6 ay sonra geliyor, başka bir gemiye gidiyor. Sonra geliyor, başka bir gemiye gidebiliyor ama burası öyle değildi. Burada kalıcı, düzenli, planlı, programlı ve ne yaptığını bilen bir kadrolaşma var. Biz de bu heyecanla veya buralardan aldığımız cesaretle gittik. Ekol Denizcilik firmasını aldık. Ekol Eğitim Kursu’na esasında, genelde üniversiteyi kazanamamış, lise mezunu evlatlarımız giderler. 18 ay kurs alırlar oradan da gemi zabiti olurlar. Ya gemi kaptanı olurlar ya gemi mühendisi olurlar. Biz bunu aldık çünkü aynı şekilde gemi aşçılarına ve kamu botlarına da hizmet veriyordu. Böylelikle esasında sektörde çok ciddi anlamda eksikliği olan bir işe girmemize sebep oldu. Aslında bizim bu 2018 Fatih Gemisi ile başlayan serüvenimiz ve bugün çok şükür yaklaşık ayda 1000 kişiye dokunuyoruz orada” ifadesinde bulundu.  

7DENİZ / ÖZEL

Editör: Haber Merkezi