İMEAK Deniz Ticaret Odası Kasım Ayı Olağan meclis Toplantısı’na katılan ve sözlerine toplantıya katıldığı için memnuniyetini belirterek başlayan İsmet Yılmaz, “Deniz Ticaret Odası ailemizle tekrar bir arada olmaktan ve Deniz Ticaret Odası’nın 44’üncü toplantısına katılmaktan büyük bir memnuniyet duyduğumu da ayrıca belirtmek isterim. Sizlerle sanal ortamda da olsa bir araya gelmemize vesile olan Deniz Ticaret Odası'nın değerli yönetimine Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır’a da özellikle teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

 

Son 2 yıldır olağanüstü bir dönemden geçiyoruz diyen Yılmaz, “Salgınla birlikte kişisel, toplumsal ve ekonomik hayata alışkın olduğumuz düzen değişikliğe uğradı. Dünya genelinde ekonomik dengeler sarsıldı. Son 30 yıllık dönemde küresel yoksulluk oranı ilk defa arttı. Enerji fiyatları ve taşıma maliyetleri artıyor. Artık talep dengesizliği küresel enflasyonu besliyor. Pek çok ülkede kamu maliyesi bozuldu. Artan borç stoku rekor seviyelere ulaştı. Virüsün ortaya çıkabilecek yeni varyantları da ayrı bir risk olarak duruyor. Yüksek enflasyon sadece Türkiye'de değil, dünya genelinde de önemli bir sorun. Amerika'da Ekim ayında enflasyon 0,9 artarak yıllık bazda yüzde 6.2 ile son 31 yılın en yüksek artışını gösterdi. Kaliforniya'nın San Diego şehrinde de 28 günde benzine 27 kez zam geldiğini söylemek isterim. Yine bildiğiniz gibi Virginia eyaletinde 2020 Kasım ayında seçim yapıldı. Biden'ın başkanlık seçiminde açık ara önde olduğu bu Virginia eyaletindeki seçimde Demokratlara kaybedildi. Cumhuriyetçiler bunu Amerika’daki ekonomik durumun kötü gidişine bağlıyorlar. Küresel tedarik zincirinde ve ara mal temininde yaşanan aksaklıklar arz talep dengesi oluşturarak fiyatlara da olumsuz yansıyor. Hızlı talep artışı da başta enerji olmak üzere küresel emtia fiyatlarını yukarı çekiyor. Navlun ücretleri de bu artışlara eşlik ediyor” ifadelerini kullandı.

 

Dünya çapında yaşanan kuraklı bizi de etkiledi

 

Dünya çapında yaşanan kuraklık, olumsuz iklim koşulları ve stoklama eğilimindeki artış uluslararası gıda fiyatlarının da yükselmesine neden oluyor diyen Yılmaz, “Bu arada Çin'de hükümetin halka yiyecek stoklama çağrısında bulunduğunu da akılda tutmamızın iyi olacağını düşünüyorum. Bizde arz ve talep kaynaklı bu gelişmelerden etkileniyoruz. Bu olumsuz iklimin etkilerini en aza indirmek için de birçok tedbir alındı. Pandemiden etkilenen kesimlere destekler sunuldu. Pandemi nedeniyle 2020’den bu yana sunulan destekler yıl sonu itibariyle 734 milyar liraya ulaşacak. Yine salgın hastalığa yakalanan Türkiye’de 8 milyonun üzerindeki kişiyi, kimine evinde ilaç vererek tedavi ettik, kimini hastanede yatırarak kimini de yoğun bakıma alarak. Bir eczacı kardeşime sordum. Hastalara bu vermiş olduğumuz ilaçların bedeli nedir? Piyasada pek bulmak mümkün değil ama herhalde 400 liradan aşağı değildir dedi. Bir doktor arkadaşıma da sordum kendisi dedi ki, bir hastanın hastanede yatış masrafı yaklaşık 1000 liraya mal oluyor. Yoğun bakımda bundan daha fazla… Devletimiz bu hizmetler karşısında bir kuruş da ücret almadı. Dünyada sağlık hizmetinin bu kadar vatandaşına en az maliyetle ya da ücretsiz veren bir başka ülke olmadığını da açıkça belirtmek isterim” dedi.

 

Enflasyonla mücadele

 

Enflasyonla mücadelede vergi indirimleri ve fiyat ayarlamaları ile 125 milyar liralık kamu gelirinden vazgeçildiğini hatırlatan Yılmaz, “Artan enerji fiyatlarını vatandaşımıza minimum düzeyde yansıtmaya çalışıyoruz. 2020 yılı sonuna göre Brent petrolün varil fiyatı yüzde 72, doğalgaz fiyatı metreküp başına yüzde 349 arttı. Yine maruz kalınan kuraklık neticesinde hidroelektrik santrallerin toplam elektrik üretimindeki payı yüzde 30’dan yüzde 19’a düştü. Bu düşüşü doğalgazla elektrik üretimi ile telafi ettik. Dolayısıyla elektrik üretim maliyetlerimiz de arttı. Söz konusu maliyet artışlarını da vatandaşlarımıza en az düzeyde yansıtıp maliyetinin önemli bir bölümünü de devletimiz, hükümetimiz üstleniyor. Çok basit 1 rakamlarla ifade etmek gerekirse, şu anda ısınma amaçlı olarak dışarıdan aldığımız doğalgazı dörtte biri fiyatına vatandaşımıza satıyoruz. Elektriği ise üretim maliyetinin yüzde 50 daha düşük fiyata sunuyoruz” ifadelerini kullandı.

 

Kaptan Değer Pamuk'a Türk P&I Sigorta’da yeni görev Kaptan Değer Pamuk'a Türk P&I Sigorta’da yeni görev

Normalleşme süreci zaman alacaktır

 

Normalleşme sürecinin zaman alacağını belirten Yılmaz, “Bu süreçte ekonomimizi güçlendirip sağlıklı, dengeli ve sürdürülebilir büyüme hedefliyoruz. Büyümenin dengeli ve sürdürülebilir olması istihdama olan katkısı ve gelir dağılımı adaletini sağlamak da büyümenin seviyesi kadar önemlidir. Ekonomi politikalarına güveni daha da artırıp, piyasa istikrarını güçlendirmeyi, yerli yabancı tüm yatırımcılar için elverişli bir ortam oluşturmayı amaçlıyoruz. Kolay mı? Değil zor, ancak başarabilir miyiz? Evet. Daha önce bundan daha kötü günleri gördük ve yaşadık. Gecelik faizlerin 4 bin 5 bin olduğu dönemleri gördük. Enflasyonun yüzde 100’lere yaklaştığı dönem de gördük. Bunun en canlı şahitleri sizlersiniz. Ülkemizin sorunları var mı? Var. Enflasyon var, döviz kurunda artış var, faiz, yüksek işsizlik var. Yapılan hataları eksikleri kötüye giden şeyleri tek tek sayacak değilim. Bu olumsuz unsurları daha da saymak mümkün. Aksayan yönlerin ve yaşanan problemlerin de farkındayız. Bunları çözecek gücümüzde var, kararlılığımız da. en kötü günleri aştık. Hiç şüpheniz olmasın. Bu mevcut yaşadığımız sıkıntıları da birlikte aşarız. Bu ülke bizim, bu vatan bizim sorumluluk da bizim. Bizim asli vazifemiz, gerçek resmi göz ardı etmeden Türkiye'nin geleceğine olan inancı arttırmak, umudu çoğaltmaktır. Bu nedenle ben bu sıkıntılı konulardan değil, iyi giden konulardan bahsetmek isterim” şeklinde konuştu.  

 

Reel  sektörü ayakta tutmak önemliydi

 

Salgın döneminde reel sektörün ayakta kalması ve istihdamda sürekliliğin sağlanması oldukça önemliydi diyen Yılmaz, “Uygulanan politikalarla geçen seneyi iç talebin sürüklediği bir büyüme ile kapattık. Bu sene aşılamanın artması ve küresel canlanma bizi daha sağlam ve dengeli bir büyümeye yönlendirdi. Yılın ilk yarısını yüzde 14.3’lük bir büyüme ile kapattık. Bu büyümenin yaklaşık yüzde 60’ını yurtiçi yatırımlar ve net dış talep oluşturdu. 2021 yılını yüzde 9’un üzerinde bir büyüme ile kapatmayı öngörüyoruz. Geçmiş yıllardaki eğilimlere baktığımızda büyümenin yüksek olduğu dönemlerde cari açığımız yüksek, düşük olduğu dönemlerde ise cari açığımız düşüktü. Bu sene için öngörülen büyüme yüzde 9, cari açığın milli gelire oranı yüzde 2’nin altında gerçekleşecektir. 2021 yılı bütçemizde yüzde 4.3’lük, bir bütçe açığı öngörmüştük. Bu yılı yüzde 3,5’in altında bir bütçe açığı ile kapatacağız. 2021 yılında 618 milyar lira borçlanma ön görmüştük ancak 155 milyar lira daha az borçlanma ile kapatacağız. Yılı geçmiş yılların aksine yüksek büyüme ve düşük cari açıkla kapatacağız. Yapısal cari açığı azaltıcı yatırımlara öncelik veriyoruz. Güçlü bir ihracat performansı gösteriyoruz. Bu ihracat artışı verimlilik, yani üretkenlik artışında inovatif yeteneklerden teknolojiyi üretme ve kullanma becerisinden kaynaklanmaktadır. Borç stokumuzun milli gelire oranını da düşürüyoruz. Borç stokunun yapısını da iyileştiriyoruz. İç borçlanmanın vadesini uzattık. 2020 yılı içerisinde 29 aya kadar düşen iç borçlanmanın ortalama vadesini 56 aya yükselttik” ifadelerini kullandı.  

 

Yılmaz, “Yeni organize sanayi bölgeleri açılıyor. Kayseri'de yeni organize sanayide yatırım yapacak bir yer bulamazsınız. Sivas'ta bulamazsınız, Gaziantep'te bulamazsınız. Dolayısıyla da her şeye rağmen sıkıntılı dönemde yatırımın devam ettiğini söylemek isterim. Yatırımın devam etmesi aynı zamanda istihdamın da devam etmesi anlamına geliyor. Turizmde 2020 yılına kıyasla çok daha iyi bir performans gösterdik” dedi.

 

Güçlü bir savunma sanayine sahip olmadan tam bağımsız Türkiye olunamayacağı bilinciyle, savunma sanayinde dünyanın lider ülkelerinden biriyiz diyen Yılmaz, “Pazartesi Milli Savunma komisyonu üyelerimizle birlikte Eskişehir'deki Tusaş Motor Sanayi AŞ’yi ziyaret ettik. Gökyüzündeki her 2 uçaktan birini, ürettiği motor parçaları ile uçuran ülkemiz, 21’inci yüzyıla hazır olduğunu gösterdi. Havacılıkta da motorda da milli motorda da... 2010’larda tek 1 tane lisanslı patentli motoru olmayan ülke, bugün 10’a yakın motorun lisansını, patentini almış durumdadır. Yine 2011’de insansız hava araçlarımızın Heronları’nın motorları Avusturya'dan, İsrail tarafından alınır. 600 saatlik belli, bir uçuş saatinden sonra bakım onarımı dahi İsrail'e giderdi. 2011’de kendi İha'larının motorunu üretemeyen kendi iha'ların motorunu bakamayan 1 türkiye'den bakım onarımını bugün hem bakım onarımı. Hemde kendi motorlarını yapabilecek 1 durumdasın. Yine helikopterlerinin motorlarını kendiniz üretiyorsunuz. Gördüm inşallah  önümüzdeki dönemde gemiler için de kullanacak motorları üretmek gayretindeler. Motor fakrikasının genel müdrü şunu söyledi, 6,6 milyar dolarlık sözleşmeye bağlanmış işleri varmış. eğer bugünkü kapasitemizi kullanırsak, 15 yıllık bu şirketin işi hazır.  230 milyon doların üzerinde yatırım yapmış olmasına rağmen kapasiteli artıracaklar. kara araçlarında kendimizle yarışıyoruz. Türkiye ile rekabet edecek 1 başka ülke yok. Silahlı insansız hava araçlarında dünyanın en iyi ülkeleri arasındayız MİLGEM’lerin durumunu da en iyi siz biliyorsunuz” dedi.  

Konuşmasının ardından, İsmet Yılmaz'a daha sonra kendisine teslim edilmek üzere Başkan Tamer Kıran ve Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır tarafından bir tablo hediye edildi.

Editör: Haber Merkezi