Deniz yolu taşımacılığı kuşkusuz alternatifleri arasında en verimli seçenektir.  Üstelik, karbondiyoksit salınımlarına da sadece mütevazi bir katkıda bulunur. 2007 yılı için yapılan bir çalışma dünya denizciliği için toplam tahmini 870 milyon ton sera gazına işaret etmekte ve bu da toplam insani salınımın yüzde 2.7‘sine denk gelmektedir. Buna rağmen giderek artan enerji verimliliği ihtiyacı ve sera gazlarının daha etkin kontrolü inisiyatifleri, uluslararası Denizcilik Örgütü(IMO)‘nü bu konuda daha aktif bir rol oynamaya itti. Yapılan çalışmalar önerilerin doğru ve eksiksiz uygulanması durumunda yüzde 25-75 oranlarında sera gazı salınım azalmalarını sağlanabileceğini teyit etti. Bu yapılan çalışmalar Marpol Annex VI‘ya  ‘Gemilerde enerji verimliliği düzenlemesi’ isimli 4. başlık eklenmesi ile sonuçlandı ve bu yönetmelik de 400 gross ton ve üzeri tonaj için 1 Ocak 2013‘te yürürlüğe girdi. Bu yeni düzenleme uyarınca, mevcut tonaj içinde Gemi Enerji Verimlilik Planı (SEEMP) yapılması ön koşuldu, bütün yeni gemiler için Enerji verimliliği dizayn endeksi (EEDI) oluşturulması zorunluluğu getirildi. Hikayemizin bu noktaya kadar gelişi sizler için çok yeni olmayabilir. Zira hepimizin bir şekilde içinde bulunduğu denizcilik sektörümüzde bu gelişmeler hali hazırda yürürlükte ve biz bunlarla yaşamaya artık alıştık. Armatör açısından enerji verimliliği daha düşük maliyete işaret ettiği için zaten teşvik edilmesi mantıklı olan bir inisiyatif.  Sülfür Emisyon Kontrol Sahaları (SECA)‘ların oluşumu ve hızla devreye girmesi de yine yukarıdaki hikayemizin bir başka sonucu. Öte yandan gemilerin liman ziyaretleri esnasında yaptıkları salınım ve tahliyeler etraf yerleşimleri yakından etkiledikleri için mercekle incelenmektedir. İşte 55 önemli dünya limanlarının oluşturduğu bir grup World Ports Climate Initiative (WPCI), sera gazı salınımlarının kontrol altına alınmasını sağlarken dünya ticaret ve ekonomisine yaptıkları katkıyı arttırarak sürdürme amacını taşımaktadır. Malumunuz özellikle kısa deniz seferlerinde kullanılan koster tipi gemiler, ticari hayatlarının önemli bir kısmını limanlarda operasyon için de geçirmekteler.  Mevcut durumda bu deniz taşıtları elektrik ihtiyaçlarını kendileri jeneratörleri ile karşılamaktalar. İşte WPCI inisiyatifi dahilinde katılımcı limanlar gemilere sahilden elektrik hizmeti sunmayı planlıyor. Ortalama bir feribotun liman ziyareti esnasında tükettiği elektriğin 5.000 KWH saat olması ve bu rakamın ortalama bir ikametgahın 3 aylık tüketimine denk geldiği düşünüldüğünde, ciddi bir elektrik arzının limanlara sağlanması gerekliliği ortadadır. Öte yandan bu verimli sistem sayesinde gemiden yapılan sera gazları önemli ölçüde azalacağı gibi gereksiz enerji sarfiyatının da önüne geçilecek, armatöre de ciddi maliyet avantajı önerebilecektir. Sahil Enerji Tedariki (OPS) sağlayan limanlar yukarıda listelenmiştir. Öte yandan sağlanan elektrikte standardizasyon eksikliği öne çıkan en önemli gerçektir. Özellikle deniz taşımacılığının büyük isimlerinin bu gelişmeye mevcut durumda hazırlıklarını bitirdiklerini söylemek mümkün olacaktır. (YK Line, Evergreen, Princess Cruise, Holland America Line ve diğerleri) öte yanda küçük filolardan oluşan taşıma grupları içinse geleceğe yönelik bir konudur. Armatörlerin gemilerde OPS hizmetini kullanabilmesi için bir transformer, elektrik dağıtımı, kontrol paneli ve bir kablo düzeneği yerleştirmesi yeterli olacaktır. Liman ve armatörlerin el birliği içinde standardizasyon sağlamaları, elektrik hizmetlerini daha ucuz tedariklerine, emisyon ve tüketimlerde ise önemli azalmaları sağlayabilecek, jeneratör bakım ve ömürlerini uzatabilecek ciddi bir gelişmedir. Hüsnü Murat Erenli  [email protected]
Editör: TE Bilisim