İMEAK Deniz Ticaret Odası(DTO) Meclis Üyesi Salih Zeki Çakır, toplantıdaki konuşmasında, kriz sonrası ağırlıklı olarak hızı düşen navlunlardan dolayı önemli sayıda armatörün gemisini bağladığını ifade ederek, özellikle 2007-2008 yıllarında gemi almış olan, gemi inşa yapmış olan, büyük tamir yapmış olan firmaların toparlayamadığını ve bunun sonucunda birçok üyenin mağduriyet yaşadığına dikkat çekti. İMEAK Deniz Ticaret Odası Mayıs ayı meclis toplantısı, Meclis Başkan Vekili Faruk Ürkmez başkanlığında, Deniz Ticaret Odası toplantı salonunda gerçekleştirildi. Meclis üyeleri ve sektör temsilcilerinin yanı sıra toplantıya Beyoğlu Kaymakamı Osman Ekşi, İstanbul Liman Başkanı Gani Aygün, Eski Milletvekili ve İBB Başkan Danışmanı Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı katıldı. Sektör sorunlarının konuşulduğu toplantıda, kent içi deniz ulaşımı konusu gündeme getirildi. Toplantıda konuşan Salih Zeki Çakır; “Konuşmama bir duyuru ile başlamak istiyorum. Malumunuz Ocak ayında Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği kuruldu. Yönetim ile alınan kararla 11 Haziran’da Pendik Gren Park’ta bir sempozyum organize edeceğiz. Türk koster filosunun geçmişi, bugünü, geleceği, fırsatları ve tehditleri 12 başlık altında konuşulacak. Dernek bünyesinde yaptığımız bir çalışmayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Kriz sonrası, ağırlıklı olarak hızı düşen navlunlardan dolayı önemli sayıda armatör gemisini bağlamıştır. O zamanki rakamlar 2009’un başı itibariyle 250 civarındaydı. Sonra piyasalardaki gelişmeler üzerine birtakım gemiler, çalışmalarına tekrar o büyük şoku atlattıktan sonra başladı. Fakat süreç içinde özellikle 2007-2008 yıllarında gemi almış olan, gemi inşa yapmış olan, büyük tamir yapmış olan firmalar maalesef toparlayamadı. Bunun sonucunda birçok üyemiz mağduriyet yaşadı.” dedi. En iyi gemi çalışan gemidir diyen Salih Zeki Çakır; “Gemilerin tutulmasının kimseye faydası yok. Bu tutulmalar ağırlıklı olarak bankalar tarafından olsa bile yakıt firmaları, personel ve alacaklılar tarafından yapılmaktadır. Türk limanlarından farklı faturalar çıkmakta, yabancı limanlarda ise bu faturalar çok daha farklı olmaktadır. Bu gemilerden alacaklı olma durumunda talepkar olan bankaların, yakıtçıların, diğer alacaklıların toplam talebini takriben 350 milyon dolar civarında bir rakam ortaya çıkıyor. Bu ülke ekonomisi ve denizciliğimiz için ciddi bir rakam. Bu anlamda gemilerde sorun çıktığında, gemi sahipleriyle taraflar arasında bir husumet oluştuğunda uzlaşma zemini oluşamamaktadır.  Hatta kavganın derinleşmesi sonucu armatör gemisini tamamıyla terk etmek durumda kalmaktadır. Şu anda hem Türkiye’de hem bölge ülkelerindeki limanlarda tamamıyla sahipsiz, üstünde gemi adamı olmayan gemiler mevcut. Kartal, Kumkapı gibi…  Aslında bu durum çevre açısında da ciddi bir sorun ortaya çıkarmaktadır. Yabancı limanlarda şu bakımdan bir avantaj var. Sorunlu gemilere ilgili idare, ağırlıklı liman bünyesinde bir yedeğini tamir etmekte ve gemiye belli oranda sahip çıkmakta. Türkiye’de şu anda belli bir yaş ortalamasında benim de ilgilendiğim gemilerde bütün elektroniği sökülmüş ve gemilerdeki yakıt dahi maalesef alınmıştır.  Yani ciddi bir ekonomik değer yok olmaktadır. Bu anlamda herkesin kendi alanında bu soruna katkı sağlamasını rica ediyorum.” dedi.  7deniz
Editör: TE Bilisim