Rusya’nın 24 Şubat’ta Ukrayna’ya başlattığı askeri operasyonlar başta Batılı ülkeler olmak üzere birçok ülkeden tepki gördü. ABD ve İngiltere başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesi Rusya’ya karşı ekonomik ve siyasi yaptırım uygulamaya başladı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rus hükümeti ve milletvekilleri bu yaptırımların hedefi olurken, Rusya’nın en büyük gelir kapısı olan petrol ihracatı da yaptırımlarla zarara uğratılmak istendi. Ancak nükleer ve termik santral kullanmadığı için Rus enerjisine bağımlı olan ülkeler, Rusya ile ticaretini yüzde 100 kesemedi. Bunu fırsat bilen Putin ise, Rus para birimi rubleyi güçlü tutmak için petrol ihracatında ödemelerin ruble ile yapılmasına yönelik kararname imzaladı. Hollanda, Polonya ve Bulgaristan gibi ülkeler bu şartı kabul etmeyince Rusya bu ülkelere doğalgaz akışını kesti.

 

Savaşın 100 gününde 93 milyar gelir

 

Putin sürekli ambargoların doğrudan Batılıları etkileyeceğini ifade ederken, yaptırımların ardından Rusya’nın petrol ihracatını arttırması da Putin’i doğrular nitelikte oldu. Rusya, Ukrayna’ya saldırılarının ilk 100 gününde petrol ve fosil yakıtlardan 93 milyar euro civarında gelir elde etti. Rusya’nın elde ettiği 93 milyar euroluk gelirin 57 milyar euroluk kısmı da AB ülkelerinden elde edildi.

 

Rus petrolü başka ülkeler üzerinden alınmaya devam ediyor

 

ABD Başkanı Joe Biden, mart ayı başında Rusya’dan petrol alımının yasaklandığını ilan eden bir bildiri yayınlamış ancak ABD Enerji Enformasyon İdaresi rakamlarına göre Rusya’dan petrol arzı şubat ayında 2 milyon 325 varil iken mart ayında neredeyse iki katına çıkarak 4 milyon 218 varile yükselmişti. Bu rakamlara göre Rusya, ABD’ye petrol tedarikçisi sıralamasında 9’ncu sıradayken 6’ncı sıraya yükseldi. ABD, mart ayı başında Rusya’dan petrol ihracatını yasaklamış fakat mayıs ayında Rus petrolünü taşıyan tankerler New Jersey ve New York limanlarına ulaşmaya devam emişti. Bazı ABD medya kuruluşları Çin ve Hindistan’ın Rusya’ya uygulanan ambargoları delmeye yardım ettiğini savunuyor. Buna göre Rusya’nın Japon Denizi kıyısındaki Kozmino petrol limanından petrol ihracatının yüzde 20 dolayında arttığı ve 70 milyon varile yükseldiği ifade edildi.

 

Hindistan, Rusya’dan rekor düzeyde petrol satın aldı

 

Rusya’ya Ukrayna’daki saldırıları nedeniyle uygulanan ambargoları delen bir diğer ülkenin Hindistan olduğu da savunuluyor. Savaşın başladığı şubat ayında Hindistan geçtiğimiz yılın petrol ihracatının 3 misline ulaşarak 62,6 milyon varil Rus petrolü aldı. Savaşın ardından Hindistan’dan ABD ve Avrupa ülkelerine petrol ürünleri sevkiyatı da gözle görülür oranda arttı. Hindistan’ın Rus petrolünü yüzde 20 daha ucuza almasından dolayı ABD ve Batılı ülkelere Rus petrolünü satarak önemli ölçüde gelir elde ettiği savunuluyor. Hindistan Dışişleri Bakanı Subrahmanyam Jaishankar iddiaların ardından yaptığı açıklamada, Avrupa ülkelerinin zaten Rusya’dan petrol almaya devam ettiğini ve kendilerinin Avrupa’ya petrol satmadığını söyledi.

 

Rus petrolü diğer ülke petrolleriyle karıştırılarak pazarlanıyor

 

Rusya’ya uygulanan petrol ambargosunun nasıl delindiğine dair bazı yol haritalarının ortaya çıktığı öne sürülüyor. Buna göre Rus petrolü Ust-Luga ve Primorsk limanlarındaki tankerlere yükleniyor. Bu tankerler Güney Kore’deki İncheon kenti limanlarına gidiyor ve buradan da Rusya’nın doğalgaz akışını kestiği Hollanda’nın Rotterdam limanlarına ulaşıyor. Aynı zamanda Rus petrolü Letonya, Türkmen ve Hint petrolüyle karıştırılıyor. Bazı uzmanlar Slovakya’nın Rus petrolüne olan bağımlılığının yüzde 100, Finlandiya’nın yüzde 80, Polonya’nın yüzde 63, Macaristan’ın yüzde 58 ve Çekya’nın yüzde 50 olduğunu ve bu nedenle de dolaylı yollarla Batılı ülkelerin Rus petrolünü almaya devam edeceğini savunuyor.

 

Rafineri dönüşümleri kısa sürede gerçekleşmez

 

Total Research Stratejik Araştırma Bölümü uzmanlarından Nikolay Vavilov Rus basınına yaptığı açıklamada, Avrupa ülkelerinin Rus petrolünden vazgeçmek için rafinerilerinde modernizasyona gitmesi gerektiğini söyledi. Avrupalıların Norveç, Azerbaycan, ABD ve Orta Doğu petrolü alabileceğini fakat bunun kısa sürede kolay olmayacağını söyleyen Vavilov, “Sorun şu ki Avrupa’daki birçok petrol rafinerisi yalnızca teknik olarak Rus petrolüyle çalışabiliyor. Bu nedenle bu dönüşümün gerçekleşmesi aylar sürebilir ve petrol fiyatları daha da artabilir. Ayrıca başka ülkelerden alınan petrolde yağ derecesindeki yoğunluk, kirlilik miktarı ve kükürt seviyesi Rus petrolüne karşı farklılık gösterebilir” dedi.

 

Rus uzman Artem Deev ise, Shell’in Rus petrol ambargosunu delmekle suçlandığını hatırlatarak, “Letonya limanlarında Rus petrol hammaddesi başka tedarikçilerden gelen petrolle karıştırıldı. Karıştırılan diğer petroller Rus petrollerinden yüzde 50 düzeyinden azdı. Yani Rusya ürünü olmayan petrol ortaya çıkarıldı. Shell, ABD senatosunun çağrısına kadar bu ihracatı sürdürmeye devam etti. Shell daha sonra Rusya’dan ihracatı durduracağına dair taahhüt verdi. Ancak Rusya’dan gelen petrol hacmi hala büyüyor. Alıcılar bir şekilde ambargoları aşmanın yolunu buluyor” ifadelerini kullandı.

 

Rusya’nın petrol müşterileri arasına Güney Afrika da eklendi

 

Rusya tüm ambargolara rağmen dünyadaki hemen hemen her ülkeye petrol satmaya devam ederken, yeni bir açıklama da Güney Afrika’dan geldi. Güney Afrika parlamentosunda ülkedeki petrol krizine karşı gerçekleşen toplantıda konuşan Güney Afrika Maden ve Enerji Kaynakları Bakanı Gwede Mantashe, Güney Afrika’daki petrol sorununu daha ucuz olan Rus petrolüyle aşmayı planladıklarını söyledi. Mantashe, “Rus petrolünü daha ucuz fiyata almayı düşünmeliyiz. Çünkü buna karşı herhangi bir engelleme yok” diye konuştu.

 

Güney Afrika’da Rus petrolünün satın alınması üzerine başlatılan tartışmalar bu ülkenin Rus petrolünü yakın zamanda almaya başlayabileceği yorumlarına neden oldu.

MSC'den İran'ın el koyduğu gemideki mürettebata ilişkin açıklama MSC'den İran'ın el koyduğu gemideki mürettebata ilişkin açıklama

 

7DENİZ 

Editör: Haber Merkezi