Şüphesiz sektörümüzün ve denizciliğe gönül veren gençlerimizin sahip olduğu güzide isimlerden biridir Piri Reis Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Oral Erdoğan. Eğitime, en az bilgisi ve tecrübesi kadar gönlünü de koyan Erdoğan ile biraz pandemi sürecinde eğitimi, biraz da Piri Reis Üniversitesine dair oluşan algıyı konuştuk. Tüm yaşanan olumsuz gelişmelere rağmen sektöre müjdeli haberler veren Erdoğan, Piri Reis Üniversitesi’nin Eylül’de Hukuk Yüksek Lisansına başlayacağını, İskoçya’nın en iyi üniversitesi aynı zamanda Birleşik Krallığın en saygın üniversiteleri arasında yer alan ve dünya sıralamasında da yeri bulunan Heriot Watt ile yüksek lisans anlaşması yaptıklarını, bir de üniversitenin yakında öğrenci yurduna kavuşacağını söylüyor.

 

Hocam eğitimin nasıl olacağı mevzusu okulların açılmasının yaklaşmasıyla birlikte yine gündeme girdi. Veliler artık yüz yüze eğitime geçilmesi konusunda oldukça ısrarcı. Bu bağlamda sormak isteriz, online eğitimin eğitimde yer açtığı sıkıntılar neler oldu ve eğitimin kalitesi noktasında üniversitemiz nasıl önlemler aldı ve alacak?

 

Maalesef dünya olarak pandemi sürecinin hala daha içindeyiz. Bir taraftan pandemi sürecinin önüne geçilmesi için durmadan çalışılıyor ancak diğer taraftan da varyantlar bitmiyor. Umarım aşı bu konuda olumlu bir sürece geçmeyi hızlandıracaktır. Diğer taraftan bu süreçte en büyük yarayı da eğitim sektörü aldı. Birim üzerinden durumu şu şekilde izah etmeye çalışayım: eğitim ve öğretimde 100 birimi baz alırsak yani eğitmenin öğrenciye aktardığı bilgi 100 birim ise öğrenci tarafından bunun 60-70’i alınıyorduysa şu anda bu rakam yarıya inmiş durumdadır. Burada kalite süreçlerini değerlendirme ve performans ölçmede de sıkıntı mevcuttur. Net bir veriye erişebilmek ne yazık ki pek mümkün görünmüyor. Online sistemde öğrencilerin gerçekten bilip bilmediklerini anlayamadan notlamalar yaşanmıştır çünkü burada öğrencinin dürüstlüğü daha çok devreye girmiştir. Şayet öğrenci ‘ben gerçekten öğrenmeliyim ve bunu da test etmeliyim’ demişse onları bir kenarda tutuyorum ama büyük bir kitlenin gerçekten öğrendiğine göre değil sınavda birtakım yöntemlerle verdiği cevaplarla geçtiğini düşünüyorum. Şimdi bir bina inşa ettiğinizi düşünün ve o binanın bazı katlarında boşluklar olduğunu hayal edin. Bu yapı sizce ne kadar sağlam olabilir ki! Buradaki sıkıntılar ileride çıkacaktır. O yüzden bizlere düşen bu süreçten tecrübe edinmek ve önümüzdeki yıl eğitime daha da yoğunlaşmaktır.

 

Bizde diğer üniversitelerimiz gibi YÖK’ün uygun gördüğü şekilde eğitimimize devam ettik. YÖK’ten gelen talimata göre yaz okuluna kalanların eğitimi de online olarak yapılıyor. Ancak Eylül’den itibaren eğitimlerin yüz yüze yapılacağı belirtiliyor. Yani eski kurallar geçerli olacak.

Peki, staj konusunda nasıl sıkıntılar mevcut?

 

Staj konusu özellikle de uzakyol eğitimi, deniz ulaştırma ve makine tarafındaki öğrencilerin staj yeri bulmaları noktasında sıkıntılar yaşandı. Biz, geçen sene gemimizi sefere çıkaramadık. Aslında tüm hazırlıkları tamamlanmıştı ama vakalar artınca riske giremedik. En azından 12 aylık zorunlu stajın bir kısmının bizim gemimizde yapmalarının çok yararlı olacağını düşünüyoruz. Büyük ihtimalle de gemimize sefere başlayacak.

 

Daha uzman gemilerde yük, ticari gemiler gibi buralarda da sıkıntılar mevcuttu. Gemiler tereddüt etti. Çalışmalarında aksamalar yaşandı, limanlardaki personel değişikliği hususundaki sıkıntılar derken armatör ve donatanlar stajyer almaya sıcak bakmadılar.

 

Biz bu noktada şöyle bir öncelik belirledik: Öncelikle birinci sınıf öğrencilerine burada staj yaptırmak istiyoruz. Ardından artık okulu bitirme aşamasına gelmiş ana eksik stajı kalmış olanlara öncelik vermeyi planlıyoruz. Sonra Denizcilik Meslek Yüksekokulunun yine aynı durumda olanlarını almak istiyoruz. Bu noktada tamamen rasyonel hareket etmek zorundayız. Tüm denizcilik camiasının da bize anlayışla yaklaşmasını bekliyoruz. Staj yapma konusundaki önceliğimiz başarı notudur. Not sıralamasına göre hakkaniyetli davranmaya özen göstereceğiz.

Bu sene okulun kontenjan durumu, doluluk oranı gibi göstergeleri nasıl olacak?

 

Geçen sene en yüksek kayıt sayısına eriştik. 1360’ı aştık. Bu rakama; lisans, lisansüstü, yatay geçiş, DGS dahil. Bu seneki temennimiz de 1300’ün üzerinde kayıt yapabilmek. Bu rakamın yatay geçiş ve DGS ile 1400 olma ihtimali de var. YÖK’ten kontenjanları istedik, diğer üniversiteler de istediler. Hukuk fakültemizin kontenjanı oldukça az. Sadece 80 kişi. Devlet üniversitelerinde bu rakam 500-600’lere çıkıyor. Bu sene hukukta üçüncü yılımızdayız. Bu rakamın artırılacağına inanıyoruz. Bu sene hukuk fakültesi hariç diğer kontenjanlarımızda ciddi bir yükselme olmayacaktır belki ama dolulukta yine 90’a erişeceğimizi düşünüyoruz.

Tersane personeline yangın eğitimi Tersane personeline yangın eğitimi

 

Benim arzum ve beklentim Piri Reis Üniversitesi’nin verdiği eğitim kalitesini değerlendirdiğimizde, kurumun puanının hızla yukarıya çıkması yönündedir. Burası butik nitelikte, ana teması denizcilik olan ve denize dair her alana dokunan bir eğitim kurumudur. Kamuoyu bunu yanlış anlayabiliyor. Bu bizim camiamızda da mevcut ne yazık ki. Denizcilik üniversitesi demek, deniz ulaştırma ve işletme mühendisi yetiştirmek demek değildir. Denizcilik ekonomisti, lojistiği, makinesi, inşası denizciliğe ait değil midir? Keza deniz hukuku yok mudur ki bizim üniversitemizde hukuk fakültesine gerek olmasın. Biz, hukuk fakültemizde denizcilik ve deniz hukuku konusunda uzmanlaşmış bireyler yetiştiriyor ve bu bireyleri sektöre kazandırmayı hedefliyoruz. Aynı durum mühendislik bilimi için de söz konusu. Mühendisliğin olmazsa olmazları fizik, kimya, matematik denizcilik sektörü için gerekli değil midir? Şunu gururla söylemek istiyorum: Piri Reis Üniversitemiz fizikte şu an dünyada ilk 400’e giren üniversiteden bir tanesi.

 

Malum sektörde hala daha Katar Projesi konuşuluyor. Nasıl ilerliyor bu proje?

 

Katar’da Deniz Harp Okulu’nun kurulması ve işletilmesinde know-hot temsilcisi Piri Reis Üniversitesidir. Bizim buradaki misyonumuz, işin nasıl yapıldığını biliyor olmamızla doğru orantılı olarak danışmanlık vermektir. İki senedir de bu projeyi başarıyla yönetiyoruz ki yıl sonunda bu projeyi doğru yürüttüğümüz için bir başarı belgesi imzalıyor ve ödemeler peşi sıra yapılıyor. Toplamda 55 milyon Euro’luk ödemenin de 35,75’i Katar tarafından bize ödenmiş durumdadır. Kontratımız 2024’e kadar devam edecek. Ayrıca sonrasında da yenilenmesi mümkün. Katar tarafının burada bir beklentisi vardı: Bizim burada Piri Reis Üniversitesi’nde verdiğimiz YÖK onaylı soğuk mühürlü diplomayı orada da verebilmemiz noktasında. Ancak YÖK ile yaptığımız iletişimler neticesinde bu uygun görülmedi. Böyle olunca da birtakım sorunlar yaşandı. Biz bu sorunu diploma vermek yerine aldığı dersleri başarıyla geçtiğine dair transkript vererek aştık. O belgeyi de Katar’ın Deniz Kuvvetleri ile yüksek öğretim kurumu tanıyacak. Madem mevzu burada açıldı dile getirmekte sakınca görmediği husus; bu işi neden Katar tarafının istediği şekilde yapamayalım konusudur. Bizim uygun gördüğümüz müfredata göre yapılan eğitimin diploması neden Türkiye tarafından verilmesin. İngiltere’de bir üniversite bu işe talip ve diplomayı da vermeye hazırken biz neden çekimseriz. Türkiye, eğitimde dünyaya yayılabilir, bunun farklı yöntemleri olabilir, önemli olan bu noktada çekimser kalmamak.

 

Bence ve sektörün büyük çoğunluğunca da Katar Projesi muhteşem bir proje. Beğenmeyenler var tabii ama geneli değerlendirdiğimizde başarımız takdir görüyor inancındayım. Bu projenin alınması öyle kolay olmadı. Bu konuda geçmiş dönem mütevelli heyeti üyesi Sualp Ürkmez’in ve dönemde heyette yer alan her bir üyenin emeği söz konusu. Şimdi bu emeği yok sayıp YÖK’e kadar mevzuyu taşımanın kimseye bir yararı dokunmaz, dokunmadı da. O dönemde Katar Projesi için daha önce Katar’a yıllardır birçok iş yapan bir kurumla işbirliği yapılmış, sözleşmeler imzalanmıştır ve bunda da herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bunu en son TÜDEV Genel Kurulu’nda Başkan Tamer Kıran’da memnuniyetle açıkladı.

Üniversitemizde çok kıymetli hocalarımız bulunuyor: Prof. Dr. Taner Berksoy, Prof. Dr. Osman Kamil Sağ, Prof Dr. İsmail Helvacıoğlu, Prof. Dr. Uğur Çeltekligil, Prof. Dr. Sezer Ilgın, Prof. Dr. Sami İnan gibi. Ayrıca Mütevelli Heyetimizde de çok saygın hukukçularımız bulunmakta. Kısaca çok güçlü bir kadroya sahip bir üniversiteyiz. Hepimizin buradaki temel amacı birer eğitimci olarak denizcilik alanındaki bilgi, birikim ve deneyimimizi gençlerimize aktarmak ve bu doğrultuda Türk denizciliğini çok daha ileriye taşımak. Böylesi bir kadro bir araya gelmiş iken enerjimizi asıl amacımıza aktarmak varken çıkan asılsız ithamlarla kurumun imajını sarsmanın ne gereği var. Bu konudaki değerlendirmeyi Türk denizcilerinin vicdanlarına bırakıyorum ve sektörümüzle müjdeli haberler paylaşmak istiyorum: Eylül’de Hukuk Yüksek Lisansına başlıyoruz. İnanıyoruz ki bu konuda sektörümüz için çok değerli insanlar yetiştireceğiz. Bir diğer müjdemiz ise İskoçya’nın en iyi üniversitesi aynı zamanda Birleşik Krallığın en saygın üniversiteleri arasında yer alan ve dünya sıralamasında da yeri bulunan Heriot-Watt ile yüksek lisans anlaşması yaptık. Öğrenciler Heriot-Watt’a kabul edilecekler, daha sonra bizim üniversitemize yatay geçişle gelecek ve mezun olacaklar. Bizim deniz işletmeciliği ve ekonomisi dallarında vereceğimiz dereceyi de Heriot-Watt kabul edecek. Piri Reis olarak onların kabul ettikleri öğrencileri yatay geçişle alacak, eğitecek ve mezun edeceğiz. Öğrenci bizden mezun olduğunda iki ayrı diploma alacak. Birini biz vereceğiz diğerini de Heriot-Watt verecek. Bu projeye tamamen kendi know-how’ımızla girdik ve protokolü de yaptık.

 

Hocam çok konuşulan borç meselesini gerçi Başkan Tamer Kıran’da yakın geçmişte bu konuda açıklama yaptı ama bir de size soralım isteriz…

 

Geçmiş dönemdeler bence çok doğru olan bir kararla üniversite kurulmaya karar veriliyor ve bu konuda da tam destek alınıyor. Bu noktada hepimizin hemfikir olduğuna inanıyorum. Piri Reis 2008’de kuruluyor, 2009’da da ilk öğrencilerini kabul ediyor. Böylece DTO ile illiyet bağı olan üniversite hayat buluyor. Esas illiyet bağı senetle kuruluyor. Hazır mevzu açılmışken şu an Mecliste destekleyelim kararı var ama başka meclis desteklemeyelim derse ne olacak? Bir de bu soru işareti mevcut. İnşallah olmaz böyle bir şey tabii. Denizcilik camiası bugünkü gibi giderse böyle bir durumda üniversiteye sahip çıkarlar diye inanıyoruz.

 

Üniversitenin esas itibariyle Oda’ya bağımlılığını getiren ana nokta kampüsün yapımı noktasındadır. O zamanki bedelle 70 milyon dolar, sonrasında da faiz eklenmesiyle daha büyük rakamlara ulaşılmıştır. Bu karar o dönemde oy birliğiyle alınmış. Bu kararı ben şahsen takdir edilecek bir karar olarak görüyorum. Rektör olarak bugün bana düşen görev bu kurumu doğru şekilde sürdürmektir. Bugün üniversitemizin bankalara 34 milyon dolar anapara faiz borcu bulunmaktadır. Buna karşılık Katar’dan alacağımız 24 milyon Dolar söz konudur. Diğer taraftan öğrencilerimizin eğitim sırasında ödeyemedikleri borçlarını çalıştıkları zaman ödesinler diye verdiğimiz vadeli öğrenim ücreti borçları var. Devletten alacağımız KDV var. Katar Projesini almak için Ziraat Bankasından talep ettiğimiz teminat mektupları var ki burada ifade etmek istiyorum bu mektuplar kolay alınmadı. Neyse blok hesabımızda da 2.25 milyon Euro bakiyemiz var. Biz Deniz Ticaret Odası ile bir bütünüz. Karşılıklı olarak birbirimize ihtiyacımız var. Bizim onların desteğine onların da üniversiteye ihtiyacı var. Evet biz know-how kurumuyuz. Akademik, bilimsel, proje bazlı her türlü çalışmada burası olacak. Bu anlamda DTO nasıl profesyonel çalışan armatörleri diğer deniz şirketlerimiz, yaptıkları işin karşılığını almak istiyorlar. Akademik dünyada işini yapanların karşılığının da alındığını göz ardı etmemelerinde yarar var. Buna da özen göstermemiz gerekir.

 

Son olarak üniversitemiz öğrenci yurduna ne zaman kavuşacak?

 

Hep müjdeler veriyorum ama aslında ben detay veriyorum. Asıl Mütevelli Heyeti Başkanı zaten ilk çıkışları yaptığı için rahatça konuşuyorum. Bu işi sahiplendi. Artık zamanı geldiğini de söyledi. Şu anda düğmeye basıldı. İnşallah kısa sürede üniversite öğrenci yurduna kavuşacak. Yurt olmazsa olmaz. Anadolu’dan hatta İstanbul’un Tuzla’ya uzak noktalarından bile gelecek öğrenci için şart. Yurt kurulduğu takdirde 100 doluluk oranı ve tam kaliteye erişeceği kanaatindeyim. İnşallah hızlı bir şekilde temeli atılır.

Kaynak: 7deniz Dergisi / İbrahim Kocamış

Editör: Haber Merkezi