Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği Başkanı Kaptan Muhammer Arslantürk, “Her ne kadar kılavuz kaptanlar, hukuki terimde ‘gemi kaptanının danışmanı’ şeklinde yer alsa dahi bulunduğu çevreyi gemiden, gemiyi de çevreden koruyan ve gözeten koruyucu meleklerdir” diyor ve şöyle devam ediyor, “Gündemde sürekli kılavuz kaptanlar konuşuluyor. Deniz taşımacılığında meslek olarak önemli bir noktada olduğumuz için çok konuşuluyor olmamızı anlıyoruz ama gündeme yıkıcı söylemler ve bakış açısıyla getirilmekten çok rahatsızız. Bu şekilde yapıcı olmayan söylemlerle pozitif yönde bir değişimi beklemenin manasız olduğuna inanıyor ve sektöre de bir yararının olmayacağını düşünüyoruz.”

 

Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği, 30 Ekim 2018’den günümüze sizin başkanlığınızda yeni bir döneme başladı. Evvela, tekrardan hayırlı olsun dileklerimizi belirtelim ve ilk sorumuzu bu değişim üzerine soralım…

Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği, 26 Ocak 1968’de kurulan, 50 yıllık geçmişe sahip, kamusal hizmetleri en üst seviyeye taşıyabilmeyi başarmış ve denizcilik sektöründe de hatırı sayılır yer edinmiş bir dernek. Disiplini, denizcilik sektörüne olan hakimiyeti, deneyimi, tecrübesi, sivil toplum kuruluşunun ne olması gerektiği ve neler yapabileceğini çok iyi öğrenmiş ve bilen, kurulduğu günden itibaren kamunun üstün yararını gözeterek çalışan bir dernek olmamız sebebiyle, Bakanlar Kurulu Kararıyla önüne Türk ibaresi konan bir STK’yız. Tabii ki geçmişimizden hepimiz gurur duyuyoruz. Daha da ileriye taşımak için de her birimiz elimizi taşın altına çoktan koyduk. Bu sebeple, geleceğe yönelik hedeflerimizin temelinde hem ulusal hem de uluslararası alanda mesleğimize yine kamu yararını gözeterek en iyi şekilde hizmet etmek ve yüceltmek bizim tek gayemizdir.

Hemen akabinde değinmek istediğimiz mevzu kılavuz kaptanlığın, deniz taşımacılığındaki önemi. Bu önemi, deniz taşımacılığının en büyük güvencesi şeklinde özetleyebilir miyiz?

Elbette bu şekilde özetleyebiliriz. Her ne kadar kılavuz kaptanlar, hukuki terimde ‘gemi kaptanının danışmanı’ şeklinde yer alsa dahi bulunduğu çevreyi gemiden, gemiyi de çevreden koruyan,  gözeten ve gemi kaptanına yardımını esirgemeyen Türk Boğazları ve Türkiye Limanlarının koruyucu melekleridir. Deniz emniyetinin en önemli güvencesi, gemiye yol göstereni, gemi kaptanının en tehlikeli sularda ve limanlarda yanında olan doğal olarak güvendiği vazgeçilmez danışmanıdır. Çevreye ve gemiye zarar verilmemesi için elinden gelen tüm gayreti gösteren kişidir. Bu önem ve güveni oluşturmasının tek nedeni de deniz ticareti başladığı tarihten günümüze kadar var olan bir meslek olmasıdır. Kolay elde edilen ya da edilebilecek bir meslek olmayıp, birikim,  tecrübe ve üstün meziyet gerektiren bir meslektir. Kılavuzluk hizmet verilecek bölgede uzmanlaşmak demektir. Hizmet verdiği bölgeyle özdeşleşen, o bölgede uzmanlaşan kişi demektir. Hopa’dan İskenderun Limanı’na kadar tüm Türk Limanlarında ve en önemlisi Türkiyemizin atar damarı olan Türk Boğazlarında uzmanlaşmış  kişi demektir. Bu uzmanlaşma farklı meterolojik ve mevsimsel koşullar altında ve olabildiğince farklı ve çok sayıda gemi ile yapılacak staj ile elde edilebilinir.

Kılavuz kaptanlıkla ilgili çözüm bekleyen bir konu var mı?

Bizim işimizin temelinde tecrübe yatar. Kılavuz kaptan olunmadan önce Uzak Yol Gemi Kaptanlığı yapılmış olması gerekir. Bu tıpta uzmanlaşmak gibi bir şeydir. Nasıl ki tıp fakültesini bitiren bir doktor, uzmanlaşmak için bir sürü engeller aşar ve uzmanlığını elde eder, yukarıda da söylediğimiz gibi kılavuz kaptan olmak ta bunları gerektirir. Tecrübe olmadan, deneyim olmadan ve belli merhalelerden geçmeden kılavuzluğun yeterlilik belgesinin alınması, kılavuz kaptan olmanın kolaylaştırılmasını doğru bulmuyoruz. O nedenle tüm dünyada uygulanan ve 10 şubat 2018’de yürürlüğe giren yönetmelik ile ülkemizde kaldırılan kıdemli/kıdemsiz kılavuz kaptanlık uygulamasının devam ettirilmesinin kamunun yararına olacağını düşünüyoruz. Belki şu anda bazı şeyler hissedilmiyor ve yaşanmıyor. Çünkü hali hazırda mevcut ve kıdemli kılavuz kaptanlar çalışıyor. Ancak bundan 5-10 sene sonra kısa sürede kılavuz kaptan olanlar, deneyimsiz, hatta uzakyol kaptanlığını belki de fiiliyatta hiç yapmamış ve yeterli görevbaşı eğitimini almayan kılavuz kaptan adayları Türk Boğazları ve Limanlarında güvenliği tehlikeye düşürebilecek olması ihtimaller dahilindedir. Israrımızın temelinde can , mal, çevre ve denizlerimizin güvenliği yatmaktadır. Bununla ilgili 2018 yılı başında yayınlanan Gemiadamları ve Kılavuz Kaptanlar Yönetmeliğinin ilgili maddeleri ile alakalı danıştayda dernek ve üyelerimiz bazında bireysel davalar açıldı ve dava süreci devam etmektedir. Kılavuz kaptanlar, deniz emniyetinin olduğu kadar kamunun da temsilcisidir. Bunda herkesin hemfikir olduğu kanaatindeyiz. Bir Kılavuz kaptan kesinlikle bağımsız olmalı ki görevini hakkı ile yerine getirsin.

 

Türk boğazları özellikle İstanbul Boğazı nasıl bir trafiğe sahip?

Çanakkale ve İstanbul Boğazı Türk Boğazları olarak tanımladığımız, dünya deniz ticaretinin en çok yoğunlaştığı en önemli bölgelerden birisidir. İstanbul ve Çanakkale Boğazlarını dünyadaki diğer bölgelerden ayıran en büyük özellikler; yerel ve transit trafiğin yoğunluğu, çok tehlikeli sulara sahip olması ve dar bir doğal kanal olmasıdır. Bu sebeple Türk Boğazlarında istihdam edilecek kılavuz kaptanın eğitimi, staj süresi, tecrübe kazanması bizler ve kamu için çok çok önem arz etmektedir.

 

İngilizce sınavının geri çekilmesi konusuyla ilgili görüşleriniz neler?

Bu konuyu açtığınız iyi oldu. Türk Kılavuz Kaptanlar Derneği ve kılavuz kaptanlar olarak, Sayın Bakan Yardımcımız Selim Dursun Beyefendiye kamuoyunun isteğini göz ardı etmeyip çözüm ürettiği ve yönetmeliğin geçici 2. maddesini kaldırdığı için çok teşekkür ediyoruz. Yalnız kamuoyunda bu hususla ilgili bir yanlış algılama var onu da düzeltmek isterim. Geçici 2. madde yönetmelik yayınlanana kadar kılavuz kaptan olmuş olanları ilgilendiriyor ve kazanılmış hakka giriyordu. Dolayısı ile yeni kılavuz kaptan olacaklardan YDS’den 70 puan alma şartı kaldırılmamıştır.

 

Diğer dernekler ve odamızla olan ilişkileriniz nasıl?

Sadece Deniz Ticaret Odası’yla değil, KOSDER, Türk Loydu, GEMİMO, TÜRDEF, TDS gibi sektörde yer alan tüm önemli STK’lar, kurum ve kuruluşlarla ilişkilerimiz, iyi niyet ve samimiyet çerçevesinde devam ediyor. DTO seçimleri, bizim seçimlerimizin hemen öncesine denk geldi. Biz Deniz Ticaret Odası’na ziyaretimizi gerçekleştirecektik lakin Sayın Tamer Kıran, geleneklerin dışına çıktı ve “Siz seçildiniz ve biz sizin ziyaretinize geleceğiz” deyince onore olduk. 50 yıllık dernek tarihimizde de DTO tarihinde de böyle bir şey olmamıştı. Tamer Başkanın bu jesti ve nezaketi bizi çok mutlu etti ve bunun üzerine kendisini dernek tarihimizin ilk onursal üyesi yapmak bize nasip oldu. Sayın Kıran DTO’nun özü doğrultusunda tüm denizcilik sektörü temsilcilerini küçük ya da büyük gözetmeksizin kucaklama ve kollama gayretini gösterip bu yolda devam ettiği sürece tüm sektör unsurları da DTO ile birlikte olacaktır.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Kılavuz kaptan olduğumdan beri bir şey dikkatimi çekiyor. Tüm denizcilik sektörü gündeminde sürekli kılavuz kaptanlar konuşuluyor. Deniz taşımacılığında önemli bir noktada olduğu için çok konuşuluyor olmasını anlıyorum ama biraz yapıcılık olmalı. Yıkıcı söylemler ve bakış açısıyla, pozitif yönde bir değişimi beklemek manasız olur ve kimseye de faydası olmaz.

 

 

Muhammer Arslantürk kimdir?

Ordu Fatsa’da 1980 öncesi ülkemin zor şartları altında ilkokul yıllarım geçti. Sonrasında Sırası ile İstanbul Fatih Neslişah Ortaokulu, İstanbul Vefa Lisesi’ni bitirdim. 1992 senesinde de İstanbul Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Güverte Bölümünü tamamladım. 2000 yılına kadar Türkiye Denizcilik İşletmeleri Deniz Yolları İşletmesinin çeşitli gemilerinde çalıştım. 2000 yılında TDİ A.Ş. Liman İşletmesine ve daha sonra da Ulaştırma ve Alt yapı Bakanlığı Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü bünyesine geçerek Türk Boğazlarında 19 yıldır Kılavuz Kaptan olarak çalışıyorum. Aynı zamanda Denizci eğitimci yönüm ile de 2017 yılına kadar İTÜ DENİZCİLİK MESLEK YÜKSEK OKULU, EKOL DENİZCİLİK ve Galatasaray Üniversitesi’nde öğretim görevliliği yaptım. Evliyim, 2 çocuğum var. Yardımı ve yardımlaşmayı çok severim. STK gibi insana maddi olarak bir şey vermeyen ama manevi yönden haz veren işleri yapmayı, denizi ve bu mesleğe hizmet etmeyi çok seviyorum. Ben doğuştan denizci çocuğuyum, babam Karadenizin ilk balıkçılarındandı. Deniz bir aşktır zaten. Ufuk çizgini en net şekilde her zaman denizde görürsün. Deniz aşkını hmezseniz yaşamanız ve denizci olmanız zor. Her meslekte olduğu gibi sevmediğiniz işi yapamazsınız.

Ülkemizin dünya lideri olması uğruna hayatımızı ortaya koyduk Ülkemizin dünya lideri olması uğruna hayatımızı ortaya koyduk

 

7DENİZ DERGİSİ (ÖZEL RÖPORTAJ)

Editör: Haber Merkezi