U.N. Ro-Ro, Almanyaʹnın Münih şehrinde Avrupalı lojistik ve nakliye firmalarına Türk lojistiğini ve intermodal (Ürünlerin treyler veya konteynere yüklendikten sonra teslim noktasına birden çok taşıma türü kullanılarak taşınması) çözümleri anlattı. Türkiyeʹnin Avrupaʹya tırlarla yapılan ihracatın yüzde 35ʹini gerçekleştiren U.N. Ro-Ro, Münihʹte iki yılda bir gerçekleştirilen Avrupaʹnın en büyük lojistik ve taşımacılık fuarı olan Münih Lojistik ve Taşımacılık Fuarıʹnda mevcut ve potansiyel müşterileriyle buluştu. U.N. Ro-Ro Üst Yöneticisi (CEO) Sedat Gümüşoğlu, konuya ilişkin düzenlenen basın toplantısında, U.N Ro-Roʹnun kurulduğundan bu yana geçirdiği süreçleri ve Türkiye ekonomisi için önemini anlattı. Fuarın dünyada çok önemli bir yeri bulunduğunu belirten Gümüşoğlu, hem burada altyapıları anlatmak hem de üçüncü ülkelere yapılacak nakliyeleri Türkiye üzerine çekmek amacıyla firmalara bunu anlatmaya geldiklerini aktardı. Türkiyeʹnin yarıdan fazla ticaretinin AB ülkeleriyle olduğunu belirten Gümüşoğlu, Avrupaʹda lojistik ayağı çalışmadan ihracatın büyümesinin çok zor olduğunu ifade etti. Şirketin 12 gemisi ve kendi işlettiği Trieste ve Pendik gibi iki limanıyla yılda 250 bin adetlik taşıma gerçekleştirdiğini belirten Gümüşoğlu, ˮGemilerimiz Pendik-Toulon hattında haftada 3, Mersin-Trieste hattında haftada 2 ve Pendik-Trieste hattında da haftada 6 karşılıklı sefer gerçekleştiriyor. Türkiyeʹnin hem güneyini hem kuzeyini iki limanımızla kapsarken, Avrupaʹda da güneyden iki ayrı yerden bütünAvrupaʹya dağıtım yapıyoruz. Türkiye çıkışlı tüm ro-ro hatlarına talibiz. Karayolundan ne kadar çok arabayı denize çekersek karayolu o kadar rahatlarˮ diye konuştu. Gümüşoğlu, U.N. Ro-Ro olarak Türkiye ile Avrupa arasındaki en büyük intermodal altyapılarıyla bu coğrafyadaki hatlarını ve ürünlerini geliştirmek için yenilikçi tüm olanakları değerlendirdiklerini ve yatırımları hayata geçirdiklerini anlattı. Sadece ro-ro işletmeciliğiyle kalmayıp bir intermodal altyapı sağlayıcısına dönüşmeyi hedeflediklerini hatırlatan Gümüşoğlu, karayolu nakliyesinin her geçen gün daha da zorlaştığını vurguladı. İtalyaʹdan sonra kamyonların yola devam ederek İngiltere, Almanya gibi ülkelere gittiğini dile getiren Gümüşoğlu, şöyle devam etti: ˮTriesta limanında gemilerimizi yanaştırdığımız terminali satın aldık. Oradaki bütün işletmeciliği biz yapıyoruz. Orada tırları indirip trene bindirerek Avrupaʹnın çeşitli noktalarına dağıtım yapıyoruz. İntermodal altyapıyı kurmaya 2011 yılında başladık. Bugün için ilişkili olduğumuz müşterilerimizle 20ʹye yakın tren işletiyoruz. Bunu gelecek 1-2 yıl içinde 2 katına çıkarmayı hedefliyoruz. Gemilerimiz ortalama 240 adet treyler alıyor. Hepsi İtalyaʹya gelecek, farklı tren hatlarına yüklenecek ve Avrupaʹnın farklı bölgelerine dağılacak. Bunu 1,5 yıl içinde yaptığımızda hiçbir kota engeli önümüze çıkamayacak. En düşük maliyetle en kısa sürede yüklerimizi Avrupaʹya ulaştırmış olacağız.ˮ Gelecek yıl planları hakkında da bilgi veren Gümüşoğlu, şunları kaydetti: ˮAvrupa yakasındaki yüklerin çıkışıyla ilgili problemler var. İstanbulʹdaki gemilerin buraya geçebilmesi için geceyi beklemesi gerekiyor. Bu tarafa ancak ertesi gün teslim edebiliyor. Dolayısıyla gidiş gelişte 2 gün kayba uğruyoruz. Ambarlı Limanıʹnın açılmasıyla İstanbul Avrupa Yakasıʹndaki yükler için yakın bir alternatif sunacağız. 4 gün içinde teslimatı yapmış olacağız. Ayrıca Kuzey Afrikaʹda özellikle Tunus, Cezayir ve Fasʹa taşımacılık konusunda iş birliği alternatiflerini değerlendiriyoruz. Ro-ro ile taşınabilen tüm yüklerde faaliyet gösteriyoruz. Standart yük taşıma hacmimizin yüzde 85ʹini treyler taşımacılığı oluşturuyor. Ancak 2013 sonlarında başlattığımız konteyner taşımacılığında da önemli aşama kaydettik.ˮ Şu anda özel taşımacılık çözümleri üzerinde çalıştıklarını belirten Gümüşoğlu, sıfır veya ikinci el çekici, otobüs, TIR, ağır sanayi ve savunma sanayi yükleri, fuar taşımacılığı ve proje yükleri taşımalarına odaklandıklarını, toplam gıda taşıması pazarının ise yüzde 10ʹunu ellerinde tuttuklarını aktardı. ˮTürkiye, Avrupa lojistik pazarında 8. büyük pazarˮ Almanya Ludwigshafen Üniversitesiʹnde görevli Prof. Dr. Stefan Iskan ise Avrupa ileTürkiye arasındaki lojistik ve taşımacılık konularındaki mevcut durumun, gelecekteki fırsatları ve Türkiyeʹnin doğuya açılan üs konumunu aktardı. Iskan, Avrupaʹda etkili olan kriz ortamının sosyal yaşam ve ekonomide kesintiler ve önemli değişikliklere neden olduğuna değinirken Rusya-Ukrayna krizinin yanı sıra Suriye-Irak ve İranʹa ABD tarafından uygulanan ambargonun da Türkiye ekonomisi ve lojistik sektörü için baskı unsuru yarattığını söyledi. Bir başka baskı unsurunun da Türkiyeʹde yapılacak olan genel seçim sonuçlarının belirsizliği olduğuna dikkat çeken Iskan, ˮTürkiye, 970 milyar avroluk Avrupa lojistik pazarında 40 milyar avroluk payıyla sekizinci büyük pazar. Avrupaʹnın kapı eşiğinde yer alan bu pazar büyük gelecek vadediyor. Detaya inildiğinde Türkiyeʹdeki 15 büyük lojistik şirketinin, tedarik edilen lojistik operasyonlarının toplam hacmin yüzde 27ʹsini oluşturduğu görülüyor. Kısa bir süre içerisinde yüzde 50ʹli büyüme rakamı elde eden Türk lojistik şirketleri için en büyük eksik, profesyonelleşme ve işin kendisine odaklanmaˮ ifadelerini kullandı. ˮ10 küsurlu büyümeden aşağı hedeflemiyoruzˮ Toplantının ardından basın mensuplarını sorularını yanıtlayan Sedat Gümüşoğlu, Triesteʹdeki yatırımın büyüklüğüne ilişkin bir soruya şu yanıtı verdi: ˮTrieste Avrupaʹdaki tek serbest liman tipindeki liman. Türk araçları orada hiçbir vergi kısıtlamasına tabi olmadan orada işlem görebiliyor. Türk çekicileriyle de oradan alınıp taşıma yapılabiliyor. Triesteʹnin en büyük terminalini satın aldık. Yaklaşık 100 dönüm büyüklüğünde araziye sahip en büyük Ro-Ro terminali... Sırf önümüzdeki 1,5 yıl içinde 10 milyon avronun üzerinde terminal ekipmanlarına yatırım yapmayı planlıyoruz. 5 yıl içerisinde 50 milyon avro yaparak gemilerimizi uzatıp kapasitemizi artıracağız. Trieste Limanıʹna ilave olarak Fransaʹda yanaştığımız Toulon Limanıʹnda da tren hattı altyapısının kurulması için ilgili yetkililerle görüşüyoruz. Yeni hatlar açma konusunda kuzeyde Karadenizʹde açılabilecek hatlar için çalışmalarımız sürüyor. Rusya hatları olanakları için de çalışıyoruz. Kuzey Afrika da bizim potansiyel gördüğümüz hatlar.ˮ Gümüşoğlu, bir-iki yıl içinde ihracatı iki katına çıkarma planları hakkındaki soruya ise ˮTürkiyeʹnin hedefi gelecek 10 yıl içinde en azından ihracatın 2,5 misline ulaşması. Taşımacılığın yüzde 50ʹsi Ro-Ro ile yapılıyorsa ki bunun yüzde 35ʹi bizde, geri kalan yüzde 50ʹsi hala karayoluyla gidiyor. Karayolundaki regülasyonlar zorlaştıkça zaten oradan da buraya kayma olacak. Biz kendimize hep 2 rakamlı büyüme hedefleri koyduk. 10 küsurlu büyümeden aşağı hedeflemiyoruz. 12 gemimizle biz zaten 320 bin treyler taşıma kapasitesine bugünden sahibiz. Biz tren kapasitesini artırınca bugünün yüzde 30 fazlasına çıkabilecek kapasitemiz mevcutˮ karşılığını verdi. Türkiyeʹnin lojistik potansiyelini maksimum değerlendirecek güce sahip olduğunun altını çizen Gümüşoğlu, şöyle devam etti: ˮBizler ʹyatırımcılar olarak hazırızʹ diyoruz. İranʹa yaptırımlar yavaş yavaş gevşetiliyor. Daha şu anda İranʹa Avrupaʹdan bizim üzerimizden gelen sevkiyatlar artmaya başladı. Fırsatı değerlendirmek için mutlaka hazır olmalıyız. Bir gün burası açılınca bütün bu taşımacılık bizim üzerimizden geçsin. Mersin limanıyla her yere çok yakınız. Avrupaʹyı da o bölgeye bağlayan en büyük altyapı da bizde. İran açılınca Türkiye çok büyük ekonomik fayda sağlayacak. İran ile ikili ticaretin yanında transit ticarette de Türkiyeʹnin çok büyük fayda sağlayacağına inanıyorum. Özellikle yüksek teknolojili ürünlerin İranʹa satışında Türkiye bir köprü olacaktır.ˮ Mısır hattına ise 2012 sonunda başladıklarını hatırlatan Gümüşoğlu, şunları kaydetti: ˮSuriyeʹnin kapanmasıyla Suudi Arabistanʹa sevkiyat durmuştu. O dönem biz çağrıldık, memnuniyetle giderek Mısırʹda o hattı açtık. Biz o dönem bunu ana hattımız olarak görmedik. İhracatın tıkanması karşısında ekonomimize katkı sağlamak amacıyla görevimizi yaptık. Biz girdikten sonra Ekonomi Bakanlığı teşviki kaldırdı. Çok da iyi oldu. Bu artık gerçek bir ekonomik faaliyete dönüştü. Bölgedeki nakliyeciler bir araya gelerek kendi Ro-Ro hatlarını kurabileceğine inandığında biz de kendi ana hatlarımız olan Avrupa hatlarından gemimizi geri aldık. Ortadoğu köprüsü olarak olmasa da ileride Türkiye-Mısır hattında mutlaka olacağız. Mısırʹın kendisi bile çok büyük bir pazar ve Türkiye ihracatı için büyük bir potansiyel.ˮ 7DENİZ
Editör: TE Bilisim