İş dünyasının Mersin Limanı’ndaki fiyat politikası ile ilgili şikâyetlerini inceleyecek olan AK Parti İl Başkanı İsmail Taşpınar, sorunun Ankara nezdinde çözülmesi için girişimde bulunacak Kentin kanayan yarası haline gelen Mersin Limanı kendisini Mersin’in sanki sahibiymiş gibi görüyormuş.  İş dünyasının Mersin Limanı’ndaki fiyat politikası ile ilgili şikâyetlerini inceleyecek olan AK Parti İl Başkanı İsmail Taşpınar, sorunun Ankara nezdinde çözülmesi için girişimde bulunacak Kentin kanayan yarası haline gelen Mersin Limanı kendisini Mersin’in sanki sahibiymiş gibi görüyormuş. MERSİN Liman İşletmesi’nin yüksek fiyat uygulaması nedeniyle iş dünyasının dile getirdiği şikâyetler, Ekonomi ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na taşınıyor. Fiyat politikasına olan isyanın kendilerine de ulaştığını belirten AK Parti İl Başkanı İsmail Taşpınar “Şikâyetleri inceleyip gerekli verileri topladıktan sonra sorunu Ankara’ya taşıyıp bakanlıklar nezdinde çözüm arayacağız”  dedi. BİZE DE ŞİKÂYET GELİYOR  2007 yılında özelleştirilen Mersin Limanı’nın da diğer limanlar gibi kalitesini artırıp düşük fiyat sunmasının beklendiğini kaydeden Taşpınar, “Ülkemizdeki diğer limanlarda hem kalite arttı hem fiyat düştü. En yakınımızdaki İskenderun Limanı na bakmak yeter. Fakat Mersin Limanı’nı işleten firma  ihracatçılara dönük uygulamanın hakkaniyetten uzak olduğu şikayetleri bize de geliyor” diye konuştu. ARAŞTIRMA YAPILIYOR Son zamanlarda bu tür şikâyetlerin arttığını vurgulayan İl Başkanı Taşpınar “Ben de bununla ilgili şikayetleri Ankara’da, Ekonomi ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı nezdinde ilgili makamlara iletmeyi düşünüyorum. Kendi içimizde konunun detaylı araştırmasını yapıyoruz. Bununla ilgili veri ve bilgileri topladıktan sonra Ankara’da konuyu muhataplarına aktaracağız” şeklinde konuştu. KENTİN ÖNÜ AÇILMALI İthalat ve ihracat yapan firmaların mağduriyetlerinin giderilmesi için elinden geleni yapacağını ifade eden Taşpınar şunları kaydetti: Mersin bir dış ticaret kentidir. Önünün açılması gerekirken, dış ticaret firmalarının liman hizmetleri ile ilgili yüksek fiyat yakınmalarının önüne geçilmeli. Bu konuda gerekli adım en kısa zamanda atılacak. Mersin Limanı’nın da diğer limanlar gibi ihracatçı firmalara düşük fiyat, hızlı hizmet vermesini arzu ederiz. Konuyu üst düzeyde takip ediyoruz. LİMANDAKİ PAHALILIK ŞEHRE YANSIYOR   Mersin Gümrük Müşavirleri Derneği Başkan Yardımcısı Hüseyin Taner, Mersin Limanı’nda, işletmeci firmanın yüksek hizmet bedelleriyle maliyetleri artırdığını, bunun da ihracata darbe vurduğunu söyledi TÜRKİYE’NİN en büyük 2’nci limanı konumundaki Mersin Limanı’nda işletmeci firmadan kaynaklı yüksek maliyetler tepki topluyor. Konu hakkında konuşan Mersin Gümrük Müşavirleri Derneği (MERGÜMDER) Başkan Yardımcısı Hüseyin Taner, özelleştirme sonrası yapılan zamların firmalara yüksek maliyetler getirdiğini, bunun da ihracata dolaylı yönden olumsuzluk olarak yansıdığını söyledi. BOŞLUKTAN YARARLANIYORLAR İşletmeci firma PSA-Akfen Mersin International Port’un (MIP) 2007 yılında gerçekleşen özelleştirme sonrasında bir takım yeni yatırımlar yaptığını, işlemlerin gerçekleşmesinde daha kaliteli hizmet sunduğunu söyleyen Taner “İşletmeci mutlaka bu limandan para kazanmak isteyecek. Ama bunu yaparken yatırım da yapmaları lazım. Fakat bu yatırımlarda yasal boşluklardan faydalanarak kendi lehlerine bir takım kolaylıklar üretmek olmamalı” dedi. İŞİN KOLAYINA KAÇIYORLAR Limana gelen konteynırlar sığmadığı gerekçesi ile devletten destek ve yeni alanlar istemenin işin kolayına kaçmak olduğunu vurgulayan MERGÜMDER Başkan Yardımcısı Hüseyin Taner “Liman hizmetleri çok pahalı, bir ihracatçı için indirme, bindirme, konteynır açma çok yüksek maliyetler. Konteynır açma, limanın görevi. Onun için konteynır başına 50-100 dolar para yazar ihracatçıya. Bunu hiçbir standardı yok. Her limanda farklı. Bunu işletme kendisi belirliyor. Çünkü ‘Ben özelleştim, beni bu kurtarır, ben buradan para kazanacağım’ diyor. Bunda kontrol olması gerekiyor” diye konuştu. EN PAHALI LİMAN  Fiyatları kontrol edecek merciinin Özelleştirme İdaresi olduğunu ifade eden Taner “Özelleştirme İdaresi’nin özelleştirdiği yerleri kontrol altında tutması, denetlemesi gerekiyor. Ortada sinekten yağ çıkarma olayı var. İşletmeci de ‘Biz burayı 36 yıllığına kiraladık, bunun parasını en kısa zamanda çıkarmalıyız’ mantığı ile yaklaşılınca ihracatçıya ve gümrükçüye ekstra maliyetler bindiriliyor. Başka limanlarda 20-30 dolar olan bir işi burada daha yüksek fiyatlara yapmak kabul edilebilir bir tutum değil” şeklinde konuştu. MERSİN LİMANINDA DERT ÜSTÜNE DERT  Mersin Limanı’nda işletmenin yetersiz hizmet vermesine karşın yüksek ücret almasını eleştiren ihracatçı firmalar, “Üst düzey yetkililerden bu konuya el atmasını bekliyoruz” diyor. MERSİN Limanı’nda yaşanan sıkıntılardan bunaldığını söyleyen ihracatçı firmalar, üst düzey yetkililerinin bu konuya el atmasını ve sorunun bir an önce çözüme kavuşmasını istiyor. Liman işletmesinin yetersiz hizmet vermesine rağmen yüksek ücretler talep ettiğini öne süren firma sahipleri, “Elaman ve alt yapı yetersizliğinden kaynaklanan gecikmelerin ücretini dahi gümrük müşavirlerinden, acentelerden, ihracatçı firmalardan tahsil ediliyor. Türkiye’nin hiçbir limanında olmayan uygulamalar var. Limandaki keyfi uygulamaların önüne geçilmeli” diye tepkilerini dile getirdi. ARADAKİ FARK BÜYÜK Ulusal basının “Liman ücreti ihracatı vurdu” başlıklı haberin tümüyle doğruları anlattığını belirten Özyal Dış Ticaret A.Ş. sahibi Hakan Ateş, limana gelen bir konteynırın işlem hareketinin diğer limanlara göre çok yüksek olduğunu belirterek, “Firma olarak Türkiye’nin birçok limanında iş yapıyoruz. Örneğin boş konteynırın gemiye yüklenmesine İskenderun’da 35 dolar, Mersin’de ise 45 dolar ödüyoruz. Dolu konteynıra İskenderun’da 90 dolar öderken, Mersin Limanı bizden 120 dolar tahsil ediyor. Binlerce konteynırda bu rakam büyük fark yaratıyor” dedi. FATURA BİZE KESİLİYOR Mersin Limanı’na gelen konteynırların en az 2-3 gün içerisinde yüklendiğini, nedeni sorulduğunda ise liman işletmesinin “Yeterli işçi ve ekipman yok” diye yanıt verdiğini belirten Hakan Ateş, “İşletme kendi beceriksizliğinin faturasını yine bize kesiyor. Yani hem yükleme yapmıyor, hem de günlük ardiye ücretini bizden alıyor. Diğer limanlarda aynı günde hem yükleme, hem muayene yapılırken Mersin Limanı’nda bunu sağlamak olanaksız. Saha olmaz, rıhtım olmaz bunu anlarız da, ‘ekipman yetersiz, işçi yok’ diyerek gecikme ücreti almasına bir anlam veremiyoruz” diye konuştu. İHRACATÇIYA DESTEK Firma olarak işlemleri hızlandırmak için antrepolara yöneldiklerini söyleyen Hakan Ateş, “Antrepo maliyetli oluyor ama acenteye 100 dolar geçici kabul ücreti, nakliye ücreti, işlemlerin bitiş süresini de göz önüne alınca fiyatlar liman ile eş değere geliyor. Öyle olunca limanın benim için bir özelliği kalmıyor. Çünkü fiyatlar çok yüksek. Oysa ihracatçının önü açılmalı, destek olunmalı” dedi.  Daha iyi bir işletme anlayışı ile sorunların çözüleceğini vurgulayan Ateş şöyle devam etti: ETİK OLMAYAN UYGULAMA Çözüm, liman işletmesinin daha aktif, daha programlı çalışması ile mümkündür. Geçmişte işçiler grev yaptı. Nedeni de işçilere verilen adaletsiz ücret politikasıydı. Çünkü bir yükleme için bizden 150 dolar alırken işçiye 50 TL veriliyordu. Böyle durumda işçi çalışır mı? Bizim müşavir karnemiz var. Türkiye’nin her limanına, gümrüklü sahasına girebiliyoruz ama Mersin Limanı’na giremiyoruz. Çünkü onların çıkarttığı kimlikten almamız gerekli. Eğer 65 lira ödeyip bir kimlik kartı alırsak liman sahasına girebileceğiz. Aksi halde kapılar kapalı. Her firmada en az 20-30 kişi çalışıyor. Üstelik 6 ayda bir bu kartlar değişiyor. Bu etik değildir çirkin bir uygulamadır. Sinekten yağ çıkarma anlayışıdır 7deniz
Editör: TE Bilisim