Mersin Limanı Uluslararası (MIP) Liman İşletmeciliği A.Ş., son günlerde gündeme gelen “Mersin Limanı Genişleme Projesi ”ne yönelik yürütülen tartışmalara ilişkin yazılı bir basın açıklaması yaptı. "Kamuoyunu yanlış yönlendirebilecek ifadeler ve gerçeği yansıtmayan iddialar ile ilgili olarak açıklama yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur" denilen açıklamada, Liman Genişleme Projesinde, Liman’ın sahibi olan TCDD’nin onayı ve yürürlükteki mevzuat uyarınca ilgili kurumlardan gerekli izinler alınarak işlemin tesis edildiği ve İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi, Limanın işletici tarafından günün teknik ve fiziki koşullarına uygun olarak işletilmesi için gerekli yatırımların yapılmasını zorunlu kıldığı kaydedildi. 

 

'Atatürk Parkı ile ilişkilendirilmesi kamuoyunu yanıltmaya yönelik'

 

TÜRKLİM, yeni başkanını seçti TÜRKLİM, yeni başkanını seçti

Projenin, “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” gereğince belirlenen sınırlar çerçevesinde planlanlandığı belirtilen açıklamada, "Atatürk Parkı ile herhangi bir bağlantısı kesinlikle söz konusu değildir. İlişkilendirilmesi ise tamamen kamuoyunu yanıltmaya yöneliktir" denildi.

 

Mersin Limanı Genişleme Projesi, ilave rıhtım kapasite ihtiyacına çözüm üretecek

 

Mersin Uluslararası Limanı'nın Türkiye'nin dünyaya açılan en büyük ticaret kapısı olduğu ve 2,6 milyon TEU konteyner, 10 milyon ton konvansiyonel yük kapasitesiyle 5 kıtaya doğrudan hizmet, 3 binin üzerinde kişiye doğrudan, 25 binden fazla kişiye dolaylı olarak istihdam sağlandığı işaret edilen açıklamada, "Mersin ülkemizin önemli bir lojistik kentidir ve Mersin Limanı da bu ekosistemin en vazgeçilmez unsurudur. 2020 yılında pandeminin zorlayıcı etkisine rağmen 2 milyon TEU konteyner, 7,6 milyon ton konvansiyonel iş hacmi gerçekleştiren limanımızın, liman kullanıcılarının ve bölge paydaşlarının ihtiyaç duydukları kapasite artışını ve büyüme talebini en kısa sürede karşılamak için gerekli koşulları üst seviyede sağlaması gerekmektedir. Bu ihtiyaç sadece kapasite artışı yaratacak yatırımla mümkün olabilmektedir ve Mersin Limanı Genişleme Projesi, ilave rıhtım kapasite ihtiyacına çözüm üretecektir" vurgusu yapıldı. 

 

Açıklamada, Mersin Limanı Genişleme Projesi’nin Türkiye’ye ve Mersin’e sağlayacağı avantajlar şu şekilde sıralandı;

 

" - Denizcilik endüstrisinde gemiler her geçen gün büyüyüp geliştirilmekte, geçmiş yıllarda iki gemiyle yapılan işler, günümüzde mega gemiler marifetiyle tek seferde gerçekleştirilmektedir. Gemilerin boyut ve tonaj açısından büyütülüp geliştirilmesinin bir sonucu olarak limanlar da altyapılarını ve ekipmanlarını yeni gemi boyutlarına göre dizayn etmek mecburiyetinde kalmaktadır. Diğer taraftan İmtiyaz Hakkı Devir Sözleşmesi’nin 9.7. maddesi gereğince; limanı günün teknolojik ve fiziki koşulları doğrultusunda işletme yükümlülüğümüz bulunmaktadır.

 

- Genişleme Projesi, 2016 yılında hizmete sunulan ve 400 metrelik mega gemilerin Mersin Limanı’na uğrak yapmalarına olanak sağlayan EMH rıhtımının ikinci aşaması olup, mevcut rıhtımın 380 metre denize doğru uzatılması ve düşük su derinliği olan rıhtımların genişletilerek doldurulması işini kapsamaktadır.

 

- Projenin tamamlanması ile birlikte, rıhtımın batı tarafında askeri gemiler ve daha büyük kruvaziyer gemilerinin yanaşabileceği modern bloklu rıhtım oluşturulacaktır.

 

- Limanın mega gemiler için ihtiyaç duyduğu minimum derinlik 15 metre olup, yeterli derinliğin sağlanması ancak EMH Terminali’nin deniz yönünde uzatılmasıyla elde edilebilmektedir.

 

- EMH Terminalinin uzatılmasıyla dünyanın en büyük gemileri olan 400 metre uzunluğundaki iki mega gemiye aynı anda hizmet verilebilecek ve gemi bekleme süreleri optimize edilebilecektir. Artan direkt servis sayısı ile birlikte rekabetçi navlunlar ve daha kısa transit süreleri söz konusu olacaktır.

 

- Limanın kapasitesi 2,6 milyon TEU’dan 3,6 milyon TEU’ya çıkarılacak, böylece liman kullanıcılarına kesintisiz ve üst düzey hizmet verilebilecektir.

 

- 2008 yılından bu yana yüzde 130 oranında artan iş hacmine paralel olarak yüzde 127 oranında artan ve rekor düzeyde olan vergi geliri, yıllar bazında daha da artacak ve Mersin’in kalkınmasına ve ekonomik gücüne güç katacaktır.

 

- Mersin Limanı’nın önümüzdeki süreçte ihtiyaç duyduğu kapasite sağlanmış olacak ve bahsi geçen alternatif limanlar hizmete sunulana kadarki zamanda yaşanacak olan iş kayıplarının da önüne geçilebilecektir. Böylece mevcut ve potansiyel yükün Mersin’de kalması mümkün olacaktır.

 

- 375 milyon dolar bütçe ile yapılacak yatırım, kentin lojistik kimliğine artı değer kazandırmakla birlikte, EMH2 altyapı yatırımları imtiyaz sözleşmesi sonunda TCDD’ye devredilecek ve yapılan yatırım Mersin’in kalıcı değeri olacaktır.

 

- Yatırıma paralel olarak gerçekleştirilecek kapılar projesiyle, liman içi ve dışında tır/araç bekleme süreleri de azalacak, böylece şehir trafiğinin liman kaynaklı sıkışık kısmı çözüme kavuşacaktır.

 

- Limanın genişlemesi sonucu artan iş potansiyeli sayesinde ek 500 kişiye doğrudan, 5000 kişiye dolaylı istihdam imkânı da yaratılmış olacaktır.

 

- Limanın gelen talebi karşılayabilecek kabiliyete sahip olması, Mersin ve bölgenin tüm lojistik dinamiklerine yeni iş alanları ve yeni fırsatlar sunacaktır. Limandaki büyümeye paralel olarak limana hizmet veren lojistik ekosistem de büyüyecektir.

 

- Proje tamamlandığında, Mersin Limanı Doğu Akdeniz'e açılan stratejik konumunu güçlendirecek, limanın ve bölgenin ekonomik gelişimine katma değer sağlayacak ve Akdeniz havzasında yer alan diğer ülke terminalleriyle aktarma konteyner ticaretinde rekabet edebilir pozisyona gelecektir.

 

- Yukarıda açıkça ifade ettiğimiz üzere Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş. (MIP) olarak; 2007 yılından bu yana İmtiyaz Sözleşmesi çerçevesinde; şeffaf, hesap verebilir, çevreye duyarlı kurum kültürümüz doğrultusunda, tüm yasal yükümlülüklerimizi tam ve eksiksiz şekilde yerine getirmekteyiz." 

 

7DENİZ 

Editör: Haber Merkezi