Dünyada ve Türkiye'de yaşanan ekonomik durgunluğun Lojistik sektörüne yansımasını kaleme alan yazarımız Atilla Akbaş, Türk Lojistiği'nin international anlamda söz sahibi olabilmesi için küçük ve orta ölçekli işletmelerin birleşerek potansiyellerini daha yukarı seviyelere taşımaları gerektiğine işaret etti.

 

Atilla Akbaş'ın 7deniz Dergisi için kaleme aldığı yazı şöyle:

 

"Türkiye'de yaşanan döviz kuru dalgalanması Lojistik Sektörünü'de sekteye uğrattı. Ardarda gelen Konkordato talepleri, zaten kendi içinde kriz yaşayan lojistikçileri neredeyse C planları oluşturmaya itti haklı olarak.

 

Ülkede çok sayıda irili ufaklı lojistik firması olmasına rağmen, ağırlıklı olarak başaltı ve orta ölçekli bir sektör yapısına sahibiz.

 

Türk Lojistiği'nin international anlamda söz sahibi olabilmesi için küçük ve orta ölçekli işletmelerin birleşerek potansiyellerini daha yukarı seviyelere taşımaları gerekiyor.

 

Ancak böyle bir yol haritasıyla devler liginde boy gösterilebilir.

 

Finansal ve Teknik anlamda sektörün yeni bir işleyişe ihtiyacı var. Buda maddi kuvvet gerektiriyor.

Peki nasıl bir yapılanma olacak ?

 

Taşımacılık alanında bu alana maddi destek sağlayacak bir banka kurulması düşüncesi dolaşıyor kulislerde.

 

Bu icraatın içinin doğru hamlelerle doldurulması halinde ancak 10 yıl sonra meyvelerini alabiliriz.

Sadece Lojistikçilere hitap edecek bir ''Lojistikbank''ın olması sektörün biranda ilk adımda enerjisini yükseltmekle kalmaz çehresini değiştirir.

 

Bu konuda Dünya'da ki örneklerden faydalanabiliriz.

 

Uzakdoğu'da Çin ilk aklıma gelen lokomotif. Sadece Lojistik ayaklı bir çalışma prensipleri var.

 

Bölünmeden,100 milyar usd lik bir sermayeyi yönetip, yönlendiriyorlar.

 

Pekala bizim nakliye grubumuz böyle bir sermayeyi nasıl toplayacak. Yada toplanmasına kim omuz verecek?

 

1990 'ların ortalarında girdiğim Denizcilik Sektörü'nde sürekli olarak gördüğüm şu dur ki, yaşanan her tökezlemede devlet baba kucak açmıştır.

 

En son 2008 yılında patlak veren krizin yaraları hala sarılamadı.

 

Tersanecilere ve Armatörlere sağlanan imtiyazların, denizciliğin kara ayağı olan lojistikçilere de sunulmaması çifte standart'tan başka bir şey değildir.

 

Duruma bir bütün olarak bakmayı başarabilirsek, şartların dengelenmesi hususunda yapılması gerekenleride algılamamız kolay olur.

 

Örnek mi? 1) Lojistikçinin en büyük derdi, maliyeti yüksek mazot öyle değilmi?

 

Denizcilerde durum nasıl peki? Yanıt: Ucuz mazot kullanılıyor. Dolayısıyla kar marjı otomotikmen yükseliyor. 2) Denizcilere bankalarca hatta Denizcilik bankasınca sağlanan imtiyazlar krediler v.s işin cabası.

 

Hatta, Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin 5-6 yıl öncesine kadar Armatörlüğe soyunmak isteyen Bursalı işadamlarına, Gemi alması için kolaylıklı seçenekler takvimi sunduğunu hatırlıyorum. Alın Denizciye bir alternatif daha.

 

Denizcilik ile Lojistik paralel olarak ilerlemeli ki pergelin iki ayağı dengeli dursun. Birbirini tamamlayabilsin.

 

Bu karşılaştırmadan sonra gelelim asıl konumuz olan Lojistikbank'a.

 

Sermaye Bankası olarak düşünülen Lojistikçileri donatmakla görevlendirilen banka yani Lojistikbank, içinde sadece bankacıların hüküm sürdüğü bir kurum olma özelliğinde olmamalı.

 

Denetim ve kontrolör ağı Lojistisyen'lerden oluşmalı.

 

Bu denetleyiciler Lojistik firmalarının birleşerek daha büyük kuruluşlar olması yönünde sermayenin yanı sıra desteklerini verecekleri eğtimlerle de hissettirmeliler.

 

Hatta ve hatta Lojistik firması sahiplerine verilecek nakdi bile denetlemeliler. Gerçekden iş yeri için kullanıldığından emin olunması olmazsa olmazlardan sayılmalı. KOSGEB'in çalışma prensiplerinde olduğu gibi.

 

Çünkü bu kurumsal yapı kökten değişikler içeren bir farklı anlayış biçiminde ilerleyecek. Şirket denetlemeleri sınıflara ayrılmalı, Herkes sahip olduğu sınıfına, kalitesine, kalibresine göre işlere talip olabilmeli.

 

Bu ve benzer sistem şirketlerin kendi kalitesini artırması anlamında sürekli güncellenmeli.

 

Bu yenilik hamlesi Lojistikçilere kurulacak sermaye bankası ile can bulacak. Artık bu bir ihtiyaç.

 

Kimle konuşsam mecbur olduğu için devam ettiğini söylüyor. Yoksa para kazanıldığı yok. Navlun yerlerde. Bir kamyonu olanda lojistikçi,100 TIR 'ı olan da. Sorun da bu zaten.

Küresel ve Türkiye lojistik sektörünün 2023’teki genel görünümü Küresel ve Türkiye lojistik sektörünün 2023’teki genel görünümü

 

Çin'in başardığnı pekala bizde başarabiliriz. Çıkarılacak kanunlar yön verecek bu sektöre.

Yeter ki bütünlük olgusu otursun.

 

Komşu sektörlerle köprüler kurulsun."

 

Atilla Akbaş

 

[email protected]

Editör: Haber Merkezi