Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma ve Altyapı bakanlığı tarafından bu yıl ilki düzenlenen ve Tersane İstanbul’da 1-3 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilen Türkiye Denizcilik Zirvesi’nin ilk gününde ‘Denizcilikte Ticaret’ başlıklı oturumda konuşan Global Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kutman, kruvaziyer sektöründeki durumu değerlendirdi.

 

Ben eski bir brokerim, gemicilerin genel olarak aşırı rahat olduklarını görüyorum diyen Global Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kutman, “Tarihlerinde görmedikleri kadar para kazanıyorlar. Bizim sektör biraz daha farklı. Bizim sektör 2020 mart ve nisan ayında kapandı. Global Ports olarak dünyanın en büyük kruvaziyer liman işleticisiyiz. Yaklaşık 14 ülkede 21 limana sahibiz. Limanlarımızdan da 20 milyon kişi civarında her sene geçiyordu. Ta ki Nisan 2020 yılına kadar. İyi para kazanıyorduk. Allah var çok çok iyi para kazanıyorduk. Bir de bizim avantajımız yatırımı çok çok düşüktür. Gemicileri ve gemilere nazaran her bir kruvaziyer limanın yaklaşık olarak gelirinin yüzde doksanı dibine kadar kalır. En alta kadar kalır. Nisan 2020 de tarihinde ilk defa limanlar kapandı. Gemiler tamı tamına Nisan 2020’den bu yıl şubata marta kadar hiçbir şekilde çalışmadı. Zaten dünyada 4-5 tane büyük kruvaziyer şirketi var. Büyük bunların en büyüğü olan Carnival Cruise Lines toplam borç yükü 14 milyar dolardan yaklaşık 29 milyar dolara çıktı. Bu arada ben kişisel olarak da ufak bir miktar Carnival Cruise Lines hissedarıyım. Bu süreçte hisselerimiz yüzde 70 oranında azaldı. Öz kaynakla revize ettiler. Keza Royal Caribbean da öyle Norwegian Cruise Line da öyle, MSC Cruises biraz halka kapalı bir şirket olduğu için bir de konteynır ayağından matbaa gibi çalıştıkları için pek bir şeye ihtiyaçları olmadı. O taraftan bu tarafa aktarmışlardır” dedi.

 

"Yeni yatırımlarımız var"

 

Kutman, “Sektöre genel olarak baktığınız zaman bir de Pent Up Demand dediğimiz bir talep var. Çok önemli bir talep 2022 yılı rezervasyonlarına baktığınız zaman 2019’un üstünde olduğu gibi kabin başına charge ettikleri rakamlar da yaklaşık olarak yüzde 09-12 arasında şirketten şirkete değişiyor. Bunlar çok ciddi rakamlar çünkü normalde bir kruvaziyer şirketi iyi bir sezonda, örneğin 2019’da çok rahat bir şekilde 3-5 milyar dolar vergi öncesi kazanabiliyordu. Sektör olarak baktığımızda mesela Bahama’da Enka ile beraber çok ciddi bir yatırım yapıyoruz.  Orada borçlanma imkanınız çok avantajlı. Örneğin biz 20 yıl vadeli dönem sonu ödemeli yüzde 4.25 ile borçlandık dolar bazında. Bu Türkiye hazinesinden daha düşük bir faizle çok daha ciddi düşüktür. Sektöre inanç var orada fakat maalesef sektör halkla ilişkilerini dünya çapında pek iyi yönetemedi. Yani pandemi dendiğinde ilk Japonya’daki gemi konuşuldu. Oradan oraya gelmiş dendi. ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri (CDC) Trump döneminde çok katı kurallarla geldi ve bunun neticesinde sektör yavaşladı ve durdu. Yani biz sene de 200 miyon dolar gelir yapıyorsak cebe kalan 150 diyelim. Son 1 senede hiçbir gelirimiz yok. Hiçbir şekilde bu ciddi rakamlar tabii ama geleceğe dönük olarak baktığınız zaman 350 tane gemi var şu anda dünyada. Yaklaşık yolcu kapasitesi 32 milyon civarında olacaktı 2020’de. Bu sene 21 gemi yanılmıyorsam devreye giriyor. Yepyeni gemiler çevre açısından da çok önemli giren gemilerin büyük bir kısmı LNG’li gemiler. Bunlar tabi çok pahalı gemiler yani normal bir kuru yük gemisini veya konteynır gemisinin maliyeti 10 milyondan başlar, en pahalısı 200-300 milyondur. O da LNG olursa. Bu gemilerin tanesi 1 milyar dolardan başlıyor en babaları 1 buçuk milyar dolara kadar çıkıyor tanesi ama finansmanları da çok kolay. Çünkü bunu zaten yapan dünyada 4 ülke var. Bu gemileri yapabilen İtalya, Fransa, Almanya ve Finlandiya. Sektör olarak çok avantajlı. Bizim tahminlerimize göre 2030’larda denizlerdeki kurvaziyer turizmi yaklaşık olarak 44 milyon adede ulaşacak. Tabii Türkiye bu konuda maalesef çok geride kaldı. Çok ana nedeni var. Bunu da açık açık eleştiri değil ama 1000 defa söylediğim için Ankara'da İstanbul'da mutlaka bizim home port dediğimiz yani İstanbul havalimanı neyse İGA onun muadilinin denizde yapılması lazım. Yoksa Galataport ile olacak iş değil. Oraya en iyi ihtimalle 1 tane gemi yanaşır. Aynısının mutlaka yapılması lazım. Yenikapıya 8 geminin aynı anda yanaşabileceği irili ufaklı geminin yanaşabileceği bir liman. Bunun İstanbul ekonomisine yıllık ekstra geliri, oteliyle alışverişiyle, uçağıyla yaklaşık olarak 1 buçuk 2 milyar dolardır. En az bugün turizmden beklenen gelir bu sene milyar dolar. Bunun yüzde 10’u çok rahat İstanbul'da bir ana liman yapmayla olabilirdi. Öncelikle bunun yapılması lazım” ifadelerini kullandı. 

 

Çevre dostu gemilerin sayısı artıyor

 

Gemileri çevre açısından da değerlendiren Kutman, “Bu gemiler tabi çevreye zararlı gemiler. Yani gerek limanda gerek denizde bütün gemiler çevreye zararlı. Taşımacılık, dünyadaki karbon dioksit emisyonunun yaklaşık olarak yüzde 29’undan sorumlu. Yani elektrik santralleriyle neredeyse aynı. Buna gerek konteynır gemileri gerek kuru yük gemileri çok ciddi önlemler alıyorlar. Yolcu gemileri biraz daha hassas çünkü şehrin içinde kalıyor. Konteynır gemileri şehrin dışında limanlar. Dolayısıyla 2 şey yapılıyor. Birincisi LNG’ye dönüyorlar ikincisi de gemiler limana yanaştığı zaman fişi takıp karadan elektriğini alacak bir altyapının olması gerekiyor. Sektör çok önemli bir sektör, çok ciddi çalışan sayısı var. Kruvaziyer gemilerinde yaklaşık olarak 18 bin Türk çalışan var.

"Kruvaziyerde parlak günlere dönüş 2025’ten sonra mümkün" "Kruvaziyerde parlak günlere dönüş 2025’ten sonra mümkün"

 

Kruvaziyer gemi inşa konusunda da görüşlerini paylaşan Kutman, “4 ülke bu gemileri yapıyor ama gemi inşa anlamında Türkiye’de bu altyapı var. Büyüklükleri açısından bu gemiler 350 metre ve üstünde boydalar. Bunu yapabilecek altyapısı olan tersane var mı Türkiye’de bilmiyorum, çok açık söyleyeyim. Ama bir tek gemi yapmakla yetmiyor. Onun yan sanayi de var. Yani odasını döşemek, duvarını yapmak, mobilyasını yapmak, sandalyesini yapmak… vs. Benim şahsi kanaatim, yani bir otel döşemek gibi, bugün otel döşerken nasıl dışarıdan mal alınmıyor, burada da aynı arzların olması gerekiyor. En önemli nokta da finansmanda karşımıza çıkıyor. Bu ülkeler Alman, İtalyan, Fransa Eximbank’tan 20-30 yıllık çok ciddi krediler alıyorlar.  Türkiye'nin 1 şekilde Eximbank kanalıyla bu alana girmesi lazım. Nasıl yerli arabada babayiğitler çıktı, bu konuda da çıkabilir. Biz tersaneci değiliz ama yol gösterir, yardım ederiz, destek veririz. Birkaç tane babayiğidin çıkıp bu tür gemileri üretmeye başlaması lazım. Çin üretmeye başladı ama kimse Çin gemisi istemiyor çok açık söyleyeyim” şeklinde konuştu.

 

Yunanistan kruvaziyer gemilerine engel oluyor

 

İnsan olarak ben Yunanları çok severim, çok da zaman geçirdim orada ama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Mehmet olarak Yunanların yaptıklarını doğru bulmuyorum diyen Kutman, “En azından kruvaziyer sektöründe… Norwegian Cruise Lines CEO’su Frank Del Rio var. Çok iyi tanıdığım biri. Geçen hafta bir konuşma yaptık. Türkiye’ye gemilerini getiremiyor. Getirmemesinin sebebi de bir gemi Türkiye'ye gelirse ki, bunu sayın bakanımıza da turizm bakanımıza ilettim, Yunanistan'a tekrar giremiyor. Yani bunun gibi Yunanistan çok ciddi problemler çıkarıyor. Özel teknelerde bilmiyorum nasıl oluyor ama şuan itibariyle Yunanistan’dan hareket eden veya Yunanistan’dan gelen tekrar Yunanistan'a gidecek bir kruvaziyer gemisi söz konusu değil. Sözüm ona 1 Temmuz'da vazgeçeceklerdi. Bu işin pandemi ile virüsle vs. alakası yok. Bence bu tamamıyla politik bir konu. Bu doğu Akdeniz'deki çok ciddi rezervler ile alakalı bir konu. Dolayısıyla onlar reddetsinler önemli değil ama o rezervleri de mutlaka bizim gitmemiz lazım, yapmamız lazım” dedi.

7DENİZ - ÖZEL HABER

Editör: Haber Merkezi