II. Türkiye Denizcilik Zirvesi, ikinci gününde de denizcilik sektörü için önemli konular ele alındığı panellerle devam ediyor. Zirvenin ikinci gününde ilk olarak “Gemi İnsanı İstihdamı: MLC Sözleşmesi’nin etkileri” gerçekleşti. Gemi insanı yaşam koşulları, gemi insanı hakları, iş sağlığı ve güvenliği, MLC Sözleşme uygulama alanları, uluslararası sözleşmeler ve Türk hukukuna etkisinin ele alındığı panele, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürü Ünal Baylan, İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder, Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürü İsmail Ertüzün, Türkiye Denizciler Sendikası Başkanı İrfan Mete, Türk Armatörler Sendikası Başkanı Ali İbrahim Kontaytekin, konuşmacı olarak katıldı.

 

Prof. Dr. Ersan Başar moderatörlüğünde gerçekleşen panelde konuşan Türk Armatörler Sendikası Başkanı İbrahim Konteytekin, önemli konuları gündeme getirdi. Geçtiğimiz günlerde çalışma hukuku ile ilgili çok sayıda armatörün ve avukatın katıldığı bir toplantı gerçekleştirdiklerini belirten Kontaytekin, kendilerinin 100’ün üzerinde dava ile meşgul olduklarını belirterek, “Sektöre baktım, 160 davası olan armatör var. En ufak 5-6 gemilik armatörün bile 10-15 davası olduğunu gördüm. 100’den fazla dava konusunu düşünmenizi istiyorum” dedi.

 

Armatörler davalarla uğraşıyor

 

Armatörlüğün, coğrafi engelinin yanında 7-24 çalışılan çok zor bir iş kolu olduğunu aktaran Kontaytekin, “Bu hengame içinde siz işinizi yapmaya çalışırken bir avukat ordusu tutuyorsunuz. Biz bu avukat ordusuyla birlikte davalarla uğraşıyorsunuz. Eminim ki dünyanın herhangi bir denizci ülkesinde bu kadar davalarla boğuşan bir denizcilik sektörü yoktur. Bunlar bizim kangrenimiz. Bugün Türk insanı bu ekonomik krizi içinde işsizlikten kırılıyor. En basit gemici bile 2 bin dolar alıyor. Bu çok ciddi bir kaynak. O insanlar ekmek yiyor. Ama armatörlere bakıyorsunuz yüzlerce belki binlerce Filipinli çalıştıran Türk sahipli armatörler var. Bu bir paradoks. Bu olmaması gereken bir durum. Armatör gözüyle bakıyorum. Kesinlikle haklı” diye konuştu.

 

Davaların yüzde 95’i kıdem tazminatı

 

Türk insanından daha çalışkan ve değerli gemi insanı olmadığına dikkat çeken Kontaytekin, şöyle devam etti; “Ama bu kadar davalarla uğraşılması, bence gemi insanları burada ‘haksız’ diyebileceğim bir pozisyonda. Çünkü kanun buna cevap vermiyor. Kanunda büyük bir boşluk var. Bir örnek vereyim. 3-4 sene çalıştığınız bir yerden istifa ederseniz kıdem tazminatı alamazsınız. Bizim davalarımızın yüzde 95’i kıdem tazminatı. 2 yıl çalışan kişi geliyor, istifada yok çünkü süresiz bir kontrata dönüşmüş. Ayrılıp başka bir gemiye gidiyor, benden istifa etmediği halde gidiyor ve bana dava açıyor. 100 davadan 95’i bunlardan oluşuyor. Kanunda ise kocaman bir boşluk var. Armatör bu kadar davayla Türk gemi insanı çalıştırır mı? Bu davaların bir sonu olması lazım. Artık aksiyona girme zamanı geldiğine inanıyorum ve bunun yapılması gerek.”

 

İstihdam büroları denetlenmiyor

 

Son yıllarda sayıları artan istihdam bürolarına ilişkin de konuşan Konteytekin, şunları söyledi; “Türk gemi insanının yurt dışına açılmasını destekliyorum. Ama bu istihdam büroları hiçbir şekilde denetime tabi tutulmuyor. İstihdam büroları ciddi şekilde gemi insanı alıyorlar ama bunlara hiç kimse dokunmuyor. Çünkü denetim yok. Bunlar denizcilik sektörünün çektiği ciddi sıkıntılar ve artık travmaya dönüştü. Bizim konuşmamız gereken konular dünyanın içinde olduğu yakıt arayışı olmalıyken biz şu anda neyle uğraşıyoruz. Hala çözümsüz personel mevzusu.”

Kaptan Değer Pamuk'a Türk P&I Sigorta’da yeni görev Kaptan Değer Pamuk'a Türk P&I Sigorta’da yeni görev

 

7DENİZ 

Editör: Haber Merkezi