Rekabetin yoğun, maliyetlerin etkin olduğu denizyolu taşımacılığı, finansal risklerle dolu uluslararası karaktere sahip bir sektördür. Anılan bu karakteristik yapı kendisini gemi mülkiyeti ile geminin taşıdığı bayrak konusunda da göstermektedir. Şöyle ki, gemi sahipleri ya da işleticileri, gemilerini kendi ülkelerinin bayrağı yerine başka bir ülkenin bayrağı altında çalıştırabilmektedir. Geminin başka ülkenin bayrağı altında işletilmesine “kolay bayrak” (Flag of Convenience-FOC) denilmektedir ve gemi sahiplerinin bunu tercih etmelerinde çok farklı etkenler rol oynamaktadır.

 

Bu etkenleri;

 

-Kolay bayrak devletlerinin resmi prosedürlerinin daha basit olması ve sürecin daha hızlı işlemesi,

 

-Finansman için gerekli fonları daha ucuz ve kolay elde edebilmesi,

 

-Sosyal güvenlik, vergi ve diğer yasal yükümlülüklerden kaynaklanan maliyetlerin düşürülebilmesi,

 

-Yabancı ve ucuz gemi adamı çalıştırabilmesi,

 

-3. şahıslara verilecek zararlar nedeniyle oluşabilecek tazminatlardan ötürü, gemi haricindeki servetlerinin korunmak istemesi, şeklinde özetlenebilir.

 

Yukarıda ifade edilen gerekçelerle küresel rekabette maliyet avantajı sağlayabilmek ve sürdürülebilirlik açısından Türk donatanlar ya da işleticiler de kolay bayrak uygulamasını tercih etmektedirler. Nitekim bu durum ISL verilerinde (Shipping Statistics and Market Review, 2018) açıkça görülmektedir. Şöyle ki, ISL verilerine göre Türkiye, Dünya deniz ticaret filosunda bayrak devleti sıralamasında 23. sırada iken, Türk sahipli gemi sıralamasında ise 15. sırada yer almaktadır.  Türk sahipli gemiler içinde DWT bazında yabancı bayraklı gemilerin oranı da 73’tür.  Diğer bir ifade ile Türk sahipli gemilerin sadece 27’si Türk Bayrağı taşımakta olup önemli bir kısmı yabancı bayrak altında işletilmektedir.

 

Ancak Türk sahipli gemiler, kolay bayrağın nimetlerinden yararlanabilmek için yabancı bayrak altında çalıştırmasına rağmen bu gemilerde hem zabitan sınıfı hem de tayfa sınıfında personel ağırlıklı olarak Türk personelden oluşmakta. Ancak, son dönemde kolay bayrak kapsamında faaliyet gösteren Türk sahipli yabancı bayraklı gemilerde, tayfa sınıfında Türk personel yerine yabancı personel istihdam edilmeye başlanmıştır. Başka bir deyişle Ülkemizin önce gelen donatan ya da işleticileri Türk personel yerine yabancı personeli tercih etmeye başlamıştır.  Şüphesiz, yabancı personele geçişin pek çok gerekçesi olabilir. Biz bu yazımızda konuyu sadece sosyal güvenlik primi boyutuyla ele alacağız.

 

Gemiler taşımış oldukları bayrağın toprağı olarak kabul edildikleri için bayrak devletinin kamusal mevzuatına, vergi ve mali yapısına göre hareket etmek durumundadırlar. Bu nedenle Türk Bayraklı gemide çalışan personelin Türk mevzuatına Sosyal güvenlik sigortalarının yapılması gerekir.  Genel menfaatleri ilgilendiren ve zorunlu olan sosyal sigortada prim, sigortalının (burada gemi adamı)  gelirine ve mesleğine göre belirlenmektedir. Bu kapsamda aşağıda Tablo ’da bir gemide istihdam edilen tayfa sınıfı personelin maaşları ve bu personel için ödenmesi gereken SSK primleri görülmektedir.

 

Tablo: Aylık tayfa sınıfı personel için ödenen ücret ve diğer yasal yükümlülükler:

Personel

Adet

Ücret (USD)

Kur

Ücret (₺)

SSK Primi (₺)

Muhtasar  (₺)

Toplam Maliyet

(₺)

Yasal Yük. Oranı (yüzde)

Gemici

4

1200

5,4564

26.190,72

13.736,00

4.180,00

44.106,72

40,62

Reis

1

1500

5,4564

8.184,60

4.292,00

1.354,00

13.830,60

40,82

Yağcı

3

1200

5,4564

19.643,04

10.302,00

3.135,00

33.080,04

40,62

Lostromo

1

1400

5,4564

7.638,96

4.006,00

1.251,00

12.895,96

40,76

Kamarot

1

1100

5,4564

6.002,24

3.148,00

942,00

10.092,24

40,53

Aşçı

1

1600

5,4564

8.730,24

5.479,00

1.457,00

15.666,24

44,27

Toplam

11

   

76.389,80

40.963,00

12.319,00

129.671,80

41,09

 

Tabloda görüldüğü üzere örnek bir gemide tayfa sınıfı personelin aylık ücret kazancı toplam 76.389,80 TL’dir. Ayrıca, tayfa sınıfı personelin SGK ve diğer yasal yükümlülüklerin toplamı Aylık 40.963,00 TL olup donatan ya da gemi işleticisine toplam maliyeti aylık 129.671,80 TL’dir. Sosyal güvenlik ve diğer yasal yükümlülüklerin toplam maliyet içeresindeki payı ise yüzde 41,09’dur. Hal böyle olunca donatanlar, sosyal güvenlik, vergi ve diğer yasal yükümlülüklerden kaynaklanan maliyetlerin düşürülebilmesi için gemilerini yabancı bayrak altında işletmeyi tercih edebilmektedir.

 

Ancak, kulis bilgilerine göre Türk sahipli yabancı bayraklı gemide çalışan Türk personel içinde son dönemlerde SSK primlerinin ödenmesine dönük denetimler olduğu ifade edilmektedir. Buna gerekçe olarak Türkiye merkezli yabancı şirketlerde ülke mevzuatı kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmeleri gerekliliğidir.  Dolayısıyla Türk donatanlar emeğinde küresel olduğu denizcilik sektöründe ilk etapta tayfa sınıfında Türk personel yerine yabancı personel çalıştırmaya başlamıştır. Hâlihazırda 60 civarında gemide tayfa sınıfında Türk personel yerine yabancı personel istihdamına başlandığı ifade edilmektedir. Bu durumda yukarıdaki Tablo 1 örnek alındığında yılık bazda 55.000.656 TL (60 gemi×12 Ay×76.389,80 TL Aylık Toplam Ücret) ücretin ülke dışına yabancı personele gittiği anlamına gelmektedir. Bu da yaklaşık 10.080.000 USD eder. Dahası donatan, yabancı personel çalıştırmaya başladığı içinde idarenin SGK prim tahsilatı da yoktur. Burada Yabancı bayraklı gemide çalışan Türk personel için sigorta yokmuş anlamı ortaya çıkmasın. Sigorta kavramının pek çok fonksiyonu olup, bu fonksiyonlar ülke mevzuatına göre şekillenmektedir. Yabancı bayrakta çalışan personelin şüphesiz sağlık sigortası vardır ancak bu sigorta ülkemizdeki sigorta sisteminde yer alan emeklilik için geçerli değildir.

 

Gemi adamları arz fazlası vermektedir

 

Yine kulis bilgilerine göre donatan ya da gemi işleticileri, zabitan sınıfında da yabancı personele geçmeyi tartışmaya başlamıştır. Zabitan sınıfının ücret düzeyleri dikkate alındığında Türk personelin yıllık bazda ücret kaybı kat ve kat artabilecektir. Denizcilik sektöründeki istihdama dönük bu durum, işsizlik seviyesinin arttığı, kişi başına milli gelirin ve döviz girdisinin düştüğü bu dönemde verilen mücadelelerle ters düşmektedir. Burada her taraf kendi açısından haklı olabilir. Amaç suçlu bulmak değil. Amaç mevcut durumu ortaya koyup gemi adamı istihdamından elde edilecek ücretin ülkemizde kalmasına dönük önlemlerin acilen alınmasıdır. Bu kapsamda tarafların bir araya gelmeli, donatanın yabancı personel çalıştırmaya dönük eğilimlerindeki kök nedenler ortaya konulmalı ve bu sorunu en kısa sürede çözüme kovuşturmalarıdır. Diğer bir ifade ile gemi adamı arzında dünyada önde gelen Türkiye, ayrıca gemi adamında arz fazlası vermektedir.  Gemi adamında arz fazlası verilen ülkemizde Türk sahipli yabancı bayraklı gemilerde donatan ya da işleticileri, Tük personel yerin yabancı personel çalıştırmaya zorlayan gerekçeler öncelikle ele alınmalıdır. Emek faktörünü de gözetecek nihai sonuca ulaşılmalıdır.

 

Kızıldeniz'deki gerilim taşıma maliyetlerini 3 katına çıkardı Kızıldeniz'deki gerilim taşıma maliyetlerini 3 katına çıkardı

Çünkü mevcut durumda tayfa sınıfı Türk personel işinden;  idare de SGK priminden olmuş ve Türk sahipli gemilerde yabancı personel çalışmaya başlamıştır. O halde kazanan kim oldu!

 

Yrd. Doç. Dr. Sercan Erol

[email protected]  

Editör: Haber Merkezi