İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) Ekim Ayı Meclis Toplantısı’nda konuşan İMEAK DTO Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Can, geçtiğimiz günlerde KADOTUG isimli Türk sahipli Palu bayraklı römorkörün Kabotaj Kanunu’nu ihlal etmesiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

 

1926 yılında çıkan Kabotaj Kanunu’nun Türkiye’nin deniz, göl ve akarsularında sadece Türk vatandaşlarına ait gemilere çalışma izni verildiğini belirten Can, “Geçtiğimiz günlerde KADOTUG adlı yabancı bayraklı Türk sahipli römorkör Trabzon Limanı’ndan Yavuz Araştırma Gemisi için kullanılması planlanan trans service adlı dubayı yedekliyor. Varış limanını da Selanik olarak bildirdiği için çıkış izinlerini de alıyor. Römorkör İstanbul Boğazı’nı geçtikten sonra Kumkapı önlerine demirliyor. Bir gün sonra ne olduysa geminin çektiği duba Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’ne (KEGM) ait 3 römorkör tarafından Haydarpaşa Limanı'na götürülüyor. Römorkör en son 28 Eylül’de Haydarpaşa Limanı'nda sinyal verdi ve AIS cihazını kapattı. Gelen son haberlere göre de römorkör seyirden men edildi. Bununla ilgili Denizcilik Genel Müdürlüğümüzün yaptığı yazılı bir açıklama vardı. Açıklama ile römorköre 45 bin TL para cezası verildiğini öğrendik. Ancak liman başkanımızın elindeki yetkilerle bu işin sonuna kadar mücadelesini verdiğini biliyor ve hakkını teslim ediyoruz” dedi.

 

Kabotaj Kanunu’nun delinmesiyle karşı karşıya kaldık

 

Denizcilik sektörü PerCon'da buluşuyor Denizcilik sektörü PerCon'da buluşuyor

Mavi Vatan’ın en önemli STK’sının üyesi olarak konuyu takip etmeyi görev edindiğini dile getiren Can, “Römorkörün varış noktasının Selanik olarak bildirilmesini çok manidar buluyorum. Biliyoruz ki Yunanistan tarafsız kalması gereken adalarda hızla silahlanıyor. Deniz haklarının 12 mil olduğunu iddia ederek deniz sınırlarımızı ihlal ediyor. Yunanistan'ın bu sürekli girişimleri küçük bir devletin ergen heyecanından fazlasını içeriyor. Yunanistan hala ısrarla tüm Anadolu’yu Yunanlaştırmak olarak özetleyebileceğimiz bir ülkü peşinde koşuyor. Varsayalım, duba gerçekten Selanik’e götürüldü. Ve orandan da Yunan bayraklı bir römorkörle Yavuz Sondaj Gemisi’ne ulaştırıldı. Bunun milli güvenliğimizde ve milli denizciliğimizde yaratacağı onur kırılmasını hayal edebiliyor musunuz? Belki de bir denizcinin 3 kuruş daha ucuza mal etmek için kendince ürettiği bu çözüm bizi bir anda Kabotaj Kanunu’nun delinmesi ile karşı karşıya bırakıyor. Dünya üzerinde aslında çok kolay çözülebilecek konular yüzünden milli güvenliğin dahi tehlikeye girmesine izin veren başka bir ülke var mıdır? Oysa son örnekteki gibi taşımaların 1-2 gün önceden değil, en az bir yıl önceden planlanması gerekiyor.

 

Milli çıkarlardan dolayı yabancı bayrağa izin veriliyor

 

Can, şöyle devam etti: “Kendi milli projelerimiz de onlar çok daha ucuz teklif verdikleri varsayılıyor ki bizde olmadığından ve milli çıkarlarımızdan dolayı yabancı bayrağa müsaade edilmektedir. Artık buna dur denmelidir. Eğer ihtiyaç bizim olanaklarımız da çözülecek gibi değilse biz bir yıl önceden biliyor ve birleşip bir tarak gemisi veya bir römorkör almadıysak o zaman bu hakkın verilmesi, kullanılması gerekiyor. Kabotaj’ın milli bir Türk denizcisinin namusu olduğunu unutmamalıyız.”

 

7DENİZ

Editör: Haber Merkezi