İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) Genel Sekreteri Dr. Mehmet Yavuz, İZKA’nın denize ve denizciliğe bakış açısını değerlendirip İzmir’de denizciliğin mevcut durumunu şu sözlerle bizlere aktardı; “İzmir, kadim bir liman şehri. İzmir’in özellikle son 400 yıllık tarihine baktığımızda, limanın gelişimi ile İzmir’in gelişimi arasında doğrudan bir ilişki olduğunu görüyoruz. Açıkçası, İzmir’i İzmir yapan olgunun liman olduğunu söyleyebiliriz. Liman odaklı faaliyetlerin İzmir ekonomisindeki belirleyici rolü geçmişten bugüne değişmemiştir. Bugün bu güzide şehrimiz, Türkiye’deki toplam yükün yüzde 16’sını, konteyner yükünün ise yüzde 15’ini elleçlemektedir. Mavi ekonomi ölçeğinde İzmir’in toplam ekonomik büyüklüğü 2.4 milyar USD düzeyindedir. İzmir’de mavi ekonomi sektörleri içerisinde yüzde 42 pay ile balıkçılık ve su ürünleri sektörü en büyük sektör konumundadır. Balıkçılıkta 44 su ürünü kooperatifinin faaliyet gösterdiği İzmir’de 2019 yılında toplam su ürünleri üretim miktarı 87.170 ton, üretim değeri ise yaklaşık 2,2 milyar TL olarak gerçekleşmiştir.   Bölgemizde ihracatı ve istihdamı ile de önem arz eden sektörün gelişim göstermesini yeni türlerin ve teknolojilerin geliştirilmesine yönelik Ar-Ge çalışmalarını, bölgesel markalaşmanın güçlendirilmesi konularını kritik önemde görmekteyiz”.  

BlueTech mavi büyümenin bir parçası

İZKA olarak İzmir’in deniz teknolojileri alanında cazibe merkezi haline gelmesine katkı sağlanması hedefiyle organize ettikleri BlueTech İzmir 2021 etkinliği hakkında bilgi veren Yavuz, “Girişimciliği mavi büyümenin önemli bir parçası olarak görüyoruz. BlueTech İzmir Programı bu birlikteliği sağlamak üzere bu yıl uygulamaya başladığımız bir girişimci yükseltme programıdır. Program mavi büyümenin alt teknoloji alanları olarak belirlenen çevreye duyarlı denizcilik teknolojileri, sensör, otomasyon, takip teknolojileri, ileri imalat, güvenlik, denizden enerji üreten teknolojiler, tersaneler, limanlar, marinalar ve lojistik gibi alanlarda ürünleri olan girişimcilere yönelik tasarlandı. Girişimcilerin gelişimi için kritik olan eğitim ve mentorluk programları aracılığıyla ihtiyaç duydukları alanlarda kapasite artışı sağlandıktan sonra onları kurumsal aktörler ile bir araya getirip bu şekilde yenilikçi ürünlerini tanıtmalarını amaçlıyoruz. Programa armatörler, kamu kurumları, belediyeler, meslek örgütleri gibi sivil toplum kuruluşları kurumsal aktör rolüyle dâhil olmaktadır. Program neticesinde kurumsal aktörler de yenilikçi ürünler bazında işbirliği sağlama imkânı elde edebilmektedir.  

BlueTech İzmir Programı amaçları

  • Deniz teknolojileri alanında çalışan girişimcileri tespit etmek,
  • Ar-Ge sonucu ortaya çıkan prototiplerin bir sonraki aşamaya geçişini hızlandırmak,
  • Belirlenen öncelik alanlarında İzmir girişimcilik ekosistemini geliştirmek,
  • Aynı alanda çalışan girişimciler ve kurum/kuruluşlar arasında iş birliğini artırmak
  • Sektörde gelişen girişimcilik ekosistemi ve artan iş birlikleri ile Türkiye’nin deniz teknolojileri alanındaki potansiyeli ortaya çıkarılıp bu kapasitenin geliştirilmesi.

 

Ajansımız tarafından daha önce uygulanan ve yeşil girişimlerin geliştirilmesini amaçlayan GreenTech programlarının devamı olarak kurgulanan BlueTech İzmir Programı kendi alanında ülkemizde bir ilktir. 2021 yılında başladığımız program, yaratacağı sinerji yanında önümüzdeki yıllarda bölgemizde ve Türkiye’de mavi girişimciliğin nasıl geliştirileceği konusunda da bilgi sağlayacaktır” İfadelerini kullandı.

 

Denizde kadın istihdamı öncelikli hedefimiz

 “Liman hizmetleri konusunda vasıflı, donanımlı personel yetiştirilmesi, her alanda olduğu gibi bu alanda da kadın istihdamının geliştirilmesi Ajansımızın benimsediği öncelikler arasındadır” diyen Yavuz, sözlerine şu şekilde devam etti:

İzmir’de gerek ortaöğretim gerekse lisans düzeyinde bu alana yönelik eğitim kurumlarının mevcut olduğunu görüyoruz. Bu kurumlar denizcilik ekosistemimize yetiştirdikleri insan gücü ve oluşturdukları bilgi altyapısı ile destek veriyor. Ajansımız tarafından uygulanan farklı programlarla eğitimin niteliğini geliştirecek projelere imza atıyoruz. Özellikle meslek liselerinin desteklenmesine yönelik uyguladığımız mali destek programları ile denizcilik alanındaki meslek lisesi öğrencilerinin modern ekipmanlarla eğitim almaları yönünde önemli ilerlemeler sağlandı.

 

Ayrıca Ajansımız tarafından desteklenen ve MÜSİAD İzmir Şubesi tarafından yürütülen İzmir Nitelikli İstihdam Projesi (İNİP), gençlerimize lojistik başta olmak üzere personel açığı olan temel alanlarda eğitim ve istihdam imkânı sunmaktadır. 180 adayın eğitim alacağı programı başarıyla tamamlayan 50 aday aynı zamanda ilgili firmalar tarafından istihdam edilecektir.

 

İzmir Limanları Mevcut Durum Analizi ve Gelişim Perspektifi çalışmamız da sektörün bölgedeki ekonomik büyüklüğünün artırılması, hedeflenen gelişime paralel olarak yeni iş alanları yaratılarak bölgesel istihdamın geliştirilmesini sağlayacaktır”.

Üniversitelerle işbirliği

 

İZKA olarak üniversitelerle ve üniversite öğrencileriyle yaptıkları çalışmalardan da söz eden Yavuz, “Gençler ve uzmanların birlikte çalıştığı, İzmir’in ihtiyaç duyduğu alanlarda fikirlerin üretildiği ve bu fikirlerin prototip olarak somutlaştırıldığı, etkileşim ve sinerji yaratan çalışmaları bölgemizde yenilik ve girişimcilik kültürünün gelişmesi açısından önemli görüyoruz. Bu bakış açısı ile Ajansımız üniversiteler ve teknoparklarla iş birliği halinde ve son 10 yıldır düzenli biçimde Genç Beyinler Yeni Fikirler, Robokod İzmir, Genç Bizz Liseler Arası Girişimcilik Programı, Roboleague gibi etkinlikleri hayata geçiriyor. Bu etkinliklerde İzmir’deki çocuk ve gençlerimizin yenilikçilik, yaratıcılık ve girişimcilik anlamında güçlenmesine katkı vermeyi amaçlıyoruz.

 

2021 yılında hayata geçirdiğimiz Rüzgâr Enerjisi Mentorluk Programı ile bölgemizin öncelikli sektörlerinden rüzgâr enerjisi sektörüne gençlerimizin farkındalığı artırmayı amaçladık. Program kapsamında İzmir’deki üniversitelerin ilgili bölümlerinde okuyan 101 öğrenciye çevrimiçi ve ücretsiz eğitimler verildi. Bunun yanı sıra 16 öğrencinin özel sektör temsilcileri tarafından verilen rehberlik hizmeti ve kariyer danışmanlığı içeren mentorluk hizmetinden yararlanmaları sağlandı.

 

Yine bu yıl içerisinde hızla gelişen ve istihdam imkânları artan yazılım sektöründe Dokuz Eylül Üniversitesi DEPARK Teknoloji Geliştirme Bölgesi ev sahipliğinde Ajansımız koordinasyonunda Genç Beyinler Yeni Fikirler Proje Pazarı ve Bitirme Projeleri Ortak Sergisi gerçekleştirildi. Farklı alanlarda 100’ün üzerinde projenin katıldığı sergide teknoloji girişimciliği konusunda çalışmalar yürütmek isteyen öğrenciler için çevrimiçi eğitimler düzenlendi. Gençlerimize ilgili alanlardaki faaliyetlerimizden haberdar olmak için kurumsal internet sayfamızı ve sosyal medya kanallarımızı takip etmelerini tavsiye ediyorum” ifadelerini kullandı.

 

“Karbon ayak izinde sektöre katkı sağlıyoruz”

 

Denizcilik sektörünün çatı örgütü IMO’nun karbon ayak izini azaltmak açısından önlemler aldığını hatırlatan Yavuz, “Dünyada benzin yanmalı teknelerin oluşturduğu yüksek kirlilik ve artan yakıt fiyatları tekne üreticilerinin önceliğini akü teknolojisine kaydırmakta, bu eğilim daha uzun çalışma süresi ve daha yüksek hız sunan akü teknolojisindeki gelişme ile desteklenmektedir. Gelişmeler elektrikli tekne pazarına olan talebi de artırmaktadır. Kaynaklara göre 2018 itibarıyla 4,5 milyar dolara yükselen küresel elektrikli tekne pazarının, 2027 yılına kadar her yıl yüzde 12 oranında artış göstererek 12,3 milyar dolara kadar yükselmesi öngörülüyor. Bu pazara hibrit tekneler de eklendiğinde pazar büyüklüğünün 20 milyar dolar seviyelerine erişmesi, özellikle batarya teknolojilerindeki önemli gelişmeler ve batarya fiyatlarının düşmesinin pazar gelişimini hızlandırması beklenmektedir.

 

Söz konusu teknolojik ilerlemelerle beraber hem sektörler hem bireysel tüketimde öne çıkan yeşil dönüşüm, karbonsuzlaşma, güvenli ve sağlıklı koşullarda turizm eğilimi, elektrikli tekne ve yat imalatının önemli bir fırsat alanına dönüştüğünü işaret ediyor.

 

Ajans olarak bu kapsamda bölgemizde yatırımcıları teşvik etmek, bölgemizde elektrikli tekne üretimini desteklemek için bir ön fizibilite çalışması yaptık.  İzmir'de Elektrikli Tekne ve Yat Üretimine Yönelik Tersane Yatırımı için Ön Fizibilite Raporu'na göre ülkemiz özellikle süperyat inşasında 2007 yılından itibaren istikrarlı bir yükseliş göstermekte ve 2010 yılından bu yana teslim edilen süperyat adet ve uzunluğu itibarıyla dünya üçüncüsü konumunda. Türkiye, elektrikli tekne üretiminde sahip olduğu know-how, pazarın gelişen yapısı, rekabetçi üretim maliyetleri gibi avantajlarıyla bu alanda da 2045 yılına kadar öncü olabilecek potansiyele sahip. Yapılan hesaplamalar İzmir'de elektrikli tekne ve yat üretimine yönelik kurulacak bir tersanede yıllık 1000 tekne üretimi yapılabileceğini öngörüyor. Raporun detaylarına Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı “yatirimadestek.gov.tr” Portalı’nın “Yatırım Fırsatları” bölümünden veya İZKA internet sitesinden ulaşılabiliyor.

 

Ajans olarak bölgemizdeki startup’ların ilgili mavi teknolojiler üzerine eğilmesi, üreticilerimizin ve limanlar da dahil olmak üzere hizmet sağlayıcılarımızın sürdürülebilirliği ve yeşil dönüşümü önceliklendirmesi amaçlarımız arasındadır. İlgili konular aynı zamanda önümüzdeki aylarda hayata geçirmeyi planladığımız mali destek programlarımızın da temelini oluşturmaktadır. Dolayısıyla bu alandaki girişimcilerimizi ve üreticilerimizi açıklanacak mali destek programlarımızı takip etmeye davet ediyorum” şeklinde konuştu.

Denizüstü rüzgar enerjisi

 

Hayata geçirdikleri Rüzgâr Enerjisi Sektörü ve İzmir Denizüstü Rüzgâr Enerjisi Yol Haritası projesini anlatan Yavuz, “Mavi enerji, mavi ekonominin önemli bir bileşenidir. Mavi enerji içinde denizüstü rüzgâr enerjisi, diğer türlere (dalga enerjisi, gelgit enerjisi gibi) göre teknolojisi en fazla gelişmiş türdür. Karasal rüzgâr enerjisindeki potansiyel yanında, mevcut çalışmalar İzmir’de denizüstü rüzgâr enerjisinde de önemli bir potansiyel olduğunu göstermektedir. Diğer yandan, Ajansımız rüzgâr enerjisi sektörünü sadece enerji üretimi boyutuyla değil, sanayi boyutuyla da ele almakta ve çalışmalarında bu alana da ayrı bir önem vermektedir.

 

Yarattığı ekonomik değerin yanı sıra, çevreye duyarlı bir yenilenebilir enerji kaynağına dayalı olması ve enerjinin yerlileştirilmesi anlamında olumlu katkılar sağlaması da bu sektörü pozitif dışsallıklar açısından güçlü kılıyor.

 

2021 yılında yayınladığımız Rüzgâr Enerjisi Sektörü ve İzmir Denizüstü Rüzgâr Enerjisi Yol Haritası bölgemizin sahip olduğu potansiyelin sunduğu fırsatları değerlendirmek için bir yol haritası ortaya koymaktadır. Kendi alanında ilk olma özelliği taşıyan raporda rüzgâr enerjisi sektörünün güncel durumu hem ulusal hem de İzmir özelinde enerji üretimi ve ekipman imalatı boyutları itibarıyla incelenmiştir.

 

Türkiye’nin rüzgâr başkenti olarak nitelendirilen İzmir, rüzgâr enerjisinden elektrik üretimi alanındaki öncü pozisyonunu rüzgâr türbini ekipmanları imalatı konusunda da sürdürmektedir. Türkiye’nin ilk kanat fabrikası, ilk kule fabrikası, ilk rüzgâr türbini bakım ve onarım tesisi, ilk rüzgâr enerjisi Ar-Ge merkezi ve ilk nasel fabrikasına ev sahipliği yapan İzmir’de rüzgâr sanayii bugün 7 bin 500’ün üzerinde kişiye istihdam sağlamaktadır. Yıllık yaklaşık 400 milyon Avro ihracatın yapıldığı İzmir rüzgâr sanayiinde gerçekleşecek dönüşümle beraber denizüstü rüzgâr enerjisi sektöründe de İzmir’in uluslararası bir üretim üssü haline gelmesi sağlanabilecektir” ifadesinde bulundu.

Mavi Büyüme Politikaları

Mavi Büyüme Politikaları Birimi’yle liman hizmetleri, yük ve yolcu taşımacılığını merkeze almış olduklarını vurgulayan Yavuz, “Kıyı alanları, tarih boyunca toplumların ekonomik ve sosyal yönden gelişmesine etki ederek ülkelerin kalkınmasında önemli bir etkiye sahip olmuştur. İnsan faaliyetlerinin yoğun olduğu kıyı alanları, başta denizciliğe bağlı sektörler olmak üzere ekonomik büyüme yaratan pek çok sektörle doğrudan ilişkilidir. Kökleri sürdürülebilir kalkınma kavramına dayanmakta olan mavi büyüme kavramı, denizciliğe bağlı sektörlerde kıyıların, deniz kaynaklarının çevresel hassasiyetler gözetilerek yönetilmesi ve bu yolla ekonomik büyümenin sağlanmasını amaçlayan uzun vadeli bir stratejidir.

 

Mavi büyümenin ekonomik boyutu mavi ekonomi olarak adlandırılmakta, bunun temel eksenlerini kıyı turizmi, balıkçılık ve akuakültür, deniz taşımacılığı ve limanlar, gemi yapımı ve gemi-geri dönüşümü ve mavi enerji oluşturmaktadır.

 

Ajansımız, Deniz Ekonomisi Sonuç Odaklı Programı’nı hayata geçirmiş, bu yönde organizasyonel değişikliğe giderek Mavi Büyüme Politikaları birimini kurmuştur. Deniz ekonomisinin özellikle deniz taşımacılığı ve limanlar bileşenine odaklanan bu program ve atılan adımlarla İzmir’in tarihi liman kenti olma kimliği ile uyumlu biçimde bölge ekonomisi içinde deniz taşımacılığı ve liman hizmetlerinin geliştirilmesi hedeflenmektedir.

 

Bu arka plan içinde yürüttüğümüz İzmir Limanları Mevcut Durum Analizi ve Gelişim Perspektifi çalışmamıza “Liman kenti İzmir’in, deniz taşımacılığı ve liman hizmetleri özelinde cazibesinin artırılabilmesi için yapılması gerekenler nelerdir?” temel sorusu ile başladık. Konu ile ilgili çalışan akademisyen ve uzmanlarla birlikte farklı alt analiz çalışmalarını hayata geçirdik. Limanlar ve deniz taşımacılığı konusunda küresel eğilimler ve fırsatlar, Türkiye dış ticaretinin 2033 yılına kadar değişimi ve liman bağlantılı senaryolar, İzmir’de liman hizmetleri ve deniz taşımacılığı mevcut durum analizi bu kapsamlı alt çalışmalara örnek olarak sayılabilir. Ayrıca İzmir liman kümesi özelinde uluslararası pazara yönelik konumlandırma ve buna dair gerekli eylem ve proje önerilerinin oluşturulması çalışmanın önemli bir kısmını oluşturmuştur” dedi.

Bölgesel olarak denize destek veriyoruz

 

Marshall Adaları Bayrağı armatöre güven ve itibar sunar Marshall Adaları Bayrağı armatöre güven ve itibar sunar

İZKA’nın denizcilik sektörüne orta ve uzun vadede bakışını değerlendiren Yavuz, “Tüm diğer sektörlerde olduğu gibi günümüz koşullarında yenilikçilik, teknolojik gelişmeler, dijitalleşme ve krizlere karşı dayanım denizcilik için de kritik kavramlar olarak ortaya çıkıyor. Her ne kadar denizcilik küresel boyutta yürütülen bir faaliyet olsa da ajans olarak konunun bölgesel boyutunu önemsiyoruz. Nitekim İzmir tarih boyunca liman şehri olma özelliğini hiç kaybetmemiş, coğrafi özellikleri gereği doğal birtakım avantajlara sahip bir şehir.

 

Bu tarihsel arka plan yanında bugüne baktığımızda gelişmenin aynı doğrultuda devam ettiğini görüyoruz. Bugünün dünyasında konteynerleşme, büyüyen gemi boyları, hatların birleşimi, artan liman rekabeti, emisyon düzenlemeleri, dijitalleşen süreçler gibi gelişmeler dünya deniz taşımacılığını şekillendirdiği gibi İzmir’i de etkiliyor. Gelecekte açılabilecek Kuzey Deniz Rotası’nın, Bir Kuşak Bir Yol projesi gibi küresel boyutta yeni gelişen ticaret rotalarının taşımacılığı derinden etkileme potansiyeline sahip olduğunu görüyoruz.

 

2020 yılı ile birlikte tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 pandemisinin de denizcilik üzerinde büyük etkilere sahip olduğu görülüyor. Yaşanan zorluklar tüm sektörlerde olduğu gibi denizcilikte de hızlı adaptasyonu şart koşuyor. Kovid-19 sonrası dönemde yerel ölçekte de dikkate alınması gereken büyük değişimler söz konusu. UNCTAD’ın son raporunda sıralanan değişimleri bundan sonraki dönemde denizcilik için önemli görüyoruz.

 

Başta saydığımız yenilikçilik, teknolojik gelişim, dijitalleşme ve krizlere karşı dayanım gibi kavramlara dair çözümlerin bu değişimlerle beraber ele alınması, denizciliğin ihtiyaç duyduğu sürdürülebilir gelişim için çok önemli. Akdeniz Havzası’nda dünya deniz yüzeyinin sadece yüzde 3,5'i üzerinden küresel trafiğin yüzde 25'inin gerçekleştiği düşünüldüğünde, İzmir’in de arasında olduğu liman bölgelerine önemli roller düşmektedir” ifadesinde bulundu.

7DENİZ DERGİSİ / ÖZEL

Editör: Haber Merkezi