İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) 6. Müşterek Meslek Komiteleri’nin son toplantısı video konferans yöntemiyle düzenlendi. Yılda iki kez düzenlenen toplantı İMEAK DTO Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır’ın selamlama konuşmasıyla başladı. Toplantıya meslek komiteleri başkan ve üyelerinin yanı sıra Denizcilik Genel Müdür Yardımcısı Yılmaz Taşçı ile Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdür Yardımcısı Naci Kaya katıldı.

 

Prof. Dr. Mustafa İnsel ile Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Erhan Aslanoğlu’nun bir sunum yaptığı toplantının açılış konuşmasını İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran yaptı. Küresel ekonominin seyrinde temel belirleyenin Covid-19 pandemisi olmaya devam ettiğini belirten Kıran, son dönemde artan vaka ve kayıp sayılarının ikinci bir dalga seviyesine ulaştığını ve Türkiye’de de bir dizi önlemin yolda olduğunu anımsattı.

 

‘Ekomomizin daha istikrarlı bir döneme ilerleyeceğine inanıyoruz’

 

Merkez Bankası ve Hazine Bakanlığı’ndaki gelişmelerin Türkiye ekonomisi açısından önemli olduğuna işaret eden Kıran, ardından gelen açıklamaları çok olumlu bulduklarını aynı zamanda enflasyonla mücadelenin ön plana çıkmasının çok önemli olduğunu vurguladı. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’yi de ilk bahar aylarına kadar ekonomide zorlu bir süreç beklediğine dikkat çeken Kıran, maliye politikalarının bu sürece atlatmakta önemli olduğunu belirterek, “Açıklanan politikalar ve reformların hayata geçmesiyle Covid-19 sonrası ekonomimizin daha istikrarlı bir döneme doğru ilerleyeceğine inanıyoruz” dedi.

 

 

İMEAK DTO’ya iletilen birçok sorun çözüldü

 

Yılda iki kez yapılan Müşterek Meslek Komiteler Toplantısı’nda komitelerden gelen sorun ve çözüm önerilerini İMEAK DTO ve TOBB kanalıyla ilgili bakanlıklara ileterek takipçisi olduklarını dile getiren Kıran, pandemi sürecinin başından beri birçok sorunun çözümü konusunda sonuç elde ettiklerini kaydederek, şunları söyledi; “Bunlar arasında Muhtasar ve KDV- SGK ödemelerinin 6 ay ertelenmesi, kısa çalışma ödeneğinden yararlanma şartlarının iyileştirilmesi, kredi garanti fonu kefalet kapasitesinin arttırılması, kredi garanti fonu teminatı ile kamu bankalarının düşük faizli kredi paketlerinin çıkarılması sayılabilir. Bu dönemde özellikle deniz turizmi alanındaki üyelerimizin en büyük sorunu olan finansman sorununu gidermek için de girişimlerde bulunduk. Bu çabaların neticesinde Halk Bankası’nın İşe Devam Desteği’nden 109 üyemiz, Deniz Bank Nefes Kredisi’nden 197 üyemiz faydalandı. En son Ulaştırma Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürlüğümüzce alınan kararla kara sörvey tarihleri geçmiş olan günübirlik gezi teknelerinin kamera ile su altı sörveyi yapılarak bir yıl süreyle denize elverişlilik belgesi almalarına imkan sağlandı.”

 

Başkan Kıran’ın ardından Prof. Dr. Mustafa İnsel, IMO’nun çevre kurallarındaki gelişmeleriyle ilgili sunum yaptı. Sunumunda IMO’nun 2030 hedefindeki 17 madde içindeki iklim ve sudaki yaşam içerikli 13 ve 14’üncü maddelerin denizcilik kurallarına yön veren en önemli iki madde olduğunu belirten Prof. İnsel, “İklim değişikliği artık hepimizin çok yakından hissedebildiğimiz küresel bir problem ve çözümü de sadece küresel olarak bulunabilir” dedi.

 

 

İklim değişikliğinde karbondioksit salınımının ana etmen olduğuna işaret eden İnsel, denizciliğin ise yüzde 1 ila yüzde 3 arasında buna neden olduğunu belirterek, “Karbondioksit salınımları küresel ısınmaya, iklim değişikliklerine, yağmurlara ve diğer tabiat olaylarına sebebiyet veriyor. Bunu dikkate alan IMO çeşitli konularda çeşitli kurallar çıkardı. Bunların içinde gemilerden petrol kirliliği, balast suyu yönetimi, gemi boyaları konusunda kurallar çıktı ve uygulanmaya başlandı. Bunların yanında şu anda gelişen bazı kurallar var. Bunlardan bir tanesi çöp kirliliği ve özellikle plastik atıklar konusunda gelişmeler var. Tek kullanımlık plastik atıklar özellikle. Geri dönüşümde Hong Kong konvansiyonu yönü belirledi ancak henüz devreye giremedi. Çin’in veya Hindistan’ın Hong Kong Konvansiyonunu onaylaması bekleniyor. Su üstü gürültüsü konusunda kurallar çıktı ancak sualtı gürültüsü konusunda da çalışmalar devam ediyor” dedi.

 

En sıcak konu gemi baca emisyonları

 

Günümüzün en sıcak konusunun gemi baca gazlarının emisyonları olduğuna işaret eden İnsel, “Bir ton yakıt havadaki oksijenle birleşerek 3.2 tonluk karbondioksite dönüşüyor. Ama bunun yanında 9 ila 45 kilogram arasında Azot oksitler, yaklaşık 5 kilogram civarında kükürt oksitlerde oluşuyor. Azot oksitler ve kükürt oksitler, çevre kirliliğine sebebiyet veren bileşenler karbondioksit ise daha çok iklim değişikliğine sebebiyet veren ana gaz emisyonu. Yani gemide ne kadar yakıt yaktığımızla direk orantılı” ifadelerini kullandı.

 

WISTA Türkiye, denizcilik sektörünü uluslararası konferansta bir araya getirdi WISTA Türkiye, denizcilik sektörünü uluslararası konferansta bir araya getirdi

 

IMO’nun hava kirliliğinin azaltımı için iki ayrı yönde çalışmalar düzenlediğini dile getiren İnsel, “Bunlardan bir tanesi, kükürt oksitler, bununla ilgili 1 Ocak 2020’den itibaren yakıttaki kükürt oranları yüzde 3,5’tan 0.5’e indi ve uygulanmaya başlandı. Sektör buna çeşitli şekillerde cevap verdi. Yakıt değişimleri düşük sülfürlü yakıtlar, veya dizel yakıtlar veya scrubber kullanımı. Ancak SEKA adını verdiğimiz kükürt kontrol salınım alanlarında bu oran yüzde 0.1. Azot oksitlerde ise daha çok makinalardaki yanma ile alakalı dolayısıyla makinaların dizaynı ve tasarımıyla alakalı. Bununla ilgili 2016 yılından itibaren yeni gemilerde buna uyumlu makinalar zorunlu hale geldi” şeklinde konuştu.

 

Yeni kurallar geliyor

 

Mevcut yürürlüğe giren kurallardan, gemilerde enerji verimliliği yönetim planının bulundurulması zorunlu bir plan olduğunu ve önümüzdeki dönemde bununla çok önemli değişkilikler olacağını dile getiren İnsel, “Artık bulundurulmasının dışında izlenmesi, denetlenmesi, enerji verimliliğinin geliştirildiğinin gözlemlenmesi gibi kurallar geliyor” dedi.

 

 

2050 hedefi gemi bazında emisyonların yüzde 70-80 azaltılması

 

IMO’nun önümüzdeki dönemler için hedefler belirlediğini belirten İnsel, şunları söyedi: “Bu hedeflerin birincisi 2030 yılı için gemi bazında yüzde 40 karbondioksit emisyonlarının azaltılması. 2025 yılından itibaren yüzde 30 azaltımı belirlenmişti. Şimdi buna bir ek geldi. Yüzde 40 azaltımı devreye giriyor. Bunun dışında diğer bir hedef var. Bu hedefte 2050 yılı için toplam deniz taşımacılığının karbondioksit salınımlarının yüzde 50 azaltılması, filonun büyüyeceğini de dikkate alırsak, şu anlama geliyor. Gemi bazında karbondioksit salınımlarının yüzde 70-80 azaltılması. Ülkeler ve AB gibi bölgesel işbirlikleri bu hedefe ulaşabilmek için yeni kuralları devreye sokarak bunun 2050 yılı öncesinde başlatılması ve adımlar atılması yönünde faaliyetlerde bulunuyorlar. Yüzde 70-80 çok ciddi bir oran. Bu da hiç kolay değil. Bu çerçevede IMO’da 4 ayrı gelişme var. Bunlardan biri bölgesel olarak bizi ilgilendiren Akdeniz Bölgesel Kontrol alanı, ikincisi kısa, orta ve uzun dönem enerji verimliliği tedbirleri. Dünyanın farklı bölgelerinde kuruldu ve kuruluyor. Akdeniz için bir emisyon kontrol alanı var. Bunun sülfür oranlarında olması gerektiği konusunda bir önerge var. Eğer bu olursa Akdeniz’de kullandığımız yakıt sülfür oranlarının yüzde 0.1’e düşmesi gerekecek” değerlendirmesinde bulundu.

 

IMO’nun kısa orta ve uzun vadede çok sayıda değişim ve yeni kurallar getireceğini belirten İnsel, şöyle devam etti: “Sevk verim attırıcı, yüksek verimli pervaneler, düşük sürtünmeli boyalar, verimliliği arttırıcı gemilere eklenecek ek tedbirler, makinalarda verim attırıcı uygulamalar, elektrik kullanan motor ve pompalarda uygulamalar ve özellikle limanlara giriş çıkışlardaki tam zamanlı varış, sanal varış gibi ayrı uygulama terbirleri. Ayrıca limanlarda karadan elektirk alma da var.”

 

7DENİZ 

 

Editör: Haber Merkezi