İMEAK Deniz Ticaret Odası (DTO) 2020’nin son toplantısı olan Aralık ayı Meclis Toplantısı online olarak düzenlendi. Toplantıya DTO meclis üyeleri ve denizciler bulundukları yerlerden online olarak katıldılar. Toplantı, ilk gündem maddesi olan 2021 bütçesinin onaylanması ve ardından Kasım ayı faaliyetlerinin sunumu ile başladı. 

 

Toplantının açılış konuşmasını yapan İMEAK DTO Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, geçtiğimiz günlerde yaşamını yitiren Türk denizciliğinin önemli isimlerinden olan babası Turgut Kıran’ın kaybını hatırlatarak, 2020 yılının son günlerini tarif edilemez bir acıyla tamamladığını belirtti. Babası Turgut Kıran’ın ailesi ve ülkesi için çok çalıştığını ve hep daha iyi, verimli olmayı hedeflediğini dile getiren Kıran, “Denizcilik sektörünün ancak iyi eğitilmiş insanlarla ayağa kalkabileceğini her fırsatta dile getirirdi. Eğitime olan inancının simgesi Rize’deki Recep Tayip Erdoğan Üniversitesi Turgut Kıran Denizcilik Fakültesi onun eseridir. Bize emanet ettiği Kıran Holding’in her köşesi onun izlerini taşıyor. Aşıladığı memleket sevgisi, disiplin ve çok çalışma, üstün iş ahlakı, hep daha iyi olma tutkusu yolumuza ışık tutmaya devam ediyor. Babamı büyük bir keder ve üzüntüyle ebediyete uğurlarken Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun. Eksikliğini acısını her zaman yüreğimizde taşırken hiç unutmayacağız” dedi. Kıran, son günlerde yaşamını yitiren denizciliğin sembol isimleri Rabettin Naiboğlu ve Faruk Ürkmez’in sektör için büyük kayıp olduğuna işaret ederek, “Yakın zamanda kaybettiğimiz bu üç insan birer tarihti. Denizciliğin yokluk günlerinden bu günlere gelmiş, zorluklardan yılmamış, ülkesine, milletine değer katan işletmeler yaratmayı başarmış insanlardı. Örnek kişilikleri ve liderlikleriyle bizlere her zaman rehberlik eden büyüklerimizin vefatı dolayısıyla denizcilik sektörü olarak kaybımız büyük. Bu çok kıymetli büyüklerimize Allah’tan rahmen yakınlarına baş sağlığı diliyorum” diye konuştu.

 

 

‘Roseline A gemisine yapılan müdahaleyi esefle kınıyoruz’

 

22 Kasım’da Libya’ya ilaç ve gıda malzemesi gödürdüğü sırada Doğu Akdeniz’de hukuk dışı bir şekilde durdurularak aranan Arkas’a ait Roseline A isimli gemiye ilişkin de değerlendirme de bulunan Kıran, “Uluslararası sularda ticaret gemilerine müdahale edilebilmesi için bayrak devletinin rızasının alınması esastır. Libya silah ambargosuna dair BM kararları bu yükümlülüğü ortadan kaldırmaz. Silah ambargosunu ihlal etmediği görülen gemimizin saatlerde güzergahından alıkonulmasını, ayrıca denetleme sırasında personele adeta suçlu muamelesi yapılmış olmasını esefle kınıyoruz” dedi.

 

Enflasyon ile mücadele öncelikli olmalı

 

Beks Denizcilik'ten yaptırımlara karşı bayrak değiştirme hamlesi Beks Denizcilik'ten yaptırımlara karşı bayrak değiştirme hamlesi

Ekonomi gündemiyle devam eden Kıran, uluslararası kuruluşların tahminlerine de vurgu yaparak, “Bu yıl dünya ekonomisi covid-19 nedeniyle hem arz hem de talep yönlü şoklarla yüzde 4,5 civarında bir daralma yaşayacak. İlk aşamada hemen hemen tüm sektörleri üretim ve istihdam anlamında olumsuz etkileyen pandemi daha sonra farklılışan bir etki göstermeye başladı. Online alışverişe de uygun olan imalat sanayi ürünlerinde güçlü bir toparlanma yaşanırken, başta turizm olmak üzere hizmet sektörlerinde ciddi sıkıntılar yaşandı. Son dönemlerde covid-19 vaka ve kayıp sayılarındaki artış ile hizmet sektörlerindeki sorunlar ağırlaşmaya başladı” dedi. Pandeminin ikinci dalgasının beklenenden güçlü gelmesinden kaynaklı küresel ekonominin tekrar bir yavaşlama sürecine girdiğini dile getiren Kıran, bu olumsuz tablonun içinde gelen aşı haberlerinin sevindirici olduğunu ve yaz aylarına kadar kontrol altına alınabileceğini söyledi.

 

 

Olumlu gelişmelerle birlikte önümüzdeki 5-6 aylık dönemin hem sağlık hem de ekonomik anlamda zorlu bir dönem olacağının altını çizen Kıran, “Kapanmaların tüm dünya gibi ülkemizde de yılın ilk çeyreğinde bir daralma ve yavaşlama süreci getirme olasılığı yüksek görünüyor. Bu dönemde özellikle hizmet sektöründeki istihdam kaybının önlenmesi için maliye politikalarının uygulanması, reel sektör, devlet ve finans sektörü arasındaki iletişimi güçlü tutarak kontrollü bir borç yapılandırma sürecinin başarılması büyük önem taşıyor. Yılın ikinci yarısında gerek ihracat ve turizm, gerekse ötelenen iç talebin devreye girmesiyle tekrar büyüme sürecine girmemiz olası görünüyor… Bu süreçte enflasyon ile mücadelenin öncelikli olması yılın ikinci yarısında büyümeye geçişi desteklemek açısından büyük önem arz ediyor” şeklinde konuştu.

 

Bakanlıklara Türk denizcilerin öncelikli aşılanması talebi

 

Kıran, geçtiğimiz ay TOBB bünyesinde düzenlenen bir dizi toplantıda denizcilik sektörünün talepleri ve çözüm önerilerinin aktarıldığını kaydetti. Pandemi döneminin en büyük tesellisinin denizcilik sektörünün öneminin anlaşılması olduğunu dile getiren Kıran, “Denizcilik olmazsa veya aksarsa, bunun dünya ticareti üzerinde ciddi etkileri olur. Hatta hayat durur. BM Genel Kurulu’nda alınan bir kararla deniz çalışanları kilit çalışanlar olarak kabul edildi. Ve IMO’nun gemi personeli değişim protokollerine uyulması çağrısında bulunuldu. Bütün bunlardan hareketle Covid-19 aşılamasında Türk gemi çalışanlarına toplumun işleyişi için gerekli sektörler ve kritik işlerde çalışan kişileri kapsayan ikinci grupta yer verilerek öncelikli aşılanmalarının sağlanması ve gemi personeli değişimlerinin sorunsuz yapılması konusundaki taleplerimizi Sağlık ve Ulaştırma Bakanlıklarına ilettik. Ayrıca hafta sonları uygulanan kısıtlamalarda tedarik zincirinde herhangi bir aksamanın olmaması için sektör mensuplarımızın faaliyetlerini sürdürmelerine izin verilmesi yolundaki talebimizi de ilettik” ifadelerini kullandı.

 

 

Prof. Erdoğan: 2021 potansiyel gerileme sinyali içeriyor

 

Başkan Kıran’ın ardından Piri Reis Üniversitesi Rektörü Prof. Oral Erdoğan, “Ekonomi piyasalarında gelişmeler ve beklentiler” isimli sunum yaptı. Dünya ekonomisinde 2020’nin bir resesyon yılı olduğunu bunun bir yıldan fazla sürmesi durumunda tarihi bir depresyon dönemi olarak vurgulanabileceğini belirten Erdoğan, 2021’in de kötü geçmemesi temennisinde bulunarak, “2021’in de ekonomik açıdan tehlikeli geçmesi ihtimali yüksek. Bu yönelik senaryolarımız hazır olmalı” dedi.

 

IMF’nin 2021 beklentilerini revize ettiğini dile getiren Erdoğan, “Aşı önemli ama ekonomik sıkıntının veya stresin başka boyutlarda da yaşanma gerekçeleri olabilir. Son yüz senenin ekonomik verilerinin gelişme hızına bakarak 2021’de de risk birikiminin bir patlaması veya dışavurumu olasılığı olduğunu düşünüyorum. 2021’in de potansiyel bir gerileme sinyali içerebileceğini öngörüyorum” ifadelerini kullandı.

 

Çin’in pandemiye rağmen dünya ticaretindeki payını arttırdı

 

Çin’in hem ihracat hem de ithalatta dünya ticaretindeki payını pandemiye rağmen ciddi oranda yükselttiğine dikkat çeken Erdoğan, pandemi öncesindeki Çin-ABD ticaret savaşını hatırlatarak, sonuçların ABD’nin büyük zarar gördüğünü gösterdiğini kaydetti. Erdoğan, “Gerek sağlık, gerekse de ekonomik olarak Çin’in pandemiyle birlikte gücünü arttırdığını görüyoruz. Önceki dönemlerde yaşanan herşeyin arkasında ABD’nin olduğunu belirtiyordum. Fakat son bir yılda değiştiğini görüyorum” dedi. Sunumunda grafikler üzerinden ABD’nin ekonomisini değerlendiren Erdoğan, “Bu ABD’nin önümüzdeki 2-3 yıl boyunca bugünkü politikasının genişlemeci bir şekilde devam edeceğini gösteriyor. Amerika Çin’e karşı büyük gol yedi. Ve bunu temizlemek için 2-3 yılı olduğuna yönelik bir kanaat hakimleşmiş durumda. Bu 2-3 yıl boyunca doların değer kazanma olasılığını çok düşürüyor” ifadelerini kullandı.

 

 

‘Toparlanma olmazsa çöküş kaçınılmaz olur’

 

Prof. Erdoğan Türkiye ekonomisi değerlendirmesinde ise, Tüketici Güven Endeksinin sıkıntılı bir seyir izlediğini belirterek, ihracat ve sanayi üretiminde dikkat çeken düzeyde canlanma olduğunu kaydetti. Sanayi ve ihracattaki canlanmanın iki ana faktöründen birinin iç piyasada özellikle reel sektöre yönelik ikinci çeyrekte yapılan desteklemeler ve kredi faizlerindeki kolaylaştırmaların etkili olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi; “Aynı zamanda da üçüncü çeyreğe başlarken, dövizdeki hızlı yükselmelerin etkisiyle ihracatçının canlanmasının etkisi olduğunu düşünüyorum. Sanayi ve ihracat bu şekilde canlanıyor. Fakat bu süreçte hem küresel enflasyonda yıllık yüzde 6’lık döviz bazındaki artış hem de TL’ye karşı dövizin değerlenmesi iç piyasadaki enflasyona tetikledi. Bu da yıllık bazda mal ve hizmet fiyatlarını yüzde 50’nin üzerine çıkardı. Bu durum ise tüketicinin güveninin daraltacak şekilde sıkıntılarını arttırmış durumda. Ki Tüketici Güven Endeksi’de bu anlamda strese işaret ediyor… İç piyasadaki canlanmayı sağlayan faktör bütçede ciddi açık vererek bir anlamda halkı rahat tuttuk. Ve pandemi etkilerine karşı bir nebze ilaç olmuş oldu. Fakat bu sürdürülebilir değil. Kamu bu tip büyük açıkları verebilir ama ekonominin toparlanmasıyla bunun kurtarılabileceğine inanılır. Eğer o toparlanma gelmez ve cari açık ile bütçe açığı birlikte seyreden konuma gelirse yabancı yatırımcının da sıcak bakmadığı bir atmosfer oluşur ve o zaman ekonomide çöküş kaçınılmaz olabilir. Bu anlamda bir endişemiz oluşuyor.”

 

Erdoğan’ın sunumundan sonra toplantının 9’uncu gündem maddesi olan şube başkanları, meslek komite başkanları ve meclis üyelerinin sektörel ve bölgesel görüş ve önerileri gündemiyle devam etti. Burada Gemi Brokerleri Derneği Semih Dinçel, söz alarak navlun piyasalarıyla ilgili verileri paylaştı.

 

7DENİZ – ÖZEL

Editör: Haber Merkezi