İMEAK Deniz Ticaret Odası Haziran Ayı Olağan Meclis Toplantısı, Tahir Sarı Başkanlığında 12 Haziran 2014 tarihinde (dün) Deniz Ticaret Odası’nda gerçekleştirildi. Meclis toplantısı Soma’da hayatını kaybeden maden işçilerine saygı duruşu ile başladı. Toplantıda konuşan Meclis Üyesi Bahri Turan, Deniz Hukuku Derneği eski Başkanı Prof. Dr. Kerim Atamerʹin Comite Maritime International (CMI)ʹya gönderdiği, Türkiyeʹdeki siyasi olayların konu edildiği mesajla ilgili olarak sert çıkışlarda bulundu. Meclis gündemini bir anda değiştiren Bahri Turan’ın açıklaması sonrasında mesaja yönelik açıklama yapmak isteyen Prof. Dr. Kerim Atamerʹin savunması meclis üyelerini tatmin etmedi. 17 ve 25 Aralık operasyonları ile gezi olaylarının patlamasıyla endişe yaşadıklarını ve bu olaydan dolayı CMI ile görüşmeler yaptığını söyleyen Atamer, 2015 yılı Nisan ayında yapılması planlanan Deniz Hukukçuları Konferansıʹna 600ʹü aşkın delegenin geleceğini ve bu süreçte büyük sorumluluk altına gireceklerini belirterek mail olayına açıklık getirmeye çalıştı. BAHRİ TURAN: “SEBEBİNİZ HER NE OLURSA OLSUN BU VATANA, SEKTÖRE İHANETTİR” Meclis gündemine bomba gibi düşen yazışma hakkında konuşan Meclis Üyesi Bahri Turan; “Biliyorsunuz ki Türkiye’de son zamanlarda birçok olaylar yaşanmakta. Hem yurtiçinde hem yurtdışında çok sıkı takip edilen, gelişmelerle ilgili maalesef negatif bilgileri yavaş yavaş almaya başladık.  Daha önceden yurtdışında tanıdığımız, eşler dostlar, iş yaptığımız insanlar, özellikle finans kuruluşlarından görüştüğümüz kişiler şaka yoluyla da olsa sorular soruyorlardı bizlere. Maalesef 3-4 gün önce İsviçre’den iş yaptığım birisinden bir telefon aldım. Arayan kişi ‘Türkiye’de yaptığımız çalışmaları gözden geçirmek istiyoruz’ dedi. ‘Sorun ne?’ dedim. ‘Türkiye’de büyük bir kaos bekleniyormuş!’ dedi. ‘Gezi olaylarını mı kast ediyorsunuz?’ dedim. ‘Yok yok, hayır’ dedi bu konuşmalar oldu kapattık. Ertesi gün Singapur’dan başka birisi aradı. Olayı araştırdım. Olay şu; CMI (Comite Maritime İnternational) diye bir kuruluş var. Bunun da dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de Denizci Hukuku Derneği var.  Bu kuruluşlarda ise önemli karar mercilerinde bulunan kişiler var.  Bu kişiler Türkiye’den birinden bir mesaj alıyor. 2015’in Nisan-Mayıs-Haziran döneminde Türkiye’de insanların can ve mal güvenliğinin olamayacağı gerekçesiyle, düzenlenmiş olan bir etkinlikten feragat edilmesi talep edilmiş. Bu olayı araştırdığımda maalesef böyle bir yazı çıktı. Dile getirmek istemiyorum, gerçekten orda yazıyor. Türk Hükümetinin ortak olduğu ortağı “Joint-Venture” diye geçiyor. “Joint-Venture”la arasında geçen bu tatsızlıklardan dolayı çok kötü ayrılık oldu. Özellikle 2015’in ilkbaharına atıfta bulunarak o dönemde Türkiye’de hiçbir etkinliğin yapılmamasını önemle arz eden arkadaşlarımız çıktı. Ben şimdi soruyorum! Acaba bu arkadaşların çifte pasaportu olduğu için mi bu işleri rahatlıkla yapabiliyorlar? Bu yazının arkasında Prof. Dr. Kerim Atamerʹin olduğunu öğrendim. Şu an elimde Türkiye’nin durumunu 4-5 maddeyle açıklayan o yazışma var.  Sebebiniz her ne olursa olsun bu vatana, sektöre ihanettir. Sizin o gün teşkil ettiğiniz görev her ne ise, üzülerek gördüm şimdi,  Türk Ticaret Kanunu’nu hazırlama komisyonunun da bir ferdisiniz. Yazık, günah, bu devlette size değer vermiş. Biz iflas etsek de ülkemiz ayakta, biz bu ülkeyi terk etmeyiz. Bizim çifte vatandaşlığımız yok arkadaşlar. Biz bu konuda çok hassasız. Bir daha bu ülkeyi bu duruma düşürecek ne bir eylem, ne de söylemlerde bulunmayın.” şeklinde açıklamalarda bulundu. PROF. DR. KERİM ATAMER: “BEN EV SAHİBİYİM VE ENDİŞEM BU” Bahri Turan’ın iddialarına açıklık getirmek için tekrar kürsüye çıkan Prof. Dr. Kerim Atamer, ülkenin o dönemki şartlarında CMI gibi bir konferansa ev sahipliği yapmanın zor olduğunu ve bunun ağır bir sorumluluk getirdiğini söyledi. Atamer; “Geçtiğimiz toplantılarda CMI’nın bir toplantısının Türkiye’de yapılması için girişimlerimizin olduğunu ve esaslı adımlar attığımızı söylemiştim. Deniz Hukuku Derneklerinin başı olan CMI’ı Türkiye’ye taşımak bizim için bir onur olacaktı. Biz ilk başvuruyu yaptığımızda Gezi olayları oldu, daha sonra 17 Aralık süreci yaşandı Türkiye’de. Türkiye’ye millet arası arenada yoğun bir baskı gelecek. Ben bunu göze alamadım. Ben ev sahibiyim ve endişem bu. Bu yüzden bir Nisan ayının iyi bir zaman olmadığını söyledim ve endişe duydum. Yönetim kurulu olarak alınan karara göre de erteleme kararı aldık. Ben de sizinle birlikte bu ülkede yaşıyorum ve üstelik de devlet memuruyum.” diyerek iddialara yanıt verdi. METİN KALKAVAN: “DENİZCİLİĞİ TEMSİL EDEN HİÇBİR KURUM, DÜNYAYA TÜRKİYE İÇİN ‘GÜVENLİ DEĞİL’ DİYEMEZ” Konuyla ilgili konuşan İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan, Denizcilik sektörünü temsil eden hiçbir kurumun Türkiye’nin imajını zedeleyecek açıklamalarda bulunamaz diyerek “Hiç kimsenin hiçbir şekilde bu ülkeyi dışarıya şikayet etme hakkı yok.  Hangi şartlar olursa olsun. Bu ülkede yaşıyorsanız terörü de depremi de göğüsleyeceksiniz. Ama Deniz Hukuku Derneği gibi önemli bir kurumun başındaysanız kendi görüşünüzü ifade etme hakkına sahip değilsiniz. DTO’nun resmi ağzı benim. DTO’nun uyguladığı stratejileri söylerim. Ama kendi görüşümü ifade etmem. Türkiye iyi yönetildiği zaman çok hızlı büyür, kötü yönetildiği zaman yine büyür. İki gün önce Atatürk Havalimanı’nda rekor kırıldı, 138 bin yolcuyla. Bunların çoğu  da yabancı. Bu insanlar bu ülkeye güveniyorsa siz niye güvenmiyorsunuz. Cesaretli olmak lazım. Bize sorsaydınız biz de size yardımcı olur masraflarınızı karşılardık. Biz denizciliğe bir bütün olarak bakıyoruz. Ama bu konu bize çok pahlıya mal olacak. Ben Deniz Ticaret Odası olarak çok üzüldüm. Denizciliği temsil eden hiçbir kurum, dünyaya Türkiye için ‘güvenli değil’ diyemez. Böyle bir hakkı yok. Bu söylem büyük elçiliklere ait. diye konuştu. MURAT KIRAN: “BİZ GİSBİR OLARAK KANUN KOYUCU DEĞİLİZ” Maliyenin sıkı para politikaları olduğunu ve KDV iadelerinde yeni sorunlar yaşadıklarını ifade eden GİSBİR Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kıran; “KDV iadelerini 5 senede alabilirsek ne mutlu bize. Biz GİSBİR olarak kanun koyucu değiliz fakat gerekli başvuruları yaptık. Ama şunu duyduk “İhalelere girenler yüzde 3 stopajı görmüyorlar mı?” Gemi inşa sanayi için böyle olmaması gerektiğini ifade ettik. Geçen ay gemi inşa sanayi ihracatını yüzde bazında en fazla arttıran sektör oldu. Gemi inşa sanayi inşallah küllerinde doğacaktır.” dedi. FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYINIZ... 7deniz
Editör: TE Bilisim