İngiltereʹye açılan liman kenti Calaisʹde sayıları iki bini aşan ve her geçen gün artan göçmenler kaçak yollardan İngiltereʹye gidecekleri günü beklerken, kaldıkları bölgedeki zorlu koşullarda hayat mücadelesi veriyor. İngiltereʹye geçmek için, yaklaşık 15 yıldır Fransaʹdan İngiltereʹye giden feribotların kalktığı Calais kentine gelen göçmenler, geçtiğimiz sonbaharda Fransız hükümetinin aldığı karar sonucu yerel halk ve limandan uzak, ˮjungleˮ (Orman) adını verdikleri kumluk alanda bekleyişlerini sürdürüyor. Çoğunluğunu siyasi ve ekonomik nedenlerden dolayı Sudan, Eritre ve Afganistanʹdan kaçan erkeklerin oluşturduğu gruptakiler, Manş Deniziʹni geçen tırların içinde saklanıp, İngiltereʹye ulaştıklarında mülteci statüsü alma umudu taşıyor. Göçmenlerin yeni taşındıkları alanda Nisanʹda bir yardım merkezi açılmış olmasına rağmen yaşam koşulları kaydadeğer bir ilerleme kat etmiş değil. Yardım merkezinin günde yalnızca bir kez yemek dağıtması ve akşam 19.00ʹda kapılarını kapatmasından dolayı göçmenler çoğu zaman kendi başlarının çaresine bakmak zorunda kalıyor. Göçmenler, temiz su ve yemek olanaklarının çok kısıtlı olduğu bir noktada yaşam mücadelesi vermelerine rağmen ümitlerini kaybetmediklerini ve düzensizlik içinde kendi düzenlerini oturtmaya çalıştıklarını ifade ediyor. ˮKoşullarımız zor ama geçiciˮ   Konuşmayı kabul eden göçmenlerin büyük bir kısmı şu anki durumlarından hoşnut olmasalar da kendileriyle aynı uyruktan insanların yanına yerleşerek ortama uyum sağlamaya çabaladıklarını belirtiyor.Henüz üç gün önce Calaisʹye ulaşan Eritreli Muhammed kendini tanıtırken gülümseyerek, ˮYeniyim buradaˮ diyor. Fransaʹda, dil engeliyle karşı karşıya kaldığı için İngiltereʹye gitmek isteyen Muhammed, ˮKoşullarımız zor ama geçiciˮ diye konuşuyor. Muhammedʹle aynı çadır bölgesinde kalan Sudanlı Ahmet ve Mustafa ise Calaisʹye ilk geldikleri günlerle kıyasladıklarında artık yemek imkanları olduğunu dile getiriyor. Geçen Ekim ayından beri Calaisʹde olan Ahmet ve aynı şekilde dört aydır çadırlarda yaşayan Mustafa, Fransaʹda iş olanaklarının kısıtlı olduğunu belirterek İngiltereʹde ve özellikle başkent Londraʹda şanslarını denemek istediklerini vurguluyorlar. - ˮPara meselesi değilˮ Dört gün önce Calaisʹe yerleşen Sudanlı Muhiddin ise yanındaki çoğu göçmenden farklı olarak ˮKaçışım siyasi sebeplerden, para meselesi değilˮ diyor. Diğer Sudanlılarla etraftan topladıkları odunlarla ev inşa etmekte olan Muhiddin, arkadaşlarının aksine Fransaʹda kalmayı arzuluyor. Fransaʹdan göçmen kartı almak isteyen Muhiddin, Paris, Monako veya Lyonʹda şansını denemek istediğini belirtiyor. Fransaʹyı sevdiğini söyleyen Muhiddin, olabildiğince kısa sürede yasal bir statüye kavuşmayı hedeflediğini sözlerine ekliyor.- ˮİngiltereʹye gitmek kısmet meselesiˮ İki aydır çadır bölgesinde yaşayan Reyhan, Avrupaʹda birçok ülkede iş imkanlarını zorladıktan sonra İngiltereʹye yerleşmek istediğini vurguluyor. İtalyaʹdan mülteci statüsü alan Reyhan, hem İtalyaʹda hem Belçikaʹda iş bulamadıktan sonra Calaisʹye gelmeye karar verdiğini ifade ediyor.Reyhan, tırların içinde saklanıp İngiltereʹye gidenlerin bazen polis kontrolüne yakalanmaksızın iltica ettiklerini bazen de İtalyaʹya geri gönderildiklerini anlatıyor. Daha önce beraber çalıştığı Türklerden öğrendiği Türkçeʹyle kendini ifade eden Reyhan, şöyle konuşuyor : ˮBurası güzel değil ama çare yok. İngiltere, Fransaʹya göre daha iyi çünkü orada iş var, hayat iyi, her şey var. İş olmazsa hiçbir şey olmaz, parasız hiçbir şey olmaz.  İngiltereʹye gitmek kısmet meselesi.  Bir günde geçen de var, aylarca bekleyen de. Kısmetimizi bekliyoruz.ˮAfganistanʹdaki savaştan kaçtığını belirten Reyhan, etrafındaki diğer Afganlarla birlikte yanlarında para getirdiklerini ve civardaki marketlerden alışveriş yaptıklarını belirtiyor. Yakın zamanda yardım merkezinde 60 kişilik banyo yeri yapıldığını anlatan Reyhan, bölgede iki yüz ile üç yüz arasında Afgan olduğunu ve Pakistanlı ve Kürt mültecilerle beraber kaldıklarını sözlerine ekliyor. - Düzensizlik içinde kurulan düzen Mülteciler, bekleyiş sürelerince, etraftan buldukları ve kimi zaman da yardım kuruluşlarının verdikleri malzemelerle yaşam koşullarını iyileştirmeye çalışıyor. Yerleşim yerinden uzakta kalan göçmenlerin edindikleri bisikletler, kendilerine birkaç kilometre uzaktaki temiz su noktası ve marketlere ulaşımlarını kolaylaştırıyor. Yakın noktalarda konuşlanmış Fransız evsizler ise gün içerisinde mülteci grupların yanına gelip onlarla iletişim kuruyor. Çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu mülteci grup, aynı zamanda ˮHamza Mescidiˮ adını verdikleri çadırda ibadetlerini gerçekleştiriyor. Mültecilerin yarısı üst düzey meslek sahibi Fransız yardım derneği Secours Catholiqueʹin geçtiğimiz hafta yayımlanan, 54 mülteciyle yaptığı görüşmelerden hazırladığı rapora göre, Calaisʹye gelenler bölgede ortalama 75 gün kalıyor. Rapor aynı zamanda, gelenlerin yaş ortalamasının 27 olduğu ve bakmakla yükümlü bulundukları aileleri olmadığı çıkarımında bulunuyor. Rapora göre, göçmenlerin yarısı mühendis, öğretmen ve bankacı gibi üst düzey meslek sahibi ve büyük bir çoğunluğu ülkelerinde zulümden kaçtıklarını ifade ediyor. Raporun ortaya çıkardığı bir diğer bulguya göre de göçmenlerin Calaisʹye yolculukları kendilerine yaklaşık 3 bin avroya mal oluyor. 7DENİZ
Editör: TE Bilisim