Avrupa Bağımsız Gözetim Hizmetleri Gözetim Kurucusu Ertuğrul Özbey, sözlerine “Firmamız, Ticaret Bakanlığı tarafından verilen, Uluslararası Gözetim Şirketi belgesi, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından verilen, Deniz Gözetim İşletme Yetki Belgesi’ne sahip, tecrübeli ve işinin uzmanı bir ekipten oluşuyor. AGFD VE UGFD üyesi, orta ölçekli, Türkiye merkezli yerli bir firma olarak, ekibimizin sektördeki 40 yıla varan tecrübe ve bilgi birikimi ile ticarete konu tüm yüklerin kalite/miktar gözetimi ve deniz ticaretinde gemi söküm ve satış haricinde her türlü hizmeti sunmaktayız” diyerek başladı.

 

Denetim ve gözetim risklerinizi azaltır

 

Ticarette denetim ve gözetimin önemi ve bu alanda oluşacak ihmaller sonucunda firmaların ne gibi sorunlarla karşılaşabileceklerini anlatan Özbey, “Genel anlamda, denetim ve gözetim, ticari işlemin akışını kolaylaştırmak, koruyucu hekimlik misali, olası sorunların çözümüne katkı sağlamak için vardır. Bu çerçevede, denetim ve gözetim hizmeti almayan firmaların, maddi ve manevi kayba uğrama riskleri artabilir. Örneğin; Yaklaşık 9 yıl önce, İtalya’da kayalara çarpan ve yan yatarak hasarlanan yolcu gemisindeki (MV”Costa Concordia”) yolculardan birçok kişinin ölmesi ve yaralanması… Nöbetçi ekibin alkollü olduğu iddiasıyla bu elim olayın olabileceği belirtilmişti. Verdiğimiz deniz gözetim hizmetlerinden birisi de “Urine collection for Drug and Alcohol Test“dir. Rastgele yöntemle yapılan bu testlerin, buna benzer kazaların oluşmasını engelleyecek bir etki yapacağı açıktır. Dahası, P&I prim/muafiyetlerinin daha düşük/yüksek olması ve buna bağlı olarak, daha yüksek navlun/konaklama ücreti vs. gibi sebeplerle daha iyi bir kazanç sağlanabilir” vurgusunu yaptı.

 

Müşteriyi doğru bilgilendirmek önemli

 

Sektörde iş yaparken, kaliteli büyüme prensibi ile hareket ettiklerinin altını çizen Özbey, “ İş hacmi ile iş yapma kapasitenizin uygun olması çok önemli. Kaliteli hizmet için, tüm tarafların üzerine düşen görevleri yapması gerektiğini düşünüyoruz. Bu bağlamda, temel yaklaşım ve politikamız, kaliteden ödün vermeksizin, müşteri memnuniyeti ile tüm tarafların haklarını gözeterek, tarafsız ve sorunların çözümüne yönelik hizmet vermektir. Ana sermayemiz olan çalışanlarımızın maddi/manevi sorunlarını çözmek ve çalışan memnuniyetinin müşteriye yansıması, bizim için çok önemli bir ilkedir. Gözetim şirketlerinin, iş kaybetmeyi de göze alarak müşteriyi doğru yönlendirmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Diğer bir deyişle, gerektiğinde ‘Kral çıplak’ denilmelidir” ifadesini kullandı.

 

Pandemi döneminde iş miktarlarında biraz azalma olmakla birlikte, iş yapış şekillerinde fazla bir değişiklik olmadığını söyleyen Özbey, “Çünkü, hizmetin doğası ve çalışma prensiplerimiz gereği, yerinde kontrol şeklinde hizmetlerimizi ifa ettik. Bu yüzden başka bir şekilde iş yapmamız mümkün değil zaten” ifadelerini kullandı. Firmasının yurtiçi ve yurtdışı yapılanmasından da söz eden Özbey, “Merkezi Antalya’da olan firmamız, yurt içinde, tüm liman bölgeleri veya yakınlarında bulunan elemanları vasıtasıyla müşterilerine hizmet sunmakta. Değişik bölgelerde ofis açmak yerine, elemanlarımızın evden çalışma şeklini oluşturduk. Açıkçası, geçtiğimiz yıl ve halen tecrübe ettiğimiz gibi, bu sistemin maddi/manevi çok faydasını gördük. Yurt dışı hizmetler için ise, temsilcisi veya irtibatta olduğumuz firmalar vasıtasıyla, müşterilerimizin isteklerine cevap vermeye çalışıyoruz” dedi.

 

Dijitalleşme ve çalışanlarımıza yaptığımız yatırımlar her zaman devam edecek

 

Kızıldeniz'de rota değişikliği norm haline geldikçe hat güvenilirliği arttı Kızıldeniz'de rota değişikliği norm haline geldikçe hat güvenilirliği arttı

Önümüzdeki dönemde yeni projeleri ve yatırımları hakkında bilgiler veren ve hizmet içi eğitim konusunda yürüttüklerini anlatan Özbey, “Sosyal ve ticari hayatın genel akışı çerçevesinde, hizmetimiz için gerekli iki ana temel olan dijitalleşme ve çalışanlarımıza yapılan yatırımlar rutin olarak devam edecek. Hizmet içi çalışmalar her zaman olduğu gibi en önem verdiğimiz konu. Öncelikle, etik kurallar olmak üzere, hizmetin yerine getirilmesi için gerekli teknik eğitimler daimî olarak yerine getirilmekte. Esasen, her zaman, pratik olarak tüm hizmetlerimizde uygulamakta olduğumuz, kalite yönetim sistemi için belgelendirme çalışmalarımız devam etmekte” ifadelerini kullandı.

 

Sektördeki gelişmeler ve piyasa şartlarından da söz eden Özbey; ekonomik ve hukuki reformları ülkece konuştuğumuz şu günlerde, genel yaklaşım ve temennimiz; çağdaş, temel insan hakları, ticaret/girişim özgürlüğü kapsamında, sadeleştirici/basitleştirici adımlar atılması/çalışmalar yapılması ve resmi/idari kurumların, bu hususların uygulanmasında öncülük yapmalarının gerekli olduğu şeklindedir. Bu bağlamda, bazı konuları özetlemek gerekirse:

İzin kartları konusunda kargaşa var

 

  1. Gümrüklü sahalar, limanlar ve gemilere girişlerde; izin kartları, eskiden, 30-35 yıl önce firmanın ana ofisinin bulunduğu mülki idareden alınırdı ve gümrüklü saha/yabancı gemiler için geçerli olurdu. Ancak, şimdi Türkiye’deki tüm mülki idare/limanlardan ayrı ayrı alınıyor. Dahası, Bir mülki idareden alınan kart aynı bölgedeki başka bir limanda yetersiz oluyor. Gümrüklü saha ve yabancı gemiler için ayrı kartlar isteniyor vs. Kısacası, biraz çok başlılık ve kargaşa var. Bu durum herkes için maddi, enerji, zaman kaybı demek. Bu nedenle eski sisteme dönmenin daha doğru olduğunu değerlendiriyoruz. Yani, tek bir yerden ve dahası elemanlar için değil, şirket için almak. Çünkü, elemanlar değişebilir. Kart, şirkete ait ve elemanın güncel sigorta kaydı ile tüm Türkiye ve sahalarda (liman, gemi, antrepo vs.), geçerli olabilir. 

 

Personel için alınan “Deniz Gözetim Yetki Belgesi ”nin gereksiz olduğunu düşünüyoruz

 

  1.  UAB Deniz Ticareti Gözetim Hizmetleri Yönetmeliği’nde (19.11.2019 30953 sayılı RG) DGY (Deniz Gözetim Yetkilisi) zikredilmemiştir ki, kanımızca doğru bir yaklaşımdır. Ancak, uygulama yönergesine göre tüm işler için DGY düzenlemesi vardır. Bu durumun, herkes (Firmalar, müşteriler, limanlar ve merkezi/yerel idare vs.) için gereksiz ilave bir maddi/manevi yük olduğunu değerlendirmekteyiz. Ayrıca, pratik olmadığını düşünüyoruz. Şöyle ki; geçici olarak bir bölgede bulunan DGY’leriniz aniden olabilecek kaza, hastalık vs. gibi sebeplerle limana gidemedi. Ne yapacaksınız? Daha önce yapıldığı gibi, o iş için birisini kiralamanız gerekti? Bu nasıl olacak? Sonuç; kargaşa, müşteri mağduriyeti ve iş kaybı demek... Diğer taraftan şirketler, ihtiyaçları ve hizmet verdikleri alanlara göre elemanlarını zaten eğitmektedirler. Aksi takdirde işi gerektiği gibi yapamazlar ve kaybederler. Sonuç olarak, şirketler için Deniz Gözetim İşletme Yetki Belgesi’nin yeterli olduğunu ancak, elemanlar için DGY belgesinin gereksiz olduğunu düşünüyoruz. Limanlara giriş için güncel sigorta kaydı yeterli olmalıdır.

 

Ticaret Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın yetkileri netleşmeli  

  

  1. Bir diğer husus da; Ticaret Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının yetki alanlarının net olmaması. Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanan, 2015/24 sayılı, Ürün güvenliği ve Denetimi ile ilgili tebliğ kapsamında verilen hizmetler genellikle limanda oluyor. Ancak, UAB tarafından yetkilendirilmemiş bir firma iseniz, limana girip söz konusu hizmeti veremiyorsunuz. Bu çerçevede;

 

a-Ticaret Bakanlığı ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının yetki alanları netleştirilebilir. Şöyle ki; ticaret konusu olan yüklerin kalite/durum, miktar konusu ayrı (Ticaret Bakanlığı tebliğ kapsamında), aynı yüklerin yükleme ve taşıma güvenliği ayrı (Ulaştırma Bakanlığı yönetmelik kapsamında) değerlendirilebilir.

 

Örnek olarak, bir konteynere blok mermer veya rulo sac yüklensin; Yetki kapsamı şöyle olabilir:

*Kalite/durum, miktar (Adet ve yükün net ağırlığı), durum Ticaret Bakanlığı yetkisinde,

*Lashing ve miktar (Brüt ağırlık ki taşıma güvenliği açısından değerlendirilmelidir.) UA bakanlığı yetkisinde olabilir.

 

Veya

 

  • Ticaret Bakanlığı ve UA Bakanlığının tebliğ ve yönetmelikleri birleştirilip, tek bir çatı oluşturulabilir.

 

-Son olarak, ilgili Bakanlıkların tebliğ ve yönetmelikleri, ayrı ayrı veya birleştirilerek uygulansın, sadeleştirilmelerinin ve dünyadaki uygulamalara paralel hale getirilmelerinin daha doğru olacağı kanısındayız. Sadeleştirme işlemine, Taşeron, Uzman, Gözetim Yetkilisi

gibi kavramlardan başlanabilir. Böylece, herkes (Firmalar, limanlar ve merkezi/yerel idareler) için ilave maddi yük ve bürokratik işlemler azalmış olur. Esasen, burada önemli olan, firmaların sorumluluğudur.

KAYNAK: 7DENİZ DERGİSİ

Editör: Haber Merkezi