YoungShip Türkiye (Genç Denizcilik Derneği) “Denizcilik Sektörünün Geleceği Sempozyumu”nu gerçekleştirdi. İstanbul Bilgi Üniversitesi Seyfi Arkan Salonu'nda gerçekleşen sempozyuma, Galatarasay Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Samim Ünan, Piri Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Bülent Sözer, İstanbul Bilgi Üniversitesi Deniz Hukuku Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Cüneyt Süzel, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi'nden Dr. Belma Bulut ile birlikte çok sayıda denizci ile öğrenci katıldı.

 

 

3 oturum halinde gerçekleşen sempozyumun açılış konuşmasını YoungShip Türkiye Başkanı Dr. Sinem Oğiş yaptı. Konuşmasına YoungShip (Genç Denizciler Derneği)'nin faaliyetleri hakkında bilgi vererek başlayan Oğiş, “küresel denizcilik sektöründe çalışan akademik eğitim ve birikime sahip 40 yaş altı çalışanların bir araya geldiği kar amacı gütmeyen profesyonel bir kuruluştur. Uluslararası YoungShip ağı bugün, Norveç, Kıbrıs, Yunanistan, Belçika, Danimarka, Singapur, İngiltere gibi daha bir cok ülkeden oluşmaktadır. Bugün Youngship International’in 3000’den fazla üyesi vardır. Son yıllarda Türk denizcilik sektörünün küresel rekabet gücünün ve Türkiye’deki akademik eğitim ve birikime sahip olan genç çalışanların artması nedenleri ile 2018 yilinda YoungShip kuruluşunu Türkiye’ye getirmek için çalışmalara başladık ve 2019 yilinda ise yasal olarak kurulduk” dedi.

 

 

Küresel organizasyonun Türkiye’deki varlığını sektöre katma değerdir

 

YoungShip Türkiye'nin hedefinin dünyada denizcilik ve uluslararası ticarette önde gelen ülkelerde kurulu Youngship organizasyonları ile sürekli iş birliği çerçevesinde bilgi paylaşımı ile üyelerin küresel koşullara uyumu yoluyla Türk denizcilik sektörünün gelişimine katkı sağlamak ve üyelerin kendilerini geliştirmesi ve dünya denizcilik sektörü ile bütünleşmesi olduğunu aktaran Oğiş, “Teknoloji ve bilgi birikimini etkili ve verimli kullanabilen yeni çalışan neslinin Türkiye’nin her alanda gelişimine katkı sağlayabilecek en önemli unsur olduğu düşüncesi ile genç çalışanların temsil edildiği ve bir araya geldiği bir küresel organizasyonun Türkiye’deki varlığını Türk denizcilik sektörüne bir katma değer olarak dusunuyoruz” diye konuştu.

 

 

Gemilerde enerji verimliliği ön plana çıkıyor

 

Denizcilik sektörünün 2020’den sonra emniyet, güvenlik, çevre ve verimlilik konularında bir takım ihtiyaçlarla karşı karşıya geleceğine işaret eden Oğiş, “IMO’nun küresel sülfür limiti ve sera gazı emisyonlarının azatılmasına ilişkin çalışmaları kapsamında teknolojik gelişmeler başta olmak üzere çevrenin korunmasına ilişkin çevresel verimlilik talepleri, gemilerde enerji verimliliğini öne çıkarmaktadır. Mesela denizcilik piyasalarının 2020 yılında enerji gemilerine talebin artacağı öngörülmekte, yine kapasitesi artırılmış büyük pillerle çalışan elektrikli ve hibrid gemilerin, gelecekte denizlerin hakimi olacağı kaydedilmektedir. Hibrid gemiler armatörlerin yakıt giderlerini düşürecek, daha güvenli ve düzenli bir yakıt sisteminin de sağlayacaktır. Mevcut durumda dolaşımda olan veya sipariş verilen 33 hibrid gemi olup, 2020 yılına kadar bu sayının 100’e ulaşması beklenmektedir. Türkiye'de elektrikli ve akülü sistemlerin beraber kullanıldığı yalnızca aküyle giden hibrit feribotlar yapılmakta olup, önümüzdeki yıllarda Türkiye'ye bu tür gemilerin daha fazla yapılması beklenmektedir” ifadelerini kullandı.

 

 

Ülkemizin gelişmelere ayak uydurması küresel rekabet gücünü arttırır

 

Oğiş, şöyle devam etti: “Sonuç olarak, 2020 ve sonrası denizcilik sektöründeki değişimi etkileyecek başlıca faktörler enerji verimliliği, çevre dostu taşımacılık, yeşil gemi, yeşil liman ve bunlara ilişkin inovasyondur. Ülkemizin söz konusu gelişmelere ayak uydurabilmesi için bir an önce enerji verimliliği, yeşil gemi, yeşil liman ve inovasyon konularına ağırlık vermesinin ve hayata geçirmesinin hem çevreyi koruyacağı ve hemde küresel sektörde rekabet şansını arttıracağı düşünülmektedir. Denizcilik sektörünün geleceği yaşanabilir bir dünya için enerji verimliliğinin azami olduğu yeşil taşımacılık ve yeşil limanlar, temiz atmosfer ve temiz denizlerde şekillenecektir.”

 

 

Otonom gemilerle birlikte yeni aktörler ortaya çıkacak

 

Onursan'dan semazen gösterisi eşliğinde iftar yemeği Onursan'dan semazen gösterisi eşliğinde iftar yemeği

Açılış konuşmalarının ardından sempozyumun ilk oturumu Prof. Dr. Samim Ünan başkanlığında başladı. Birinci oturumda, Karadeniz Holding Hukuk Direktörü Nazlı Dereli Oba'nın “Powership ve FSRU Teknolojisi” başlıklı sunumu ile devam etti. Ardından Dr. Bülent Sözer, “Mürettebatsız gemilerin işletilmesinde, karadaki tesisin ve orada istihdam edilecek olan personelin hukuki nitelikleri” sunumunu aktardı. İlk oturumun son konuşmacısı Dr. Belma Bulut, “Otonom gemilerin deniz iş hukukuna etkileri” sunumunu gerçekleştirdi. Otonom gemilerle ilgili IMO tarafından 4 otonomi derecesi tespit edildiğini aktaran Bulut, “Birinci derecesinde gemide gemi adamları var ve onlar geminin kontrolünü sağlıyor. Gemide bazı otonom sistemler bulunmakla birlikte gemi adamları istedikleri zaman bu otonom sistemlere müdahale edebilir. İkinci derecede gemide yine gemi adamları bulunmakta. Buna rağmen gemi uzaktan kontrol yöntemiyle yönetiliyor. Ama gemi adamları istedikleri zaman gemiye müdahale edebilmekte. Üçüncü derecede ise gemide gemi adamı yok. Mürettebatsız gemi. Ve geminin kontrolü uzaktan sağlanmaktı. Dördüncü derece ise yapay zeka yöntemiyle geminin hiçbir şekilde insan müdahalesi olmaksızın kendi kendine yönetim ve kontrolünü sağladığı tam otonom sistem dediğimiz sistem olacak” dedi.

 

 

Tam otonom gemi 2035'te sefere başlayacak

 

Henüz “otonom gemi nedir” diye tam bir tanım olmadığını dile getiren Bulut, otonom gemilerle beraber yeni aktörlerin ortaya çıkacağını belirterek, otonom gemilerde personelin gemi adamı olup olmayacağıyla ilgili hukuki statü konusundaki tartışmaların devam ettiğini aktardı. İlk otonom gemilerin önümüzde yıl sefere hazır olarak planladığını kaydeden Bulut, tam otonom şekilde denizaşırı sefer yapacak geminin de 2035 senesinde seferlere başlamasının planlandığını söyledi.

 

 

Otonom gemilerle birlikte deniz iş kanununda neler değişcek?

 

Deniz iş hukukukun kendine özgü tehlikeler ve riskler barındırdığına işaret eden Bulut, Deniz İş Kanunu'nun kapsamının gemilerde çalışan gemi adamları ile ilgili olduğunu ve otonom gemilerle birlikte gemi adamlarının hiçbirinin gemide olmayacağını dile getirerek, “Gemide kavramını biz ne kadar geniş yorumlayabiliriz ilk problem bu. Fiziksel olarak gemide olmayan kişiyi gemide yorumlamamızın uygun olmayacağını düşünüyorum. Deniz iş kanununun çıkma sebebi denizdeki kendine özgü riskler ve tehlikeler. Karadan bu işi yapan bir insanın denizdeki riskler ve tehlikelerle bizzat yüzleşmesi söz konusu olmadığına göre, deniz iş kanununa ihtiyaç duyacak mıyız duymayacak mısın bu da bir problem” diye konuştu.

 

 

Sigortacıların da hukukçular gibi aradığı yanıtlar var

 

Sempozyumun ikinci oturum ise, Prof. Dr. Samim Ünan, “Mürettebatsız gemilerle ilgili sigorta sorunları” isimli sunumuyla başladı. Hukukun genellikle olguları arkadan takip ettiğini ve gereken çözümleri üretmeye çalıştığını dile getiren Ünan, otonom gemiler ve gemi adamlarıyla ilgili olan bütün çevrelerin bir konsensusa varacağını kaydederek sonunda uluslararası bir düzenlemeye tabi tutulacağını söyledi. Yeni düzenlemede hiç alışık olunmayan farklı bir rejimin mi geleceği yoksa mevcut rejimin değiştirilerek yeni oluşuma uygun hale getirilip getirilmeyeceğinin tartışıldığını dile getiren Ünan, Türkiye'nin de bu çerçevede ilerlediğini söyledi. Hukukçuların yeni model ortaya çıkarmak yerine eski modele ne kadar uyup uymadığı yönleriyle ele aldıklarına dikkat çeken Ünan, “Bu öyle bir noktaya doğru gidiyor ki, farklı yeni bir düzenleme daha doğru olacak” dedi. Dünyadaki bütün ticari ve ekonomik faaliyetlerin sigorta desteği ile yürütüldüğünü ve denizcilik alanında da bütün denizcilik faaliyetlerine ilişkin çok çeşitli sigorta ürünleri olduğunu belirten Ünan, sigortacıların da mevcut ürünlerin yeterliliği ve yeni ürünlerin üretilmesi gerekliliği gibi sorulara yanıt aradığını ifade etti.

 

 

Ünan'ın sunumun ardından Türk P&I'dan Burcu Berrak “Denizcilikte dijitalleşmeye sigortacı perspektifinden bakış” ve Lorenzo Macchi'nin “IMO 2020 Future Legal Challenges for the Shipping Industry” isimli sunumlarını gerçekleştirdiler.

 

Üçüncü oturum ise, Bahadır Tonguç'un “Gemi brokerlerinin geleceği” Mariyn Pardo'nun “Yat satış sözleşmeleri ve sözleşmede dikkat edilmesi gerekenler ve CMA CGM Lojistik Genel Müdürü Hakan Karaca'nın “Denizcilik, gençlik ve kariyer” isimli sunumlarınyal devam etti.

 

Soru – cevap bölümünün ardından sona eren sempozyum YoungShip Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Tim van den Bekerom'un kapanış konuşmasıyla sona erdi. Katılımcılar sempozyumun ardından kokteyle geçti.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

7DENİZ - ÖZEL

Editör: Haber Merkezi