Gerek Türk gerekse de yabancı bayraklı gemilere, acentelerince verilen hizmetlerde KDV konusunda uygulamada bazı tereddütlerin olduğu görülmektedir.

 

3065 sayılı KDV Kanununun;

- 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de yapılan ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

 

- 13/b maddesinde; deniz ve hava taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında yapılan hizmetlerin KDV’den istisna olduğu, hüküm altına alınmıştır.

 

İstisna kapsamına, liman (yat limanları dahil, tersane limanları hariç) ve hava meydanlarında yük ve yolcuya verilen tahmil, tahliye ve benzeri hizmetler de dahil olmak üzere, deniz ve hava taşıma araçları için yapılan seyrüsefere ilişkin her türlü hizmet girmektedir.

 

Mal teslimlerinde ise, Türk Bayraklı Gemiler için ise 2581 Sayılı Yasa hükmünden faydalanmaları ya da Büyük Kabotajda olmaları durumunda İhracat Beyannamesi açılması, Yabancı Bayraklı Gemiler için ise yine İhracat Beyannamesi Açılması ya da Ship in Transit rejimi dışında, KDV ‘siz mal teslimi yapılamamaktadır.

 

Söz konusu istisnanın uygulamasına ilişkin usul ve esaslar KDV Genel Uygulama Tebliği’nin (II/B-2) “ Liman ve Hava Meydanlarında Yapılan Hizmetlere İlişkin İstisna” bölümü ile 60 No.lu KDV Sirkülerinin (3.2.2) bölümünde açıklanmıştır.

Denizcilik devleri AB ETS'den yüksek kârlar elde ediyor Denizcilik devleri AB ETS'den yüksek kârlar elde ediyor

 

KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/B-2) bölümünde; söz konusu istisnanın uygulanabilmesi için hizmetin, liman ve hava meydanlarında, deniz ve hava taşıma araçları için yapılması gerektiği, liman ve hava meydanlarında yapılmayan hizmetlerin deniz ve hava taşıma araçları için yapılsa bile istisnaya tabi olmayacağı, liman ve hava meydanlarında yapılmakla birlikte deniz ve hava taşıma araçları için yapılmayan hizmetlere de istisna uygulanmasının mümkün bulunmadığı, istisna kapsamına, liman ve hava meydanlarında yük ve yolcuya verilen tahmil, tahliye ve benzeri hizmetlerin de dahil olduğu, deniz ve hava taşıma araçları için yapılan seyrüsefere ilişkin her türlü hizmetin istisna kapsamında değerlendirildiği, istisna kapsamındaki liman ve hava meydanlarının sınırları alanlarının İdare tarafından belirlenmiş ve liman veya hava meydanı olarak tanımlanmış yerler olması gerektiği, bu kapsamda liman, sınırları İdare tarafından belirlenen, gemilerin güvence içinde yük ve yolcu alıp verebilecekleri veya barınabilecekleri, rıhtım, iskele, şamandıra demir yerleri ve yaklaşma alanları ile kapalı ve açık depolama alanlarını, atık alım tesislerini, idari ve hizmet amacıyla kullanılan bina ve yapıları veya bunların bazı kısımları ve bu bölümlerin hepsine girişin kontrollü olduğu yerleri, diğer tüm yapıları, kullanımlı veya boş sahaları içine alan bölümleri içeren doğal ya da yapay deniz yerlerini ifade ettiği, belirtilmiştir.

 

Diğer taraftan, 60 No.lu KDV Sirkülerinin (3.2.2) bölümünde; istisna kapsamına liman ve hava meydanlarında deniz ve hava taşıma araçlarına verilen hizmetlerin girdiği, bu kapsamda, hava ve deniz taşıma araçları için liman ve hava meydanlarında verilen pilotaj, römorkaj, palamar, uçak ve gemilerin parkı gibi hizmetlerin KDV’den istisna olduğu, liman ve hava meydanlarında deniz ve hava taşıma araçlarının seyrüseferine ilişkin olarak araçların yük ve yolcusuna verilen tahmil, tahliye ve benzeri hizmetlerin de istisna kapsamına girdiği, bu hizmetlerin gemi ve yük sahibi firmaların acentelerine yapılması, liman ve hava meydanı işletmeleri dışında diğer gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmasının istisna uygulamasını etkilemediği, ancak Kanun’un 13/b maddesindeki istisna uygulamasının tek safhalı olması nedeniyle, gemiye veya acentesine doğrudan verilen hizmetlerin istisna kapsamında değerlendirilebileceği, alt yükleniciler tarafından verilen hizmetlerin ise istisna kapsamında mütalaa edilmeyeceği, açıklanmıştır.

 

Öte yandan, aynı Sirkülerin (3.2.2.1) bölümünde KDV Kanununun 13/b maddesindeki istisna kapsamına giren bazı hizmetler, (3.2.2.2) bölümünde ise söz konusu istisna kapsamına girmeyip vergiye tabi olan bazı hizmetler sayılmıştır.

 

Buna göre, sınırları İdare tarafından belirlenen liman sahası içerisinde olması şartıyla, şamandıra demir yerlerinde demirleyen gemilere liman başkanlığı personeli, gümrük muhafaza memurları, gemi acenteleri ve gemi personelinin tekne ile taşınması hizmetinin de, deniz araçları için yapılan seyrüsefere ilişkin hizmetler kapsamında değerlendirilmesi, KDV Kanununun 13/b maddesi çerçevesinde KDV’den istisna tutulması gerekmektedir.

 

Ancak söz konusu hizmetlerin, sınırları İdare tarafından belirlenmiş olan liman sahasının dışında demirleyen gemilere verilmesi halinde, genel hükümlere göre KDV’ye tabi tutulması gerekmektedir.

 

Burada idarece belirlenen İSTANBUL LİMAN SINIRLARI içinde verilen hizmetlerde ise yine KDVK 13-B uygulaması mümkün bulunmaktadır. Ancak mevcut mevzuata göre Tali Acentelerin Asli Acenteye verdikleri hizmetlerde KDV Hesaplanması gerekmektedir. Asli Acente ise yine gemilere KDVK 13-B kapsamında KDV siz fatura düzenleyebilecektir.

Editör: Haber Merkezi