“Son altı aydır uluslararası liman statüsünde olan tesisimizde bu süreçte 65 bin ton ithalat yükü, 35 bin ton ihracat yükü elleçlenmiştir” diyen Anadolu Yakası Kumcular Kooperatifi Yönetim Kurulu İkinci Başkanı Yaşar Naiboğlu, Anadoluport’un Nisan 2020 itibarıyla Gümrüklü Alan olarak belgelendirildiğini belirtti. Bizlere bir yandan son gelişmeleri ve pandemi sürecinin etkilerini anlatan Naiboğlu, diğer yandan limancılık sektörünün sıkıntılarını ve geleceğine hangi doğrultuda yön verilmesi gerektiğini aktardı.

 

Limanlarda elleçlenen yük ve konteyner miktarı arttı Limanlarda elleçlenen yük ve konteyner miktarı arttı

Beykoz’dan Tuzla’ya kadar Anadolu Yakasının çeşitli noktalarında faaliyet gösteren kum depoları Resmi Kurumların aldığı karar neticesinde Kartal ve Maltepe’de bulunan alanlara taşındılar. Bu faaliyet alanının kısıtlı olması ve yeterli depolama alanına sahip olmaması nedeniyle her iki merkezde bulunan 47 kum deposu S.S. İstanbul Anadolu Yakası Kumcular Üretim ve Pazarlama Kooperatifi adı altında birleşerek 01.10.1983 tarihinden günümüze faaliyetlerini Kooperatif çatısı altında yürütmüşlerdir.  

 

Anadolu Yakası Kumcular Kooperatifi Yönetim Kurulu İkinci Başkanı Yaşar Naiboğlu, Kooperatifin işlevini, bölgeye ve sektöre sağladığı katkıları anlattı.

 

Naiboğlu, “Kuruluşundan bu tarafa özellikle Anadolu yakası hazır beton firmalarının ihtiyacı doğal kumu tedarik etmiş olan kooperatifimiz özellikle 1999 Marmara depreminden sonra azalan talep doğrultusunda, Kartal deposundaki iskelelerden kum dışında; kil, kalsit, rulo saç vb. gibi yüklerin tahmil tahliyesine başladı. 2016 yılında Pendik Güzelyalı’da bulunan Limanımızın (Anadoluport) faaliyete geçmesi 17 Nisan 2020 tarihinde Gümrüklü Alan olarak belgelendirilmesinin ardından tamamen tahmil tahliye faaliyetlerini sürdürüyor. Son yıllarda kumculuk faaliyetimiz piyasa koşulları ve talep nedeniyle durduruldu” şeklinde konuştu.

 

Tesisin Nisan 2020 tarihi ile Geçici Depolama Yeri statüsü kazanarak uluslararası liman konumuna geldiğini belirten Naiboğlu, “Son altı aydır uluslararası liman statüsünde olan tesisimizde bu süreçte 65 bin ton ithalat yükü, 35 bin ton ihracat yükü elleçlenmiştir. Rakamsal veriler ışığında ithalat oranı ihracatın yaklaşık iki katı şeklinde seyretmiştir. Tesisimizin coğrafi konumu itibarı ile demir çelik, metal mamulleri, seramik ve benzeri ürünleri işleyen kuruluşlara hitap etmektedir. Geçmiş dönemde sadece dahili kabotaj yüklerinde hizmet verdiğimiz müşterilerimize artık ithalat ve ihracat yüklerinde de hizmet sunmaktayız” dedi.

 

Limana ulaşım

 

Limanın bulunduğu bölgeye ulaşım açısından nasıl entegre olduğunu, istihdama ve ekonomiye sağladığı katkıları anlatan Naiboğlu, “Tesis İstanbul Pendik Güzelyalı İlçesinde yer alıyor. Coğrafi konumu ile merkezi bir noktada. E5 Karayoluna 800 metre, E6 otobanı ve Anadolu Otoyolu’na 6 km mesafede. Bu sebep ile Tuzla, Kurtköy ve Gebze Organize Sanayi Bölgelerinde bulunan üreticilere yakın mesafede konuşlanması ile özellikle kara nakliyesi maliyetlerinde ciddi avantajlar sağlamakta. Bu husus ürün birim maliyetlerinde hatırı sayılır bir tasarruf sağlayarak daha fazla üretmeye katkı vermekte. Dolayısıyla istihdam artışı kaçınılmaz oluyor. Coğrafi konumumuz itibarı ile hızlı hattan özel hat açılmasının güçlüğü, katarların manevra için ihtiyaç duyduğu yeterli alanların olmaması, üreticilerin bulunduğu bölgelerde aktarma istasyonlarının bulunmaması, lokomotif sıkıntıları gibi başlıca sebepler demiryolu taşımacılığını alternatif olmaktan çıkarmakta. Bu doğrultuda tesis olarak bireysel bir girişimimiz bulunmamakta. Uzmanlık dahilimizde olan ürün gamlarına yeni iş ortakları ekleyerek kapasitemizi artırmak için aktif pazarlama faaliyetlerimiz de devam etmekte” şeklinde konuştu.

 

Liman kapasitesi ve elleçlenen yükler

 

Limanın yıllık kapasitesi ve elleçlenen yük çeşitlerinden de söz eden Naiboğlu, “Liman tesisimiz yük çeşitliliğine göre yıllık üç milyon yük elleçleme kapasitesine sahip. Mevcut dönemde ortalama 40 kapasite ile yük elleçlemekte. Ürün çeşitliliği açısından genel olarak; demir çelik, metal mamulleri, seramik hammaddeleri, kalsit ve benzeri ürünleri elleçlemekle beraber Ro-Ro hizmetleri de yer almakta. Ağırlıklı olarak dahili kabotaj ve İtalya, İspanya, Rusya ve Ukrayna gibi ülkeler ile ithalat, ihracat irtibatımız da mevcut. Altyapı yatırımlarını tamamlamış olan tesisimiz, piyasaların normalleşmesi aynı zamanda ekonomik göstergelerin ümit vadeden hale dönüşmesi ile eş zamanlı olarak makine ekipman elleçleme kapasitelerinin yükseltilmesi hususunda planlama yapacak” ifadelerini kullandı.

 

 

Liman teknolojisi

 

Liman teknolojileri konusunda bilgiler veren Nabioğlu, “Endüstri 4.0 bizimde tesis olarak içinde bulunduğumuz genel kargo ve dökme yük elleçleyen limanlar için yüksek fayda sağlayacak bir unsur olarak görünmemekte. Zira biz ve aynı hizmet statüsündeki limanlar blok ve yüksek tonajlı bir veya birkaç ürünü kapsayan yükler elleçlemekte. Dolayısıyla otomasyon, yazılımlar, robotik sistemler ve barkotlama gibi unsurlar şimdilik zaruri ihtiyaç olarak görünmemekte. Yine de; çok genç bir tesis olduğumuzdan gelecekte, ürün gamlarının çoğalması, rakamların yüzler, binler ile ölçülmesi durumunda gündeme alınması önem kazanacak gibi duruyor” dedi.  

 

Pandemi sektörü daralttı

 

Pandemi dönemini de dikkate alarak yılbaşından bu yana sektörü ve ekonomide yaşanan daralmanın yansımalarını değerlendiren ve bu yılı nasıl kapatacakları konusunda öngörülerini paylaşan Naiboğlu, “2020 yılı ilk yarısı global düzeydeki Covid-19 virüs salgını tüm sektörlerde daralmaya sebep oldu. İlerleyen dönemde domino etkisi yaratan konu salgın, sağlık sektörü haricindeki tüm sektörleri durma noktasına getirdi. Dolayısıyla liman tesisi olarak olumsuz anlamda en çok etkilenen sektörlerden birisi olduk. Bu süreç yaz döneminde yerini biraz da olsa olumlu bir havaya bırakırken, havaların soğuması ile tekrar korkutucu boyutlara ulaştı. Dolayısıyla yıl geneline çok olumlu bakabilmemiz olası değil. Diğer tüm sektörlerde olduğu gibi önümüzü net olarak göremiyoruz. Sektörün iş hacimlerinin yükselişi, ilk olarak salgının kontrol altına alınması, sonrasında global ekonominin toparlanması ile eşit orantılı olacak” şeklinde konuştu.

 

 

Limancılık global bir sektör

 

Türk limancılık sektörünün gelişimini ve pandemi sonrası sektörün global arenada önündeki tehditler ve fırsatları değerlendiren Naiboğlu, “Sektörün gelişimi olarak liman sayılarını ve makine ekipmanı baz alıyorsak rakiplerimizden çok farklı değiliz. Ancak limancılık üreticiler, tüketiciler, ekonomi, global ticaret, ikili ilişkiler ve bunlar gibi birçok parametrenin bir araya geldiğinde bağlayıcı unsur olan bir sektör. Dolayısıyla tümünü birlikte değerlendirdiğimizde sistem çok olumlu görünmemektedir. Sektörü bekleyen en büyük tehlike bölgesel gerginlik, global daralma ve pandemi sürecidir. Fırsat ise doğduğunda hazır olanlar için geçerli bir olgudur. Bu sebeple yakın gelecekte hazır olmak durumundayız. Limanlarımıza yabancıların ilgisi önemli boyutlardadır. Özellikle limanlarımız fonların ilgi odağıdır. Çünkü aynı fonlar üretici ve tüketici tarafında da söz sahibidirler. Dolayısıyla sistemi kontrol altında tutmaktadırlar” dedi.

                               

Üretime dayalı sistem olmalı

 

Limanlarımızı global rekabette öne çıkaracak gelecek stratejileri konusunda görüşlerini açıklayan Naiboğlu, “Ticaret ağımızın genişlemesi gerekmektedir, üretime dayalı bir sistem oluşturulmalı, ithalat ve ihracat dengelerini lehimize çevirecek hale gelinmeli beş, on, yirmi beş ve elli yıllık planlamalar yapılmalı ve tercih sebebi haline gelinmelidir. Liman tesislerimizde kaliteli ve ekonomik hizmet vermemiz farklı ülkeye gidecek bir yükü bizim limanlarımıza getirmez. Dolu gelen gemilerin çok daha fazlasını dolu olarak geri göndermeliyiz” ifadesini kullandı.

 

Naiboğlu, “Milli Emlak Genel Müdürlüğü, hasılat paylarının yüksekliği ve cirodan hesaplanması; ticarete başlarken sizin eksi rakamla başlamanızı tetikliyor. Liman tesis ve ekipmanlarında ÖTV’siz enerji kullanılamaması birim maliyetlerini yükseltiyor. Bürokrasinin ağır işlemesi basit bir karar ile yapılabilecek ticarete mani oluyor. Liman sahalarının konut sahası gibi değerlendirilmesi; Müşteri ve İdare kararı ile liman sahasında bekletilmesi gereken ürünlerin konulacağı kapalı alanlara yerel idarelerin karar vermesi, karar alınırken konut alanı gibi metrekare ve yükseklik sınırlamaları getirilmesine yönelik çözüm beklentilerimiz var” dedi.

 

Limanda verilen hizmetler:

-Dahili Ro-Ro,

-Genel Kargo,

-Dökme Yük,

-Yükleme - Boşaltma

-Barınma

-Ürün Depolama ve elleçleme

-Tartım

KAYNAK: 7DENİZ DERGİSİ 

Editör: Haber Merkezi