Filyos Limanı ve Vadi Projesi, bölgenin ülkemiz ticaretinin kuzeye açılan kapısı olabilmesi için oldukça önemli bir kapasite sunuyor. Filyos Limanı, sadece yörede ve yakın çevrede bulunan sanayicilerin ihtiyaçları için planlanmamış, ülkemizin lojistik üs olma yönündeki hedeflerine uygun olarak kuzey-güney koridorunun en önemli bileşeni olarak düşünülmektedir. Bu proje kapsamında yapılacak yatırımla liman içlerine kadar getirilmesi planlanan demir yolu ve kara yolu imkanlarıyla beraber deniz yolunun da etkin olarak kullanılması düşünülmektedir. Bölgede hava yolu ulaşımı imkanının da olması, bölgenin yakın gelecekte lojistik bir üs olarak kullanılabileceğini göstermektedir. İşte tüm bu taşıma modlarının bir arada kullanılabilmesiyle projenin etki alanı oldukça genişleyebilecektir.

 

Filyos Bölgesinin Etki Alanı

Kaynak: www.bakka.org

 

Bu olumlu temennilerin yerine gelmesi için ve böylece özellikle uluslararası yükleri ve gemileri limana çekebilmek için Filyos Limanı’nın Karadeniz’deki rakiplerini iyi analiz etmek gerekir. Filyos Limanı’nın en önemli rakipleri olarak Novorossiysk, Köstence ve Odessa limanları ön plana çıkmakta. 8,3 kilometre uzunluğundaki kıyı şeridine sahip Novorossiysk Limanı, su derinlikleri 8 metre ile 15,6 metre arasında değişiklik gösteren 89 adet rıhtımında yılda yaklaşık 142 milyon ton toplam yük, 900 bin TEU konteyner elleçlemektedir. 10’u kuru yük, 4’ü sıvı yük, 2’si araç, 8’i ağır ve büyük yük konusunda uzmanlaşmış toplam 24 rıhtıma sahip Köstence Limanı ise, su derinliği 7 metre ile 19 metre arasında değişen rıhtımlarında yılda yaklaşık 67 milyon ton toplam yük, 700 bin TEU konteyner elleçlemektedir. 9 kilometrelik kıyı şeridine sahip Odessa Limanı ise, su derinliği 8,8 metre ile 11,7 metre arasında değişen 54 adet rıhtımında yıllık 46 milyon ton elleçleme kapasitesi bulunmaktadır. Yıllık 25 milyon ton toplam yük ve 1,5 milyon TEU konteyner elleçleme kapasitesine sahip Filyos Limanı’nın 3 kilometrelik kıyı şeridinde 13 adet rıhtım bulunmaktadır. Bu rıhtımların derinlikleri ise 19 metre ile 14 metre arasında değişiklik göstermektedir. Görüldüğü üzere fiziksel kapasite olarak Karadeniz’deki direkt rakiplerimize karşı bir zafiyetimiz bulunmaktadır. Öte yandan, limanın özellikle konum olarak rakiplerine göre önemli avantajları bulunmaktadır. Liman, dünyanın en fazla gemi trafiğine sahip dar geçidi olan İstanbul Boğazı’na (Süveyş Kanalı’nın 3 katı, Panama Kanalı’nın 4 katı daha yoğun gemi trafiği) çok daha kısa bir mesafede yer almaktadır. Bu sayede limanın gemilerin uğrak yapması için yakıt ikmali, bakım-onarım gibi çeşitli hizmetler konusunda uzmanlaşması, limanı rakiplerine karşı ön plana çıkaracaktır. Uzun yıllardır Zonguldak’ta yer alan tersaneler bölgesi göz önünde bulundurulduğunda, bölgenin bakım-onarım konusunda teknik bilgiye ve tecrübeye sahip olduğu rahatlıkla söylenebilir. Ayrıca bölgede doğalgaz rezervlerinin tespit edilmesi, orta ve uzun vadede gemi yakıtı olarak kullanılabileceği düşünülen doğalgazın ikmali konusunda limanı ön plana çıkarmaktadır. Bu noktada özellikle Novorossiysk Limanı’nın sahip olduğu kapasiteyi göz ardı etmemek gerekir. Karadeniz’in en yüksek elleçleme miktarına sahip limanı olan Novorossiysk Limanı’nın en fazla elleçlediği yük türü olarak sıvı dökme yükler ön plana çıkmaktadır. Limanın hinterlandında 1500 km uzunluğunda ham petrol boru hattı kullanılmaktadır. Bu sayede Kazakistan ve Rusya rezervlerinin bu liman vasıtasıyla aktarıldığı görülmektedir. Buna karşılık, Filyos liman sahasında Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) yürüttüğü projeler desteklenmelidir. Ayrıca, Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı Projesi’nin kuzey ayağı olarak da düşünülebilecek Filyos Limanı’na entegre bir boru hattı kurulması, limana önemli bir rekabetçi avantaj kazandıracaktır.

 

Projeyi Destekleyen Diğer Projeler

Filyos Limanına demir yolu ve kara yolunun getirilmesi halinde yörenin ve limanın hinterlandı, Mersin’e ve Akdeniz’e kıyısı olan diğer illere rahatlıkla ulaşmaktadır. Bu amaçla, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğünce proje ve etüt çalışmaları gerçekleştirilmiş olup; limana 4,5 km uzunluğunda kara yolu, 12 km uzunluğunda demir yolunun getirilmesi amacıyla, Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğünce Dünya Bankası’ndan dış kredi sağlanmıştır. Nitekim, söz konusu çalışmaların yapılması Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğünün 2021 yılı yatırım programında yer almaktadır.

 

Mevcut Demir Yolu Hatları

 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından Karadeniz’de yürütülecek olan deniz sondaj çalışmalarında Filyos Limanı’nın kullanılması Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’ndan talep edilmiştir. Çalışmalar neticesinde, 245 metre uzunluğunda rıhtım ile 36 bin m2 alan TPAO’nun kullanımına hazır hale getirilmiştir. 17 Haziran 2020 tarihinden itibaren TPAO tarafından kullanıma başlanılan alanda yapılan çalışmalar ve Fatih Sondaj Gemisinin Karadeniz’de yürüttüğü faaliyetler neticesinde Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, 21 Ağustos 2020 tarihinde milletimize ilk doğalgaz keşfi müjdesini vermiştir. Hali hazırda lojistik ve üretim üssü olarak düşünülen Filyos bölgesinin artık enerji üssü olması yönünde de çalışmalar hızla yürütülmektedir.

 

TPAO’nun yörede faaliyetlerini arttırması, çeşitlendirmesi ve buna bağlı olarak sanayi ve teknolojinin yöreye gelmesi ile birlikte; özellikle hızlı bir şekilde yüklerin elleçlenmesine ihtiyaç duyulacağından, limanın art alanlarında da depoculuk ve antrepoculuk hizmetlerinin gelişmesi beklenmektedir. Bölgede doğacak bu ihtiyacı karşılamak için ‘Vadi Projesi’ kapsamında lojistik merkezlerin kurulması planlanmaktadır.

Limanlarda elleçlenen yük ve konteyner miktarı arttı Limanlarda elleçlenen yük ve konteyner miktarı arttı

 

Tüm ulaştırma modlarının sürekli olarak gelişmesi için Zonguldak İl Özel İdaresi ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda Zonguldak-Çaycuma Havaalanının pist uzatma ve genişletme çalışmaları gerçekleştirilmektedir.

 

Bölgede demir yolu bağlantısının yapılması ve aktif bir şekilde kullanılması ile birlikte; Türkiye’de intermodal lojistik çözümlerinin gelişimi sağlanacak, yurtiçi taşımacılıkta demir yolunun payı yüzde 4’lerden yüzde 10’lara çıkacaktır. Demir yolu taşımacılığında farklı işletici firmaların sektöre dahil olmaları sağlanarak sunulan hizmetler iyileştirilecek, mevcut demiryollarının sinyalizasyon, elektrifikasyon vb. revizyonları gerçekleştirilecektir.

 

Kuşak ve Yol Girişimine Entegrasyon

Kuşak ve Yol Girişimi, Çin tarafından 2010’lu yılların başında ilan edilmiş ve günümüze kadarki süreçte 60 farklı ülkeden birçok şirket ve hükümet projeye dahil olmuştur. Proje kapsamında özellikle Uzak Doğu-Avrupa hattında demir yolu ve kara yolu inşa çalışmaları hız kazanmış, aynı güzergâhta hali hazırda kullanılan deniz yolu rotası üzerinde uğrak noktaları belirlenmiştir. Projenin kuşak bölümü yani demir yolu ayağında yer alan Suzhou-Varşova, Zhengzhou-Hamburg, Chengdu-Lodz, Lianyungang/Chengdu-Istanbul demir yolu güzergâhları Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlamaktadır. Bu güzergahlardan ilk üçü kuzey koridoru içerisinde yer almaktadır ki bu koridor, özellikle son yıllarda oldukça etkin bir biçimde kullanılmaktadır. Ülkemizin de ortak olduğu orta koridorda ise özellikle son zamanlarda hareketlilik başlamış ve günden güne bu hareketlilik artarak devam etmektedir.

 

Ancak projenin yol bölümü kapsamında oluşturulan deniz yolu rotasında, Çin-Avrupa güzergâhında seyreden gemilerin Kuala Lumpur, Kolombo, Nairobi gibi uğraklarını tamamladıktan sonra Süveyş Kanalı’ndan geçerek Pire Limanında uğrak yapmaları beklenmektedir. İşte bu noktada proje kapsamında ülkemizin deniz yolu ayağında adeta by-pass edildiği görülmektedir. Planlandığı gibi ülkemizin kuzey-güney aksında limanlara entegre demir yollarının yapımı tamamlandığı takdirde, Asya-Avrupa hattında çok modlu taşımacılığı içeren alternatif bir rota sunulması sağlanabilir. Yine Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında gelişen demir yolu taşımacılığına dünyanın en büyük gemi operatörlerinin yatırım yaptığı görülmektedir. Bu durum, ileride uzun mesafe taşımalarda yalnızca deniz yolunu içeren rotalardansa, birden fazla taşıma modunun kullanılacağı rotaların yer alacağını göstermektedir. Bu sebeple demir yolu entegrasyonunun sağlanması limanın rekabetçiliğinin sürdürülebilirliği açısından da oldukça önemlidir.

 

Karadeniz’deki konteyner taşımacılığındaki rakamlar oldukça düşük olarak görülse de, özellikle son yıllarda Kuşak ve Yol Girişimi kapsamındaki yatırımlar neticesinde doğrusal bir artış eğilimi izlenmektedir. Öyle ki ülkemizdeki Samsun Limanı’nın konteyner elleçlemede 2020 yılında yaklaşık yüzde 67’lik bir artış yakaladığı göz ardı edilmemelidir. Bu sebeple bir tarafı konteyner terminali olarak planlanan Filyos Limanı’nın erişilebilirlik noktasındaki demir yolu entegrasyonu projelerinde ısrarcı olunması gerekir.

 

Sonuç

Filyos Limanı, özellikle Kuşak ve Yol Girişimi’nin etkisiyle Karadeniz’de oluşan yük potansiyelinden ülkemizin pay alabilmesi adına oldukça önemli bir yer tutuyor. Karadeniz’deki diğer limanların fiziki kapasiteleri göz önünde bulundurulduğunda, orta vadede ülkemizin kuzeyinde benzer projelere ihtiyacının olduğu da görülmektedir. Ayrıca, ülkemizin önemli sanayi ve ticaret merkezlerine yakınlığı sebebiyle liman, çok kısa bir sürede ülkemiz ticaretinin kuzeye açılan kapısı olarak görülecektir. Bu noktada sanayiye yönelik teşvikler ve Serbest Bölge yapılanması, tetikleyici ve hızlandırıcı bir güç olacaktır.

 

Ülkemizin kuzeyi ve güneyini birleştirecek demir yolu projeleri, ülkemizin Akdeniz’e açılan kapısı olan MIP, İskenderun Limanları ve Port Akdeniz gibi limanların Asya-Avrupa hattındaki uluslararası rotalara dahil edilmesi açısından oldukça hayatidir. Planlanan demir yolu entegrasyonuyla birlikte, kısa mesafe taşımalarda ülkemiz bölgede bir üs haline gelebilecektir. Ayrıca, bu sayede İstanbul Boğazı’ndaki trafiğin rahatlatılması, dolayısıyla deniz yolu taşımacılığı kaynaklı salınımların düşürülmesi başarılabilecektir.

Dr. Umur BUCAK - Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Denizcilik Fakültesi [email protected]

Editör: Haber Merkezi