Aysu Ro-Ro’nun sahibi aileden üçüncü kuşak ortaklarından Kemal Barbaros, büyümek açısından yatırım yapmayı düşündüklerini ancak şimdilik var olan ekonomik sıkıntılardan dolayı bu yatırımları ertelediklerini kaydetti. Kemal Barbaros, “Aileden gelen bir iş… Dededen babaya oradan bana geçen bir iş olduğu için zaten işin içerisinde yetiştik. Taşımacılık işini zaten var olan bir kosterimizle yapıyorduk. Şimdi iki tane gemimiz var. biri kuru yük gemisi olmakla beraber bir tane de Ro-Ro gemisine sahibiz. Bu gemiler her şeyi ile bize ve ortaklarımıza ait. Sadece kendi gemilerimizi işletiyoruz. İleriki zamanlarda imkan ve olanaklar sağlanırsa başka gemileri de işletmemize katmayı düşünüyoruz” şeklinde konuştu. Yaşadıkları bazı sıkıntılardan da söz eden Barbaros, “Gemilerin yaşları konusunda yaşadığımız sıkıntıları Ankara’da ki yetkililer ile çok konuştuk. Gemilerimizi yenilemek istediğimizi de belirttik ama önce bize yeterli bir alt yapı olanağı sunmalarını, iskele sorununun çözülmesi gerektiğini ilettik. Eğer öyle olursa zaten gemilerimizi yenileme ve yeni yatırımlar yapabilme olanağımız olur. Mesela, şimdi yanaştığımız iskelelerde yaşadığımız sıkıntılar bizim ileriye dönük yatırım yapmamıza engel oluyor. Sonuçta yanaştığımız iskeleler özel olduğu için kısa sözleşmelerle çalışmak zorunda kalıyoruz. Bu da bize büyük sıkıntılar yaşatıyor. Bize kiralanan bir iskele bir sene sonra başka birine kiralanabiliyor ve bu da bizim açıkta kalmamıza neden oluyor” ifadelerini kullandı. Karayoluna oranla denizyoluyla taşımanın avantajlarından söz eden Kaptan Barbaros,  “Ambarlı-Bandırma arası her gün seferimiz var. Bandırma karayoluyla 450 kilometre. Bu da taşıma işi yapacakların günde bir sefer yapma şansları olduğunu gösteriyor. Yol boyunca yaşadıkları sıkıntı yorgunluk, araçların yıpranması gibi sorunların yanında egzoz salınımını da azaltması yönünden çevre açısından da kirliliği engellediğimizi düşünüyoruz. Bundan dolayı bu yolu bizimle geçmelerinin faydalı olduğunu iddia ediyoruz. Sonuçta bizi kullanan şoförler hem 4 buçuk saat dinlenme ve yeme içme, banyo gibi ihtiyaçlarını karşılama şansları oluyor. Aynı zamanda kara yolunda yaşayacakları sıkıntı ve sorunların son bulması anlamına geliyor. Ayrıca ülkenin ekonomik anlamda kazanması anlamına da geliyor” dedi. İskele konusunda büyük sıkıntılar yaşadıklarını hatırlatan Barbaors, “İskele sorunumuz ortadan kalkarsa biz her şekilde yatırım yapabiliriz. Sonuçta gemilerimiz öğle saatlerinde kullanacağımız iskele olmamasından kaynaklı boş yatıyor. Onun için biz daha çok iskele sorunundan dolayı yatırım da yapamıyoruz. Şuan kullandığımız iskeleler bile kuru yük iskelesinin dökme gemi iskelelerinin yanında kurulan rampalardır. Yani bize ait iskele bile değiller. Zaten biz şimdilik devletten ekonomik olarak bir şey beklemiyoruz. Bize sadece alt yapı sorununu çözecek iskele yapılsa yani sadece bizim kullanabileceğimiz iskeleler yapılsa başka da bir şey beklemiyoruz. Hatta biz iskele için yer gösterin onu biz yapalım dedik” ifadelerini kullandı. Şuan Ambarlı bandırma hattında 3 tane rampa var ve bunların bir tanesi başka bir firmaya tahsis edildi ve kullanabileceğimiz rampa sayısı 2’ye düştü. Bandırma ayağında ise orası tek liman olduğu için ayrı bir sıkıntı, alternatifi yok zaten. Mecburen iki özel sektör arasında sıkışıp kalmış durumdayız. Değişen şartlar ya da zam olup olmaması hep onların elinde. biz sadece susup aldıkları kararlara uymak zorunda bırakılıyoruz” şeklinde konuştu. ÖTV’siz yakıt konusunda da görüşlerini belirten Barbaros, “ÖTV’siz yakıttan yararlanıyoruz ama zaten mecburen olması lazım. Çünkü bu fiyatlara araç taşınmasının başka imkanı yok. Sonuçta bizde bir iş yapıyoruz devlete kazandırıp halka hizmet sunarken bizimde yeni yatırımlar yapabilmemiz için kazanmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. Gemilerinde çalışan gemi adamları hakkında da bilgiler veren Kaptan Barbaros, “Gemi çalışanlarımızın hepsi eğitimlerini almış seçme personeldir. Zaten her gemide çalışan gemi adamları farklıdır. Mesela kuru yükte çalışan farklı tankerde çalışan farklı bizim gibi Ro-Ro’da çalışanlar da farklılık gösteriyor. Bizde çalışanlar 3 farklı eğitimden geçiyor. Aylık ve yıllık şeklinde periyodik olarak eğitimlerimiz var. Bu derslerde, yapılan yanlışlıkları düzeltici ve tecrübe kazandırıcı şekilde yapıyoruz. Eğitimlerimizi gemi içerisinde gerçekleştiriyoruz. Zaten bizde gemilerimizde gözlemliyoruz ve arada kontrollerimizi yapıyoruz. Bu eğitimlerin dışında iş güvenliğine tabi olduğumuz için iş güvenliği uzmanının eğitimini de alıyor çalışanlarımız” dedi. Kamu tarafına yaptıkları öneriden söz eden Barbaros, “Çözüm olarak devlete sunduğumuz projelerin yanında ya bizim kullanmamız için var olan iskelelerde yer gösterin ya a özelin elinde olan iskelelerde sözleşme şartlarının iyileştirilmesi ve sürelerinin uzatılması konusunda yardımcı olmasını bekliyoruz. Devlete, iskeleyi biz yapalım belli bir süre biz kullanalım sonrada devletin kullanımına bırakalım yani yap işlet devret modeli tarzında olsun. Bizim zaten asıl amacımız şartlar sağlanırsa devletimize ekonomik bir kazanç girdi sağlamak, halkımıza yeni istihdam açmak ve iskele yapılacak bölgede ki esnafa bir katma değer katmaktır. Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olmamız bizim denizlere hakim ve denizi daha fazla kullanmamız gerektiğine inanıyorum ama bir türlü tam anlamı ile denizleri kullanmayı başarmış değiliz” ifadesinde bulundu. Kemal Barbaros kimdir? 1985 yılında Marmara adasında doğdum ve 8 yaşından beri de denizlerle iç içeyim yani ailecek biz denizde yetişen ve ‘’suya girdin mi daha sudan çıkamazsın’’ felsefesini benimseyen bir aileden geliyorum. Dededen babaya oradan da bana geçen bir iş yapıyoruz. Çekirdekten yetişmeme rağmen yaptığımız işe tam hakim olabilmek için işin eğitimini de aldım. Yakın yol kaptanlığım var kendi kuru yük gemimizde kaptanlıkta yaptım. Gemide her türlü sorunu ve sıkıntıyı çözebilecek kadar gemilerde de çalıştım. Bu işin hem teorik hem de pratik anlamda iyi olabilmek için hala da mücadeleye ve öğrenmeye devam ediyorum. HAKAN KÖSEOĞLU - 7DENİZ
Editör: TE Bilisim