Meclis Başkanı Salih Zeki Çakır başkanlığındaki İMEAK Deniz Ticaret Odası Ekim Ayı Olağan Meclis Toplantısına katılan Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Selim Dursun, kürsü konuşmasında dile getirilen sorunlara ilişkin söylemlerde bulundu. Dursun, sözlerine Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan’ın selamlarını ileterek başladı ve dile getirilen tüm sıkıntıların hepsinin gündemlerinde olduğunun altını çizdi. Ancak bu sıkıntıların ne kadarını çözüme ulaştırabilecekleri noktasında ise tüm gayretlerini sarf ettiklerini söyledi.
Yabancı dil sınavındaki 70 puan alma şartına değinen Dursun, “YDS şartında 70’i mevcut kılavuz kaptanlarımızda kaldırdığımız yönetmelik değişikliğini Bakanımızın imzalarıyla Cumhurbaşkanımıza gönderdik” bilgisini paylaşarak sektöre müjdeli haberi verdi.
BIMCO’nun (Baltık ve Uluslararası Denizcilik Konseyi) Gelecek Dönem Başkanı seçilen Deniz Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Şadan Kaptanoğlu için de güzel dileklerde bulunan Selim Dursun, “İlk Türk, ilk kadın, kendisini tebrik etmemiz lazım. Başarılar diliyoruz. Ülkemizi en güzel şekilde temsil edeceğinize yürekten inanıyoruz” dedi.
“GEMİ ADAMLARI VE STAJLA İLGİLİ SIKINTILAR GÜNDEMİMİZDE”
Gemi adamlarıyla ilgili düzenlemeyi de Bakanın direkt talimatıyla yönetmelik değişikliğine gerek olmadan gerçekleştirebileceklerinin bilgisini paylaşan dursun, “Bunu birlikte oturur çalışırız” dedi. Staj konusunda halihazırda bir çalışma yaptıklarını söyleyen Bakan Yardımcısı Selim Dursun, YÖK’e bağlı fakültelerle bunun imkanını araştırdıklarını belirtti.
“DENİZLER VE OKYANUSLAR İNSANLIĞIN ORTAK MALI OLMA HÜVİYETİNİ KAYBEDECEK”
Denizin, sunduğu imkânlar dolayısıyla insanlar için ekonomik anlamda vazgeçilmez bir unsur olduğunu ifade eden Selim Dursun, “Gelişmiş denizci ülkeler de denizlerin ve denizciliğin ekonomik, hukuki, siyasi tüm kazınmalarını ve garantilerini yeterli görmemekte. Yani daha ileriye gitmeye çalışmaktalar. 350 deniz milinin ötesindeki deniz yatağının ve toprak altının da paylaşım mücadelesini sürdürmekteler. Bu mücadele neticesinde denizler ve okyanuslar belki de gerçekten sınırlandırılmış ulaştırma ve uçuş serbestisi dışında insanlığın ortak malı olma hüviyetini kaybedecek. Denizler, ekonomik zenginliklerinin bereketini, ufkun ötesini görebilen, faydalanmasını bilen ve işletebilen denizci milletlere ve devletlere sunacaktır. Yani biraz daha farklı düşünmemiz, ileriye bakış açımızı değiştirmemiz, ufkun ötesini gerçekten görmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
“DENİZLER VE OKYANUSLARIN 23 TRİLYON DOLARI BULAN BİR KATMA DEĞERİ VAR”
Selim Dursun, “Dünya yüklerinin hacim olarak yüzde 85’i, petrol ve türevlerinin de yüzde 97’si deniz yoluyla taşınmakta. Deniz yolu taşımacılığı diğer taşıma yollarına göre de çok daha uygun maliyetli olduğu da ortadadır. Dünya ticaret merkezlerinin de ağırlıklı hemen hemen tamamı deniz kıyılarında. BM üyesi 193 ülkeden 152’si denize kıyısı olan ülkelerdir. Nüfusunun da yüzde 75’i kıyılarda yaşıyor. Dünya Bankası ve IMF’in verilerine göre yılda sağlanan yurtiçi gayri safi milli hasılanın dünya toplamında 75 trilyon dolar olduğu söyleniyor, bugünkü seviyesiyle. Peki karasal alanların iki buçuk katı büyüklüğünde olan denizler ve okyanusların doğal kaynak ve sunduğu hizmetler açısından tüm dünyada da ne kadar bir paya sahipmiş? 23 trilyon doları bulan bir katma değeri var... Üretilen ham petrolün tüm dünyada yüzde 30’undan fazlası, doğalgazın yüzde 50’sinden fazlası denizlerde üretilmekte, oradan sağlanıyor” diyerek bu oranın da her geçen gün arttığına dikkat çekti.
“YÜZÜMÜZÜ TAMAMIYLA DENİZE DÖNMELİYİZ”
Yaşadığımız bu coğrafyanın denizci olmayan devletleri ve sırtını denize dönen milletleri affetmediğine vurgu yapan Dursun, “Türkiye’nin geleceğinin denizlerde ve denizcilikte olduğunu vurgulamak isterim. Dolayısıyla denizci kardeşlerim sizlere de çok iş düşüyor. Unutmayalım ki bizim ecdadımızın denize, denizciliğe verdiği önem ortadadır. Üzerinde yaşadığımız bu coğrafyanın denizci olmayan devletleri ve sırtını denize dönen milletleri affetmediğini biliyoruz. Yüzümüzü tamamıyla denize dönmeliyiz. Dünyanın güçlü denizci ülkelerinden biri olmalıyız. Denizin ulaştırma imkânlarından ne kadar istifade edebildiğinizin, denizlerin sunduğu besin kaynaklarından, ekonomik zenginliklerinden, bereketinden, deniz ticaretinden ne kadar faydalanabildiğinizin muhasebesini her zaman yapmamız gerektiği kanaatindeyim.
“BİZ TARTIŞMASIZ DENİZ ÜLKESİYİZ”
Bizim ülkemizin sınırlarının yüzde 70’i denizle çevrili, nüfusun yüzde 50’sinden fazlası denize kıyısı olan şehirlerimizde yaşamakta. Dolayısıyla biz tartışmasız bir deniz ülkesiyiz. Akdeniz havzasının deniz ticareti pastasından aldığı pay yüzde 25’in üzerinde. Peki Türkiye’miz bu pastadan gerektiği gibi istifade edebiliyor mu? İşte burada kocaman bir soru işareti mevcut. Bu soru işaretine de kafa yorup çalışacağız.
“İDARİ OLARAK GAYRETİMİZ BAYRAĞIMIZIN TİCARİ İTİBARINI KORUMAKTIR”
Ticari gemilerimizin teknik idari performanslarına göre sınıflandırmasının yapıldığı Paris MoU’da 2003 tarihinde kara listenin sondan ikinci sırasındaydık. Sonra gri hayaldi gerçek oldu, şimdi ise beyaz listedeyiz. Demek ki ülkemiz ve siz denizcilik sektör mensupları bir şeyler yaptınız ki bu başarıyı sağladık. İyi gidiyoruz ve beyaz listeden düşmemeye de gayret edeceğiz. Hep beraber o şartları yerine getirerek. İdari olarak da hedefimiz ve gayretimiz beyaz listedeki yerimizi ve bayrağımızın da ticari itibarını korumaktır” açıklamasına yer verdi.
“TAŞIMA KAPASİTESİNDE DÜNYA SIRALAMASINDA 2017-2018’DE 15. SIRADAYIZ”
Dursun, ayrıca Türk ve yabancı bayraktaki filomuzdan bahsedildiğini de hatırlatarak, “Toplam filomuz nedir diye şöyle bir baktığımızda 2003 yılında dünya sıralamasında taşıma kapasitesi olarak 17. sıradaymışız. 2017-2018’de 15. sıradayız. Ama aradaki yıllarda 2012-2016’larda 13-14. sıralara da düştüğümüz olmuş. Demek ki sıramızı bu seviyeye düşürmek için gayret etmeliyiz. Kendimizi de bazı yönlere bakarak iyi motive etmemiz lazım ve buna göre bir duruş sergilememiz gerektiğinin altını çizerek ifade etmeliyim” dedi.
