Türkiye dahil 24 ülkede servisleri devam eden Arkas Line’ın Üst Düzey Yöneticisi (CEO) Can Atalay, Kovid-19’un tüketim alışkanlıklarını temel gıda ürünlerinin lehine değiştirdiğini belirterek, “Sağlığa yönelik kaygıların artması, evlerde daha uzun vakit geçirme, tüketicilerin kalabalık ortamlardan uzak durmak istemesi özellikle temel gıda ve kişisel temizlik-bakım ürünlerinin tüketiminde ve dolayısıyla taşımalarında artışa neden oldu. Bu ürünlere ait taşımalarımız geçen senenin ilk 6 ayına kıyasla yüzde 9 arttı.  Acil tüketim ihtiyacı duyulmayan tüm ürünlerde az veya çok yük düşüşü yaşadık. Ancak Haziran ayı itibariyle tüm sektörlerde toparlanma başladı ve bu süreç devam ediyor” sözleriyle dünyada yaşanan tedarik zincirindeki değişimlere dikkat çekti.

 

Dünya ekonomisinin içinden geçtiği bu pandemi döneminde şirket olarak yürüttükleri projeler ve operasyonlardan bahseden Can Atalay sorularımızı yanıtladı.

Tüm dünyayı etkileyen pandemi, firmanızın işlerini nasıl etkiledi? Bu durum için aldığınız önlemlerden bahseder misiniz?

 

Etkisi tüm dünyada hissedilen pandemi döneminde ticarette genel bir düşüş yaşandı. Denizcilik sektörünün performansı dünya ticaretindeki gelişmelerle birebir bağlantılıdır. Arkas Line olarak faaliyet gösterdiğimiz tüm ülkelerde o ülkenin şartlarına uygun şekilde gemi seferlerimize devam ettik, tedarik zincirini aksatmadık. Hiç bir hattımızı durdurmadık. Sadece, yüklerdeki azalmaya bağlı olarak sefer sıklıklarını düzenledik.

 

Korona virüsü tüketim alışkanlıklarını temel gıda ürünlerinin lehine değiştirdi. Sağlığa yönelik kaygıların artması, evlerde daha uzun vakit geçirme ve yemek pişirme, tüketicilerin kalabalık ortamlardan uzak durmak istemesi özellikle temel gıda ürünlerinin ve kişisel temizlik ve bakım ürünlerinin tüketiminde ve dolayısıyla taşımalarında artışa neden oldu. Bu ürünlere ait taşımalarımız geçen senenin ilk 6 ayına kıyasla yüzde 9 arttı.  Acil tüketim ihtiyacı duyulmayan tüm ürünlerde az veya çok yük düşüşü yaşadık. Ancak Haziran ayı itibariyle tüm sektörlerde toparlanma başladı ve bu süreç devam ediyor.

 

Arkas’ın Türk denizciliğindeki öncü rolünü düşündüğümüzde attığınız adımlar dikkatle takip ediliyor. Deniz taşımacılığında önümüzdeki birkaç yıl içinde nasıl bir yol izleneceğini ve Türkiye’nin dünya deniz ticaretindeki rolünü nasıl değerlendirirsiniz?

 

Dünyada tedarik zinciri tekrar dizayn ediliyor. COVID-19 sebebiyle ortaya çıkan pandemi koşullarında, küresel ticarette çok büyük paya sahip olan Çin’in yerine yeni kaynaklar arayan ülke ve firmaların alternatif arayışlarında Türkiye’yi mutlaka değerlendireceklerini düşünüyorum. Ülkemizin coğrafi konumu bizlere büyük fırsatlar sunuyor. Deniz aşırı ticaretin bir kısmının zamanla daha kısa mesafeler arasında yapılması çok muhtemel. Bu gerçekleştiğinde daha fazla kısa mesafe taşıma yapan (short-sea shipping) bizim gibi firmaların sayısında ve yükleme adetlerinde artış olmasını bekliyorum.

 

Çin’in başlattığı ‘’Bir Kuşak Bir Yol’’ projesinde ‘’Orta Koridor’’da bulunan Türkiye, gerek limanları gerekse de düzenli konteyner servisi veren armatörlük şirketleriyle ilerleyen yıllarda dünya ticaretinden daha fazla pay alması mümkün. Ancak fiziki ve hukuki alt yapımızı biran evvel rakibimiz olan ülkelerin standartlarına çıkarmamız gerekiyor.

IMO’nun bu yılın başında yürürlüğe koyduğu yeni yakıt sistemi için nasıl bir çalışma yapıyorsunuz? Gemilerinizde scrubber kullanacak mısınız yoksa alternatif yakıtlarla devam mı edeceksiniz?

 

Bu konuda yaptığımız değerlendirmeler sonucunda, scrubber taktırmak yerine düşük sülfürlü yakıt kullanmaya karar verdik. Bizim beklentimiz, ilk sene her iki yakıt arasındaki farkın yüksek olacağı ama zamanla farkın kapanacağı yönündeydi. Yılın ilk ayları beklediğimiz şekilde geçti ancak pandemi ile birlikte düşen petrol fiyatları aranın daha hızlı kapanmasını sağladı. Yaşananlar şimdilik bizim lehimize, ne kadar sürer bilmiyoruz. Diğer yandan dünya değişik bir dönemden geçiyor. Bunun ekonomik sancılarını yaşıyoruz. Bu belirsizlik ortamının petrol fiyatlarına etkisini tahmin etmek çok zor. Değişen koşullara göre gerekirse kararımızı tekrar gözden geçirebiliriz.

Biz, CCWG’nin  (Clean Cargo Working Group) Türkiye’deki ilk üyesiyiz. Bu kapsamda mevcut operasyonlarımızı tekrar değerlendirerek, yakıt tüketimi ve buna bağlı olarak karbon ve kükürt emisyonlarını azaltmak için yeni projeler geliştirdik. 2013’te yürürlüğe giren Enerji Verimliliği Yönetmeliği de filomuz için  “Gemi Enerji Verimliliği Yönetim Planı” oluşturulmasına kaynak oldu. Küresel tedarik zincirleri için dünyanın en güvenilir iş sürdürülebilirlik derecelendirme kuruluşu olan EcoVadis’in de 2017 senesinden beri aktif üyesiyiz. “Çevre, Çalışan hakları, Etik ve Sürdürülebilirlik” olmak üzere dört ana başlıktan ve bunların altında 21 kriterden oluşan CSR (Kurumsal Sosyal Sorumluluk) değerlendirmesinde de geçtiğimiz yıl gümüş madalya aldık.  

Arkas Line olarak düşük kükürtlü yakıttan hız optimizasyonuna, yakıt tasarruflu gemilere geçilmesinden uygun rota seçimine kadar tüm süreçlerde yaptığımız değişimlerle karbondioksit emisyonlarında 2020 sonunda yüzde 25 düşüş hedefliyoruz.

Dünyanın içinden geçtiği bu zor dönemde yılı nasıl tamamlamayı planlıyorsunuz?

 

2020 yılına düşük sülfürlü yakıta geçişin yaratacağı ek maliyetler ve bu yakıta fiziki olarak ulaşabilme endişeleriyle girdik. Şu an ise bambaşka şeyler konuşuyoruz. Bu belirsizlik ortamında odağımızı, arz-talep dengesini kurmak ve değişen pazar koşullarına en hızlı şekilde uyum göstermek olarak belirledik. Değişik tonajlardaki gemi filomuz bu konuda elimizi güçlendiriyor. Yılın ilk yarısını beklediğimizden daha iyi tamamladık.

Evden çalıştığımız dönemde hangi alanlarda uzaktan çalışılabileceğini ve hangi operasyonların online olarak yapılabileceğini test ettik. Devam eden dijitalleşme yatırımlarımızı bu gözle tekrar elden geçirip hızlandırdık.  

Kaynak: 7DENİZ DERGİSİ TEMMUZ-AĞUSTOS 2020 SAYISI

İsrail'e denizyoluyla taşımalarda yüzde 30'luk düşüş İsrail'e denizyoluyla taşımalarda yüzde 30'luk düşüş

Editör: Haber Merkezi